Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08.08.2013, 18:40   #1 (permalink)
Kumral Kıraker
'Affedilen vazgeçilendir... O, affedildi... Çünkü ondan vazgeçildi !... ##
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sevgilinizi didikleyin

Sevgilinizi didikleyin

Bir erkeğin karıştırılabilecek eşyaları hangileridir? Cep telefonu, cepleri, bilgisayarı, elektronik postaları, kullanıyorsa evrak çantası, yoksa cüzdanı, ne varsa didikleyin!

Aradığınız bir ihanetin deliliyse, muhtemelen bulursunuz. İnsan kafayı takarsa, sürekli olarak didiklemeye, şüphelenmeye, kuşku duymaya devam ederse, sonunda aradığını bulacaktır. Aslında bulduğu şey, aradığı olmasa bile!

Bir erkeğin ihanetinden dolayı sürekli şüphe duyuyorsa kadın, neden o birlikteliği devam ettirmek için çırpınır ki? Bu bir çeşit, kişinin kendisine uyguladığı psikolojik işkence değil midir? Kendinizde süreklilik arz eden bir şüphecilik teşhis ederseniz, mantığınıza söyleyin, aklınıza dava açsın. Çünkü bu işkence yöntemini size başka birisi yapsa, dava açar, üstelik kazanırsınız.

İnsan neden böyle bir durumda kendini haklı çıkaracak deliller arar? Daha önemlisi, bulduğunda ne yapar? Arada bir aklınıza düşüp, “acaba beni aldatıyor mu” diye düşünmek sakıncalı değil, hatta aşkı alevlendirebilir. Ancak bu durum sürekliyse, ciddi olarak yardım almak gereklidir. Sorunun eşinizde değil, sizde olduğu sonucu ortaya çıkar.

Aptal yerine konmamak, haklılığını ispat etmek, ipuçlarını ortaya çıkararak böylece aldatılmamış olmak gibi bahaneleri anlayabilirim. Ancak sonuç nedir? Neticede, bu delilleri adamın gözüne soktuktan sonra kapının önüne mi koyacaksınız, yoksa ilişkinizin geri kalanında bunu koz olarak mı kullanacaksınız?

Eğer ayrılığa bir bahane arıyorsanız, kurcalamak ve didiklemek son derece başarılıdır. Nasılsa bir şey bulunur. Peki, ilişkiyi devam ettirecekseniz, elinize ne geçecek? Adam bu olayı ilk defa yapmışsa, daha doğrusu ilk defa yakalanmışsa, muhtemelen üstünlük sağlayacaksınız. Fakat bu üstünlüğün süresi bir ömür boyu sürmeyecektir emin olun! Hatta, her sıkıştığınızda elinizdeki kozu öne sürmek, bir müddet sonra kabak tadı verebilir ve işe yararlılığını kaybeder. Üstelik aranızdaki saygı duvarı kalkar, ilişkiniz yıpranır ve tatsızlaşır.

Bir kadının aldatıldığını anlaması için, delile ihtiyacı yoktur. Sezgileri zaten durumu çözer. Tabii bu durum, takıntı halinde aldatılmayı beklemeyenler için geçerlidir. Zaten çok hevesle bekliyorsanız, evrenden gelecek yanıt uzun sürmeyecektir.

Madalyonun diğer yüzünü çevirirsek, aklını sevdiği adama takmış, tüm dünyası onun etrafında dönen bir kadının, kendi hayatı ne alemdedir? Yaşamına bir artı değer katmadan, üretmeden geçen zaman, boşa harcanmış sayılmaz mı? Hayat sadece eş ya da sevgiliden mi ibarettir?

Sonuç olarak, istiyorsanız sevdiğiniz adamı dibine kadar kurcalayın, didik didik edin, yakalayın, bulun, deşin, araştırın, casusluk yapın, elinizden geleni, ardınıza koymayın. Önemli olan bulduklarınız değil, o bulduğunuz delillerle ne yapacağınızdır? Tüm ipuçları ve belgeler sizin hayatınıza farklı bir yön, bakış açışı, düşünce biçimi getiriyorsa değerlidir. Yoksa, ihanet eden, bu eylemi yaparken utanmamıştır da, yüzüne vurulunca mı kızaracaktır? Yakalamak çoğu zaman boş bir zaferden öteye geçmez, hatta yıllar geçip, hayat başka tarafa aktığında, kimileri hiç bulmamış olmayı diler, ne bulduğunu sandıysa…

Candan Ünal


Konu Urahara tarafından (08.08.2013 Saat 19:22 ) değiştirilmiştir.
Kumral Kıraker isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla