17.10.2015, 01:16
|
#1 (permalink)
|
| Ne mutlu eğri zamanda,
Doğru yerde durabilene.
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|  Anne sütü
Anne sütü
Duyunca inanmak istenmeyecek bir hikaye.Dünyanın ve insanların nasıl değiştiğini göstermek adına ibret verici bir öykü.Bir öğretmenin,bir annenin dramı.
Emekli bir öğretmen,şimdilerde bir bakımevinde yaşıyor.
Yürümekte zorlanıyor.
Ve kendisine bakacak kimsesi yok.
Aslında bir kızı var,anne sütüne ihanet eden.
Ve belinden sakatlanmasına sebep olduğu annesini inkar eden.
Emekli öğretmen yıllar önce eşiyle ayrılmış.Eşi Amerika'ya yerleşmiş,kendisi tek başına kızını büyütmüş.Sonrasında kızı babasıyla ilişkisini güçlendirmiş ve anne saygısını rafa kaldırmış.
Bundan birkaç yıl önce anne kız bir tatil mevsiminde bir araya geliyor.
Bir karavanda 3 günlük özlem tatili.
Aralarında tartışma çıkıyor.
26 yaşındaki kızı,öğretmen anneyi itiyor.
Anne düşerken belini karavanın köşesine çarpıyor.
O günden beri iki büklüm.
Tartışma sonunda kız,annesine şunları söylüyor. "Bana ne kadar süt emzirdiysen,litresini hesapla,sana borcumu ödeyeyim."
Anneler dibinde daima af bulunan bir uçurumdur ama böylesine çirkin bir "ödeşme biçiminin" insanlık katında affı yok.
Canından can kopuyor annenin.
Emekleri,duyguları o uçurumdan aşağı düşüyor.
Kızı sevgisiz gözlerle bakarken,kalbindeki yara,belindeki yaradan büyük.
Hayatın yorgun karıncası anne,şimdi bakımevinde yaşıyor.
Kız Amerika ile Türkiye arasındaki köprüde,sükseli gözlükler kullanıyor.İstediği renkte bakıyor dünyaya.Annesinden çaldığı hayatı da zimmetine geçirmiş,umarsızca yaşıyor.Ama nereye kadar? Onu bilmiyor.
Anne,"Bir daha doğuracak olsam,yine doğururdum" diyor. "Yine emzirirdim."
Annenin acısı hiç yaşlanmasa da sevgisi bir kenarda duruyor.
Anne şunu iyi biliyor ki kızının iki yakası biraraya gelmeyecek.
Anne sütünü inkar eden bütün evlatlar gibi.
|
 |  |