Asker Sevgiliye Aşk Mektupları 2016, Asker Aşık Mektupları, Asker Mektupları


Doğum Günü Mektubu Asker Sevgiliye


Öylesine Bendesin ki, Ölmüyorsun. Ölsen, ben de öleceğim sanki. Çıkarsan içimden bütün kanımda seninle akıp gidecek.Öylesin...Kan gibisin..."

Hayatımın Vazgeçilmezine,

Gözlerine bakmaya doyamadan tam on gün su gibi aktı gitti.
Ve bu sabah kalbimi,sevgimi,canımı ve Seni Ankara'ya uğurladım. Bugün aklıma seninle İlk tanıştıgımız gün geldi. Hayatımın ilk dönüm noktası ve ölsem bile unutamayacağım anlardan bir tanesi.
Senden önce hiç bitmeyecek sandığım yolda çaresizce yürüyordum.Koyu gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir yıldız gördüm, ne de bir tek yağmur damlası düştü yere. Ne sıcak vardı, ne soğuk. Kara, kirli bir toprağın üzerinde atıyordum adımlarımı. Binlerce kilometreymiş gibi uzanıp gidiyordu yol önümde ve yeşile dair hiç birşey görünmüyordu.
İçimde çoğalttığım sesimi, bir mutlu yüze sakladığım gülüşlerimi dışarıya vurabilmek için çırpınıyordum. Ama hiç kimsenin yüzü o cesareti vermiyordu bana.
Sonra hiç varılmıycakmış kadar uzakta bir kusun havalndığını gördüm. Bir umut yakalamıştım sonunda. Hızlandırdım adımlarımı. Sıyrıldım kalabalıktan. Koşmaya başladım. Kuşa yaklaştıkça gri havanın dağıldığını, güneşin sarı ışıklarını, çiçeğin her rengini gördüm. En sonunda da Seni...
Orada küçük ama yemyeşil bir çayırın ortasında öylece tek başına oturuyordun. Senin biraz ötende hava kurşun gibi griyken, Senin basındaki gök masmaviydi. Ve Sen o maviliğe dikip gözlerini çok uzaktan gelecek birini bekler gibiydin.
Ben gördüklerimin şaşkınlığıyla karşında kıpırdamadan duruyordum. Ve Sen gözlerindeki Karadeniz'de kaybolmama izin verirken o güzel sesinle bana "Hoşgeldin" dedin...
Ve o ses yeniden hayata döndürdü beni Sevdiğim. İstemdışı bir gülümseme yayıldı yüzüme. Yüreğimin atışının hızlandığını, tenimin ısındığını hissettim.
Az önce terk ettiğim karanlık yoldan geçip giderken biz el eleydik artık. Bir sevdanın iki ortağıydık.
Korkmuyorum artık yeni gelecek günden. Umutsuz değilim artık Aşkım. Senden önce yaşadığım tüm kötü günleri değiştirdim Senin verdiklerinle..
O büyük karanlığı, kurşun gibi gri havayı Senin estirdiğin rüzgar alıp götürdü. Bildiğim her şeyi yeniden tanımladım Senin gelişinle. Yeniden ad verdim her güzelliğe. Çirkin olan ,kötü olan ne varsa Seninle birlikte kaybolup gitti. Beni de hayatımı da bir anda bağladın kendine. En ulaşılmaz noktalara, en cıkılmaz doruklara vardırdın benliğimi. Terk edilmiş bir limanda kendi halinde bekleyen köhne gemilerime en gizli denizleri açtın Ben o maviliğin yolcusuyum şimdi, en sıkılmaz yolcusu...
Adın bir dönülmezliğin simgesi artık. Sen sözcükleri ölümsüz kılansın, Sen umudun, Sen aşkın,Sen özlemin,Sen hayatın adısın. Ve Senin adını anmak bile tarif edilmez bir sevinç yayıyor içime.
Şimdi yaşamayı seviyorum işte. Çünkü içinde sen varsın...
Ve içimde çoğalttığın sesimle haykırıyorum, herkes duysun diye... Hiç kimse sevdama Senin kadar yakışmadı ve sevdam hiç kimseyi Senin kadar yaşatmadı...

MUTLU YILLAR SEVDİĞİM... DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN...


Kaç gece yalnız geçti hesaplasana… Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene..! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.

Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.

Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.

Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.

Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.


DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SEVGİLİM


Hasretinden yanıyorum sevgilim.

Ne zor zamanlar senin askerde olduğun zamanlar. Sen askere gitmeden önce hiç ilgimi çekmediği halde televizyonda askerler ile ilgili tüm haberleri seyrediyorum şimdi. Seninle beraber gün sayıyorum. Her yere telefonumu yanıma alarak gidiyorum şimdi. Arasan da sesini duysam diye bütün gün bekliyorum. Bütün gün geçmeyen dakikalarımın telefonda seninle konuşurken bir anda geçip gitmesine sinir oluyorum. Askerliğin bitince seninle yaşayacaklarımı şimdiden hayal ediyorum.

Hasretin yakıyor yüreğimi. Gözlerimden akan yaşları silecek ellerin yok artık. Ağlama sus derdin ama sende ağlıyorsun biliyorum. Sende dayanamazsın bensizliğe, kalbin yanar da anlatamazsın kimselere derdini. Ben seni senden iyi bilirim. Bana sıkma canını derken bile yandı için ama ne yapalım gül kokulu yârim. Bugünler de geçer elbet. Kavuşunca bırakmayız birbirimizi, asla kopamayız artık birbirimizden. Seni benden ayıran yıllara, yollara inat hep aynı sevgimle, hasretimle bekliyorum seni.

Geldiğinde ne bahar rüzgârları eser şu gönlümde. Bir çocuğun tebessümü düşer yüzüme. Hasret, hasret bitti derim gözlerinin içine bakıp da. Geldin mi yârim, geldin mi yiğidim. Yollarına bakmak ne zordu ama katlandım senin için ölüme bile katlanırım. Dönülmez yol değildir askerlik elbet dönülür. Peygamber ocağıdır orası her yerden iyi korunur. Her şeye çözüm bulurum da yiğidim özlemine çare bulamıyorum. Akşam olunca hüzün çöküyor kalbime, ağlasam bir türlü ağlamasam bin türlü. Senli şarkılar dinliyorum, seni anlatıyor hepsi. Bir şey fark ettim de yiğidim sen gittiğinden beri aslında her şey sana benziyor. Seni anlatıyor. Bu bile güzel geliyor bazen.

Anlatıyorsun oraları, bence mutlu rolü yapıyorsun. Ben bilirim seni, mutlu olamazsın yabancı yerlerde. Başkaları anlamaz derdini.

Ne desem boş be sevdiğim tek bildiğim seni çok sevdiğim. Hasretine hasret eklediğim sevdiceğim. Kokusuna, sesine, gülüşüne kurban olduğum erim. Sağ salim dön gel yeter ki, ben hep burada seni bekleyeceğim.

Gelişine umutlar ektim, nolur gel. Dönme bir daha geri kokunu alıp tekrar gitme hep yanımda kal artık. İstemiyorum sensiz geceyi, sensiz sabaha uyanmak istemiyorum artık.

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, MUTLU YILLAR SEVGİLİM

UNUTMA! SENİ ÇOK SEVİYORUM ASKERİM

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Hasretinden yanıyorum sevgilim.

Ne zor zamanlar senin askerde olduğun zamanlar. Sen askere gitmeden önce hiç ilgimi çekmediği halde televizyonda askerler ile ilgili tüm haberleri seyrediyorum şimdi. Seninle beraber gün sayıyorum. Her yere telefonumu yanıma alarak gidiyorum şimdi. Arasan da sesini duysam diye bütün gün bekliyorum. Bütün gün geçmeyen dakikalarımın telefonda seninle konuşurken bir anda geçip gitmesine sinir oluyorum. Askerliğin bitince seninle yaşayacaklarımı şimdiden hayal ediyorum.

Hasretin yakıyor yüreğimi. Gözlerimden akan yaşları silecek ellerin yok artık. Ağlama sus derdin ama sende ağlıyorsun biliyorum. Sende dayanamazsın bensizliğe, kalbin yanar da anlatamazsın kimselere derdini. Ben seni senden iyi bilirim. Bana sıkma canını derken bile yandı için ama ne yapalım gül kokulu yârim. Bugünler de geçer elbet. Kavuşunca bırakmayız birbirimizi, asla kopamayız artık birbirimizden. Seni benden ayıran yıllara, yollara inat hep aynı sevgimle, hasretimle bekliyorum seni.

Geldiğinde ne bahar rüzgârları eser şu gönlümde. Bir çocuğun tebessümü düşer yüzüme. Hasret, hasret bitti derim gözlerinin içine bakıp da. Geldin mi yârim, geldin mi yiğidim. Yollarına bakmak ne zordu ama katlandım senin için ölüme bile katlanırım. Dönülmez yol değildir askerlik elbet dönülür. Peygamber ocağıdır orası her yerden iyi korunur. Her şeye çözüm bulurum da yiğidim özlemine çare bulamıyorum. Akşam olunca hüzün çöküyor kalbime, ağlasam bir türlü ağlamasam bin türlü. Senli şarkılar dinliyorum, seni anlatıyor hepsi. Bir şey fark ettim de yiğidim sen gittiğinden beri aslında her şey sana benziyor. Seni anlatıyor. Bu bile güzel geliyor bazen.

Anlatıyorsun oraları, bence mutlu rolü yapıyorsun. Ben bilirim seni, mutlu olamazsın yabancı yerlerde. Başkaları anlamaz derdini.

Ne desem boş be sevdiğim tek bildiğim seni çok sevdiğim. Hasretine hasret eklediğim sevdiceğim. Kokusuna, sesine, gülüşüne kurban olduğum erim. Sağ salim dön gel yeter ki, ben hep burada seni bekleyeceğim.

Gelişine umutlar ektim, nolur gel. Dönme bir daha geri kokunu alıp tekrar gitme hep yanımda kal artık. İstemiyorum sensiz geceyi, sensiz sabaha uyanmak istemiyorum artık.

Allaha emanet ol sevdiğim.
Kendine iyi bak. Unutma sayılı gün çabuk geçer.
Seni çok seviyorum askerim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Askerime mektup

Yine sensiz geçirdiğim bir gecenin çok ilerleyen saatlerinde yazıyorum bu satırları sana. Sen en masum halinde uyurken veya nöbette vatanını beklerken ben satırlara döküyorum yüreğimdeki yangınların ardında kalan kalıntıları. Aklımda sen, hayalimde kavuşacağımız o an ve ben yine ağlıyorum. Sen gittiğinden beri hasretinden sızlayan yüreğimin gözyaşı olup akma halini yaşıyorum. Sen teskereye geldiğinde giderken ardında bıraktığın hayallerimizi yeniden yaşayabileceğimiz umuduyla neşeyle gülümsüyorum. Özledim aşkım seni ve birlikte geçirdiğimiz o güzel günleri.

Sen gittiğinden beri gözyaşlarım hep gözümün ucunda akmayı bekliyor gibi. Senin yokluğunda bedenim ağır geliyor bana. Ruhum sıkılıyor, yüreğim daralıyor ve ben yine sensizlikte ağlayıp kendimi avutuyorum. Artık gülmeyi unuttum sevgilim. Mutluluk ile ilgili her şey sadece seninle güldürüyormuş güzel yüzümü. Gel de artık güldür şu sararıp solmuş yüzümü. Sen benim mutluluğa dair her şeyimsin. Gecenin karanlığı sarıyor sanki her yerimi. Düşüncelerimi, geleceğimi, umutlarımı ve hayallerimi sarıyor sanki. Oysa ben senin gelip beni sarmanı, sessizce yatağıma girmeni bekliyorum. Hasretle birleşen dudaklarımızın heyecanı tüm bedenimizi sarsın istiyorum. İsteklerimin bir süre daha gerçekleşmeyeceğini anladığım anda yeniden ağlıyorum. Sensiz adeta sessiz bir cığlık gibiyim. Ne hayattan zevk alıyorum, ne de yemeklerden. Başım ellerimin arasında, hıçkırıklara boğulan sesim çıkmıyor. Sadece sen varsın hayallerimde ve sadece sen olacaksın bunu unutma. Seni hasretle bekleyen sabır taşı olup kendimi sana hazırlayıp bekliyorum.

Sen yeter ki sağ salim gel sevgilim. bir bekleyenin olduğunu aklından çıkarmadan sayılı günlerini onurunla ve gururunla tamamla. Geldiğinde bana, sana dokunmaya bile kıyamayacağım. Dualarım, hayallerim, umutlarım, nefesim bile seninle. Azıcık soluna dönsen bulacaksın beni orada. Bir şemsiye gibi koruyacak sevgim seni oralarda. Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır sözüne binaen bekliyorum seni çile ve sabırla.

Seni çok seviyorum askerim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Eksilen ömrüm ve sen bir arada olamazsınız. Sen benden asla eksilemezsin. Çünkü sana ulaşamadığım her an, içimdeki sen daha fazla büyüyor. Her yeni doğan günle birlikte sana duyduğum aşk daha da artıyor azalan ömrüme inat büyük bir coşkuyla.


Eksilen ömrüm ve sen birlikte gidiyorsunuz sonsuzluğun kollarına. Hüzünler içinde ömrümden bir gün daha eksilirken şafak vakitlerinde ağlıyorum sensizliğime. Aslında seni benden alıp ezele götüren kadere mi kızmalıyım yoksa sana bir türlü açıklayamadığım duygularımdan dolayı kendimi mi suçlamalıyım bilemiyorum. Eksilen ömrüm beni daha da zorlasa da hayatın akışına bıraktığım sana aşkımı duyurmayı erteledim yine. Bu isimsiz mektuplarla belki beni hatırlayıp çok kızacaksın. Belki de gizemli adamı merak edip bu büyük aşka saygı duyacaksın. Seni ne kadar çok sevdiğimi anladığın zaman belki sen de beni seveceksin. Bu beklilerin gerçek olup olmadığını görmeye belki eksilen ömrüm izin vermeyecek ama seni seven bu deli gönlümden haberdar olacaksın.

Eksilen ömrüm ve sen birlikte ebede gideceksiniz. Sen içimde yaşadığın gibi benimle birlikte farazi olarak öleceksin. Belki benden çok daha fazla yaşayacaksın ama ben bu aşkın ızdıraplarında daha fazla dayanamayacağım aşk acısına. Hırsız gibi gelip gönlümü çalıp gittikten sonra seni aramadığım bir yer kalmadı. En sonunda buldum seni ama artık çok geçti. Benim azalan bir ömrüm vardı, senin ise mutlu bir yuvadan arta kalan hayatın. Bunca aradan geçen zaman boyunca beni hatırlaman bile neredeyse mümkün bile değildi. Bu yüzden yaklaşamadım senin yanına. Beni engelleyen sadece sen değilsin bir de eksilen ömrümdü. Anlıyor musun sana neden kendimi açıklayamadığımı? Anlıyor musun sana olan büyük aşkımın bende yarattığı travmaları?

Eksilen ömrüm yüzünden aşık olduğum sana kavuşamıyorum ne yazık ki! Seni seven bir yürek ve bu uğurda harcanmış bir ömür ile birlikte gidiyorum sonsuzluğun kollarına! Yanımda bir tek gülümsemen ve içimdeki sen ile birlikte hayırlı yolculuklara çıkıyorum ebede doğru.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Senin için kayboldum sevgilim. Aslında aşk için kayboldum ve aşk uğrunda bu kararı aldım. En uzun süren aşklar karşılıksız olanlarmış. Sana olan aşkımın daha uzun süreli ve kalıcı olabilmesi için kayboldum ortalıktan. Bir nevi aşkımızın devam etmesi için ortalıktan senin için kayboldum.


Bu aşkı yaşayabilmek için yalın ayak ve umarsızca koştum ardından. Aşk karşılıklı olduğunda aşktır der bir düşünür. Karşılığını bulduğunda aşk, bir süre sonra birbirini kırmaya başlar aşkı yaşayanlar. Tahammül ortadan kalkar ve yerini hakaretler, kırgınlıklar, birbirine yakıştırma yapmalar alır. Bizim aşkımız da tam bu noktada yok olmak üzereyken senin için kayboldum. Yalnızlığımla baş başa kalıp yeniden düşünüp yeniden tasarlamak için aşkı seni sana bırakıp ortadan kayboldum. Seni ne kadar çok özlersem o kadar iyi tasarlarım aşkımızı. Ne kadar çok yaptıklarımızı ve hayallerimizi düşünürsem o kadar iyi planlarım geleceğimizi. Yaşam iki kişi ile daha güzel hale gelirken yalnızlığı neden seçtiğimi şimdi anladın mı?

Mutluluğumuz ortadan kaybolmasın diye, aşkımız yok olmasın diye, geleceğimizi karartmayalım diye senin için kayboldum sevgilim. Ben seninle tanıştıktan sonra çok değiştim. Kendimden ve ideallerimden çok taviz verdim. Bu ideallerin yeniden şekillenmesi için senden uzaklaşmam gerekiyordu. Yepyeni bir kişi olup senin idealindeki sevgili olabilmek için uzaklaştım yaşamımızdan. Daha ilk geceden başladım yeni hayatımızı planlamaya. Sen yanımda yoktun ve ben seni daha ilk geceden özledim sevgilim. İkimiz ve sevgimiz için bunu yapmam gerekiyordu. Senin için kayboldum yakınından, uzaklaştım kavgayla dolu hayatımızdan. Şimdi yepyeni bir hayata merhaba demeden önce yeniden hazırlanmalıyım sevdaya ve bizi birbirimizden uzaklaştıran olaylara. Hep hazırlıksız yakaladın beni. Hep tek taraflı düşünmekle itham ettin beni. Ben sana kadar hiç iki kişilik yaşamadım ki!

Senin için kayboldum ortalıktan. Belki sen de özlersin beni, belki sen de sorgularsın sevgimizi ve yaşadıklarımızı. Senin için kayboldum hayatından. Şimdi senden uzaklarda yeniden planlıyorum aşkımızı. Sevgimiz hiç kaybolmadan bizden yeniden ısıtıyorum aşkımızı.

Gel yüreğimin vazgeçemediği güzel kız. Gel yeniden yaşalım aşkımızı. Senin istediğin gibi oluşsun hayatımız. Senin istediğin gibi olsun aşkımız ve bu son olsun. Bir daha birbirimizden hiç kaybolmayalım sevgilim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Bir baktım, bir daha bakasım geldi o güzel gözlerine. Beni fark ettiğini görünce içim eridi sevgili. Kalbimi kaplayan o güzel aşk ninnileri bir anda beni alıp senin yüreğine getiriverdi. Bu yüzden diyorum gözlerin aldı yüreğimi. Umutsuz, takatsız bir yaşamın ilk demlerinde tanıştım gözlerinle. Baktığı yeri yakıp kül eden gözlerin beni de yaktı aşk ateşiyle.


Bakmaya doyamadığım, baktığı yeri kıskandığım gözlerin aldı yüreğimi. Balın vücuda verdiği şifa gibi bal rengi olan gözlerinin ela rengi de yüreğime şifa veriyor sevgilim. Bir tek bakışın bile bendeki tüm karamsarlığı, mutsuzluğu, elemi, kederi alıp götürüyor. Geride sadece bakışlarının bende oluşturduğu hisler kalıyor. Bir umut senin gözlerin, bir neşe, bir mutluluk. Gözlerin aldı yüreğimi, çünkü gözlerinde buldum ben sevmeyi ve sevilmeyi. Gözlerinle tattım ben içi umut dolu dünyalarda gezinmeyi. Gerçek olsun diye dua ettiğim düşlerimin gerçekleşen ilk hali senin gözlerin. Bana bakarken içimi bir hoş eden bakışlarındır beni benden alan. Kaşlarının altında daha bir belirgin, güzel yüzünü daha da güzelleştiren göz şeklin ve bir dağı eritecek kadar etkili olan bakışların. Güzelliği tasvir etmek için kelimeler biçare kalıyor ne yazık ki. Senin güzelliğini tam olarak anlatabilecek bir dil henüz geliştirilmedi. Gözlerinin bende yarattığı etkiyi tasvir bile edemiyorken güzelliğin hakkında yorum yapacak kadar dil bilgim maalesef yok. Seni seviyorum güzel gözlü sevgili. Seni ne kadar sevdiğimi belki anlamıyorsun. Belki yeterince ifade edemiyorum sana hal ve hareketlerimle. Ama şunu bilmeni istiyorum ki sevgilim, ben seni gözlerinin içine bakarken sevdim.

