Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10.07.2013, 13:17   #24 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Psikolojisi ve Detaylı Açıklamalar

Çocuğa karşı şiddet ve çocuk ihmali nedir?

Çocukların bedensel zihinsel ya da ruhsal sağlıklarına zarar veren gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlara maruz bırakılmalarıdır. Bu tutum ve davranışlar çocuğu 3 biçimde örseleyebilir:

1-Fiziksel:çocuğun kaza dışı olan yaralanmasıdır. Bu yaralanma dövülme yanma ısırılma vb. gibi yollarla gelişebilir.

2-Cinsel çocuğun rızası olsun ya da olmasın ırzına geçilmesi cinsel organlarının ellenmesi müstehcen sözlere maruz bırakılması yetişkinin cinsel organlarını okşamaya yöneltilmesi veya zorlanması *****grafide ya da fuhuşta kullanılması çocuğa *****grafik materyal izletilmesi teşhircilik gibi davranışlara maruz bırakılmasıdır.

3-Duygusal: Reddetme yalnız bırakma aşırı koruma aşırı hoşgörü baskı sevgiden ve uyarandan yoksun bırakmasürekli eleştiri aşağılama tehditsuçlama yok sayma çocuğun yaşına ve özelliklerine uygun olmayan beklentiler içinde olma çocuğu aile içi uyuşmazlıklarda taraf tutmaya zorlama aile içi şiddete tanık etme vb. gibi davranışlardır.

Çocuk ihmali çocuğu yeterli beslenmesi sağlık kontrollerinin yaptırılması hastalandığı zaman doktora götürülmesiuygun ve temiz giydirilmesi gibi temel gereksinimlerinin karşılanmamasıdır.

Çocuğa karşı şiddetin sonuçları nelerdir?
Şiddetle karşılaşan çocukta çeşitli sakatlıklar ortaya çıkabilir. Kırıklar beyin kanamaları iç organ yaralanmaları sonucu ortopedik sakatlıklar felçler havalezeka özürü çeşitli organ yetersizlikleri gelişebilir. Bu hasarların çok ağır olması durumunda ölüm ortaya çıkar.

Yaşamı kurtulanlarda ise depresyon kaygı bozukluğu sosyal uyumsuzluk vb. gibi ruhsal sorunlar gelişebilir. Bu kişilerde uyuşturucu bağımlılığı suça ve fuhuşa yatkınlıkta artış olduğu gösterilmiştir. Zekâ özürü ya da ruhsal örselenme sonucu bu çocuklarda genellikle okul başarısı düşüktür. Dayak çocuğun bilişsel gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Fiziksel cezalandırmayla terbiye edildiği düşünülen çocuklar kaba gücün sorunları çözmek için etkin bir yöntem olduğuna inanarak büyürler ve erişkin yaşlarda kendileri de başka çocukları istismar eden erişkinlere dönüşebilirler böylece istismar olayları kuşaktan kuşağa sürüp gider.

Şiddet uygulayanlar kimlerdir?Hangi durumlarda risk artar?
Çocuğa şiddet uygulayan kişiler çoğu kez tanıdığı evi okulu işyeri gibi yakın çevresinde bulunan erişkinlerdir. Aile içi şiddet çocuğa anne babası ya da evdeki diğer büyükler tarafından okulda şiddet ise öğretmenler görevliler ya da diğer öğrenciler tarafından uygulanmaktadır. Anne baba yaşının çok genç olması işsizlik ekonomik sıkıntılar aile içi geçimsizlik alkol ya da uyuşturucu kullanımı çok çocuklu aile ana babada ruhsal bozukluk gibi etmenler aile içinde çocuğun şiddete maruz kalmasını artırırken okulda da öğretmenin kişilik bozukluğu kalabalık sınıflar sosyal baskılardisiplin yöntemi olarak dayağın kabul görmesi gibi nedenler şiddete yol açmaktadır.

Bunlara ek olarak zihinsel ya da bedensel özürlü hiperaktif ya da uyum güçlüğü çeken çocuklar şiddete daha sık maruz kalmaktadırlar.

Eğitim Kurumlarında Şiddet:
Çocuklar kreşler yuvalar bakım evleri ve okullar gibi eğitim kurumlarında şiddete uğrayabilirler. Bu şiddet diğer yerlerdekilerine benzer olarak duygusalfiziksel ya da cinsel istismar biçiminde olabilir. Duygusal istismarın sıklığı konusunda kesin veri bulunmamaktadır fiziksel ya da cinsel istismarda olduğu gibi nesnel bulguların olmayışı tanıyı güçleştirmektedir.

Fiziksel istismar okullarda cezalandırma yöntemi olarak sıklıkla kullanılmaktadır . Fiziksel istismar tanımın içine dayağa ek olarak sarsma çimdikleme kulak çekme iğne batırma rahatsızlık verecek pozisyonda uzun süre durmaya zorlama ceza olarak aşırı egzersiz yaptırma vb. davranışlar da girmektedir . Fiziksel istismara erkek çocuklar daha fazla maruz kalmaktadırlar. Erkek öğretmenlerin de fiziksel cezalandırmaya daha sık başvurduğu görülmektedir. Bugeleneksel kültürde babanın evdeki otoriter tutumunun okula taşınması olarak yorumlanabilir.

Toplumdaki yaygın kanının aksine araştırmalar eğitimde fiziksel cezanın başarılı olmadığını; övgü ödüllendirme gibi olumlu güdülemelerin daha etkili olduğunu göstermektedir. Fiziksel ceza öğrencinin okuldan korkmasına özgüvenini yitirmesine neden olurken davranışı daha kötüleştirmekte saldırgan ve yıkıcı tutumları artırmaksa sınıf düzenini bozma eşyalara zarar verme öğretmenlere karşılık verme yalan söyleme gibi olumsuz davranışları artırmaktadır. İstenmeyen davranışı değiştirme konusunda fiziksel cezanın etkisi geçicidir. Bir süre sonra yinelenen olumsuz davranışta sonuç alabilmek için giderek cezanın şiddetinin artırılması gerekir.

