Kendinizi hatırlayın



Tanrı dedi ki:

Açık büfede yemeğe gittiğinizde yemekler arasında seçim yaparsınız. Tatmak için dahi olsa her yemekten tabağınıza almazsınız çünkü çok fazla seçenek vardır. Tercih yaparsınız.
Eğer hayat önünüzde uzanan bir açık büfeyse her şeyi birden seçemezsiniz. Tercihleriniz olabilir. Herkes için her şey birden olamazsınız. Kendinizi helak edemezsiniz.
Pek çok şeyin birden hoşunuza gitmesi çok güzel bir şeydir; lakin istirahat ve sessizlik de gereksinimdir.
Para söz konusu olduğunda onu nereye harcayacağınız konusunda seçim yaparsınız.
Eğer hayat dahilindeki zaman da bir mal, bir ürünse – bir illüzyon olmasına rağmen- zamanınız konusunda seçimler yapmak zorundasınızdır. Hayattaki her şeyi tüketemezsiniz. Burada kast edilen kendinizi kısıtlamanız değildir. Ancak, kendinizi parça parça etmenizin de gereği yoktur.
Eylem denli, eylemde bulunmak denli, Varolmanın da mevcudiyetini hatırlayın siz, Varoluş halini hatırlayın. Mevcutlara yaslanacağınız, var olanla yetineceğiniz zamanlar da vardır. Faaliyet denli istirahat de mevcuttur, eylemsizlik de mevcuttur. Bu iki halin de yeri ayrıdır. Her ikisi de ihtiyaçtır. Kendinizi aşırı derecede yormanızı, hırpalamanızı istemiyorum Ben. Bana hizmet ederken dahi kendinizi, emeğinizi uygun şekilde pay etme gerekliliğiniz vardır. Çocuklarımın o kadar iyi bir yüreği vardır ki, çocuklarım o kadar iyi niyetlidir ki Benim, bazen yapabileceğinizden fazlasını üstelenebilirsiniz. Hizmet etme arzunuz dahilinde kendinizi unutmamalısınız ama. Siz Benim çocuğumsunuz da ve Ben de başkaları denli kendinize de ihtimam göstermenizi istiyorum sizden. Benim arzum sağlıklı ve esen olmanızdır.
Evet, kendinize hizmet etmekle başkalarına hizmet etmek arasında ince bir çizgi vardır. Bu ikisini analiz etmeniz gerektiğini kastetmiyorum burada. Yedinci gün istirahat ettiğim söylenir ya, bunu kastediyorum. Ben ki istirahate ihtiyacı olmayanım, ayaklarımı uzatıp oturabiliyorsam bunu neden siz de yapmayasınız? Hakikat Benim asla yorulmadığımdır. Enerji sarf etmem Ben. Lakin Ben ve siz, aynı hamurdan yoğrulmuş olsak da - Ben ki Enerjinin Kaynağıyım, serbestçe döner, sonsuz spiraller oluştururum ama enerjimi harcamam- sizin molalara ihtiyacınız vardır, uykuya ihtiyacınız vardır.
Pek çok şey yapmanız sizin için iyidir ama işleri hafiften almanızı istiyorum sizden. Faaliyet dahilindeyken bile hafiften almanızı, büyütmemenizi istiyorum sizden. Çarkı çevirin ve tercihlerinizi yapın. Evet, herkes yaptığından daha fazlasını yapabilir, bu doğrudur ama bazılarının dayanabileceklerinden, taşıyabileceklerinden fazlasını yaptıkları da doğrudur. Dolayısıyla sizden kendinize zaman ve alan yaratmanızı istiyorum Ben. Bir başkası olsa ona çok özen gösterirdiniz. Şimdi sizden kendinize de iyi bakmanızı, özen göstermenizi istiyorum.
Bana yapacağınız hizmetleri başkalarına bırakmanızı istemiyorum. Kendinize de bakmanızı, özen göstermenizi istiyorum.
Bazı insanlara başkalarına hizmet etmelerini, faydalı olmalarını hatırlatmak gerekir. Bazı insanlara da Tanrı’nın evladı olduklarını ve büyük bir itinaya, değere layık olduklarını hatırlatmak gerekir. Herkesi dikkate almanızı, özen göstermenizi istiyorum sizden ve bu herkese kendinizi de dahil etmenizi.
Hayat kendisini dengeleyip denkleştirecek, eşitleyecektir ama siz, kendiniz bu arada uygun bir hız tutturun; ne çok yavaş, ne çok süratli. Harap ettiğiniz, çatlayana kadar koşturduğunuz bir yarış atı değilsiniz ki. Otlanmanız, beslenmeniz de gerekiyor. Yola bu şekilde devam edebilir ve başkalarına da faydalı olabilir, onlara ihtimam gösterebilirsiniz. Kendinize de tabii ki atınıza muamele ettiğiniz gibi muamele edin. Kendinize de tabii ki arabanıza muamele ettiğiniz gibi muamele edin. Harcanır, gözden çıkarılır bir şey değilsiniz canlarım. Benim planlarım için gereklisiniz.
Egzersiz yapmak, gevşeyip istirahat etmek için de vakit ayırın. Su için. Siz de değerlisiniz. Aşırı harcamayın. Size olan sevgimi unutmayın. Bana hizmetiniz dahilinde Beni ve kendinizi hatırlayın.
Çeviren: Engin Zeyno Vural