Bir hayalperest



Tanrı dedi ki:

Geçmişte ne yaptığınızı, ne yapmış olmanız gerektiğini veya ne yapmış olmayı dilediğinizi bir kenara bırakın. Hatalar yoktur, siz de ancak o oranda hatalı olabilirsiniz. Hata üstüne hata yaptığınız düşüncesi bir yanılgıdır, yanlıştır. Sadece tek bir yol vardır canlarım ve o yol Bana gelir. Bu yolun karşınıza kaç türlü şekilde çıktığının, size hangi suretlerde geldiğinin ise zerrece önemi yoktur.

Ah tabii sizin için önemlidir bu.

Dünya hayatının şöyle olduğunu farz edin: Bir kibrit yakmaya çalışıyorsunuz. Kibriti oraya sürtüyorsunuz yanmıyor. Buraya sürtüyorsunuz yanmıyor. Kibriti bir başka yerde sürtüyorsunuz, yanıyor; ya da yanmıyor. Etraf aydınlanana ve Hakikatiniz görünür olana kadar kibriti yakmaya devam ediyorsunuz. Görüyorsunuz da. Onu kucaklıyor, onu yaşıyorsunuz. O kibriti yakmaktan vazgeçmiyorsunuz. Kibrit yandığında ise nasıl da iyi görebiliyorsunuz!

Bu, Dünya hayatıdır; siz de kibriti yakan ve ışığı yukarıda tutansınız. Kibriti sürten, körler görebilsinler diye dünyaya ışık tutansınız. Siz de göremeyen bir kördünüz. İşitemeyen bir sağır. Yeryüzündeki her şeydiniz, şimdi ise maskelerinizden, kılıflarınızdan sıyrıldınız ve kendinizi gerçekten olduğunuz haliyle görüyorsunuz; ki Benim, Yaradan olan Benim bir yansımamdır bu.

Nasıl da bir rüya görmüştünüz böyle, şimdi uyanıyorsunuz. Gözlerinizi ovuşturuyorsunuz. Nerede olduğunuzu, uyanık mı yoksa uykuda ve rüyada mı olduğunuzu unutuyorsunuz. Ben olmayan diğer her şey bir rüyadır; başı boş, aylak bir gezintinin, unutkanlığın rüyasıdır bu. Şimdi ise Birliğin Hakikatine giriş yapıyorsunuz, dünya ve her şey için nasıl da uygunsunuz şimdi, nasıl da gerçeksiniz.

Gözünüzdeki bandı çıkarın. Kulaklarınızdaki tıpaları çıkarın, açın onları. Kainat için çok önemli bir konumdasınız. Cennet için çok önemli bir konumdasınız. Tabii ki öylesiniz, çünkü siz Bensiniz ve Ben de Tek Konumum. Benden, Tanrı’dan başkası yok. Adım atın ve gerçekten olduğumuz Birliğin altını içinde eriyin.

Ben neye sahipsem siz de sahipsiniz.

Gözün görebileceğinin kat be kat ötesinde bir vizyonum var Benim. Her Şeyi görürüm, Her Şeyi işitirim, Her Şeyi Bilirim ve siz de öylesiniz. Taşıdığınız bir yük değildir bu. Taşıdığınız Işıktır, çocuk oyuncağıdır bu. Ben olmak Cennet’teki ve Dünya’daki en kolay iştir. Olduğunuz Işığı taşımak size hiçbir yük getirmez, hiçbir ağırlık yapmaz. Benim Hakikatim olan Hakikatinize şüpheyle bakmayın artık. İçinizdeki Tanrı’yı selamlayın. Kendi Benliğinizi selamlayın. Gücü, Kudreti –ki Benimdir onlar- ve Birliği selamlayın.

Olduğunuzu düşündüğünüz yere bakmayın artık. Maziye bakmayın, çünkü Hakikat dahilinde onun hepsi gerçek dışıydı, hakikatsizdi. Bir zorlamaydı o. Çabayla, güç kullanarak sağlanan bir şeydi. Karanlıkta yapılan tali bir geziydi. Gerçek olmayan, doğruyu yansıtmayan her şeyden korkmuş görünüyordunuz; doğru olandan da, gerçekten de korkuyordunuz. Benim yanıldığımı düşünüyordunuz. Yanıldığınızı, hatalı olduğunuzu bu yüzden Benim de yanılmış olmam gerektiğini düşünüyordunuz.

Bir taraftan son derece rahatsız edici rüyalar görürken, kendinize ve insanlığınıza acıyıp esef ederken Benim de bir Hayalperest olduğumu, rüyalar gördüğümü düşünüyor olabilirsiniz. Aynaya bakın. Aynaya baktığınızda da Beni görün ve her zaman görmeye alıştığınız sureti unutun. Baktığınız her aynada, karşınızda Beni görün artık. Biz Bir’iz ve şimdi size düşen bunu idrak etmenizdir. Benim sizi gördüğüm şekilde görün Beni, çünkü Hakikatiniz budur sizin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural