Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28.09.2014, 15:46   #1 (permalink)
Behice

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Mehmet Gündem - Lüzumlu Adam İshak Alaton Kitap Tanıtımı

Mehmet Gündem - Lüzumlu Adam İshak Alaton Kitap Tanıtımı

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]


Lüzumlu Adam İshak Alaton, Mehmet Gündem tarafından yazılmıştır. Alfa Yayınları, Biyografi, 9786051064499, 306 Sayfa, Ağustos/2014

Kitabın 122. ve 123. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

SADECE İŞ ORTAĞIYIZ

Farkında olmadan biz çok ileriyi görmüş, planlamış ve çok doğru, çok önemli bir iş yapmışız.
Daha o tarihlerde, yani ortaklığın ilk yıllarında iş hayatı ile özel hayatın ayrımına vardık.
Ailelerimizi görüştürmedik, ortaktık ama iş hayatının dışında kendi özel hayatımızı da kurduk, pek birbirimize gidip gelmedik, yüz göz olmadık. Hafta sonlarında, tatillerde farklı yerlerde yaşadık.
İş hayatında birlikte çalışan insanların aralarının zaman içinde bozulmasına en fazla eşlerinin sebep olduğuna şahit olduk. Fazla samimiyet ve içiçelik zamanla kıskançlıklara ve çekişmelere yol açıyor. Bu olumsuzluklar da doğal olarak eşlere yansıyor ve çoğu zaman yıl' larca dost veya ortak olan bu iş insanlarının arası açılıyor, kırk yıllık dostluklar bir hiç uğruna düşmanlığa dönüşüyor, birlikte başarılmış büyük ortaklıklar bozulmaya gidiyor.
Bu insanlar arası ilişkilerdeki zafiyeti erken zamanda gözlemlediğimiz için eşlerimizin samimi ilişkiler kurmalarını önleme yolunu seçtik. Zaten, tesadüfen de olabilir çok farklı iki mizaca sahip insanlar oldukları için hiçbir zaman yakınlaşma olmadı. Üzeyir'in eşi Halep doğumlu, Ortadoğu kültürüne açık bir insan, benim eşim ise Çekoslovakya'da doğmuş ve ailesiyle İkinci Dünya Savaşı sonra-, mülteci olarak İsveç'e sığınmış, Batı Avrupa kültüründe yetişmiş, edebiyat ve klasik müzik meraklısı bir insan. Bu endişemiz de böylece kendiliğinden yoluna girmiş oldu.
Tabii bunlar masaya oturup bir seferde alınan kararlar değil, defalarca süren tartışmalarla ulaşılan bir seviye, akıl yolu... Aslında bizim yaptığımız birbirimizi eğitmektir. Yani daha iyiyi nasıl buluruz diye bir eğitim yaşıyoruz, ama bunun da o dönemde pek bilincinde değiliz, fakat konuşurken amacımız hep bir çözüm yolu bulmak ve bu çözümün uzun vadede de geçerli olması, çözümün son kullanım tarihinin mümkün olduğu kadar ileriyi işaret etmesi... Tabii ortaklıkta bu tür süreçler bağları ve birlikteliği de kuvvetlendiriyor, pekiştiriyor. Aynı zamanda birbirimize olan güveni de arttırıyor; "Bu insan, benim iyiliğimi isteyen insandır," diyoruz birbirimize. En önemlisi, açık ve samimi tartışma ve çare üretme kanallarını acık tutma merakımız...
Ortakların birbirleri için. "O olmasaydı ben bu noktaya geleme-yebilirdim" diyebilmesi çok önemlidir.
İtiraf etmeliyim ki, Üzeyir ile ikimizin arasındaki bu iletişimde ben daha çok ona medyun-u şükranım. Çünkü o kendini ispat etmiş, önemli bir şirketin başmühendisi olmuş, üniversiteyi birincilikle bitirmiş. Teknik Üniversite'yi birincilikle... Ve 21 yaşında Teknik Üniversite'yi bitiren tek öğrenci olmuş, adam daha o yaşta tarihe geçmiş... Böyle bir adam benimle ortak oluyor, bu benim için çok büyük bir kazanç. Ben ona çok büyük bir saygıyla bakıyorum. Sevginin yanında saygım da var, saygı duyuyorum. O da bana aynen mukabele ediyor. Ben ondan iki yaş büyüğüm.

__________________

.
.
.
.



.
.
.
.
.

Behice isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla