Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27.09.2014, 19:54   #1 (permalink)
Feda
Tek Aşk BeşiktAşk
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
tick Huzur mu Mutluluk mu ?

Huzur mu Mutluluk mu ?
Yaşam şeklimizi belirlerken, hayata yüklediğimiz anlam inandığımız değer yargımıza göre biçimlenir. Bazıları için hayatın anlamı daha ziyade mutlulukla kaimken, bazıları için huzurlu yaşamak daha önceliklidir. Önceliği hangisine verirsek verelim hepimiz mutlu ve huzurlu olmak isteriz.Ne yazık ki, hayatın gerçeğinde bu iki kavramı bir araya getirmek kolay değildir.
Sıklıkla beraber kullanılıyor olsalar da çok da benzer kavramlar değillerdir aslında. Farklarını sıralamak gerekirse;

Yaşam denilen hakikat “an” ve “süreç”lerin toplamıdır. Mutluluk sanki daha çok anlarda yaşanmakta. Örneğin, önem verdiğiniz bir sınavı kazandığınızda ya da gitmek ve görmek istediğiniz bir yeri ziyaret ettiğinizde son derece mutlu olursunuz.

Mutluluğu ne kadar çok yaşayıp, mutlu anlarımızın hafızadaki çokluk resimlerini ne kadar biriktirebilirsek, o derece mutlu insan oluruz.

Mutluluk huzura göre daha coşkulu bir duygudur. Bu yönüyle sanki “ergen“ bir duygudur ve olgunlaşmamış gibidir. Bazen hepimiz mutluluktan şımaran insanlara tanıklık ederiz. Zira huzura göre daha az olgun olduğu içindir ki bu duygunun kişiyi şımartması mümkündür. Ve belki bu şımarma davranışıyladır ki mutlu insanların kıskanılması daha kolaydır.

Mutluluk huzura göre dışardan daha çok ve net gözlenmektedir. Garip gelecek, ama mutluluk duygusunun en olumsuz yanı öncelikle karşı taraftan bekleniyor olmasıdır. Örneğin, evlenerek mutlu olmayı bekleriz. Lâkin bu beklentinin ardında mutlu edilme arzusu daha barizdir. Evlenirken aklımıza gelen fikirlerden biri de eşimiz tarafından mutlu edilme arzusudur. Mutluluğu karşı tarafa vermeye tabii ki niyetliyizdir böylesi bir ilişkide, fakat farkında olmadan önceliği ötekinden bekleriz. Oysa dikkatlice gözlendiğinde müşahede ederiz ki, başkalarının mutluluğu için çalışan insanlar herkesten daha çabuk mutlu olabilmektedir. Yani, istersek mutluluğu beklentiden çıkarıp oluşturulabilen bir kavram hâline getirebiliriz. Yani mutluluk daha ziyade
– Anlık
– Coşkulu
– Ergen
– Beklenilen
– Gözlenebilen
– Şımartan yanlarıyla yaşanırken huzur duygusu kişinin hayata yüklediği anlamla biçimlenir.

Herkesin huzuru kodlama şekli farklı farklıdır. Bizleri ilgilendiren herkesten ziyade Müslümanın huzurunun fıtrî olduğudur. Yani kişi yaratılırken Cenab-ı Hak tarafından huzuru için belirli kodlarla dünyaya gönderildiğinden bu şifrelere göre oluşturacağı yaşam biçimiyle ancak ve ancak huzurlu olabilmektedir.

Huzur olgun bir duygudur mutluluğa göre. Kişiyi şımartmaktan ziyade sakinleştirir ve ruhsal sağlığı için çok da elzem bir duygudur aslında.

Huzur daha ziyade “süreç” de yaşanır. Ve dışsal olarak gözleniyor olmaktan ziyade içsel yaşanır. Ayrıca ötekinden beklemek yerine huzur kişi tarafından inandığı hayat tarzıyla inşa edilir. Süreç hayatımızın toplamında “an”lardan fazlasını kapsadığı için huzur duygusunu mutluluktan çok daha fazla yaşama imkânına sahip olabiliriz. Zira artık ötekinden beklemek yerine kendimiz daha aktif bir şekilde bu duygu inşa edebiliriz.

Huzur ve mutsuzluk yaşamda ters orantılı olarak var olmaktadır. Kişi ne kadar çok içsel huzuru elde etmişse o denli mutsuz anları azalmaktadır. Zira huzurlu insan artık yaşadığı her olumsuz olayın arkasındaki hikmeti anlamaya çalıştığından iç dünyasındaki huzuru kolay kolay yitirmeyeceğinden bu tür anların kendisine yüklediği olumsuz ruh haliyle daha kolay baş edebilmektedir. Yani aslında mutluluk gibi mutsuzluk da anlıktır. Örneğin; her hangi bir olay karşısında üzülüp, yıpranabiliriz. Önemli olan kişinin olay karşısında huzurunu kaybetmemesidir. Zira hayata yüklediği anlamla ölümü daha farklı okuduğundan, üzüntü hissediyor olsa bile huzursuz değildir.

Burada önemli noktalardan biri de şu; üzüntüye sebep olan her olay karşısında duygusal tepkiler vermemiz çok doğal ve normal. Olayın anlık yaşanıyor olması önemlidir, fakat süreçte kişi huzursuzluğu yaşamıyorsa aslında içsel anlamda güçlenmiş ve ruhsal tekâmül basamaklarını yavaş yavaş çıkıyor demektir.

Ayrıca huzurlu insanlar diğer insanlara göre bir takım tutku ve korkularıyla baş edebilmiş, dışardan sağlanan bir takım sıfat ve kazançlarla benliklerine paye çıkarmazlar. Daha ziyade benliklerini huzurla güçlendirmeye çalıştıkları için hayatlarının anlamı çok daha özel ve güzel olabilmektedir. Allah herkese huzur nasip etsin.

Psikolog
Yasemin Uçal Abdullah

__________________






Konu Bia tarafından (27.09.2014 Saat 20:11 ) değiştirilmiştir.
Feda isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla