12.11.2014, 10:45
|
#1 (permalink)
|
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Özlem Çekene Kılavuz Özlem Çekene Kılavuz Özellikle sevmek ile özlemek arasındaki bağı sorgulayan satırlarda aklıma bir tek “O” geldi.
“özlem, sana, yalnızlığının değerini de öğretir, yakıcılığını da…”
“Özlem, örneğin, işitmeyeceğini bildiğin birisine_yalnızca ona; ama, kendi kendine _ “Neredesin ? ” diye seslenmendir.”
” Ne zaman hiç gitmeyeceksin ? ” sorusunun ise daha hiç sorulamadığı konum…
Ama en çok da şu satırları okuduktan sonra kendime itiraf ettim tüm cesaretimi toplayıp: -Evet, “O”nu özledim…
“Sevdiğinden dolayı mı özlersin; yoksa özlediğin için mi seversin?…
Belki, ikisi de _ belki, fark yok mu?
* * *
Özleyen, özlediğini ancak özlüyorsa, seviyordur.
Sonra tekrar cesaretimi topladım ve bunu gecenin bir yarısı, onun uyuyor olduğunu bir anda “O”na itiraf ettim: -Seni GERÇEKTEN özledim… (demek ki aslında ben “O”nu seviyorum)…
Özlem, “Yeniden _ gelecek misin bana _ hep ?” sorusuna artık yanıt bulamama konumudur_
Ben bu soruya “O” yanımdayken bile yanıt bulamıyordum ki…
“O”ndan gelen cevap tatminkar olmasa da mutlu olmama yettiyse sanırım bunda Özlemin payı büyük…
“Özlemin tek düşmanı vardır : zaman…
Zaman, özlemin hem çekemediği _ yoketmekistediği; en azından yoksaydığı _ , hem de, kendisiniyokeden; giderek, güçsüz kılan, tüketendir.
Özlemi, zaman üretir; ama onu tüketen de odur _zaman, kendi doğurduğu çocuğu, özlemi,boğazlar…”
Oruç Aruoba |
| |