Bir sevda masalı olarak başladı belki ilişkimiz. Belki başka dünyalara ait kurduğumuz hayaller. Belki imkansız gibi gelen bir sevdanın tutuşturduğu yüreklerdi bizimkiler. Ama bilmelisin ki sevgilim; benim sana olan sevdam gözlerinde başladı. Gözlerin Aldı Yüreğimi.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Doğru insan ile aşk yaşamak herkese nasip olmaz. Doğru insanı ararken bir ömür gelip geçer haberin olmaz. Bana “sen doğru insan mısın?” diye sorduğunda “neye ve kime göre doğru insan” diye tekrar soru ile cevap vermiştim. Hiçbir insan hayalindeki beyaz atlı prens ile veya beyazlar içindeki mükemmel güzellikteki kızla aşk yaşayamaz.


Doğru insan ile mükemmel bir birliktelik hayali bazen insanı çok başka umutlara sürükleyebilir. Ben senin benim için doğru insan olduğunu düşünerek aşık oldum. Aşkımdan dolayı senin doğru insan olduğunu düşünüyor da olabilirim. Aşkın bir gereği olarak sevdiğinin iyiliğini ve her zaman mutlu olmasını istemek gerekir. Ben inan şimdiye kadar hep böyle davrandım ve sadece senin iyi ve mutlu olmanı istedim. Biliyorum ki, sen mutlu olursan beni de mutlu edersin. Sen iyi olursan bana da iyiliğinin yansımasını sağlarsın. Aslında senin iyiliğini ve mutluluğunu isterken aslında biraz da bencilliğin gereği olarak kendimi de düşünüyorum böylece.

Doğru insansın sen benim için, yeryüzünde sevip mutlu olacağım tek kişisin adeta. Sensiz bir dünya düşünemiyorum derken gerçekleri söylüyordum sana ve kendime. İnsanın kendisine gerçekleri söylemesi kadar acı bir şey yoktur hayatta. Duygularının gerçekliğiyle hayatın gerçekliği arasında sıkışır kalırsın bazen. Gecelerin gölgeleri arasında kaybolmak istersin sessiz köşelerde. Duygusal travmalar sarar her yanını ama alamazsın kendini sevgiliyi düşünmekten. Uzun geceler bitmez gelir insana kıvrılıp kalırsın ana karnındaki gibi karanlık kuytularda. Bir de bakmışsın sabah olmuş ve güneş gibi sen doğmuşsun buhranlı hayatıma. Önce içimi ısıttın, sonra kalbimi ve dünyamı. Güneşim oldun benim her zaman. Üzüntüde, sevinçte ve mutlulukta sadece sen vardın benim için. Senin hep böyle kalman için her gece dualar ettim yaradanıma. Sonra o gün geldi tekrar. Sanki reankarnasyon yaşar gibi tekrar döndüm karanlık puslu gecelerin ıssızlığına. Sebebim sendin bu kez. Çok şaşırtmıştın beni. Benim için doğru insan olan sen, beni yanlış kişi olarak değerlendirmeye başladın bir anda. Sonra karanlıklar geldi aydınlık yuvamıza. Ne gündüzler kavuştu aydınlığa ne de yuvamız. İzin vermedin seninle mutlu olan hayatın devamına. Sanki bıçak gibi kesip attın geçmiş güzel günlerimizi ve yoksaydın beni ve geleceğimizi. Bırakıp gitmek istedin ama kadın kısmı gitmez deyip çıktım mutlu yuvamdan. Bir daha döner miyim, dönmeme izin verir misin? Bilmiyorum inan. Sonsuza kadar sürse de içimde umutlarım hep yaşayacak, mutlu yuvamıza dönebilmek için tekrar her yolu deneyeceğim bıkmadan.

Doğru insan sensin benim için. Ne senden vazgeçerim ne de sevgi dolu yüreğimden. Umut ile başladığım aşk serüveninde yitip gitmek istemiyorum hayattan. Mücadele etmeyi seçtim senin ve kendim için. Mutlu yuvalar kolay kurulmadığı gibi kolay yıkılmayacaktır biliyorum. Ve ben senden asla vazgeçmeyeceğim sevgilim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Asker aşk mektupları



asker sevgiliye mektup
asker sevgiliye mektup örnekleri
aşk dolu askerin mektubu

Hasretinden yanıyorum sevgilim.

Ne zor zamanlar senin askerde olduğun zamanlar. Sen askere gitmeden önce hiç ilgimi çekmediği halde televizyonda askerler ile ilgili tüm haberleri seyrediyorum şimdi. Seninle beraber gün sayıyorum. Her yere telefonumu yanıma alarak gidiyorum şimdi. Arasan da sesini duysam diye bütün gün bekliyorum. Bütün gün geçmeyen dakikalarımın telefonda seninle konuşurken bir anda geçip gitmesine sinir oluyorum. Askerliğin bitince seninle yaşayacaklarımı şimdiden hayal ediyorum.

Hasretin yakıyor yüreğimi. Gözlerimden akan yaşları silecek ellerin yok artık. Ağlama sus derdin ama sende ağlıyorsun biliyorum. Sende dayanamazsın bensizliğe, kalbin yanar da anlatamazsın kimselere derdini. Ben seni senden iyi bilirim. Bana sıkma canını derken bile yandı için ama ne yapalım gül kokulu yârim. Bugünler de geçer elbet. Kavuşunca bırakmayız birbirimizi, asla kopamayız artık birbirimizden. Seni benden ayıran yıllara, yollara inat hep aynı sevgimle, hasretimle bekliyorum seni.

Geldiğinde ne bahar rüzgârları eser şu gönlümde. Bir çocuğun tebessümü düşer yüzüme. Hasret, hasret bitti derim gözlerinin içine bakıp da. Geldin mi yârim, geldin mi yiğidim. Yollarına bakmak ne zordu ama katlandım senin için ölüme bile katlanırım. Dönülmez yol değildir askerlik elbet dönülür. Peygamber ocağıdır orası her yerden iyi korunur. Her şeye çözüm bulurum da yiğidim özlemine çare bulamıyorum. Akşam olunca hüzün çöküyor kalbime, ağlasam bir türlü ağlamasam bin türlü. Senli şarkılar dinliyorum, seni anlatıyor hepsi. Bir şey fark ettim de yiğidim sen gittiğinden beri aslında her şey sana benziyor. Seni anlatıyor. Bu bile güzel geliyor bazen.

Anlatıyorsun oraları, bence mutlu rolü yapıyorsun. Ben bilirim seni, mutlu olamazsın yabancı yerlerde. Başkaları anlamaz derdini.

Ne desem boş be sevdiğim tek bildiğim seni çok sevdiğim. Hasretine hasret eklediğim sevdiceğim. Kokusuna, sesine, gülüşüne kurban olduğum erim. Sağ salim dön gel yeter ki, ben hep burada seni bekleyeceğim.

Gelişine umutlar ektim, nolur gel. Dönme bir daha geri kokunu alıp tekrar gitme hep yanımda kal artık. İstemiyorum sensiz geceyi, sensiz sabaha uyanmak istemiyorum artık.

Allaha emanet ol sevdiğim.
Kendine iyi bak. Unutma sayılı gün çabuk geçer.
Seni çok seviyorum askerim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Asker Sevgiliye Doğum Günü Mektubu


Asker Sevgiliye Aşk Mektubu


Doğum Günü Mektubu Asker Sevgiliye


ylesine Bendesin ki, Ölmüyorsun. Ölsen, ben de öleceğim sanki. Çıkarsan içimden bütün kanımda seninle akıp gidecek.Öylesin...Kan gibisin..."

