Kadının Antidepresanı - Erkek




Evlilik ilişkilerinde yaşanan sıkıntıların çoğu, eşlerin birbirini anlamamasından kaynaklanan konulara dayanır.
Gün içinde yaşadığınız sorunları tek tek masaya yatırsanız, alfabetik sırayla kaydetseniz, ajandalara not alsanız göreceksiniz ki; konu başlığı ne kadar artarsa artsın, hepsi "birbirini anlamama" ve "karşılıklı niyet okuma" üst başlığında toplanabilecek nitelikte anlaşmazlıklardır.
Evlilik ilişkilerine göz attığımda çoğu ailede kadının mutsuz olduğunu görüyorum.
Kadın mutsuzluğunun altında türlü türlü nedenler var elbet. Kişilik gelişiminin tamamlanmamış olması, problem çözme yeteneklerinin gelişmemesi, olaylara bakış açısının hep negatif yatırımla oluşturulması, alınganlık, mükemmeliyetçilik, başkalarıyla kendisi arasında yaptığı gereksiz kıyaslar, haksızlığa uğradığı düşüncelerinin çok olması, herkes tarafından kullanıldığının düşünülmesi vb gibi.
Diyeceksiniz ki; "Bu kadınlar ne çok şeyi sorun ediyor böyle!"
Sorun ettiklerinden mi, yoksa o şekilde yaşamaya alıştıklarından mı tartışmasına girmeyeceğim. Zira yazımın konusu ivmeyi şaşırsın istemiyorum. Sebep ne olursa olsun yoğun sayıda mutsuz kadının olduğunu biliyorum. Tükenmişlik sendromu ve umutsuzluk duyguları ağır basan sayısız kadın var ülkemizde farkındasınız değil mi?
Elimizden geldiğince mutlu kadın çalışmaları yapıp, gelecek neslimizi yetiştiren annelerin daha pozitif ve sağlıklı bakış açısıyla olayları değerlendirme yeteneğine sahip insanlar haline getirilmesini sağlamalıyız. Bunu kendi adıma bireysel terapilerde, seminer ve eğitim çalışmalarımla yapıyorum zaten.
Yazımın konusuna gelecek olursam... siz ne yapacaksınız? Yani siz sevgili kocalar!
Yazıyı okuyan beyler! Belki size ilginç gelebilir; ama bir kadın için en iyi antidepresanın kendi kocası olduğunu biliyor musunuz?
Kadın mutsuzsa, mutlak evinde bir huzursuzluk vardır.
Kadın mutsuzsa, evinde kendisini anlamayan bir koca vardır.
Kadın mutsuzsa, yeterince takdir görmüyordur.
Kadın mutsuzsa, kocasıyla arasında sevgi, saygı, karşılıklı güven ve birlikte keyifli zaman geçirme eylemleri yaşayamıyordur.
Akşama kadar evi temizle, yemeği yap, çamaşır yıka, ütü, çocukların okulu... veya yeni moda kadın davranışı halleri. Yani gece yatmaz, gündüz kalkmaz, bilgisayar başında gereksiz zaman kaybı yaşar, bilgisayar oyunları oynar, etrafla saatlerce telefonla konuşur...
Yazdıklarım ve benim yazmayı unuttuğum sizin aklınıza gelenler. Bunların çoğunun altında yolunda gitmeyen evlilik ilişkisi yatar aslında.
Erkek, kadınına yeterince zaman ayırmıyordur. Onu dinlemiyordur. Kadın, kocasının kadını olma rolünü bırakalı çok olmuştur. Evde işleyen tek rol evin hizmetçiliği rolü haline gelmiştir. Bu şartlar altında kadının gülmesi, mutlu hissetmesi mümkün değil ki.
Takdir görmek, teşekkür edilmek, kocasıyla iyi hissedeceği faaliyetler yapmak kadınlar üzerinde antidepresan etkisi yapıyor.
Evlilik ve çift terapileri yaparken danışanlarımla konuşuyorum. Kadın danışanlarımın mutsuzluk, depresif haller ve umutsuz bakış açılarını düzeltmek için uğraşıyorum.
Kocalar soruyor; "Mehtap Hanım, kaç seans sürer?"
Diyorum ki; "Eşinizin bu ruh halinden kurtulması için en az 8-12 seans çalışmamız gerekir. Ancak siz bana yardım ederseniz, aile içi yaşam alışkanlıklarınızı yönlendirmelerim neticesinde değiştirirseniz, eşinizin elini tutarsanız, onu birlikte yürüyeceğiniz hayat yolculuğunuzun vazgeçilmez yol arkadaşı rolüne oturtursanız 5-6 seansta bile toparlanır."
Ne demek istiyorum ben?
Sevgiler...
Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)