Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05.03.2014, 19:55   #13 (permalink)
Jade

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Enstrüman Nedir - Enstrümanların Özellikleri - Müzik Aletleri (Enstrümanları) Hakkında Teknik

SİPSİ

Müzik Aletleri (Enstrümanları) Hakkında Teknik Bilgiler

Üflemeli bir Çalgı olan Sipsi, kemik, ağaç veya kamıştan yapılmaktadır. Kamıştan yapılan ise daha yaygındır. Uç kısmında ses veren ve kamıştan yapılan küçük bir parça daha vardır. Bu kısım tamamen ağız içine alınarak hava üflenir. Boyu yaklaşık 10-12 cm boyundadır. Sesi cura, zurnaya ve tuluma benzemektedir.

Boyuna göre en fazla ses veren müzik aletidir. Ses yayılımı çok yüksektir.
Beş ana notası vardır, eksik notalar çalan kişinin üflediği sipsi başlığını ağzında sıkması ile çıkartılır. Bu yönüyle en zor çalınan nefesli sazlardan birisidir.

Yurdumuzda Ege Bölgesi'nde yaygın olarak kullanılmaktadır. Beş üst, bir alt kısmında olmak üzere toplam altı tane ezgi perdesi bulunmaktadır.

MÜZİK KÜLTÜRÜMÜZDE TEKE YÖRESİ BURDUR SİPSİLİSİ(SİPSİSİ)


Sipsili (sipsi) Teke yöresinin belli merkezlerine mal edilmeye çalışılan Türk Halk Müziğinin üflemeli, (nefesli) (Ötkü) sazlarımızdan birisidir. Sipsi sadece bölgemizde bilinip çalınmamaktadır. Geniş bir yurt yüzeyinde ,hatta Türklerin göçlerle ulaşabildikleri her ülkeye yayılmış durumdadır. Ana yurdumuzda kalanlarda bu sazımızı çalmaktadır.

Ülkeleri aşıp gelen, ülkelere aşıp giden, dünya coğrafyasında çalınan, tanınan sipsilimizi (sipsimizi) dar bir bölgenin köşesine sıkıştırmak neye yarayacak ki. Köşeden bölgeye, bölgeden ulusala, ulusaldan küreselleşmeye götürmek daha doğrusu değil midir? Çevreden evrene gidilmelidir. Benim derken, bizim, hepimizin olamayan bütün sazlarımız (eğit, fegit, ıklığ) gibi elimizden uçar gider bir gün. Benim, bizim, hepimizin bu saz.

Halk müziğimizin ana sazı değildir. Renk sazımızdır. Tıpkı Mey (ballaban, kabakkemane, çoban düdüğü, kaval gibi. Bu renk sazımız Burdur ilinin Gölhisar İlçesinin Asmalı köyü ve Dirmil merkez olmak üzere, yeniden Türk halkına tanıtılmış sevdirilmiştir. Bu sazımızı çalan çok iyi ustalarımız yetişmiştir.

Bu halk sazımız yani sipsilimiz (sipsimiz) halk bilim araştırıcıları, üniversite araştırma görevlileri, öğretim üyeleri, özellikle üzerinde durarak bilimsel bir potada şekillendirmelidirler. Bu bilimsel potadan çıkan sipsili (sipsi) kullanılsın, çalınsın, benimsensin ve gelecek nesillere aktarılsın. Dünyanın bütün orkestralarında çalınma ve dinlenme aşamasına getirilsin.

-Halkımızın yarattığı ve binlerce yıl içinden süzüp getirdiği kültürleri, çağ gerisi koşullar içinde yok olmaya, unutulmaya yozlaşmaya terk edilmiş olmasın.
- Sipsili (Sipsi): İnce bir kamıştan yapılan üflemeli bir halk çalgımızdır.

Üstte beş, altta bir deliği bulunur. Ağızlık kısmına cukcuk denir. Uygurca sıbızgudur
-Sipsi sözü, çok eski Türkçe bir deyimdir. Çocuklar bile ağızlarına bir kamış parçası alarak çalarlardı. Zurna ile mey bu pratik uygulamadan doğmuştur

-Zurnada ise, Kamış Sipsi, ağaçtan veya gümüşten bir zıvananın içine geçirilir. Bu zıvana da zurnanın deliğine sokulur. Balabanın (meyin) sipsisi ise doğrudan doğruya gövdenin deliğine sokulur.
Kazak kavallarına, sıbızgı adı verilirdi. Sıbızgı Anadolu'daki sipsi sözünün karşılığıdır

-Kazak sıbızgıları en eski karakteri taşırlar. Belyayev bu Kazak kavallarının deliklerine ait skalaları ile ölçüleri vermiştir.
-Vertkova göre kazak sıbızgıları, bir kamış cinsinden veya ağaçların içinin oyulması ile yapılıyordu. Ona göre dört veya altı deliği vardı.

-Anadolu'da sipsi, iç ve kuzey Asya'da ise sıbızgı denir.

-Anadolu'da sipsi şu manalarda söylenmiştir:

Söğüt dalından yapılan düdük. Buna cıpcık ta denir. Bir Ot adıdır. Huni. Bunların hepsinde aşağı yukarı boru ve düdük manası vardır

-Sipsi tam anlamıyla düdük ve borudur. Anadolu'da sipsi sözünün yaygın olarak nefesli sazların tümü için söylenebiliyordu. Zurna kamışı, veya ağıza alınıp çalınan kamış parçaları içinde sipsi denilir.

-Fakat Asya'nın kaynak ve lehçelerinde de sıbızgı cıpçık sebezgu, gibi aynı diziden karşılıkları bulunup yansıtma adlar olduklarına derhal inanıyoruz. Fakat kıdemce derin ve göçerlerle ülkeleri aşmış olduıklarını anlıyoruz. Mesela sıbızgu, İbni Mühenna'da Arapça (Al- Şababe )nin Türkçesi olarak muganni çalgıları arasında var. Kaşgarlı Mahmut da veriyor... Bizdeki sipsi bunun inceltilmişinden başka ne olabilir. Macar tarih ve dilinde sipsi keza düdük çeşididir. Török sip gibi.

Ağaç kabuğundan boru burup tepesine (sipsi takmaları çocukların ayrı bir marifetidir) (Sipsi) ile (boru) (Yani eski söylenişlerden olarak sıbızgı ile borgu ) bu oyuncakta iç içe geçmiş bulunuyor.

-Geçen yüzyıl sonlarında bir Rus etnografının Asya'dan olan şu metni açıktır, (Bırgı ve sımızha yı da çalgılardan saymalıyız. Bırgı, ağaçtan burulmadır, biçimi boru gibidir. Sipsisi vardır. Burası kayın ağacından. (P. Astrovskih) Minusin ülkesi Türklerine dair etnoğrafya notları. 1895

ŞU HALDE TANIMAK VE ÇALMAK İÇİN NEDİR BU NEFESLİ ÇALGIMIZ?

Neresi boru?, Neresi sipsi? Burası boru burası sipsisi diyebilmeliyiz.

Yaptığım alan araştırmalarımda yüz yüze görüştüğüm, konuştuğum, derleme yaptığım ustalar bu sazımıza ve bu sazımızın parçalarına çeşitli isimler taktığını tesbit ettim. (Osman Ali Aslan, İsmail Evcil, Ali Tekin, Kazım Yılmaz, Mehmet Ali Kayabaş, Hüseyin Demir, Tuncay Türe, İnanç Ekinci,)

-Türk dil kurumunun derlediği bizlere ulaştırdığı derleme sözlüğünde sipsi bölümüne bakalım.

-Sipsi l) (Sibsi,sübsübü) l Ağaç dallarından yapılan düdük.

(Banus, Eğirdir, Oğuz, Acıpayam, Dz.Ay.Gölcük, İzmit, Kc., Suluca, Lapseki, Ckl., Mustafakemal Paşa Brs.Bozhöyük Bil. ,İstanbul, Mesudiye-Or.Tr., Koyulhisar, Ağrakos, Suşehri, Sv. ,Ank., Çumra, Ermenek Kon. ,Karkınkürü - Mug.,Çorlu Tk. ,Luleburgaz Krk. 11

Görüldüğü gibi Sipsili (sipsi ) sadece Teke yöresinde bilinmiyor. Hemen Hemen Yurdumuzun her köşesinde tanınıyor, biliniyor kullanılıyor.

Derleme sözlüğünün ek bir bölümünde:

-Sipsi:l. Söğüt dalından yapılan düdük. (susurluk Bağ. ,Eldirek, Fethiye, Muğla, Konya, Katransa, Kayalar, Selanik.) 12

Göçlerle, savaşlarla sipsi bugünkü sınırlarımızın dışında kalan yerlere ulaşmıştır.

Bulgaristan Razgrat Doğumlu Mehmet Aliş (Sezen) Ot ve ağaç dallarından sipsinin yapılmasını çalınmasını kendi el yazısı ile bizlere tespit etmiştir. Pişmiş topraktan yapılan sipsilerin de varlığını belirtmiştir. Pişmiş topraktan yapılan sipsiyi tek kanatlı uçağa benzetmiştir. Uçağın gövdesine beş delik sağ kanadına da bir delik açıldığını ünü son sesin kanattaki delikten elde edildiğini anlatmıştır.



Yukarıda Sipsili nedir? Sipsi nedir?Neresi sipsidir? Neresi borusudur demiştik. Sipsili İki bölümden oluşmaktadır. Yukarıda adı geçen bütün ustalar da Sipsiliye iki ayrı isim takınaktadırlar.

A (Gövde, Götlük, altlık, götlek) Üzerinde deliklerin bulunduğu, hava selenlerinin uzatılıp, kısaltıldığı BORU KISMI. Boru.

B (Ağızlık, cukcuk, sıbızgu, cıkşık, sebezgu) SİPSİ KISMI. Sipsinin boruya takılarak elde edilen bu sazımızın adı öyleyse nedir? Sipsi artı boru eşittir sipsi deyemeyiz. Bu birleşimin içinde hem sipsi, hem de boru vardır. Bu sazımızın adına sipsi diyemeyiz. Çünkü sipsi zurnada, (Meyde, balabanda da) tulumda sipsi bulunmaktadır.

Sipsi zurnada, meyde, tulumda sesin oluşması için titreyen ses oluşturan bölümdür. Boru ise üzerinde delikler bulunan, içi boş kargıdan, kanat kemiğinden, ağaçlardan yapılan bölümdür.

SİLİNDİR BİÇİMLİ BORULARDAKİ HAVA SÜTUNLARININ TİTREŞİMLERİ

Hava sütunları da gergin teller gibi, çeşitli titreşim biçimlerine (modlarına) uyarak titreşebilir, ve bir selen demeti oluştururlar. Dolayısıyla zengin dolgun hoşa giden sesler verirler

Halkın bulup yakıştırdığı isimlere elbette en güzelidir. Halkın isimlendirdiği (taktığı Gövde, götlük, götlek, altlık) isimleri yine yaşasın. Bundan rahatsız olunmaz.

Biz erkek egemen bir toplumuz. Sipsi boruya sokulduğu, girdiği için , birazda ironi olsun diye (Gövde, götlük, götlek, Altlık) diyoruz. Bu sazımızın parçalarının ve kendisinin adını koymazsak bazı etmenlere yenilerek aramızdan ayrılması Türk Halk Müziği için büyük kayıp olur. Atalarmız isim bir boncuktur demişlerdir. İşin gereği doğrusu Zeren kocaya göre de gövde değil Sipsili borusudur.

..."Çoban çocuklarımız da ağaç kabuğundan en eski Türkler gibi bura bura boru yapıp ve sipsi (sıbızgı) takıp öttürürler. (Bak çocuk çalgıları.) Ferhenkte: Bergu. İranda trompete hala sadece bergu diyorlar.

Mahmut Ragıp Gazimihal hocamızda bize öncülük ediyor. Öncelikle bu sazımızın iki parçasına birden sipsi diyemiyoruz. Boru + (artı) sipsi eşittir (=) sipsili olur. Sipsili sıbızgalı sipsisi kelimelerini de ekleyebiliriz ama sipsili en güzel ad olur.

Zaten bu sazımızı çalanlar, yapanlar deliklerin olduğu yere ayrı isim, üst tarafa titreşimin oluştuğu bölüme de ayrı bir isim koymuşlardır. Öyleyse: Boru + sipsi = sipsili. Bu çalgımız sipsilidir.

Bu oyuncak çocuk düdükleri mevsimlik yapılırdı. Bahar olunca ceviz ağaçlarının , söğüt ağaçlarının ince şah dalları kesilip alınarak rahat bir yere taşınırdı. Düz bir taş bulunurdu. Kesilen dallardan sipsilik, hottukluk, zipçilik olacaklar ayrılırdı. Öncelikle hottuklar yapılırdı.:İnce dallar 5, 6 cm olarak belirlenir dal eni boyunca, kabuk odunsu tabakaya kadar kesilir. Kesilen kısım düz taşın üzerine koyarak bıçağın sapı ile gayet yavaş olarak vurulur. Bu vuruş ritmiktir. Bıçak dalın üzerine vurulurken bir taraftan da bot, bot, botlamış, kara devem atlamış, hottuk botlamış, denir ve yeniden vurularak ayrılan kabuk burularak çıkarılır Çıkarılan kabuk bir ucundan bir santim kadarı dış kabuk sıyrılır. Sıyrılan temizlenen hottuk ağıza alınır. Ağızdaki hottuk ağızda ıslanır, aynı zamanda ısı verilir. Islandığı ısındığına inanılan hottuk ağızdan çıkarılarak parmak arasına alınarak, dış kabuğu soyulan bölüm yavaşça pireslenir. Soyulan bölüm yassılaşarak titreşme kıvamına gelmiştir. Artık hottuğumuzu öttürebiliriz. İş ağzımıza aldığımız hottuğun avuç içinde avucun açılıp kapatılarak bir kaç daha ses çıkarılmasına kalacaktır.

Bizden büyük çocuklar ise düzgün ve boğum yeri uzun olan dallardan aynı yöntemle 15-20 cm uzunluğunda bir boru çıkarırlardı. Çıkarılan borunun üzerine en çok beş delik açılır, alt tarafa da bir delik açılarak, hottuk bu boruya takılırdı. Sipsilimiz hazır olurdu . En çokta dalalili, dalalili, dalalili diyerek gelinalma havasını çalarlardı. (Cezeyir)

Yetişen kabak dalları, ceviz yaprakları, çeşitli otların yaprakları bize ayrı ayrı saz olurdu. İki baş parmağımızın arasına alınan yaprakları üfleyerek, müzik yapardık.

Güze doğru kargılar olgunlaşırdı. Olgunlaşan kargılardan öncelikle sipsilerimizi yapardık. Yapılan sipsiler çalınırken, borular hazırlanırdı. Hazırlanan borulara sipsiler takılır ihtiyacımız olan yada becerebildiğimiz türküleri çalardık.

-Zurna sipsili bir borudur

-Kamış sipsisi , zurnanın ses çıkaran , yani ana bölümüdür

Mey yassı kamış sipsili bir Türk borusudur. Sipsili ise silindirik sipsiye sahip olan bir Türk çalgısıdır.

Alan araştırmalarım içinde Artvin Şavşat Ciritdüzü köyünde . yaşayan mey ustası. Cabbar usta da bulunmaktadır. Cabbar ustadan mey sipsisi yapmayı öğrenmiştim. Cabbar ustanın hazır kalıbının bir bölümünü keserek bende tek sipsilik bir kalıba sahip olmuştum.

Mey sipsisi için hazırlanan kamış bir kabın içine konarak kaynatılıyor, kaynatılan kamış kalıplanarak mey sipsisi yapılıyor.Ama kamış sıcak su da kaynatıldığı zaman yumuşayan cinsi olmalıdır.

Sipsilinin sipsisini böyle bir işleme tabi tutma şansımız yoktur. Silindirik boru yarılarak titreşmesi sağlanır. Adı da sipsidir.

Sipsileri çeşitli sazlarda alt arta yazarak gösterelim.

ZURNA :

a-sipsi

b-Lüle,etem veya metem.

c-nezik

ç-soluk deliği

d- ana melodi delikleri

e- cin ve şeytan deliği

f- avurtluk



MEY (BALABAN):

a- sipsi

b- Mey borusu

c- Ayar maşası

SİPSİLİ(SİPSİ) :


a-Sipsili(sipsi)borusu

b-Sipsi

__________________



Jade isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla