2 telden oluşan çalgı aletinin ismidir.
ilginç bir hikayesi var ;
zamanın birinde mutlu mesut bir hanlık varmış. halk pür neşe durmaksızın eğlenirmiş. dört telli dombra çalar, dans eder keyiflerine keyif katarlarmış. günlerden bir gün han'ın tek oğlu halkı huzursuz eden bir hayvan sürüsünü avlamaya çıkmış. aradan geçen üç güne rağmen geri dönmemiş. arama ekipleri kurulmuş heryere bakılmış edilmiş lakin bir türlü bulunamamış. aslında bulunmuş fakat hayvanlar tarafından parçalandığı için bedenini alıp götürememişler. hakanlarına haberi vermeye kimsenin büzüğü yemediği içinde ağızlarını açamıyorlarmış. han oğlunun öldüğüne bir türlü inanamadığı için bana oğlumun ölüm haberini getirenin ağzına kurşun döktüreceğim diye ferman eylemiş.
halk, yas ilan edilsin ve oğul yaad edilsin diye hükümdarlarına haber etmek istiyormuş fakat bunu çıkıp söyleyebilecek bir gönüllü bulamamışlar. gençlerden birisini kaybetmemek için halkın en yaşlısını seçmişler. yaşlı adam bir dombra üstadı imiş. o da ne yapsam etsem de şu kurşun işine bulaşmadan anlatsam diye günlerce debelenmiş durmuş ve sonunda içli bir beste yapmış. hakanın karşısına geçip acı notaları tıngırdatmaya başlamış. öyle güzel çalıyormuş ki ağzıyla söyleyemediklerini notalarla dile getiriyormuş. hakan mesajı almış, sinirinden yaşlı müzisyenin yakasına yapışmış ve bana oğlumun ölüm haberini verenin ağzına sıcak kurşun döktüreceğimi ferman etmiştim, şimdi getirin kurşunu demiş. bu sırada yaşlı adam bu benim suçum değil ben söylemedim, herşeyi dombra söyledi demiş. hakan adamı haklı bulmuş ve kurşunun dombraya dökülmesinde karar kılmış. ortasına dökülen sıcak kurşun dombranın iki telini almış götürmüş ve tam ortasına bir delik açmış. o gün bugündür bu alet iki telli ve ortası delik olarak kullanılırmış.
Dombra şarkısı nogay ozanı Arslanbek Sultanbekov'a aittir
diğer bir şarkıları için
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ,
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]