Bütün bunlara karşın yapılan çalışmalar çocuğa karşı şiddetin engellenmesinde yasa ve yönetmeliklerin yetmediğiniönemli olanın toplumun bu konudaki düşünce ve tutumları olduğunu göstermiştir .

Ülkemizde okullarda uygulanan fiziksel cezanın boyutları kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan az sayıda çalışmada okullardaki çocukların % 50-75’inin değişen derecelerde fiziksel cezaya uğradıkları gösterilmiştir .

Okullardaki şiddetin bir diğer boyutu ise çocukların diğer çocuklara uyguladığı şiddettir. Çocuklar arası şiddette hazırlayıcı etmenler daha önce kendisinin şiddetle karşılaşmış olması gerçekleşmeyen umutlar düş kırıklıkları öç alma duyguları paylaşılamayan öfke antisosyal kişilik ve madde bağımlılığıdır. Bu tip şiddet tek bir öğrencinin bireysel şiddeti olabileceği gibi bu kişilik özelliklerine sahip birden fazla öğrencinin bir araya gelerek çeteler oluşturması ile de ortaya çıkabilir. Bu çocuklar bu yolla kendilerini daha güçlü hissedebilir yaptıklarından zevk alabilir ya da diğerlerinin bunu hakettiğini düşünebilirler.

Duygularını ifade edebilen insan ilişkilerinde başarılı uyumlu yaşama umutla bakan çocuklarda ise şiddet eğilimi düşüktür. Bir çocuğun şiddete yatkınlığı değerlendirilirken olumsuz özelliklerine ek olarak olumlu yanları da gözönüne alınmalı; olumsuz yanları ağır basıyorsa psikolojik destek sağlanmalıdır.

Sonuç ve Öneriler:
Çocukları şiddetten korumanın ilk adımı şiddetin varlığını kabul etmektir.“Bizde böyle şeyler olmaz”“Bu kadarcık dövme şiddet sayılmaz” gibi yaklaşımlar şiddeti inkâr etmektir. Ülkemizde fiziksel cezanın disiplin yöntemi olarak yaygın bir kullanımı olduğu bilinmekteyse de boyutları konusunda ayrıntılı çalışmalara gereksinim vardır.

Öğretmenler çocuk istismarı konusunda gerek mezuniyet öncesi gerek hizmet içi eğitimlerde bilgilendirilmeli istismara uğramış çocukları farketme konusunda beceri kazandırılmalıdır. Öğretmen çocuğu eğitirken asla fiziksel ceza uygulamayarak örnek olmalı uygulayanları da hoşgörmemelidir. Toplumun çocuk istismarı konusunda duyarlılığını artırmak öğrencilerinin anne babalarını ve diğer bireyleri eğitmek konusunda öğretmene önemli görevler düşmektedir.

Okul aile birliği toplantıları ve veli görüşmelerinden bu amaçlar için yararlanılabilir.

Okulda ve evde disiplini sağlamak için dayak dışı seçenekler bulunmaktadır. Bu seçenekleri uygulamanın çocukta olumlu davranışı geliştirmede daha başarılı olduğu kanıtlanmıştır. Aşağıda bu tür seçeneklerin bazıları özetlenmiştir.

Dayak dışı yollarla disiplini nasıl sağlayabiliriz?

*Çocukla yaşına uygun bir dille konuşarak iyi iletişim kurun. Sözel öğretmen-öğrenci ilişkisi çocuğun bilişsel yeteneklerini geliştirir.

*Olaylara çocuğun gözüyle bakıp kendinizi onun yerine koyabilmeye çalışın. Size çok kabul edilemez görünen bir durum çocuğun gözünde tamamen farklı olabilir.

*Çocuğa yaşına uygun kabul edilebilir kesin ve tutarlı sınırlar çizin belli kurallar koyun. Bunların aşılmasını istemediğinizi kesin bir dille ifade edin.

*Çocuk sınırları aştığında ya da kurallara uymadığında sonuçları ile yüzleştirin. Örneğin yeri kirleten çocuktan orayı temizlemesini birini inciten çocuktan özür dilemesini isteyin.

* Çocuğa konuşma ve davranışlarınızla örnek olun.“Lütfen teşekkür ederim” gibi kelimelerin kullanılmasını özendirin. Sabır nezaket saygı gibi kavramları anlatarak değil davranışlarınızla öğretin.

*Çocuğun birden fazla istenmeyen davranışı varsa hepsini bir anda ele almayın birer birer ilgilenin. Bu davranışın neden sorun yarattığını açıkça anlatındeğiştirdiğinde onu iyi davranışından dolayı kutlayın.

*Çocuğun olumlu davranışlarını onayladığınızı beden dilinizle de gösterin. Bazen bir küçük gülümseme sırt sıvazlama ya da bir baş hareketi birçok söze bedeldir.

*Çocuklara sorunlara çözümler üretme sorunlarla başa çıkma konusunda destek olun ancak onların yerine kararlar vermeyin. Bırakın kendi kararlarını veripdavranışlarını kendileri belirlesinler; bu özgüvenleri için çok yararlıdır.

Yaşamak sağlıklı büyük ve gelişmek eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanısıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak şiddete maruz kalmamak da çocukların en doğal hakkıdır.


Konu Laura tarafından (10.07.2013 Saat 14:49 ) değiştirilmiştir.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla