Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31.07.2014, 20:28   #1 (permalink)
Jineps

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kendisine uyanan bilinç

Kendisine uyanan bilinç



Tanrı dedi ki:

Şimdi size cömertliğin diğerkamlıktan, bencil olmamaktan değil de doğal bir farkındalıktan, kendisine uyanan bir bilinçten kaynak bulduğunu anlatacağım.
Yeryüzü diyarında yaşayan pek çokları için kendisi ve diğeri arasında bir çizgi, bir sınır vardır. Bu çizgi ince bile olsa nihayetinde vardır. “Bunu kendim için istiyorum,” diyen tek ya da ilk insan siz değilsinizdir. Verdiğiniz şey tabakta kalan son parça tatlı da olabilir ama nihayetinde bu algınıza, idrakınıza dayalı olarak verdiğiniz bir karardır. Cömert olmayı istemişsinizdir. Verici olduğunuz kişiyi de büyük olasılıkla bir parçanız olarak değil daha ziyade sizden ayrı, farklı bir birey olarak görmüşsünüzdür. Dolayısıyla bu cömert armağanı ne yaptığınızın farkındalığını taşıyarak vermişsinizdir.
Burada anlatmaya çalıştığım bilinç seviyesinde olan kişi ise –ki bu bilinç seviyesi mevcuttur- kendisi ve diğeri arasındaki o ince çizgiye sahip değildir. Durumu değerlendirse bile muhtemelen “Burada en büyük mutluluğu bana ne verir?” diye düşünmektedir. Dolayısıyla karşısında bir başkası olarak görünen “kendisi” için elinden geleni yapar; ama bu bilinç durumu “Bir”in mevcudiyetini zaten üzerinde düşünmeksizin, içsel olarak bilmektedir. Bir’in Ben olduğunu bilir, kendisinin Ben olduğunu bilir; dolayısıyla bir başkasının şekil ve suretinde görünen kendi Benliğine verir.
Bu bilinç hali yüksek bir dağın zirvesinde oturur, orada ayakta durur ya da Denizin derinliklerinde yüzer.
Dağın tepesinde almak yoktur. Sadece vermek vardır. Bu bilinç sadece kendisine verir. Her zaman kendisini düşünmektedir. Diğerini kendisi olarak görmektedir. Kendisini silmez o. Yeryüzünde yaşar ama bu Yeryüzü pek çoklarının hala yaşadığıyla pek de aynı değildir öyle. Dağın tepesi, kendisini erozyon, aşınma, kayıp falan filan gibi şeylerle ilişkilendirmez, bunların derdine düşmez. Karlarını, çağlayan sularını verir o. Sırtından, eteklerinden yuvarlanarak akar bunlar. Saklayıp esirgemez, çünkü kendisinden esirgemez. Dağın tepesi, o dağın eteklerinin de dibinin de yine kendisi olduğunu bilir. En uzak dağlara, tepelere uzananın, orada olanın da yine kendisi olduğunu bilir. Kendisi olmayan hiçbir şey yoktur öyleyse verilmeyecek ne olsun ki? Her şeye sahiptir o.
Ve bu bilinç Denizin derinliklerinde yüzüyorsa da kendisini paylaşan Denizdir. Tüm küçük balıklar birlikte yüzmektedir. Kendisini öylesine cömertçe sunan Deniz’de yüzmektedir onlar. Deniz “Bu minik balık uygun. Sularımı ona tahsis edeyim bari,” diye düşünmez. Deniz “ Şu küçük balık, yok, olmaz, bu Benim değil. Buraya ait değil. Onu buyur etmeyeyim bari,” diye de düşünmez.
Yeryüzündeki bu bilinç dünyada yaşar ama sizin bildiğinizden farklı bir dünyadır onun yaşadığı. Bu bilinç bir zamanlar dardır, başka yerlerdedir ama artık yükselmiştir. Siz de yükselin öyleyse, ki yükseleceksiniz de.
Herkesin kendi kutsanmış benliğiniz olduğu bu bilince yükseleceksiniz. Herkesin biri birine karşı cömert olduğu bu bilince yükseleceksiniz; çünkü bu bilinç dahilinde cömert davranacak bir başkası olmayacak, “sözde” diğerlerine baktığınızda baktığınız herkes kendiniz olacaksınız.
Bu bilinç, tüm o “benliklerinin” kendisi gibi görmediğine, kendisinin gördüklerini görmediğine hayret de edebilir. O bilincin gördükleri onun gördükleridir. Bildikleri onun bildikleridir. Neredeyse oradadır. Kanıtlara, desteğe, sağlamasının yapılmasına ihtiyacı yoktur. Enkarne olmuş, bedenlenmiş cömertliktir o. Cömerttir ama öyle olduğunu bilmez ve kendisine hayretle bakıldığında şaşkınlık duyar o.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

__________________
Taklitler aslını yaşatır.
KIPSS.









Ben soğuk değilim,
siz cıvıksınız.

.
Jineps isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla