Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.01.2014, 11:10   #4 (permalink)
FeCr
Cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Varlığın Kıymetini Neden Yokluğunda Anlarız?

Yokluk,varlığın niteliğini de niceliğini de en iyi anlatan nimettir.

Elimizin altında bulunan hiçbir şeyin,tam manasıyla,hayatımızın hangi safhasında-ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğini bilemeyiz.Var olanın asıl değeri,yokluğunda ona duyulan ihtiyaçla kendini gösterir.Bu yüzden burada asıl kıymeti bilinmesi gereken,varlıktan ziyade yokluktur..ya yokluk olmasaydı..bu sefer var olanın gerçekten ne denli kıymetli olduğunu ne ile ölçecektik.Ve bu soru nasıl sorulacaktı..?Verdiğimiz ve verilecek tüm cevaplar,varlığa bir müddet sahip olduktan sonraki kayıbın açtığı yara yüzünden duyulan ızdırapların serzenişi değil midir..elimizdekiler sürekli elimizde kalmaya devam etseydi ve bizim hunharca nankörlüğümüze rağmen hiçbir şekilde elimizden alınmasaydı,onun gerçekte bizim için ne denli hayati değer taşıdığı anlaşılabilir miydi..hayır.Bu yüzden varlığın kıymeti bilinmeli ama yoklukta horlanmamalıdır.Çünkü varlığın kıymetini bildiren biricik öğretmen yokluktur.Yokluktur..bize,elimizde tuttuğumuzun gerek bir dayanak gerek bir değer gerekse bir mutluluk aleti olduğunu gösteren.Tüm kıymetlilerin kıymetlerinin tartıldığı tezgah,kaybedenlerin hüzünlü yakarışlarıyla iç çekmelerine sebep olan biricik varlık yokluğun ta kendisidir.O olmasa,hiçbir şey 'varlık' adını alamaz..yokluğunda ismi anılmayanın varlığında esamesi okunabilir mi..?

İnsan için her şeyin başlangıcı..tüm varlık aleminin biricik çıkış noktası işte o yokluktur.Belki bilmeyen vardır diye hatırlatayım,ilk insan ve peygamber olan Hz.Adem'in isminin manası(Adem) yokluktan gelen demektir.Yokluktan gelip bu alemde kendini bulan Ademler yani bizler Adem'likten adamlığa ereriz.
Bunlar,yokluğun tanımı üzerine söylenmesi gerektiğini düşündüklerimdi.Hakkında yorum yapılacak ifadenin aslında nereye uzandığını görmek gerekir diye düşündüm.Yokluğu fazla kötülemeyelim istedim.
........
Bir varlığın kıymetini bilmeniz için öncelikle onu,tüm varlık gayesi ile tanımak ve tanımlamak gerekir.Size hangi şartlarda,ne derece lazım olacağını bilmediğiniz bir varlığın kıymetini bilmiş olamazsınız..bilseniz de o kıymet o varlığın sahip olduğu tüm değerin karşılığı değildir.Bütün değerlerin ister kuramsal ister pratikteki karşılığını görmek için de bütün ihtimalleri bilmek gerekir,bu ise mümkün değildir.Bana,elinizde tuttuğunuz bir kalemin tüm değerini anlatın desem bunu kim becerebilir..anlattıklarına ne ile nokta koyabilir.Cümlelerinin tükenmesi,kalemi kullanması için düşündüğü ihtimallerin sayısını bilmesi ile doğru orantılıdır lakin bunu bilemez.Bir kalem hayat kurtarır desem kim yalanlayabilir,bir kalem ile ordular devrilebilir,küçük bir çocuğun gönlü alınabilir desem..bir kalem ile işiniz sonlanabilir ya da o an elinizde bulunan bir kalem ile tüm hayatınızın yörüngesi değişebilir desem..ki bunların hepsi gerçek anlamda bir kalem örnekleridir,mecazlardan bahsetmiyorum.Bunun gibi..o kalemin bu evrende ne zaman,ne amaçla,ne şekilde,ne üslup ve metotla neler neler için kullanılacağını bilmeden o kalemin tüm değerinden bahsedemezsiniz..bahisleriniz ancak kendi kuponlarınızın amortilerini karşılayabilir.Onlar bile tek başlarına geçerlidir ama değer kelimesinin tam karşılığı değildir.

İnsan,zamana ve mekana hükmettiğini zanneder.Bugün elinde olanları,ileride gerek gördüğünde değere tabi tutacağını düşünür.Onun o an elinde bulunmasını,olması gereken bir zorunluluk olarak görür ve ona göre o varlığın kıymetinin bilinme vakti henüz gelmemiştir.Bu bir ahmaklıktır.Varlığın doğasını bilmeyen,doğası gereği nelerle iç içe yaşadığını göremeyen biri,elindekinin,içinde bulunduğu imkan ve şartların bir gereği olduğunu nasıl anlayabilsin.O an var olan,bir şekilde o an ihtiyaç duyulduğundan ve o an değeri bilinmesi gerektiğindendir.Lakin insan kıymet bilmez.

İnsan,bugün elinde olanların yarın da elinde olacağından eminmiş gibi bir düşünceye kapılır.Güç sahiplerinin zulümleri buna yeterince örnektir.Her zaman elinde olacağından şüphe etmediği bir varlığın kıymetini bilmek için kendini zorlamaya ihtiyaç duymaz..hep kendisinin olacak bir varlığın,istendiği anda devreye sokulabileceğinden emin olan biri zaten kendisine göre ona gerekli kıymeti verdiğini düşünür.Yarın kaybolma tehlikesi olmayanın bugünden korunmaya ihtiyacı yoktur der ve ahmaklığını tekrar ortaya koyar.

İnsan,sınırsızlık özlemi içinde olan bir varlıktır.Düne kadar uğruna yana yakıla mücadele ettiği bir varlığı elde edince,artık gözü diğer elde edileceklere uzanır.Eldekinin kıymeti,elde edilebilmesinden ibarettir ve her elde ediş,bir sonraki adım için basamak muamelesi görür.Basamakların sınırını da çizgisini de görmez,çünkü kendisini sürekli yükselmek zorunda hisseder.Her yükselişin bir sonu olacağını düşünmez.Çünkü bu düşünce onda tutarlılık meydana getirecektir ki bu da ruhtaki hırsa ve tutkuya ters düşer.O,durdurulana kadar ilerlemek ister ve ilerledikçe kendisini hiçbir şeyin durduramayacağını düşünür.Bu da ahmaklığın başka bir göstergesidir..

İşin özü..insan en büyük varlık olan kendisinin kıymetini bilmez.Kendisinin kıymetini bilmeyen biri de bütün alemi puldan ibaret görür..pullar da tek kullanımlıktır.Gün gelip o pulu,kendi zarfının üzerinde gördüğünde pişman olur ama iş işten geçmiştir.Çünkü insan zalim ve insafsızdır..insafı olmayanın değeri olmaz.Değeri olmayan değer bilemez.

Teşekkürler paylaşım için

__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''
FeCr isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla