Konu: Kadın Beyni
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.06.2014, 18:52   #1 (permalink)
AdoniS
Suum cuique

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kadın Beyni

Kadın Beyni

19. yüzyılda bilim adamları kadının erkekten daha az zihinsel kapasiteye sahip olduğunu yorumlamıştı. 20. yüzyılın büyük bir kısmında da çoğu bilim adamı kadınların, nörolojik ve üreme işlevleri dışındaki bütün alanlarda, küçük boyutlu erkekler olduklarını varsayıyordu. Bu varsayım kadın psikolojisini ve fizyolojisini çözmekle ilgili bütün yanlış anlamaların merkezini oluşturmuştur.

Yeni Beyin Blimi ile kadın ve erkeğin temel nörolojik farklılıklarıyla ilgili temel bilgiler hızla değişmiştir. Beyin tomografisi ve manyetik titreşimler sayesinde görüntü elde etmeyi sağlayan(MRI) gibi yeni aletler artık insan beynini gerçek zamanlı olarak, sorunları çözerken, kelimeleri kullanırken,hatırlarken, yüz ifadelerini değiştirirken, aşık olurken, bir bebeğin ağlamasını dinlerken ve deprosyondayken, korku ya da endişe duyarken gözlemleyebilmemizi sağlıyor. Bunun sonucunda da bilim insanları kadın ve erkek arasındaki kimyasal, genetiik, hormonal ve işlevsel beyin farklılıklarını belgeleyebildiler. Beyindeki farklılıklara derinlemesine bakıldığında kadını kadın, erkeği erkek yapanın ne olduğunu anlayabiliriz.

Erkek ve kadın genetik kodlarının %99’dan fazlası aynıdır. İnceleyici bir gözle bakıldığında kadın ve erkek beyinlerinin aynı olmadığı görülmektedir. Yapılan derinlemesine çalışmalarla kadın ve erkek beyinlerinin baskı ve çelişki durumlarında tamamen farklı tepkiler verdiği, sorunları çözerken, konuşurken, deneyimlerken ya da güçlü duyguları depolarken beynin farklı bölgelerini kullandığı ortaya çıkmıştır.

Aşık Kadın Beyni: Erkekler ve kadınlar için romantizmle ilgili ilk hesaplamalar bilinçaltında gerçekleşir ve her iki taraf için birbirinden farklıdır. Örneğin kısa süreli eşleşmelerde erkekler avcı, kadınlar seçicidir. Bu bir genelleme değil, atalarımızın milyonlarca yıl genlerini nasıl yayacaklarına dair edindikleri tecrübelerden kalan mirasımızdır. Evrim sürecinde beyin en sağlıklı eşleşmeyi nasıl yapacağını öğrenmiştir. Kadın kendisine çocuk verme ihtimali en yüksek olana; kaynakları ve bağlılığı çocuğunun varlığını sürdürmesini sağlayacak olana yönelir. İlkel erkek ve kadınların bilgileri modern beyinlerimizin ve nörolojik devrelerimizin derinliklerine kazınmıştır.

Aşık olunduğunda harekete geçen beyin devreleri uyuşturucuyu arayan bir bağımlının beyninde harekte geçen devrelerle aynıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda aşkın, doğal bir ecstasy etkisi yarattığı görülmüştür. Aşık çiftler özellikle ilk 6 ay boyunca birlikte olmanın yarattığı uyuşturucu hissini arzular ve birbirlerine karşı umutsuz bir bağımlılık duyarlar. Sarılmak ve dokunmak gibi eylemler beyinde , özellikle kadınlarda oksitosin salınımına neden olur ve sarılan kişiye karşı karşı güven duyma eğilimi yaratır. Dokunmak, bakışmak, olumlu duygusal etkileşim, öpüşmek ve orgazm da kadın beyninde oksitosin salınımına yol açar. Bu tür temaslar beyindeki aşk devrelerinin harekete geçmesinde anahtar rol oynayabilirler.

****: Kadınların cinsel açıdan tahrik olmaları, beynin tahrik olmasıyla başlar. Tahrik ancak amigdala (beynin korku ve gerilim merkezi ) kapanmışsa zevk merkezlerini hareketlendirip orgazmı tetikleyebilir. Amigdala kapanmadığı sürece her an endişe , çocukların okulu, günlük program, akşam yemeği gibi konular orgazma doğru ilerleyeşi bölebilir. Kadınların bu fazladan nörolojik adıma ihtiyaç duymaları bir kadının orgazma ulaşmasının neden bir erkekten 3 ila 10 kat daha uzun sürdüğünün açıklaması olabilir. Deli gibi aşık olan, ilişkilerinin ilk evresini yaşayan partnerlerinin kendilerine taptığını ve arzuladığını hisseden kadınlar daha kolay orgazm olabilmektedirler. Bazı kadınlar için uzun süreli bir ilişkinin ya da evliliğinin sağladığı güven duygusu beyinlerinin yeni bir erkekle olacağından çok daha kolay orgazma ulaşmasını sağlamaktadır. Kötü kokan nefes, fazla alkol , ya da yapılan herhangi bir ters hareket havayı bozup kadının amigdalasının yeniden çalışmaya başlamasına neden olabilir.

Menstural Döngü: Adet döngüsüyle bağlantılı duygudurum değişikliklerini araştıran bir çalışmada adet dönemiyle bağlantılı olarak gelişen hormon salgılamaları, beyindeki devreleri doğrudan etkilediği, irkilme refleksiyle kendini gösteren ve tedirgin olmak diye adlandırılan bu durumun aslında beyindeki etkilenmenin bir göstergesi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, kadınların hormon azalmasının maksimuma ulaştığı dönemlerde neden sürekli irkildiklerini ve diken üstünde olduğunu da açıklıyor.

Duygusal Hafıza: Araştırmalar kadınlarda duygu merkezleriyle ilgili bağlantıların daha aktif ve daha geniş olduğunu göstermektedir. Stanford Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, beyinleri taranırken duygusal resimlere bakan kadınların beyinlerinde 9 farklı bölge aydınlanırken erkeklerde 2 bölge aydınlandığı görülmüştür. Araştırmacılar ayrıca kadınların tipik olarak, duygusal olayları, ilk randevu, tatil, büyük kavgalar gibi olayları erkeklerden daha canlı hatırladıklarını ve daha uzun sure hafızalarında tuttuklarını ortaya koydu. Sonuç olarak kadınlar erkeğin ne söylediğini, ne yediklerini, dışarıda havanın soğuk olup olmadığını ya da yıldönümünde yağmur yağıp yağmadığını hatırlayabilmektedirler.

Alıntı

__________________
..

Konu AdoniS tarafından (21.06.2014 Saat 19:54 ) değiştirilmiştir.
AdoniS isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla