Asla Umudunu Kaybetme!
Abe, uzak diyarların birinde çiftçi bir ana babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailenin durumu son derece kötüydü. Bu aileye bir çocuk bile fazlayken tahta bir kulübede ikinci çocuklarına merhaba diyorlardı. Abe yedi yaşına geldiğinde babası borçları yüzünden batmıştı. Oturdukları tahta kulübede ellerinden gitmişti ve tepe üzerinde terkedilmiş bir barakaya ailece yerleşmek zorunda kaldılar.
2 yıl sonra Abe 9 yaşına geldiğinde annesi bir çeşit süt hastalığından genç yaşta vefat etti. Abe hayatındaki en değerli varlığı yitirmiş durumdaydı. Babası çok geçmeden yeniden evlendi. Abe üvey annesi ile iyi bir diyalog kurdu. Üvey annesi Abenin öğrenme yeteneğine hayranlık duydu ve onu okumaya teşvik etti. Maddi imkansızlıklardan dolayı okula gidemeyen Abe 18 ay gibi oldukça kısa bir süre boyunca çevresindeki bazı eğitimli insanlardan ders aldı. Aynı zamanda etrafından emanet edindiği kitapları okuyarak, açığını kapatmaya çalıştı ve kendi kendini eğitti.
Babası ile birlikte çifçilikle uğraşıyordu. Oldukça uzun boya ve güçlü bir fiziğe sahip olması rağmen çiftçiliğin kendine uygun bir iş olmadığı düşünen Abe, ailesinin yanından ayrılarak başka bir kasabaya yerleşti. Burada kişisel eğitimine devam etti, ayrıca bir tüccarrdan ticaret öğrenmeye başladı. Ticaretle uğraşırken gördüğü "köleler pazarı" Abe'nin üzerinde büyük etkiler bıraktı. Abe gördüklerine o kadar çok üzülmüştü ki toplumun sınıfsal ayrımlara girmesine, bazı insanların doğuştan insan haklarından yoksun kalmasına şiddetle karşı çıktı.
Abenin siyasete olan ilgisi, düşüncelerinden ibaret olmadı. Bunları hayata geçirebilmek için aktif olmaya karar verdi. Henüz 23 yaşındayken, Genel Meclisi'nin seferberliğiyle, bağımsızlık savaşı yanlısı Liberal Parti üyeliğine seçildi. Bulunduğu bölgede patlak veren Kara Şahin savaşı boyunca, milis kuvvetleri için kaptanlık yaptı. Meclisteki ve savaştaki faaliyetleriyle birlikte, eyalet çapında bir popülarite kazandı.
Savaşın ardından, şarküteri tarzında bir dükkanı yönetmeye başladı. Ancak bu işte başarı olamadı. Bu sırada, "İngilitere Hukukunun Eleştirisi" adlı kitabı okuyunca, hukuka merak salan Abe, civardaki avukatlardan ödünç aldığı kitaplarla bu alanda kendini eğitti. Ertesi yıl ise, baro sınavını geçerek avukat olmaya hak kazandı. Ardından taşınarak Logan adlı bir avukatın yanında stajyerlik yapmaya başladı. Burada eğitimini, pratik hukuk deneyimleriyle pekiştiren Abe kısa bir zaman içinde dürüstlüğü ve doğruluğu nedeniyle tanınır hale geldi ve eyalet çapında takdir edilen, başarılı bir avukat oldu.
25 yaşındayken nişanlılık yapmıştı. Ama nişanlısı bir kaza sonucu ölmüştü.33 yaşında soylu bir kadın ile evlenen Abe'nin bu evlilikten dört erkek çocuğu oldu. Biri haricindeki diğer oğulları delikanlılık çağına gelemeden hayatlarını yitirdi.
Siyasi yaşamı da normal hayatı gibi fırtınalı geçiyordu. 34 yaşında kongre seçimlerine giren Abe ne yazık ki kongreye seçilemedi. 36 yaşında kongreye seçilmeyi başarsada 2 yıl sonraki seçimlerde yine kongre dışında kaldı. 7 sene sonra yapılan senato seçimlerinden de eli boş dönüyordu. 1 sene sonraki başkan yardımcılığı seçimine girdi ama yine seçilemedi. Ancak Abe sıradan insanlara benzemiyordu. Vazgeçmek gibi bir kelime lügatinde yoktu. Başkan yardımcılığı seçimlerinden 2 sene sonra yapılan senato seçimlerine girdi ama yine seçilemedi....
51 yaşına geldiğinde ise Birleşik Devletlere Başkan seçildi. Kısa adı Abe olan bu başkanın esas adı Abraham Lincoln'du. Ve Lincoln bize çokşey öğretiyordu...
Gençliği boyunca neredeyse hiç öğrenim görmeyen ve "O günlerde insanı eğitim görmek için motive edecek pek bir şey yoktu" diye bu durumu anlatan, tamamen kendi kendini eğitmiş olan Lincoln'un hiç öğrenim görmediğine inanmak oldukça zor bir durum. Hele onun Ingilizce'ye hakimiyeti, kitleler karşısındaki muhteşem konuşma yeteneği, başarılı politik ve avukatlık kariyeri düşünüldüğünde insan gerçekten hayret içerisinde kalıyor.
Son olarak bize Lincoln şu öğüdü veriyor:
"Ne Kadar Başarısız Olursanız Olun Hedefinizden Vazgeçmeyin Bir Gün Mutlaka Emeklerinizin Karşılığını Alırsınız."