Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.11.2012, 21:23   #34 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

BİLGİ

Öznenin amaçlı yönelimi sonucundaözne ile nesne arasında kurulan ilişkinin ürünü olan şeydir.Nesnelere yönelen özne onlar üzerine düşünerekzihinsel bir etkinlik geliştirir.Bu etkinlik sonucu kavramlara ve kavramlardan da önerme ve çıkarımlara varılır.Bilgi aktıözneden objeye bilinç etkinliğidir.Bilgi akt'ları algılamaanlama ve açıklama şeklinde olabilir.

Algılama aktısomut nesneler üzerinde yapılan duyu deneyleri sonucunda elde edilir.Anlama aktıdoğruyu bütünüyle sezgisel yada zihinsel anlamadır.Açıklama aktıbir şey hakkındaki ilk bilgiden yola çıkarak son bilgiye ulaşma çabasıdır.Bilgi çeşitleri 6'ya ayrılır

a)Gündelik Bilgi:İnsanların sıradan deneyimleri sonucu elde ettikler bilgilerdir.Neden-sonuç ve yönteme dayanmaz.kişinin algı ve sezgilerine dayanır.Bilimsel ve geçerli değildir.Sistemsizdir

b)Dinsel Bilgi:özne ve nesne arasındaki bağyüce bir varlık tarafından belirlene bir inanç sistemine dayanıyorsa buna dinsel bilgi denir.dinsel bilgi değişmezkesin bir bilgidir.Amacı insana manevi yaşam ve yaratan hakkında inanca dayalı bilgi vermektir

c)Teknik Bilgi:Öznenin nesneyi pratik amaçları için değiştirme ve ve ondan alet yapma bilgisidir.Pratik bir bilgi olup insana yarar ve kolaylık sağlar.

d)Sanatsal Bilgi:Sanatçınesneye yönelerek onda gördüğü bir şeyi elindeki malzemeyle ifade etmeye çalışmasıdır.Yara gibi bir amacı yokturoğadaki nesneleri kullanmasına rağmendoğada olmayan bir güzelliği eserine katar

e)Bilimsel Bilgi:İnsanın aklıyla belli bir konuya yönelerek elde ettiği yöntemlisistemlidüzenli geçerli kanıtlana bilinir ve denetlene bilinir nesnel bilgiye denir.

1)Formel Bilimler:Konusunu doğadan almayan yani duyu ve deneyime dayanmayan fakat duyular üstü bir ideal varlık alanını ele alan bilim dallarıdır(matematik.mantık) Formel bilimlersembolleri kullanarak kendilerini ifade ettikleri için aynı zamanda bir ideal;yani yapay anlatım biçimidir.Bundan dolayı diğer bilimlerle oranla daha nesneldiroğa insan bilimleri sembolleri kullanarak daha nesnel olmayı amaçlar

2)Doğa Bilimleri:Nedensellik ilkesine göreyani aynı koşullar altında hep aynı sonuçların çıkacağı ilkesine dayanan doğa bilimleri deneysel yöntemi temele alır.konu alanı içinde doğa bilimleri(fizik)yaşam bilimleri yer alır.Temel özelliği olgusal ve deneysel olmalarıdır.Olgusaldır.Çünkü olgular ile neden-sonuç ilkesini araştırır.Nedenseldir.Çünküoğa bilimleri genel kesintümeldoğru yasalara ulaşmayı amaçlar.

3)İnsan Bilimleri:İnsanı değişik boyutlarıyla inceleyen bilgi türüdür.İnsan bilimleri;antropolojisosyolojipsikolojisiyaset bilimidil bilimi ve tarihtir.Bu bilimler insanın yapıp ettikleriyle ve ne yapacaklarıyla ilgilenir.Fakat kesin bir yasaya varamazlar.

f)Felsefi Bilgielsefi bilgievrenivarlığıinsanıdoğayı parçalara ve konulara bölmeden bir bütün olarak anlamaya çalışır.Felsefi bilgi insanın aklıyla ortaya koyduğu tümel düşüncelerdir.Felsefi Bilgi;araştırma ve eleştiriye dayalıdırakla dayanır.Mantık ilkelerine dayalı akıl yürütmelerdirSoyut ve kavramsal olduğu için evrenseldirbirleştirici ve bütünleyicidirÖzneldirbir bitmişlik yoktur

BİLGİCİLİK (Sofizm)

Eski Yunan’da İ.Ö 5. yüzyılın ikinci yarısından İ.Ö 4. yüzyılın başlarına değin para karşılığı felsefe öğreten gezgin felsefecilerin (sofistler) oluşturdukları akıma bilgicilik denir.

Sofist deyimi bilgeliği yeğleyen öğreti bilgi öğretmeni siyasada yararlı olma sanatı söz söyleme sanatı anlamlarında kullanılmıştır. İ.Ö 5. yüzyıl antik çağ Yunan felsefesinde bilgicilik akımının egemen olduğu çağdır. İlk düşünür sayılan Thales’den beri ortaya atılan sayısız varsayımlar sonunda insan zekasını şahlandırmış ve bütün olup bitenleri yeniden gözden geçirerek kıyasıya eleştirmeye yöneltmişti. Doğa bilimlerinin denetiminden yoksun insan düşüncesi varlığın temeli konusunda daldığı hayal aleminden kendisine dönüyordu. Bilgicilik akımının inceleme amacı insanın kendisiydi. Protagoras’ a göre “insan her şeyin ölçüsü” ydü. Bilgi teorik bir merak değil pratik bir yarar olmalıydı. Protagoras “tanrılara gelince ben onların ne var olduklarını ne de yok olduklarını bilirim” diyordu. Bilgici Hippias giydiği elbiseyi kendisi diktiği için “ bağımsızlığa kavuşmakla” övünüyordu. İnsan her türlü yapma bağlardan kurtulmak ve insansal yasanın (nomos) yerine doğal yasa (physis) konulmalıydı.

Bilgiciler özdekçi düşünceleri sürmekle beraber ürünü oldukları idealist çizgiyi sürdürmüşler ve dünyayı tanıma olanağını yadsımışlardır. İşte bu idealist çizgidir ki bir yandan bilgicilik akımını yozlaştırarak felsefeyi güzel söz söyleme sanatına dönüştürürken diğer yandan idealist ilkelerin gelişmesi sürecini doğurmuştur.





BİLİM NEDİR

Sözlüklerde ve ansiklopedilerde bilimin değişik tanımları vardır. Sanırım bu tanımların hiçbirisi bilimi eksiksiz olarak açıklayamaz.

Cumhuriyet'te ve Cumhuriyet Bilim Teknik'te bilimin tanımı ya da açıklaması çok yapılmıştır. Bunlara bir yenisini eklemenin bir yararı olabilir mi? Bu soruyu biraz minder dışına kaçarak yanıtlama olanağı vardır. Aşkı binlerce yazar anlatmıştır. Gene de her gün yeniden anlatılmaktadır ve insanoğlu var oldukça anlatılmaya devam edilecektir. Ama hiçbirisi aşkı eksiksiz anlatamamıştır ve anlatamayacaktır. Belki bilim de böyledir; onun eksiksiz bir tanımı yapılamaz. Ancak bir temele dayanabilmek için bir yerden başlamak iyi olacaktır.

TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor: Bilim: "Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi." "Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi."

"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."

Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur. Bu nedenle bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine onu açıklamaya çalışmak daha doğru olacaktır.

İnsan doğaya egemen olmak ister!

Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek doğaya egemen olmak istemiştir. Bu nedenle insan varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır. Son zamanlarda bu görüşün tersi ortaya atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir.Bence bu iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi sürekli barış için sürekli savaşa hazır olmak gerekir.

Gök gürlemesi şimşek çakması Ay'ın ya da Güneş'in tutulması hastalıklar afetler vb. doğa olayları bazen onun merakını çekmiş bazen onu korkutmuştur.

Öte yandan bu olgu insanı doğa korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu insan önünde sonunda anlamıştır. Peki insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle bilimi yaratan güdü insanoğlunun gereksinimleri midir?

Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır. İnsanın (toplumun) egemen olma isteği beğenilme isteği daha rahat yaşama isteği üstün olma isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir. İnsanın korkusu merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bilim neyle uğraşır?

Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil sosyolojik psikolojik ekonomik kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.

Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi insanoğlu aklıyla yapmaktadır.

Bilimin gücü

Bilim yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini geleneklerini ve standartlarını koymuştur. Bu süreçte çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur: çeşitlilik süreklilik yenilik ve ayıklanma.Şimdi bunları kısaca açıklamaya çalışalım.

Çeşitlilik:Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir hiç kimsenin iznine bağlı değildir. Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil din ırk ülke tanımaz. Böyle olduğu için ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz. Hatta bu konular sayılamaz sınıflandırılamaz.

Süreklilik:Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Kırallar imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır.

Yenilik:Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bilime herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkânlarla gözlenebilen denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.

Ayıklanma:Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.




Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla