Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.09.2013, 11:49   #1 (permalink)
FifiVePirtik
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hayat hayal pazarlamak gerçek

Hayat hayal, pazarlama gerçek'
Biri "Gitmek zordur" diyor, diğeri ise "Kalmak zordur" diyor. Gidenin geride bıraktıkları ile kalanın yeni insanlarla tanışmama olasılığı hesaplandığında "gitmenin" daha zor olduğu öngörülebilir bir varsayım. Fakat kalmak isteyenin gitmek zorunda bırakılması daha zor gelir benim için. Çünkü kafadaki algı "gitmek" değil "kalmak" tır.

Serbest piyasa kurallarına göre "kalmak" zarar etmektir. Çünkü bulunduğun piyasa tıkanmış ise yeni piyasalar bulmak gerekir. Ticaret kafasıyla yapılan çoğu değerlendirmelerin tek amacı kârlılıktır. Yaşayış biçimin, çevren ya da iş hayatın sana bir kârlılık sağlamıyorsa yeni çevreler, yeni insanlar, yeni hayatlar bulmak gerekir. Duygusallık burada bloke edilmiştir. Piyasanın duygusallığı olmaz!

Diyelim ki çok yakın bir arkadaşın ile bir problemin var. Normalde bu tür problemlere "maddiyat" girmeyince sorun çabuk hallolur. Fakat maddi bir kafayla bakılınca sorunun tek çözümü "ayrılık" olarak belirlenir. Piyasa insanlara "şirket" gözüyle bakar. Herkes birer şirket üyesidir. Doğacak olan husumetten zarar görecek ise şirket hemen ayrılık kararı alınmalıdır. Ve genelde bu kararlar çok çabuk alınır ve uygulanır.

Özel hayata "pazarlamacı" mantığıyla bakmak 21. yüzyılın mantığıdır. Bu mantık tipi artık tek görüş gibidir. Bu kafa maalesef bu yüzyılın olmazsa olmaz kuralı olmuştur ve olmaya yüzyıl boyunca devam edecektir.

Ünlü bir pazarlamacı kitabında "Hayat hayal, pazarlama gerçek" diye afili bir cümle kurmuş. Hayat boş, gerçek olan "satış" tır diyor aslında. Hayatın temel taşları hep satış üzerine kurulmuştur, diyor aslında. Aslında demek istediği; muhabbet yalan, gerçek olan o muhabbetin sana getirdiği kârdır. Yaşam bir oyundur ve bu oyun boyunca topladığın "bonusların" çokluğu seni anlamlı kılar diyor bu yüzyılın mantığı...

Bu mantığın anlayamadığı ve çözemediği tek şey; mahalle kültürü...

AVM'lere sıkışmış beyinlerin mahalle kültüründen, bakkal defterinden haberleri yoktur. 40 yıldır aynı ebatta ve aynı ürünler ile işletilen manavlardan, bakkallardan, fırınlardan haberdar değillerdir. Senede kaç kez kapatıldığı dahi bilinemeyen limitet veya anonim şirketlerden değillerdir. Hani şirket kârlılıktı ve bu kârlılık büyümeyi getiriyordu. Kârlılık eşittir büyüme değil miydi? Büyüme yoksa kârlılık da yok demek değil miydi? 40 yıl önce açtığı 30 metrekarelik dükkanını niye büyütemedi? 39 yıl önce kapanması gerekmez mi ey bu yüzyılın kafası?

Hayat gerçektir. Hayatı gerçek yapan hayallerimiz değil, o hayalleri düşünen insanlardır. Bazen düşünüyorum da 19. yüzyılın karanlığında yaşayan aydınların çevresinde doğmak isterdim.

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.
FifiVePirtik isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla