Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02.11.2015, 15:48   #1 (permalink)
ikRa
Bu Ne Özgüven?

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
gul Hiç düşündün mü; bir tırtıl kozasından çıkmak istemezse ne olur?

Hiç düşündün mü; bir tırtıl kozasından çıkmak istemezse ne olur?

Uyandın; önünde bir kapı. Gidenler var ve gidemeyenler. Şimdi bir karar vakti; kalmalı mısın? Peki ya kalmak, gidemeyenin hapsi mi? Hayır, hiç sanmıyorum. Kalmak, kendini adamış olanın işi; ne benim, ne de senin. Biz gitmeliyiz çocuk. Tutkularımız içinde savrukça kaybolmak için. Bir daha asla “biz” olamayacak kadar çok sevmek için.

İşte, şimdi dışarıdasın. Karşında izler ve hiç çıkılmamış yollar var. Kanacak mısın izlere? Hayır, bunu yapmamalısın. Bir başkasının izinden gidersen, asla kendine ait bir iz bırakamazsın çünkü. Sen hep yaşamalısın, arkanda bıraktıklarınla.

Ellerin boş, ama kalbin umut dolu olduğunda bilmediğin bir yol tek hazinendir. Yoldasın şimdi; iki yerin arasında değil, sonsuzluğun kalbinde duruyorsun; soluksuz ve dolambaçlı. Bitmez görünüyor, belki de bitmesini istemediğin için.

Gidiyorsun. Bazen önündeki sis yolunu kaybettiriyor. Böyle olduğunda içindeki sise tutun. Sakın şüpheye düşme; burası hayatı kaybedenlerin değil, hayali kazananların yeri. Kalbinde sınırları olan biri bu mesafeleri aşamaz.

Bazen birlikte yürüdüklerin olur. Bazen biter. Çünkü sen ayrımları seviyorsun. Bıraktıkların belki artık yanında değil; ama yol asla unutturmaz çocuk. Unuttuğunu sandığında, en fazla uyuşmuşsundur. Belki hayatında yoktur, ama bu kalbinde olmadığı anlamına gelmez. Sen sadece yokluğuna alışmışsındır.

Ve şimdi, ben de gidiyorum. Hayır, ben senin aksine, yürümüyorum. Duraksız ve çıkmaz sokaklarla dolu bir yolda, kendimi geride bırakıp, hatıralarıma tutunmuş, gidiyorum.

Rüzgâr, al beni.

__________________



Konu ikRa tarafından (02.11.2015 Saat 15:54 ) değiştirilmiştir.
ikRa isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla