Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20.02.2014, 14:22   #1 (permalink)
Jade

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kpss Öğrenme Psikolojisi Klasik Koşullama

Kpss Öğrenme Psikolojisi Klasik Koşullama

Klasik Koşullama: etkinin, tepki oluşturmak için organizmaya uygulanmasıyla ilgilidir.

- Bir etkinin diğer bir etkiye tepki oluşturması için etki kontrolü ve transferi olduğunda oluşur.
- Klasik koşullama Ivan Pavlov’un hayvanlar üzerinde yaptığı deneylerden sonra literatüre girmiştir.
- Klasik koşullanma yoluyla bütün davranışların değiştirilebileceğini savunan psikologlardan biri de Watson’dur.
- Watson yürüme, konuşma gibi karmaşık becerilerimizin hep uyarıcı davranım arasında bağ kurma yoluyla öğrenilmiş davranışlar olduğunu ve bütün davranışların klasik koşullama yoluyla öğretilebileceğini savunmuştur.
- Hatta düşünmenin bile bu süreç yoluyla analiz edilebileceğini ileri sürmüştür.
- Watson, “Bana bir düzine sağlıklı çocuk verin, gelişigüzel seçtiğim her bir çocuğu kendi seçtiğim herhangi bir alanda –doktor, sanatçı, hakim, uzman…- yapacağıma garanti ederim, demiştir.
- Hatta koşullanmayla ilgili değişik kavram ve süreçler vardır. Bunlardan başlıcaları; genelleme, geçiş, ayırt etme, deneysel çözümlemedir.

Genelleme: Sobada bir kez eli yanan çocuk, ısı yayıcı ev aletlerinin tümünden korkabilir.

Geçiş (Transfer): Geçiş transfer olarak da adlandırılabilmektedir. Transfer olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılabilmektedir. Bisiklet kullanan bir kimsenin motosiklet kullanmayı daha kolay öğrenmesi olumlu transfere örnek gösterilebilir. İki parmak daktilo yazmayı öğrenmiş bir kişinin on parmak daktilo yazmayı öğrenmede çok büyük güçlükler çekmesi de olumsuz transfere örnek olabilir.

Ayırt Etme: Elektriğe çarpılmış bir kişinin çarpılma nedenini araştırması ve tellerin izolesiz olduğunu görmesi sonucunda izoleli tel dışındaki tellere çıplak elle dokunmaması bir ayırt etme örneğidir.

Deneysel Çözümleme (Sönme): Deneysel çözümleme sönme olarak da adlandırılabilmektedir. Sönme olayı, öğrenmede tekrarın başlı başına öğrenme şartı olmadığını, davranışların değişmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.

- Klasik koşullanma yoluyla insanlar ve hayvanlar doğal olarak tepki gösterdikleri uyarıcılardan farklı uyarıcılara da aynı tepkiyi göstermeyi öğrenirler. Özellikle duygusal tepkiler, korkular ve fizyolojik tepkiler (salya akıtma, ağız sulanması, diz hareketi, göz kırpma, göz bebeğinin ışıklara karşı büyümesi ve küçülmesi) bu yolla oluşur.
- Bu açıdan klasik koşullanmanın sınıftaki uygulama alanı çok sınırlıdır. Fakat bu tür koşullanmayı öğrenmeden davranışçılık akımının öğrenme sürecine bakış tarzını ortaya koymak oldukça güçtür.
- Pavlov’un getirdiği koşullanma modeli, objektiftir. Davranış ve çevre uyarıcıları açık seçik gözlenebilir ve tanımlanabilir. Bundan dolayı, davranışçılık akımının temsilcileri klasik koşullanma sürecine büyük önem vermişlerdir.
- Pavlov, köpekler üzerinde sindirim sistemiyle ilgili araştırma yaparken, köpeğin fizyolojik olarak, yiyecek ağzına girdiği zaman sindirimi başlatan salya salgılaması gerekirken, yiyeceği hatta getiren kişiyi gördüğünde de salya salgıladığını farketmiştir.
- Pavlov, köpeğe düzenli olarak, yiyecek vermeden hemen önce zil sesi vermiştir. Bu ilişkiyi çok kere tekrarladıktan sonra, yiyecek vermediği durumlarda da zil sesini duyduğu zaman, köpeğin salya salgıladığını görmüştür. Köpek zil sesine salya akıtmasını öğrenmiştir.
- Pavlov, yiyecek ile salya salgılama arasındaki ilişki doğal ve otomatik olduğu için, yiyeceğe “koşulsuz uyarıcı”, salyaya ise “koşulsuz tepki” demiştir.
- Yeni uyarıcıya (zil sesi) ise, doğal olarak köpeğin salya salgılamasına neden olmadığı için “koşullu uyarıcı”, zil karşısında gösterilen salya salgılama davranışına ise “koşullu tepki” adını vermiştir.

Yiyecek Salya

(Koşulsuz Uyarıcı) (Koşulsuz Tepki)

Zil + Yiyecek Salya

Zil Salya

(Koşullu Uyarıcı) (Koşullu Tepki)

Klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için aşağıdaki koşulların oluşması gerekir:

- Koşullanmanın olması için, öncelikle “yiyecek-salya” örneğinde olduğu gibi, doğal bir “uyarıcı-tepki” bağının olması gerekir.
- Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıdan hemen önce verilmesi, iki uyarıcının birleştirilmesi gerekir. Pavlov’un deneyinde köpek, zil sesi ile eti birleştirmektedir.
- Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı bağının tekrarlanması gerekir. Ancak, bazı korku yaratan durumlarda tek bir yaşantı da öğrenmeyi sağlayabilir.


Yrd.Doç.Dr. Nurettin AYDINER

__________________



Jade isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla