Konu: Ahmed Arif
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.04.2015, 21:49   #1 (permalink)
Senmurw
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Ahmed Arif

bugün aramızda olsaydı 88. doğum günü olacak olan adam gibi adamdır.
bana; anadolu şiiriyle bu toprakları, bu ülkeyi sevdiren; leyla'ya mektuplarıyla sevdanın, aşkın ne olduğunu öğreten, hasretinden prangalar eskittim'i ile özlemi vücuduma kazıyan, yine şu alttaki dizeler ile çalışmayı, azmi hatta kavgayı öğreten adamdır kendisi.
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

-
mahzundu, kalbinden çıkanlardan öteye gitmeyen bir adamdı.
bi keresinde şair hikayeleri adlı bir kitapta bahseder 'şairin gömleği' adıyla ve aynen şu dizelerle:
''Ahmed Arif, Cemal Süreya’ya öylesine inanır, onu öylesine sever ki, hiç görmediği halde, Cemal Süreya’nın kız kardeşiyle evlenmek ister. Cemal Süreya, bu durumu kardeşine söyler. Kız şaşırır, ikisi de birbirini ta*nımıyordur. Cemal Süreya, ‘Evlen kız. Türkiye'nin en iyi şairi’ der.
Zafer Çarşısı’ndaki kahvede sözleşirler. Tanışacaklardır. Cemal Süreya, kız kardeşini alır gider. O zamanlar, çarşı kitapçılarla doludur. Bek*le bekle Ahmed Arif yok… Kitapçıları dolaşırlar. Herkesin birbirini tanıdığı çarşıda ayaküstü sohbet ederler. Ahmed Arif yok… Kız bozulur, onuruna dokunur. Cemal Süreya, ertesi gün öğrenir ki, Ahmed Arif gömleği olmadığı için gelememiştir.''

-
çoğu zaman da odamda yalnız kaldığımda bağıra bağıra söylediğim şiirlerin sahibidir. ben ömrümde böyle bir adam görmedim ve böylesine bir sevda!
söylesenize hanginiz ahmed arifin leyla'sı olmak istemezdiniz?
ha bir de, ülkü tamer'in bir ahmed arif anısı vardır, biraz nükteli, biraz da acı. onu da not düşmek isterim:
"Ahmed Arif en sevdiğim şairlerden biri. İnsan olarak da inanılmaz derecede sıcak bir dosttu" diyor Ülkü Tamer. Muzaffer Erdost’la bazı geceler 12’den sonra bir karpuz alıp onu gece sekreteri olarak çalıştığı gazete de ziyarete gider, saatlerce çene çalardık. Kahkahalar atarak sık sık anlattığı bir olayı hiç unutmadım: Diyarbakır’dan Ankara’ya gitmiş. Annesi memlekette. Komşu kadınlar boyuna övünürmüş: "Benim oğlum İstanbul’a gitti, memur oldu." "Benim oğlum İzmir’e gitti, bankacı oldu." Ahmed Arif’in annesi durur mu, o da başlarmış övünmeye: "Benim oğlum da Ankara’ya gitti, komünist oldu." "Ne bilsin anam!" derdi Ahmed Arif "Komünistliği de mühendislik, doktorluk gibi meslek sanıyor..

-
ahmed arifi bilmiyorsanız, mutlaka bilin. bu da kendi ağzından biyografisi.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

__________________




Senmurw isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla