Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22.10.2014, 13:14   #1 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Yapraklarım Döküldü Pelin, Soldum

Yapraklarım Döküldü Pelin, Soldum

Arkadaşlarınla beraber oturuyordunuz bir masada. Ve ben o an o cafenin önündeki kaldırımdan geçen bir kişiydim sadece. İlk geçerken farketmemiştimde seni. İşlerimi halledip geri dönerken gözüme parıldamıştın bir anda. Girmiştim cafeye size yakın olan bir masaya oturmuş ve bir türk kahvesi istemiştim sade, yanında elmalı sodayla. Ara ara göz göze geliyorduk ancak hiç yüz vermeyen tavrın yüzünden yaklaşmıyordum yanına dahi. Bir kağıt kalem istemiştim çalışandan. Ve karalamıştım bir kaç satır kağıda.

Hayatın akışı parıltınla beni bu cafeye getirdi. Hiç farketmemene sebep olan bir masaya oturttu. Bakışlarımın boşluğa düşmesi sonucu sessizliğe gömdü. Ve benim bu satırları yazarak, kalkıp gitmeme neden oldu. Teşekkürler bu ufak anı için...

Satırlardan sonra masadan kalkıp yanınıza gelmiştim. Arkadaşının sözünü keserek. Kusura bakmayın sözünüzü kesiyorum diyerek sana kağıdı uzatmış, özür dileyerek yanınızdan ayrılmıştım.

Sonra üç ay sonra karşılaşmıştık bir etkinlikte. Ne tesadüfki yan yana oturuyorduk bu sefer. Kafayı çevirdiğimde ilk gülmüştün. Peşine hayatın akışı bizi karşılaştırdı herhalde demiştin. Küçük bir tebessümle hayat bu her rengi barındırır. Kimi zaman kara, kimi zaman beyaz, kimi zaman farklı bir renk bırakır. sözlerimin üzerine adımı sormuştun. Konuşmandan ses tonundan hareketlerin ve yaklaşımından olgunluğun okunuyordu. Tahminimce öğretmendin. Mustafa öğretmenim demiştim. Gülmüştün. Öğretmen değilim demiştin. Memnun oldum demiştim. Ve üstüne bana çok kaba olduğumu söylemiştin. Neden diye sorduğumda hiç adımı sormadığını iletmiştin. Korkuyorum sözümün üzerine bir neden sorusuda senden gelmişti. Kalbimden adını atamıyacağımından korktuğum için sormadım, parmağınızdaki yüzüğe bakılırsada sormamam gerek demiştim. Ve kalkmıştım yanınızdan çekip gitmiştim. Açıklama fırsatı yada bir laf bile söylemene izin vermeden. Ancak giderken yüzüğü cebinize koyduğunuzu gördüğümde biraz daha uzaklaşmıştım sizden.

Aradan bir yıl geçtikten sonra izmirde karşılaşmıştık tekrardan. Karşıma geçip Merhaba Mustafa demiştin. Yanında bir erkek vardı. Ve o erkekte o Mustafa bumu diye sormuştu sana. Evet demiştin. Sonra ondan müsade isteyip bir yere oturmamızı önermiştin. Peki diyerek rahat konuşabileceğimiz bir yere geçmiştik. Kendin bir sütlü kahve söylemiş, benim içinde türk kahvesi sade yanında elmalı soda demiştin. Gülmüştüm. Sana hayatımdan küçük bir parça anlatacam bölmeden dinlemeni istesem dinlermisin diye sormuştun? Peşine senin için anlatmak bu kadar önemlimi dediğimde evet demiştin. Ve dinliyorum demiştim sana.

Adım Pelin. Şundan Altı yıl önce nişanlımı kaybettim. Şehit oldu. Onun ölümünün üzerinden bir yıl geçtikten sonra kanser oldum. Şu anda hala kanserim. İzmirliyim. Gördüğüm rüya sonucu Samsuna geldim. Rüyamda Nişanlım Samsunda sahilde beni bekliyordu. Bunun için kalkıp samsuna gelmiştim arkadaşlarımla. Sahilde dolandıktan sonra oturmuştuk bir cafeye. Ve hayatım boyunca hiç yaşamadığım bir şekilde yanımıza gelip bana uzattığın kağıtlada şaşırmıştım. Ancak o gün Samsunda yaşadığım herşey aklımda olduğundan sözde dahil hepsi aklımda kalıyordu. Bir seminer için Samsuna gelmemiz gerektiğinde seninle aynı etkinlikte olmamda ayrı bir olaydı. Sözünü keserek sonuca gel demiştim. Biraz hevesin kaçmış şekilde sonuç olarak. Bana yaşattığın o anlar için hiç teşekkür edemedim. Teşekkür ederim demiştin. Güldüm. Gülmeme biraz bozulmuştun.

Numaralarımızı almıştık ve kalkıp gitmiştik biraz daha muhabbetin peşine. Aradan biraz daha vakit geçtiğinde aramıştın beni. Nasıl olduğumu sormuştun bende iyiyim iki hafta sonra İzmire geçecem. Oralardamısın demiştim. Evet geldiğnide haber ver görüşürüz. Tamam demiştim. İşlerimi bahane ederek telefonu kapamıştım. Bir ajanda alıp şiirlerle, yazılarla doldurup peşine karşılaştığımız anların kara kalem resmini çizmiştim. Yanıma o ajandayıda alarak İzmire gelmiştim. Durumun iyi demene rağmen biraz daha solgundu yüzün. Yanında bu sefer annen vardı. Annenle birlikte bir yerde oturmuştuk konuşuyorduk. Aynı tepki aslında annendede vardı. Mustafa bumu diye. Gözlerindeki gülümsemeyle ve yine aynı cevap evet. Ajandayı sana vermiş ve müsade istemiştim. Gece iki gibi beni aramış. Ve evet demiştin. Evet seni sevebilirim. Teşekkür etmiştim ve bir dahaki sefere görüşmemizin daha farklı olacağını belirterek yarın sabah erkenden Samsuna döneceğimi söylemiştim. Biraz buruk bir sesle tamam bekliyor olacağım demiştin ve kapamıştık telefonu. Ondan sonra uzun bir süre arada bir konuşarak vakit geçiyordu. Gelmem zorlaştığı için ara bayağı uzamıştı. Sonrasında konuşmalarımız tamamen kesilmişti.

Bir gün bilmediğim bir numara aramış ve Mustafaylamı görüşüyorum diye sormuştu. Evet demiştim. Ben Pelinin arkadaşıyım, size bir kargo gönderecektim adres almak istiyorumda demişti. Adres vermiştim ve peşine Pelin niye aramadı diye sorduğumda. Pelin bugün Vefat etti. Başın saolsun diyip telefonu kapamıştı. İçime bir burukluk gelmiş, sesim kesilmişti. Bir kaç gün sonrada kargo gelmişti. Açtığımda bir cd vardı içinde. Cdyi koyup dinlemeye başladığımda. Gönderdiğim yazıları Pelin kendi sesiyle okuyor. En sonundada bana bir yazıyla yanıt veriyordu. Göz yaşlarımı tutamamış uzun bir süre ağlamıştım. Sonra kendimi toplayarak Teşekkürler Pelin diyerek gökyüzüne baktım...

M.K. (DisAgrisi)


Konu LifeisBeauty tarafından (22.10.2014 Saat 14:19 ) değiştirilmiştir.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla