Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.08.2013, 20:50   #1 (permalink)
Cehennem
Biri vardı, o ilk ağlamayı bulup
Herkesi güldüren.
Sonra da bunu unutup
Ağlarcasına gülen...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Depresyon: Psikoterapi Depresyon Teşhisi Almış Hastaları Nasıl İyileştiriyor?

Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü, 1 yılda yaklaşık 18.8 milyon yetişkin Amerikalı’nın bu rahatsızlıktan ötürü olumsuz yönde etkilendiğini belirtiyor. Bazı kişiler depresyona yakalandığını bile fark etmiyor. Bu makale psikoterapinin, depresif hastalarda nasıl bir tedavi yaklaşımı öne sürdüğünü ve hastaların nasıl iyileştiğini anlatıyor.

Depresyon, gündelik yaşanılan üzüntüden farklıdır. Genelde insanların hepsi zaman zaman kendini umutsuz ve mutsuz hissedebilir. Bunlara neden olan şeyler; iş yitimi, sevilen bir kişinin kaybedilmesi yani yas süreci, ya da boşanma gibi hayatı olumsuz yönde etkileyen şeylerdir. Ancak bazen bu durumlarda yaşanan üzüntü, umutsuzluk ve çökkünlük hali çok yoğun bir hal alabilir.

Klinik Depresyon dediğimiz şey; kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek, noktaya gelmiş üzüntü veya keder durumudur.
Kişinin ilişki ve etkinliklerini etkilemeyen, üzgün olma durumu ve kişinin moralinin bozukluğu çoğu zaman depresyon olarak anılır. Fakat klinik günlük kullanımdaki depresif olma durumundan çok daha farklıdır. Bir çok insan depresif olma hissini "hiç bir neden olmadan üzgün hissetme" ya da "hiç bir şey yapmak için motivasyonu olmama" olarak tanımlar. Depresif kişi kendisini yorgun, üzgün, tembel, sinirli, motivasyonsuz ve duygusuz da hissedebilir. Klinik depresyon ciddi bir rahatsızlıktır. Çoğunluka kişi kendini arkadaşlarından ve çevresinden de isole edebilir.

Depresyona neden olan faktörlerin başında vucudun kimyasal değişimi gelir. Bu değişim duygusal ve düşünsel süreçlerimizi etkiler. Bazen de biyolojik faktörler depresyonun gelişmesinde etkilidir. Buna örnek verecek olursak; kalp hastalığı ya da kanser gibi. Depresyon rahatsızlığına sahip biri ilk olarak düşünsel ve duygusal açılardan sinyal gösterir. Hayatında bir dengesizlik yaşamaya başlar. Kimlik kaybı ya da kendine karşı güvensizlik yaşamaya başlar. Depresyon’un nedenleri her zaman apaçık ortaya çıkmaz bu yüzden bir klinik psikologdan ve psikiyatristten iyi bir değerlendirme istenmesi gerekmektedir.

Depresyonda olan kişilerin zaman zaman “hayata karşı hiçbir kontrolüm yok” gibi düşünceleri olur. Hatta iyileşme seçeneklerinin olduğunu ve hayatlarını değiştirebileceklerini dahi akıllarına getirmezler.

Depresyon tedavi edilebilir mi?

Kesinlikle. Eğer kişi iyi bir tedavi görürse elbette iyileşebilir. Klinik psikologlar ve psikiyatristler bunu hastanın da uyumlu olmasıyla halledebilirler. Ancak depresyonda da hala ruh sağlığı hizmetlerinden yararlanma korkusu dediğimiz bir durum vardır. Buna etiketlenme korkusu deniyor. Örnek verecek olursak “bana deli derler” gibi.

Maalesef, depresyon kişinin güçsüzlüğü gibi algılanmakla beraber bunun bir rahatsızlık olduğu gözden kaçmaktadır. Oysaki sosyal geri çekilme, bastırılmış düşünceler, kendini ifade edememe depresyonu daha da kötü hale getirebilir. Bu yüzden bu konuda şüphesi olanlar hemen bir profesyonele başvurmalıdırlar.

Psikoterapi ve ilaç tedavisi depresyon tanısı almış hastaları nasıl iyileştiriyor?

İlaç tedavisi depresyonda oldukça faydalıdır. Depresyonun yarattığı çökkünlük halini, kendine güvensizliği, mutsuzluk gibi semptomları ortadan kaldırmakta oldukça etkilidir. Ancak bazı sağlıkçılar psikoterapi ve ilacı yan yana kullanmaktadırlar. Söylemem gerekir ki; geçirilmiş bir depresyon ileride yine geçirebileceği riskini taşır. İlaç tedavisi daha kısa sürede sonuç veriyor ama psikoterapi daha uzun bir zaman ve çaba gerektiriyor ancak istatistikler ilaç ve psikoterapi tedavisinin birlikte, hastalığın relaps (tekrarlama) olasılığını düşürdüğünü belirtmektedir. Kalifiye ve deneyimli klinik psikolog ve psikiyatristlerle çalışmak iyileşme sürecini hızlandırır.

Psikoterapide ise; depresyonu tedavi etmek üzere çeşitli ekoller vardır. Çalışacağınız kişinin hangi ekolden geldiği de önemlidir. Terapi sürecinde; depresyona vesile olan nedenlerin, ve bu nedenlerin daha akılcı yaklaşımlar ile nasıl ele alınacağı tartışılır. Alternatif düşünme stilleri, daha gerçekçi hedefler elde etme ve ortaya koyma, yaşanılan sevimsiz duygularla baş etme yolları, terapide odak noktası konulardır. Aynı zamanda kişinin yaşamın güzel yanlarını keşfetmesine de vesile olur.

Ailenin ve çevrenin tutumu, depresif bir kişiye yardım etmede çok önemli rol oynar, çünkü kişinin yaşadığı çevre destek kişiye destek oluşturur. Ancak depresif bir kişiyle yaşamak ta oldukça güçtür ve bu göz ardı edilmemelidir. Bireysel terapi, ya da kişi evliyse aile terapisi olumlu bir yaklaşım olacaktır. Bu yolla, baş etme stratejilerini depresif kişi ve çevresi de öğrenebilir.

__________________
Üzülme, ırmağa deniz, denize okyanus sığmaz..
" Aşık " olmayana anlatsan da " Ben" "Sen" anlamaz..
Hakka ulaşmak için yoldur desen kimse inanmaz..
Gönlünde zerre-i miskal şems olmayan, Yanmaz, Yanamaz..
Cehennem isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla