Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13.12.2013, 15:41   #1 (permalink)
Orhan-38
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Yanlış Anlaşılmak Hiç Anlaşılmamaktan Daha Yaralayıcı..

Yanlış anlaşılmak hiç anlaşılmamaktan daha yaralayıcı
ANLAMAK

Az anlamak ters anlamaktan iyidir.

SWEIG

Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.

CONFUCIUS

Bu dünyaya anlaşılmak için değil,anlamak için geldik.Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde,bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak hayat ne kadar güzel olurdu.

E.RENAN


Net ve açık olmayan iletişimde her zaman yanlış anlaşılmalar sözkonusudur



Güven kriterinin göstergelerinde, referans dayanaklarında uyumlu olabilmek, aynı ölçülere sahip olmak, çok kolay da olmayabiliyor. Fedakarlık hoşgörünün, güven duygusunun harmanında olması gerektiği ağırlık kazanabiliyor.


Anlaşılmamak, insana en derin acılar ve ıstıraplar veren bir olgudur. İnsanın içinde kaynayan arzu ve istekleri, içinden geldiği gibi aktarmaya çalışması ve anlaşılamaması…


Her insan, farklı düşünceye, hayat anlayışına, tutum ve davranışlara sahiptir. Böyle olması, insanları tabiatta farklılıklara sevk eder. Yaratılışımızın gayesi de budur. Ancak hayatımızı sürdürdüğümüz veya üstlendiğimiz bir görevi icra ettiğimiz gruplarda veya topluluklarda anlaşılmamak, yanlış telakki edilmek, insana acı veriyor.



İnsanların şekli, düşünceleri ve anlayışları ne olursa olsun, onlar yaratılmışların en şereflisi ve en hayırlısıdır. Çünkü yaradan, “Ben insanı, eşya ve hadiseleri teshir etmesi için, kendime halife olarak yarattım” buyurur.

Bu bağlamda, insanlar birbirlerini anlamasa da, tutum ve davranışları birbirlerinin aynısı olmasa da, onların tabiattaki üstünlüklerini ortadan kaldırmaz. Fakat gönül, farklı düşüncelere gömülüyor.

“Mademki biz insanlar, yaratılmışların en şereflisi ve en hayırlısıyız; öyleyse, bu iki güzel haslete (şeref ve hayır) layık olmaya çalışmalıyız.”


Çevremize şöyle bir göz atalım. Ne bizi anlayan, ne de yaptıklarımızın doğru olduğunu söyleyen biri var; bulamayız da… Yaptıklarımızı takdirle karşılayanlar, zaman geliyor, yüz çeviriyorlar bizlerden.


Bu nedenledir ki, yaptığım her şey benimdir ve bana aittir; bir başkasına beğenilmek, bir başkası tarafından takdir görmek gibi bir gayem yoktur. Eğer takdir edileceksem, vicdanımın beni takdir etmesi, bana verilen en büyük ödüldür.


İşte anlaşılmak da, budur: “Vicdanın rahat, gönlün huzurlu ve ruhun sağlıklı olmasıdır.”Ne dersiniz; vicdan muhakemesi yapıyor, gönlünüzü huzurlu ve ruhunuzu sağlıklı kılıyor musunuz?


İyi niyetliyizdir gerçekten ama eksiklikler vardır.

Yetemiyordur ifade gücümüz.



Bİr gün adam yolda yürümektedir. İlerden iş makinalarının sesi gelmektedir. Yol açma çalışması vardır. Birazdan dozerin geçeceği yerde güzel bir ağaç, agaçtada bir kuş yuvası. yumurtalar içinde anne kuş korkudan titremektedir.. Çünkü birazdan dozer ağacı yıkacak, kuş yumurtaları kırılacaktır.İyi niyetiyle bir adam ağaca çıkar ve kuş yuvasını güvenli bir yere taşımak ister. Kuş yuvasını alır ve güvenli olan bir ağaca çıkmaya başlar. Tam yumurtaları ağaca koyacakken ayağı kayar ve elindeki kuş yuvası yere düşer, yumurtalar kırılır...


Aynı olayda başka bir adam.. Yoldan geçerken bir bakar, Kuş Yuvası, yerden bir taş alır ve yuvaya fırlatır. Yumurtalar kırılır... Bu iki olayda da yumurtalar kırılmıştır. Sizce ikisi aynı şey midir? İşte sevdiklerimi üzmek kırmak beni hep korkutmuştur..

Niyetiniz iyiyken kötü görünmek, severken nefret ediyor sanılmak ve dahası sözün özü derdimiz

ANLAŞILMAK ya da ANLAŞILMAMAK.
.
.


Alıntıdır...

__________________
Biricik Dünyam

Aşkın ekimi kasımı olmaz ki.. Ilık bir ekim sabahında, Ayaz bir şubat akşamında Ya da temmuz güneşinde sevmezmiyim seni..?. Severim.. Hemde çok..
Orhan-38 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla