Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09.08.2013, 00:03   #24 (permalink)
Nerrantsoula
la vie en rose.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefe Akımları

İNSANCILIK (Hümanizm)

Alm. Humanismus, Fr. humanisme, İng. humanism, Lat. humanus=insanca, insana özgü, insana ilişkin

İnsanlığa, insana yaraşır bir yaşam ve düşünmeye ulaşmak için çabalamak. Bu bağlamda:

1. (Genellikle) Kavramın en geniş anlamında, insanın değer ve saygınlığına, insan olmaya , insanlığa olan us inancı.

2. Batı kültürünün ve eğitiminin Eski Yunan kültürüne dayanmasından yola çıkarak bu kültür kalıtının bilimsel olarak yeniden canlandırılması düşünüşü.
Roma'da Yunan kültürü bir eğitim kaynağı olmuştur (Cicero). Ortaçağ'da da Yunan ve Romalı yazarların çalışmalarını yenileme çabaları sona ermedi, bu çabalar Doğuş- çağında (Renaissance) büyük ölçüde geliştirildi. Böylece bilim ve eğitim skolastikten ve kilisenin yetkesinden kurtularak yeni bir kültür ülküsü gerçekleşmeye başladı. (Bu ülkü Erasmus'la doruğuna erişti);

XVIII. yüzyıl sonu ve XIX. yüzyıl başında insancılık yeni bir biçim kazandı, özellikle Herder, Winckelmann, W.`von Humboldt ve Goethe'nin temsil ettikleri bu evreye "yeni insancılık" adı verilir. Birinci Dünya Savaşından sonra Werner Jeager'in yönetiminde, Antikçağa olan ilişkileri yeniden belirleme çabalarına da "üçüncü insancılık" denir.

3. (Yukarıdaki görüşlerle hiç bir bağlantısı olmadan) Yararcılığın belirli -özellikle İngiliz filozofu F. S. Schiller'in canlandırdığı- biçimi için kullanılan özel felsefe terimi: Protagoras'ın "İnsan her şeyin ölçüsüdür." formülünü çıkış noktası olarak alan; insanda, insanın gereksinme ve ereklerinde, bilginin ve doğruluğun ölçeğini bulan anlayış.
İnsanÜstücülük (Uebermensch): Üstün insan... Alman düşünürü Nietzsche tarafından terimleştirilen deyim.

Nietzsche, bu deyimi şöyle tanımlar: “maymuna oranla insan neyse, insana oranla insan üstü de odur.” Bir başka yapıtında da şöyle der: “insanlık içinde, ortalama insandan başka, daha yüksek ve daha güçlü bir insan türünün gerçekleşmesi gerekir. Bu düşüncemi ben insan üstü sözcüğüyle dile getiriyorum”. Nietzsche’ye göre tanrı ölmüştür, insan artık yalnızdır ve kendi değerlerini kendisi yaratmak zorundadır. İnsan için gereken erdem, Hıristiyanlığın acıma ve insan sevgisi gibi insanı sünepeleştiren erdemleri değil, güçlü olma erdemidir.
Kökleri Fichte’de bulunan bu felsefe, olumsuz yönlerinin gelişmesiyle varoluşçuluk vb. gibi çağdaş düşünce akımlarını meydana getirdikten başka, sonunda Alman nazizmini doğurmuştur. Nietzsche, yeryüzünün efendisi olacak yönetici bir ırk gerektiğini ve Almanya’ya Yahudi akımının durdurulması kanısında olduğunu söyler. Törebilimi aristokrattır, “iyi bir aileden doğmadıkça hiçbir ahlaklılık mümkün değildir, insanın her ilerleyişi aristokratik toplumdan gelir.” Der. İnsan üstü ereği, Nietzsche’nin deyimiyle aynen, “milyonlarca salağı ortadan kaldırarak geleceğin insanını kalıba dökmek”tir ve “bütün bir ulusun yoksulluğu bir insan üstü’nün acı çekmesinden daha az önemlidir”.

Nietzsche, Hıristiyanlığa karşı olduğu kadar, onun deyimiyle, “milyonlarca salağı” insan etmek isteyen toplumculuğu da karşıdır. Ona göre toplumculuk, “milyonlarca salağı” insan üstü’lere karşı çıkarmaktadır. Oysa “milyonlarca salak” öğretimden yoksun bırakılmalı, birçok gerçekleri bilmemeli ve insan üstü’lere kölelik etmelidir.

__________________
ars longa,
vita brevis.
Nerrantsoula isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla