Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Resim - Galeri > Avatar, İmza ve Gif Dünyası > Anlamlı Sözler Ve Nickler
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Mektup

Anlamlı Sözler Ve Nickler kategorisinde açılmış olan Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Mektup konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 08.06.2014, 23:45   #1 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Mektup

Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Mektup



2014 ayrılık mektupları, sevgiliye ayrılık mektubu, sevgiliye mektup, ayrılık mektupları, en yeni ayrılık mektupları, en orjinal ayrılık mektupları, en acı ayrılık mektupları, en güzel ayrılık mektupları, mektup, sevgiliye mektup


Yağmur var dışarıda şehri sel götürüyor. İri iri damlalar cama vuruyor, cana vuruyor gözyaşlarım sanki! Gözlerimin sahili fırıtınalı... Ve sen yoksun milyon kez olduğu gibi. Bu kadar da yok olunmaz ama ayıp! Bilsen bende neler kayıp? Şehri sel beni el götürüyor! Ama elin canı yok! Kimse sen gibi değil, hayal bile olsa!

Elimde yeni demlenmiş bir bardak sıcak çay! Elim sarmış ince belliyi de fark etmiyor yandığını! Oysa yüreğim cehennemden beter, bir bardak mı yakacak canımı? En iri damlayı arıyorum. Cama ve cana vuran yağmura bakıyorum. Gözümden dökülüyor kocaman bir damla cana değiyor. Cama pohluyorum, bir buhar sarıyor camı! "Küçüğüm" diye yazıyorum. Bir kalp çiziyorum sonra. Ve kalbin yanında kalbi alınmış bir adam resmi! Resmin altına imzamı atıyorum "Kaptan" diye. Sonra siliyorum ve bir boşluk sarıyor içimi.Yok yok içimdeki boşluk tavan yapıyor. Kalbi alınmış bir adam neler yazıyor cana! Aşka alınmış, insanlara ve bütün evrene... Başka ne yapabilir ki!

Bir adam yüreği elinde seni arıyor! Neredesin akıllım?

Cana değen yağmur damlaları nokta nokta senin bakışını işlemez mi? Sen yağmur olup yağmaz mısın üzerime sağanak sağanak? Bir değil, on değil, yüz değil milyonlarca damla ve her damlada bir o kadar darbe direkt kalbe...

Beter bir gece, yeter demek istiyorsun lakin serde delikanlılık var! Bu yüzden susuyorsun hemen. Orhan Veli ne de güzel ifade etmiş:

"Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var" Serde delikanlılık var ağlayamam raconu bozamam! Yüreğim yerde oysa ezilmiş ve çamura batmış.Ayaklarının dibinde görüyor da almıyorsun. Alıp da üç kere öpüp alnına bastırmıyorsun. Kutsal bir aşkla seviyorum seni ondan!

Ağlayamam aleni ama içime döktüğüm yaşlar alıp götürdü beni çok uzaklara. İçimi basan bu sel baskını, kalp meskenimi sulara salan bu gözyaşı kıyameti sonum olmaz mı? Ağlama diyemiyorsun bana! Uğruna ağlayan biri varsa ya da yanan bu da mutlu ediyor insanı değil mi?Çok kötüsün çok! Ama bilesin ki yok böyle aşk yok!

Hem severim hem ağlarım sevgili! Bu işte iyiyim işte! Git geller yaşıyorum. Bana bir haller oluyor. O kadar git’im var ki! Her kalpte geçerlidir. Terk edilmekten yana tecrübeliyim. Bir insana git bu kadar mı yakışır. Kitliyor hemen seni, bitiriyor.

Bu yağmur dinince sevgili beni bilmez oldu! Bu yağmur gidince sevgili beni anmaz oldu? Yağ yağmur durma! Islat içimi razıyım.Onsuz güllük gülistanlık, günlük güneşlikte olacağıma dikenlikte, kışlıkta ve küllükte olurum daha iyi. Sensiz cennette olsam ne cehennemde olsam ne? Cennet sensiz cehennemdir zaten!

Canıma batsın ayrılığın iri ve kör dikeni, buz tutsun hislerim onsuz ve yanıp kül olsun etim kemiğim onun yokluğunda! Canım eriyip çıktı bedenimden, ne gelir sensiz elimden! Muma döndüm mum gibi yandım, eridim, bittim. Sensizlikten daha elim bir şey yok bana! Elim bir ayrılık kazası bizimkisi...

Ah be üstadım bu kadar mı güzel yazılır, bu kadar şiir olunur?

"Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur." Sen dinince yâr gidince olmasın! Şimdiden sarmasın beni bu dert inceden inceye. Sen gidince ne kalır benden geriye? Seni benden çıkartırsan ben kalır mıyım sence? Sıfıra sıfır elde var yine sıfır!

Bu gece yağmur dinmeyecek galiba. O zaman içim ıslak dışım kuru olmasın. Çıkıyorum dışarı... Çıkar çıkmaz tişörtüm tenime yapışıyor. Yüzüm gözüm ıslanıyor. Gök boşalıyor ağlıyorum hıçkıra hıçkıra. Yağmura rakip oluyorum. Aniden şehir sel basıyor. Gök gürlüyor, şimşekler çakıyor. Gözlerim ateş saçıyor. Bir damla milyon damlaya tekabül ediyor bende. Nasıl da ağlıyorum, nasıl da yaş döküyorum? Nasıl da yıldırım saçıyor nasıl da şimşek olup çakıyorum? Yağmur yağmurluğundan utanıyor beni görünce, şimşek şimşekliğinden utanıyor çakışımı görünce gözlerimde ve yıldırım, yıldırım olmaktan çıkıyor ve kesiliyor her şey aniden..Bir tek ben yağıyorum yaşadığın şehrin üstüne.

Sana yağıyorum. Bastığın toprağa, soluduğun havaya, içtiğin suya... Sahi sana "Su" diyordum ya! Bu ironi mi? Şemsiye alma sakın! Koruma benden kendini, ıslan ve iliğine değin hisset beni. Sırılsıklam ol mesela ve aşık...Sırılsıklam bir aşkla tutul bana.

Oysa ben ne yağmurun farkındayım ne akan yaşlarımın! Sadece senin kederindeyim. Güneş olup doğacaksan ben şehrine, anlarım o zaman sende kaç ederindeyim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 08.06.2014, 23:45   #2 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Yokluğundaki hasretindi yıllardır öfkelerimi bastırtıp, içimi sızlatan...
Biraz kendime acılanma, birfaz da sana acıma ile geçen bir yaşamın uzun bir denemi bu, şimdiki sızlanmalarım...

Bir kızıl güneşti dağlardan düze sarkan, yılları eskitmiş bir yüzdü bu günlere ulaşan...

Bir şarkının tınısındaki sözlerle sesimi uzatıyorum sana doğru “beni bensiz sensizlikte bırakma, beni sensizlikle terbiye etme” dediğn günleri, sana hatırlatmanın bir faydası olmayacağını bilerek yazıyorum sana, senin cümlelerini kullanarak, hele “sensiz nefessizlikle boğulurum deyişin, bu gün anlamını ne kadar da çok yitirmiş…

Önce sokakları tanıdık ayrılık sonrası dolaşanlarla, sonra şarkılara sözler yazdık, kendi şarkılarımızı dinledik bir başka seslerden, hüzünlendik, durmayasıya yollara vurduk kendimizi, çoğu şarkıyı dinlerken adımızla andık o şarkı ismini, “bu senin, bu da benim” diyorduk, ruhumuzu yoksunlaştırdık, duygularımız hüzne bulandı, “yoluna yorgun oldum” sözleri ile bunaldı beynimiz, cümleleri tanımaz oldu, sevginin sahipsiz düşünceleri dolaşıp durdu etrafımızda, baş eğmedik günlerin kıskanç acılarına, her biri ile yığıldıkça, sadece kendimize acılandık sır olduk bulvarların çamurları ile, gün geldi kendimize sıktık boş kovan cümlelerini, hayıflandık durduk…

Hep senin adından sonra yazılır, söylenirdi adım, hep senin mutluluğundu sevinçlerim, kaç gecenin sabahına ulaşsa da endişelerim, son kelime idi beynime zımbaladığım adın, ki adımdan önce gelirdi yaşam isteklerimdeki dualarımda...

Kimseye hiçbir zaman bu tonla, bu özlemle, bu hasretin burukluğu ve de bu güne kadar canımın yanmışlığı ile “sen kadınımsın” diye haykırmadan içimdeki bir boğuklukla, içim sarsılarak ve de başkalaşmış bir arayışla demedim, “sen kadınımsın, ömrüm seni özlemekle geçer”diye…
Doğruydu bu cümle ve doğruluğu yıllara hep gölge oldu ve hiçbir ışıkla kaybolmadı ki, bu günlere hâlâ içimi kırıklarla sarmalayıp, özlemlerle bunaltı benliğimi ve hiçbir tını bu sesin üstüne tırmanamadı…
Sevginin vazgeçilmez bağı bu olsa gerek, bu olsa gerek tutkunun sıklaştırdığı bu düşüncelerle yaşamı sürdürmek…

Uzaktan sesi duyulan bir ney ile irkilerek uyandığımda, uzun uzun düşünmeye ney sesi eşliğinde başladım ki, tanıdığım bir ezgi sesinin kelimeleri ile dalıp dalıp, mırıldanmaya başladım cümleleri, sanki tüm geçmişim, bu cümlelerin içindeydi veya tüm benliğimi haykırıyordu özlem dolu düşüncelerimin içindeki huşu ile, nerelerde nelerle kavuştu bu sesle düşüncelerim veya öz geçmişim, bir kavalın delikleri üstünden birkaç parmak gezinirken hayatım ses tınılarına anlatımlarla dökülüyordu…

Kaç pişmanlık, kaç özveri veya özenti vardı bu ses anlatılarının içinde, kaç kez ölümle yüşleşmiş, kaç kez yaşamın gaddarlığı ile karşılaşmıştım ve kaçıncı kez yüzleşiyordum düşünceme mıhlanmış sevgi ve de sevgili ile bu tınılarla?

Bu ne insafsız düşüncellerle tek taraflı sevgi kollanmaları ile ve ben benliğimin düşüncemdeki pişmanlıkları ile savaşım sürerken af etme ve de af edilmez istekleri var güçle çullanıyordu vucuduma ki taşınmaz bir pişmanlık dışı yüklerdi bunlar ve altında ezilmeye devam ediyordum…

Aslında bir geçek vardı ve sevgi asla ezilmezdi, haklılık ve de haksızlık baş gösterse de ezilemezdi sevgi, çünkü o evrenseldi ve sadakat isterdi, keyfe göre hareket ona hakaretti ve de saygısızlıktı ki bu ben olmasam da, kabullenilemezdi…
Aslında tükenen bir ömrün heba olmuş zamanlarıydı ve bu da ömre saygısızlıktı ki her ikimize de yaramıyordu, çünkü vedalar sonrasında veya vedasızlıklar sonrasındaki ayrılıklarda her iki sevdalının da ömründen ömür çalınırdı şüphesiz ki her ikisinin de kalan ömrü acılanmalarla devam ederdi…

Şimdilerde artık bu hesapları yapmak veya bu düşüncelerle ömür tüketmek, bilinir ki iflâh olamayacak yaşam huzurları içinde çökülerek devam edecektir, gerçek olan da buydu artık bu yaşamın son kalanlarında…

Öfkelendiğimiz kadar, sevdiğimizden de üstün özveride, ağlayıp, isyanlarımızdan da çoktu var kalmak istediğimiz sevgi, sonrası, bir düşüş, sonrası hönkürürcesine ağlamak, en beteri hasret olmuştur aşk…

Uçarken sönüp düşen bir balon, koşarken yaralanan bir at, çarparken duran bir yürek ve geriye kalan hüzzam bir şarkıdaki hikâye galiba sevmek…

Sonrası yazılmış şiirlerde barınan sevgili, daha sonrası binlerce sayfaya sığan anlatımlarla sevginin asilliği, daha sonra uçuk mürekkepli yazılarla sayfalarda kalmış derinlemesine bir sevda ve daha sonra, uzak bir körfezin kumsalına düşmüş, sevdaya dahil ıslanmış aşkın anlatımı olan yazıları okumaya çalışan bir çocuk, ağlamamak için onu teselli eden bir kız..

Galiba en derininden sevgi bu, acılanmalarla anlatımlarda yaşayan sevda, ölmezlik damgası yemiş aşktır unutulmaz sevda…
Tek şartı vardı aslında anlatımlara düşecek kadar yaşanmış olmak…

Sevmek her şeyiyle sevdaya dahilse, geriye kalan elde bir “düzmece sevda’nın” içinde kalmak ise, pek de kolay yaşam olmasa gerek…

Birbaşa kalmış gibiyim yaşamın son yakınında, oysa başım kalabalıklarımın dumanında, içimde delicesine hevesler, ver yansın ediyorum yaşamın bir cebine zapt edilmez bir istek bu, karanlıklardan kaçıp, düşmek yollara, sonrasında ise, yeşilin kuytusuna…

Uzaktan koşuşan koyun sürüsünün kuzuları, dörtlüyor havaya doğru gücünü, kavalın sesi buruk bir ezginin göbeği ve şırıldayan bir su akışının içinde bulmak kendini, olmayasıya bir düş, serserice bir düşünce, yürek sarsıntıları ile özleme göğüs germe, sanki bu eskiden kalma yerlerde, el ele tutuşulan yerlerde, sevgili arayışı…
Belki de umarsızca bir arayış olmaktan çıkmış, özgürlük sekmesi bu ruhun duvarlara çarpması sanki, uzakların kokusu ile hissedilen bir sarhoşluk bu “düzmece sevda” bulamacında çırpınış…

Bir başka sızı bu çapraşık düşüncelerle, düşe kalka vazgeçmek veya yaşanan gün ışığı sonrası gecelerin içinde var kalma savaşımı…

Doğru söze takılır kalır aklım ki, bir kansızsa hayatımı dağıtan ciğeri sökülsün, gerisi zaten içimde barınmıyor...

Yarın yine şüphesiz sabah olacak ve ben uyandığımda her günkü gibi el yordamı ile gözlerimi açmadan yastıkta seni yoklayarak arayacağım, kaç yıldır böyle yaşıyorum bilmiyorum ama, hiç bir mezar taşında bu hikâye yazılmadı, neden biz hiç yazılmayanları yaşıyoruz, neden biz hiç kimsenin yaşamadığı kadar hasrete boğulduk, yine de bilinmez ama bizim çektiğimiz hasret, belki de hiç bir mezar taşına yazılmadı, belki yazıldı ama görmemek de hasreti büyülttü durdu, çünkü görseydik teselli bulacaktık onlarda hasreti yaşamışlar diye...

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 08.06.2014, 23:46   #3 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Bismillah diyip kapatıyorum defterini...

Artık seni çok seven biri olmayacak. Seninle birlikte olmak için can atacak biride olmayacak. Artık kimse seninle hayalde kurmayacak.
Bitti herşey.. Bitti diyorum da sanki başlamış mıydı ki? Bana karşı olan öylesine ’’SEVGİN’’ de bitti mi? Hani bir gece yazmıştın ya ’’Seni Seviyorum’’
öylesine yazdığın ve o gece beni mutluluktan uyutmayan öylesine sevgin de bitti mi?

Gidiyorum artık. Ceketimi de alıp gidiyorum. Senden uzaklara, senin olmadığın bir yere. Kimsenin beni tanımadığı insanları soğuk, birbiriyle sohbetleri olmayan
insanların olduğu yere gidiyorum yanımda bir cuval dolusu kitapla.. Kitapların hepsi sevdiğin tür kitaplar. Hah unutucam mı demiştim? İmkansız o ya.. Unutsam,
yanlız kalırsın. Seni kimse düşünmez. Etrafında seni düşünüyormuş gibi yapan insanlar dolar. Kimse gerçekten sevmez seni. Yanlız kalırsın beni yanlız bıraktığın,
şehrin sokaklarında. Benim göz yaşlarımla dolu sokaklara dikkat et.. Her kaldırım taşında, her adım başında mutlaka adını düşünerek geçmişimdir. Kaç gece kayboldum,
hatırlamıyorum bile. Sokaklar seni bana veren tek yerdi. Kimsesiz sessiz sakin ve bütün ürkütücülüğüyle seni bana veriyordu. Benim oluyordun sokaktayken. Düşüncelerimde,
kat kat kurduğum hayallerimde seni bana veren tek yerdi sokaklar. Saatlerce ağlayarak geçtiğim, senin gidişine göz yaşı döktüğüm yerdi sokaklar.. Sen güzel uykunda uyurken,
bana yoldaş olan yerdi sokaklar. Beni çok iyi biliyorlar, seni nasıl sevdiğimi de. Gerçi sokaklara ne gerek var ’’ALLAH’’ biliyor ya seni nasıl sevdiğimi o yeter sana..

Ben gidiyorum artık. Olmayacağım yanında... Benden bu kadar pes ediyorum... Artık seni benim kadar seven kimse yok yanında. Acıyorum sana da benim gibi kimsede sevemeyecek
seni. Neyse vakit ayrılık. Vakit geç olmadan demir almalı bu gemi karşılık bulamadığı limanda.. Hayallerimi denize atıyorum belki bir gün denk gelirsin. Açar bir kaç tanesini okursun.
Vakit geç olur o zaman anlarsın... Ayrılıkları kim sever ki? Ayrılırken canından can götüren, parça koparan ayrılıklar...

El salla arkamdan...

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 08.06.2014, 23:46   #4 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Her nefis ölümü tadıcıymış, Tanrı nefsini öldürmek için çıkmış ve günlerden bir gün, aslında yokken gün, daha ne dünya ne güneş varmış. Bir varmış, sonra bir bakmış yokmuş. Herşey o anda olmuş. Kun demiş, alevler çıkmış, kun demiş su yürümüş, kun demiş rüzgar esmiş, kun demiş toprak hepsini yutmuş, kun olmuş artık yekun. Gelen gelmiş, giden gitmiş, yanan yanmış.

Hayat, hay olansa eğer ben neyim demiş birisi, birisi de demiş ki ya biz? Sana var da elma bize yok mu, sende var da biz de? Başlamış ayrılık gayrılık. Gerisini bilen çok, öncesini bilen yok. Demiş birisi yalnızım, demiş diğeri üzülme, yalnızlık Tanrılıktır biraz.

Biri acımış, biri acıyana acımış, biri hiçbirine acımamış, Tanrı herkese acımış. Biri yemiş, biri bakmış, yemişin tadı nasıl ki aceb demiş. Bir ıslanmış, biri üşümüş, biri yanmış, biri yakmış. Birileri sıkılmış, birileri aptalmış, birileri deha. Tanrı bölmüş, nasibi olan almış, almayan sona kalmamış, dedim ya Tanrı herkese acımış.

Gökten 3 elma düşmüş, amma 4 kafa varmış. 1 kafa küsmüş. Küseni tavşana, küsüleni dağa benzetmiş. Küsülen 1 hepsine gülmüş, Tanrı baba acımış, Tanrı baba üzülmüş, o 1 e elma yollamış. O bir istememiş. Elmana da sana da dememiş tabi ki, yakışmaz, sadece elmaya bakmış, yürümüş.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 08.06.2014, 23:46   #5 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Bir şiir tasarımı sırasında; aşık, ozan, şair dostlar da değerlendirsin düşüncesiyle;
6 + 5 = 11 hece düzeneğinde, ’’ SON KEZ ÖPÜYORUM GİT GÜLE GÜLE ’’ başlığı altında ve ayağı üstünde deyişler yazılmasını istemiştim.
Mesajımın ulaştığı yerlerden çok güzel deyişler geldi.. Adanalı Harika Şair Harika Ufuk da, deyişi ile gereğini yaptı; hem de şiirlerine yeni bir şiir daha kattı..
’’ Ben de yazmak isterim ’’ diyen üstatlara da bilgi vermek açısından, konuyu bir daha güncelleştirerek; İLKELİ bir biçimde dipnot ile paylaşılan Adanalı Harika Şair Harika Ufuk Şiiri yeniden okunsun istedim.. Hikmet OKUYAR Şüsiyad Başkanı

SON KEZ ÖPÜYORUM.. / Harika UFUK

Nazar değdi bize birden savrulduk,
Son kez öpüyorum, git güle güle.
Aşkın deryasında yandık, kavrulduk,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Şehrin oto garı veda durağım,
Yürek kan ağlıyor, düşler ırağım,
Suyumdun sevgilim, sensiz kurağım,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Neden içim buruk acaba bugün?
Neden yürek kırık acaba bugün?
Neden gönlüm duruk acaba bugün?
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Nasıl da bitirdi ayrılık bizi,
İnsan unutur mu yattığı dizi,
Artık rüyalarda görürüm sizi,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Gözlerim dalıyor geçmiş günlere,
Şimdiden hasretim mutlu dünlere,
Sensiz gidemem ki dost düğünlere,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Sana yadigârdır işli mendilim,
Kötü laf söylersem lal olsun dilim,
Acı haber yazmam, kırılsın elim,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

Harika’yım, asla seni unutmam,
Krallarla bile seni bir tutmam,
Sözlerim gerçektir, sözümü yutmam,
Son kez öpüyorum, git güle güle.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 08.06.2014, 23:46   #6 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Bak şimdi bana, tanelerimi iyi belle!
Sen sandıklarının içerisini doldurmaya çabalarken her yeni güne, benim tek bir sandığım yalvarıyor bana, “hafiflette kapanayım artık” diye. Atamadıklarım var içerisinde, atmaya kıyamadıklarım belki de. Hiçbir şeyden vazgeçmeden ben kapansın diye, var gücümle bastırıyorum tepesine. Sen oradan izliyorsun ya beklemelerinde, kollarım yorgun işte, bekleme. Bu sadece sert kabuklu narımın içerisinde ki, bir tane. Gerisi düşündükçe tadı kaçan çokça tane. Elleme.

Saklan tenha bir çıkmazda, bir adım daha gelme!
Huzur sandığın sokak isimlerinde, hüzünlere vurulursun, gelme. Bütün yollar gündüz başlar, gece biter neticede. Karanlıklarını daha da karartmak için, bu kadar acele etme. Geç kaldığını hele hiç zannetme, başındayken dönülen yol başları en çakılsızlarıdır belki de. Sen koşar adımlar atarken dünyanın ben yerine, gökyüzünde sıkışıp kaldım bir yerlere. Yer gök arasında bir yerde, el sıkışacağımızı düşleme, dön gerçeklere. Üzerim seni, bir adım daha gelme. Ama gitme de.

Kurtul isimlendirdiklerinden, neyse onu söyle!
Koltuk arkasında ki kelimelerde saklanıp, kaçamadıklarına yenilme. Çık yüreğinin meydanlarına, bağır çağır özüne. Sen bil artık her neyse, ama bana sakın söyleme. Bildiklerim bana çoktandır dar geldi bile, deme. Koy yalnızlıklarını kelebeklerin kanatlarına, her yeni günde bir tanesi uçsun bilinmeyenlere. Ben kırmızılarımla kadeh kaldırırken kelebeklerine, yüzünü dökme. Sende gülümse kurtarışlarımızın şerefine. Kanma küçük zaferlerime, kaybetmeyi oku yeşilde.

Avuçlarında yatıyor saçlarım, sert kıpırtılarla seyreltme!
İnce telli kumral ayrılıklar benimse, artık seninle. Sar işlemeli peçetene, koy elinin gitmediği uzak çekmecene. Benden geriye kalanlar, senden geriye de kalır belki de. Yürek sol elde, zihin hep dilde. Dilden çıkamayacak kadar korkak atıyorsa yürek, gel sende zihnini dinle. Parmak ucumuzu değdiremediğimiz sevgilerde, sende kumral ayrılıklara yenil benimle. Üzülme, yine en güzeli böyle. Zaten bu hep böyle. Neyse…

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2014, 21:57   #7 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Bir Gül bahçesine Göm Beni, Bağban Bilmesin…

Yüreğin nereye denk düşerse, oraya koy beni gülüm. Oraya götür nereye giderse… Ey gül, ey güller güzeli gül…

Dikenli de olsa da sevda yolları... Kanasa da yüreğin, gözyaşı olup aksa da gözlerinde damla damla hasret… Yalnızda kalsan kalabalıkların ortasında, üşüse de sesin, yüreğinin en sıcak yanına koy beni gülüm...
Özlem düğümlenirse gözlerine, bırak yeşersin sevda göğsünde... Bırak gül kokusuyla yıkansın gül tenin…

Sevgiden başka silahım yok benim. Silahsızım kuşları vurulmuş bir gökyüzünde… Ben öleceğim gülüm kimse bilmesin, eski ve derin bir anıya göm beni, kimse görmesin…

Üşümesin gözlerimde umudu sokakta kalmış kimsesiz çocuklar, susuz kalmış ayışığı tomurcukları…

Yaralıyım.. karakıştayım, odam soğuk, aşım yok, suyum yok. Yaralarımı saracak kimsem yok senden başka...
Ben öleceğim gülüm kimse görmesin, bir çınar ağacının gölgesine göm beni bahçe bilmesin…

Gecelerime yağmurlar damladı, ıslandı duygularım, üşüdüm, yağmur oldum kendime, kar oldum uzak dağlara düştüm. Hangi bahara tutunduysam alıp götürdü umutlarımı kış. Ardından gozlerimi de alıp gitti zemheriler, kör kaldım…

Yüreğinin yangınında incecik yağmurlara al götür beni gülüm… Sevdalara, bulutlara, rüzgarlara götür…
Ben öleceğim gülüm kimse görmesin, bir gül bahçesinin en gizli yanına göm beni, bağban bilmesin…

Bil ki, ne ağlamak için yağmuru bekliyorum artık ne de yaşamak için baharı. Sevinmek, gülmek unuttuğum eski bir şarkı şimdi, her gece dudaklarımda sızlayıp üşüyen…
Ben öleceğim gülüm kimse bilmesin, yüreğinin gül yanına koy beni, kimse görmesin…

Bir zamanlar gökmavisi bir çiçekti yüzün yüzümde, ıssız dağbaşlarında bir rüzgarın sesini duyardım, bir de senin… Neye dokunsam tenindi, nereye tutunsam ellerin… Nereye sığınsam yüreğindi…
Her seher yağmurun yağmadığı ülkelere sevda rüzgarlarıyla gözyaşlarından inci taneleri getirirdin yanan yüreğime damla damla…

Şimdi aynalarda saklı bir gölge gibi, içimizde saklı kaldı o sevdanın derin izleri...

Nereye baksak gözlerimiz biraz esrik, biraz hercai, nereye gittiğimizi ne yaptığımızı bilmeden dolaşıyoruz eski anıların geçtiği yerleri.

Ben öleceğim gülüm kimse bilmesin, yüreğinin gül yanına koy beni kimse görmesin…

Acılar savuruyor şimdi anılarımızı, bilmediğimiz yolculuklara çıkıyoruz her gece... Rüzgarlara bırakıp hayallerimizi, şiirler savuruyoruz karanlığa. Umutsuzca bir uçurum kenarından kendimizi boşluğa bırakarak... Öldürüyoruz içimizde kalan ne varsa aşktan,sevgiden, yarından yana...

Tut ki, hiç yaşamadık biz, türküler söylemedik esen rüzgarlara… Bırak ak çiğdemler düşsün saçlarımıza elem renginde, kar bilmesin...

Söylenecek son birkaç sözdür belki dilimizde düğümlenen ve duyguların çözüldüğü yerden telleri kırık bir kemanın göksünden inleyip sızarak ve sızlayarak içimize gömülen zifiri gecelerde..
Lacivertlerin üstünü siyah düşlerle örttüğü yalnızlığımızın, içimizde saklı sesleri vururken yorgunluğumuzu…

Her keman sesi biraz kederlidir gülüm inleyen tellerinden... Belki bıkmıştır bizim gibi eskimiş, esrimiş yorgun kederli sesinden....

Sonbaharın soluk yanaklarına
şarkılarını üflerken rüzgar
kırık bir keman telinde
bırak sızlayıp dursun ömrümüz

Ben öleceğim gülüm kimse bilmesin, bir sonbahar yaprağının ürpertisine koy beni, oğlunu yitirmiş bir babanın gözlerindeki derin hüzne, yüzümdeki küskün kedere, bir kemanın acıklı iniltisine koy beni, rüzgar duymasın…..

Ben öleceğim gülüm kimse bilmesin, bir dağbaşı yanlızlığının ıssızlığına göm beni, sular bilmesin.

Bir şiir'in sıcak yüregine bırak sevgimi, şair görmesin... N.CAN

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2014, 21:58   #8 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Benden Başkasıyla - Ayrılık Yazıları - Ayrılığa Dair Yazılanlar
Benden başkasını sevebilirsin tabi. Bu senin en doğal hakkın, karışamam da; nasılsa bu senin hayatın..


Pamuk ellerinle tüylü ellerini tutabilirsin bir adamın, avuç içlerini gezdirebilirsin saçlarında, gözlerine bakarken hatta, kaybolabilirsin.. Bir daha göremeyebilirim seni, gidebilirsin ya da o götürebilir seni çok uzaklara..
Özleyebilirim seni, aldırma..


Kızamam da, bu ilişki uzun sürebilir; ciddileşebilir zamanla. Onu öpebilirsin mesela; o da seni öpebilir. Kalbim sıkışabilir o zaman, dudaklarını dudak uçlarında bulduğun bir anda, gözünü kapattığında.. İntihar etmeyi deneyebilirim belki..
Sinemaya gidebilirsiniz birlikte, hele de romantik bir filme. Şarkılar dinleyebilirsiniz beraber, 'bu bizim şarkımız olsun' diyebilirsiniz hatta. Bir eliniz belinizde, diğeri de omzunuzda dansedebilirsiniz o şarkıda. Akşamları dışarı çıkıp yemekler yiyebilirsiniz şık lokantalarda. Hani seni götürmek istesem de götüremeyeceğim, paramın asla yetmeyeceği lokantalara.. Narin ellerinle ağzına kadar götürebilirsin bile yiyeceği lokmaları. Akşamları, şık giyinebilirsin hani, güzellik kraliçesi gibi. Ve bir gün evlenme teklifi edebilir o adam sana, sen de pahalı bir yüzüğün cazibesine kapılıp kabul edebilirsin..
Davetiyeniz gelmesin ama bana, lütfen.
Rica ederim..


Evlenebilirsin sonra, yani benden başkasıyla. Rüya gibi bir balayı falan, yani benim için rüya anlıyor musun?
Beraber gülebilirsiniz ben ağlarken, birlikte uyuyabilirsiniz ben sabahlarken.. Çocuğunuz olabilir mesela, yolda karşılaşırsak amca diyebilir bana.. Mutlu bir çift olabilirsiniz kısaca. Eviniz, aileniz, işiniz; her şey yolunda olabilir, evet..
Ama ben, ben de o zamana kadar ölmüş olurum değil mi?
Saydıklarımın bir kısmını yaşamadan daha, çünkü çok acıyor da..

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2014, 21:59   #9 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Gülleri Sevdim - Ayrılık Mektupları
Sevgili;

Ben sen gelmeden önce gülleri sevdim.O güzelim kokuları,o eşsiz duruşlarıydı sana benzeyen ve beni
sana getiren...Goncası başka güzel,açınca bir başka güzeldi hepsi...Ama hepsi bir araya geldi de birtek sen edemediler..Ben yinede sen gelmeden önce onları sevdim. Ben sen gelmeden önce yolları sevdim..Hepsi çok fazlaydı, karmakarışıktı..Kimi sakindi,kimi ise sonu belirsiz bir uçurumdu...

Bazısı mutlu ediyor,bazısı karanlık kör labirentlere benziyordu.Ama ben sen gelmeden önce yolları sevdim, Çünkü hepsi bir şekilde sana çıkıyordu...
Ben sen gelmeden önce yağmurları sevdim.Yağdıkça yüreğimi ıslatan, yağdıkça en derin nerelerim varsa oralara işleyen yağmurları,toprağa,havaya,suya karışan yağmurları sevdim sen gelmeden önce...Serin tutsunlar diye yüreğimi,Birgün gidersen içimi yakacak olan yokluğunun acısını dindirsinler diye...
Hepsi bir başka kötü herbiriyle öğrendim aşka dair ne varsa;aldatılmaksa yaşadım,aldatmaksa yaşadım,mutluluksa öğrendim öğrettim.Yalnızlıksa terk edildim.Yalnız bırakmaksa eğer terk ettim...

Ben sen gelmeden önce kendimi sevdim.Kıymet verdim kendime,seni bulunca bırakmamak için mutlu etmek için ne kadar mümkünse o kadar sevdim kendimi, o kadar çok ilgilendim.Bir gün geldiğinde beni sevmen için ne mümkünse yaptım...

Ve sen geldin.O güne kadar ne varsa sevdiğim hepsi yitirdi birer birer bendeki anlamını.Ve seninle yeniden yeni birer anlam kazandı.
Gül senin elinde güzeldi yollar sen yürüdükçe taçlandı.Yağmurlar seninle birlikte ısıttı yüreğimi senden öncekilerse mazide kaldı.Kendimi daha çok sevmeye başladım sen gelince,içimde seninle olmanın gururu vardı.

Ben sen gitmeden önce herşeyi daha çok sevdim seni bana veren, beni sana getiren herşeye ayrı bir değer verdim...

Hayatım senden çok öncelerde başlamıştı belki ama,bilinen tarihimde ben hep seninleydim.
Ve sen gittin;Ne çiçekler umurumda artık ne yağmurlar,yollar.Ne kendimi seviyorum nede başka birini. Ne dünüm var geri gelecek nede bugünüm nede yarınım var yaşanacak.Kısa ve anlamsız bir hikayeymiş yaşayıp da yazdığım...

Güller soldu, yağmurlar dindi,yollar tükendi.Ben tükendim kal dedim gittin.

Benim hikayemdin...

Bittin...

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2014, 22:00   #10 (permalink)
BaHaRamaZaN

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ayrılık Mektupları, 2014 En Yeni Ayrılık Mektupları, Orjinal Ayrılık Mektupları, Sevgiliye Me

Sonsuzluktan Geldim Sana


Çok uzaklardan geldim yüreğine. Kapılarını aç bana . Sana geldim sonsuzluktan. Senden önce çok uzun yollar aştım. En olmadık tehlikelerin içinden geçtim. Binlerce kez düştüm hayatın basamaklarından binlerce kez düştüğüm yerlerden kalktım tek başıma. Düştüğümde yanımda ne sen vardın nede eller… Ellere aldanıpda düştüm binlerce kez. Ama düştüğüm yerlerden kalktığımda sen vardın yanımda…

Sorgun yoktu bana sualinde olmamıştı. Geçmiş sana göre karıştırılmaması gereken hazin bir yaşanmışlıktı ve hiç önemi yoktu senin için. Sen sevmiştin beni kayıtsızca şartsızca. Eğemenlik kurmuştuk yüreklerimizde. Sana geldiğimde aslında basamaklarının en son adımındaydı yüreğim. Son basamaklardan bile inmiştim. Artık suya batmaktaydı hayallerim. Meleksi çocukluğum denizlere doğru adım adım yürümekteydi. Yüzme bilmeyen saflığım tertemizliğim onu kirletenlere inat adım adım yürüyordu denizlere ….. Boğulmayı göze almıştım artık..

Sonra en umulmadık anda sen çıktın karşıma. Belki son demde beklenen sen değildin ama sevgiyi hak eden sendin.Ellerimden tuttun. Tek tek indiğim basamakları aslında hiç yabancısı olmadığım basamakları tek tek çıktık beraberce. Gerçekten çok sevdim seni yürekli çocuk… Hala seviyorum.. Biliyorumki sonsuza kadar seveceğim. Belki böyle Aşklar çok gerilerde kaldı. Belkide böylesine sevenler Aptal aşık anıldı. Üzerimize ne etiket yapıştırılırsa yapıştırılsın. Ben seni seviyorum… Hep seveceğim…

Sonsuzluğum bildim seni. Biliyorum bu ömürden sonra bir hayat daha var . Sonum seninle işlediğim tüm günahlarımdan yanmak olsada cehennemlerde. Allah’ım bir gün affedecek beni biliyorum. Günahkar bir kulum ben günahların kucağında yoğrulmuş. Cehennemden çıktığı ilk gün ki ruhum yine benim sözümü dinlerse sonsuzluğumuzla beraber seninle sende bu yürek. Sen cennet kadar temizsin gözümde bense cehennem kadar günahkar. Arındı ruhum seninle günhlardan. Sonsuzluğumsun sen. Biliyormusun ben seni bu dünyam için sevmedim. Fani bu dünya yalan biliyorum … biliyorsun. Ben seni sonsuz dünyam için sevdim. Bu kadar çileyi neden çekiyorum sanıyorsun. Cevabı çok basit bu dünyada canansın sadece . Ahiretimde ise CAN’sın… Önce can demişler bilirmisin yar önce can demişler…

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…
KaRaqiZz isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 03:33