Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02.08.2015, 19:38   #1 (permalink)
Toprak

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Wink Aşk, evlilik ve ayışığı

Aşk, evlilik ve ayışığı

Evlilik veya uzun süreli ilişki aşkı yok eder mi? Peki evlilik ve uzun süreli ilişki, ona duyduğun hayranlığı, sevgiyi, onunla beraber olmaktan alınan zevki yok eder mi?
Bütün aşklar ilk görüşte başlar. İlk bakışmanın üzerinden bazen dakikalar, bazen aylar ya da yıllar geçmişken, birden o kişiyi bambaşka bir ışığın altında gerçekten "görürsün". Ve sonra bir süre başka hiçbir şeye bakmak istemezsin. Yaşayan bilir, onun dışında her şey soluklaşır, düşüncelerini ondan alamazsın. Sanki yaz gecelerinde en sıradan yeri bile güzelleştiren yumuşacık, gizemli ay ışığından bir spot yapmışlar ve "o" 'nun üzerine çevirmişler gibi.
Onu senin için bu kadar çekici kılan, bazen benzerliklerdir, bazen farklılıklar. Bir gün sohbet etmeye başlarsınız, kendini ve zamanın akışını unutursun. Sanki bunca zamandır ayrı yollardan geçerek aslında sadece birbirinize yürümüşsünüzdür. Aynı film sahnelerini, aynı roman kahramanlarını sevmiş, aynı manzaralarda iç geçirmiş olmanız sana olağanüstü gelir. Bir yandan da senden farklı tarafları içini gıcıklar. Hiç bulunmadığın yerlere gitmiş olması, senin hep yapmak istediğin şeyleri yapmış olması, beklemediğin yerlerde seni şaşırtacak tepkiler vermesi çarpar seni.
Hem tanıdık hem de çok farklı biriyle tanışmanın verdiği heyecan, onun da seninle beraber olmak istediğini gördüğünde mutluluğa dönüşür. Yine de, ona tamamen sahip değilsindir ve her an, hayatına sensiz veya başka biriyle devam edebileceğini bilirsin. Denkleme onu kaybetme olasılığı eklendiğinde, yaşadığınız her kavuşma alabildiğine coşkulu, her uzaklaşma dünyanın sonu gibi yaşanır. Elinden kaçabileceğinden korktuğun birisiyle yaşadığın her dakika değerli ve tutku doludur.
Bu ilk dönemde aşkı besleyen ikilemler işte bunlardır: Bize benzer yanları olan ama bir yandan da çok farklı birisine sahip olmanın verdiği tatmin, onun her an elimizden gidebileceğini bilmenin yarattığı korku ve yeni keşfettiğimiz özelliklerine duyduğumuz merak.
Eğer bu başlangıçtan sonra ilişki evliliğe veya uzun süreli bir ilişkiye dönüşürse, işler değişir. Birisine sahip olduğundan emin olduğunda, çoğu zaman, tutkunun ölüm fermanı sayılabilecek şeyler yapmaya başlarsın. Sürekli onunla, sadece onunla zaman geçirsin. Diğer arkadaşlarınla ilişkilerini keser, onun da kesmesini istersin. Başka kimseyle sevgili olmak istemediğini ve istemeyeceğini resmen ilan edersin. Aynı eve taşınır, artık birbirinizin dizi çıkmış gri eşofmanlarını, horlama seslerini, karamsar ve huysuz ruh hallerini de bilirsiniz. Kendine daha az yatırım yapar, seni mutlu eden, sevgiline de çekici gelen hobilerinden, ilginçliklerinden vaz geçersin.
Aşık olduğun kişiyi artık hiç bir soru işaretine yer bırakmayan çiğ bir floresan lambanın ışığında görmeye başlarsın sanki. Seni etkileyen yeni özelliklerin hepsi eskimiştir. Aşırı sahiplenmelerle, aşırı fedakarlıklarla, kaybetme korkusunun yarattığı tutkuyu da yok edersin. Bu, "çok tanıdık olma durumu" sıkıcı gelmeye başlar bir süre sonra.
Evlilik veya uzun süreli ilişki aşkı yok eder mi? Eğer en baştaki o sürekli karşı kişiyi düşündüğümüz, takıntılı, stresli durumu kast ediyorsak , yok eder. Zaten o kalp çarpıntısıyla senelerce yaşamak akıl ve beden sağlığı açısından pek mümkün değildir. Evlilik ve uzun süreli ilişki, ona duyduğun hayranlığı, sevgiyi, onunla beraber olmaktan alınan zevki yok eder mi? Doğru kişiyi seçmiş ve ona ve kendine doğru şekilde davranmışsan yok etmeyebilir.
Aşkın şafağında çekiciliği yaratan ve zamanla kaybedilen şeyleri düşünürsek, izlenecek yol aşağı yukarı bellidir. Başlangıçta seni etkileyenler yenilik, farklılıklar, kaybetme korkusu değil miydi? Yenilik duygusunu geri getirmek mümkün olmayabilir, ama farklılıklar ve kaybetme korkusu, ilişki eski de olsa korunabilir. Bunun için, öncelikle, onun her şeyi olma, onun içinde eriyip gitme, tüm dünyanı onun çevresine kurmak isteğine gem vurmak gerekir. Her an sana arkadaşlık edecek, seni koruyacak, seni maddi yönden destekleyecek bir kişinin verdiği rehavete kapılmadan, gerektiğinde tek başına da hayatta kalabilmeni sağlayacak bir iş ya da uğraşa, destek olacak dostlara sahip olmaya çalışmak gerekir. Onunla olmayı çok sevsen de, sana ve ilişkinize yeni bir soluk, bir bakış açısı sağlayacak başka kaynaklardan beslenmeye devam etmek gerekir. Bu şekilde çılgın aşk durulsa bile geride güçlü, sakin bir sevgi kalır.
Bütün aşklar, ilk görüşte başlar. İlk günlerdeki güçlü ve büyülü ışık ortadan kalktığında, sevgilimizle birbirimizi tüm ayrıntılarıyla gördüğümüze kanaat getirir, artık ona bakmamaya başlarız. Oysa olmamız gereken kişi olmak, yenilenmek, ona da kendisi olması için bir nefes alanı sağlamak için çaba harcarsak hayranlık, eğlence ve mutluluk, farklı şekillerde ilişkimizin bir parçası olmaya devam eder.
Aşkın ilk haftalarında, zihnimizin sevdiğimiz kişinin üzerine düşürdüğü spot ışıklarının gizemi ,yıllar içinde kendini floresan çiğliğine bırakmak zorunda değildir. Uzun süreli , doyurucu bir ilişkinin güvenliği de yumuşak, dostane bir abajur ışığı gibi, gizemi de bir ölçüye kadar koruyarak, sevgilimize seneler sonra sıkılmadan bakmak ve görmek istememiz için yeterli aydınlığı sağlayabilir.



DEFNE
ERASLAN

__________________
Toprak isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla