Arkadaşlarıyla içmekten, kumardan, gezmekten veya işten gelmesi beklenen adamlar, bir ömrün üstüne damga vururlar.
Sadece bir nefes için, bir sıcak tebessüm için, bir tek içten sarılış için veya sadece eve gelmesi için bekler kadınlar. Gelip alkollü nefesiyle bilinçsizce dudaklarına yapışır kadının adamlar veya nerdesin dediği için suratına tokat atarlar.
Bekleyen kadınlar; bir ömrü boşuna çöpe atarlar bazen, bazen sadece bir geceyi bir ömür gibi yaşarlar. Beklemek, dünyanın en ağır dersidir ve hiç uyanamadığınız bir kabus gibidir.
Bekleyen kadınların içleri acır, kanar, kavrulur. Kendilerini değersiz zannederler, önemsiz görüldüklerini düşünürler.
Oysa onlar bir tek sevdikleri adamlar için yaşarlar, onları mutlu etmenin yolunu ararlar.
Bekleyen kadınlar; bekledikleri kadar bekletmemişlerdir hiç ve belki de buradadır bütün giz. Sevilmeye açtır bekleyen kadınlar ve bekledikleri kişinin buna değeceğine inanmışlardır umutsuzca…
Bekletenlerin vurdumduymaz ağırlığı siner boş odalara ve saat hiç olmadığı kadar sert vurur akrep ve yelkovanda. Zamanın geçmedi anlar, cam kenarında beklendiği zamanlardır.
Bekleyen kadınların dilleri lal olur bir süre sonra, kalplerine kan oturur acıdan. Her gelmeyiş ağızda bir yürek gibidir, karıncalar basar mideleri….
Bekleyen kadınlar; hiç farkında olmadan, sevdikleri adam diye beklerler kendi ecellerini…