Hayatımın Vazgeçilmezine,

Gözlerine bakmaya doyamadan tam on gün su gibi aktı gitti.
Ve bu sabah kalbimi,sevgimi,canımı ve Seni Ankara'ya uğurladım. Bugün aklıma seninle İlk tanıştıgımız gün geldi. Hayatımın ilk dönüm noktası ve ölsem bile unutamayacağım anlardan bir tanesi.
Senden önce hiç bitmeyecek sandığım yolda çaresizce yürüyordum.Koyu gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir yıldız gördüm, ne de bir tek yağmur damlası düştü yere. Ne sıcak vardı, ne soğuk. Kara, kirli bir toprağın üzerinde atıyordum adımlarımı. Binlerce kilometreymiş gibi uzanıp gidiyordu yol önümde ve yeşile dair hiç birşey görünmüyordu.
İçimde çoğalttığım sesimi, bir mutlu yüze sakladığım gülüşlerimi dışarıya vurabilmek için çırpınıyordum. Ama hiç kimsenin yüzü o cesareti vermiyordu bana.
Sonra hiç varılmıycakmış kadar uzakta bir kusun havalndığını gördüm. Bir umut yakalamıştım sonunda. Hızlandırdım adımlarımı. Sıyrıldım kalabalıktan. Koşmaya başladım. Kuşa yaklaştıkça gri havanın dağıldığını, güneşin sarı ışıklarını, çiçeğin her rengini gördüm. En sonunda da Seni...
Orada küçük ama yemyeşil bir çayırın ortasında öylece tek başına oturuyordun. Senin biraz ötende hava kurşun gibi griyken, Senin basındaki gök masmaviydi. Ve Sen o maviliğe dikip gözlerini çok uzaktan gelecek birini bekler gibiydin.
Ben gördüklerimin şaşkınlığıyla karşında kıpırdamadan duruyordum. Ve Sen gözlerindeki Karadeniz'de kaybolmama izin verirken o güzel sesinle bana "Hoşgeldin" dedin...
Ve o ses yeniden hayata döndürdü beni Sevdiğim. İstemdışı bir gülümseme yayıldı yüzüme. Yüreğimin atışının hızlandığını, tenimin ısındığını hissettim.
Az önce terk ettiğim karanlık yoldan geçip giderken biz el eleydik artık. Bir sevdanın iki ortağıydık.
Korkmuyorum artık yeni gelecek günden. Umutsuz değilim artık Aşkım. Senden önce yaşadığım tüm kötü günleri değiştirdim Senin verdiklerinle..
O büyük karanlığı, kurşun gibi gri havayı Senin estirdiğin rüzgar alıp götürdü. Bildiğim her şeyi yeniden tanımladım Senin gelişinle. Yeniden ad verdim her güzelliğe. Çirkin olan ,kötü olan ne varsa Seninle birlikte kaybolup gitti. Beni de hayatımı da bir anda bağladın kendine. En ulaşılmaz noktalara, en cıkılmaz doruklara vardırdın benliğimi. Terk edilmiş bir limanda kendi halinde bekleyen köhne gemilerime en gizli denizleri açtın Ben o maviliğin yolcusuyum şimdi, en sıkılmaz yolcusu...
Adın bir dönülmezliğin simgesi artık. Sen sözcükleri ölümsüz kılansın, Sen umudun, Sen aşkın,Sen özlemin,Sen hayatın adısın. Ve Senin adını anmak bile tarif edilmez bir sevinç yayıyor içime.
Şimdi yaşamayı seviyorum işte. Çünkü içinde sen varsın...
Ve içimde çoğalttığın sesimle haykırıyorum, herkes duysun diye... Hiç kimse sevdama Senin kadar yakışmadı ve sevdam hiç kimseyi Senin kadar yaşatmadı...

MUTLU YILLAR SEVDİĞİM... DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN...


Kaç gece yalnız geçti hesaplasana… Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene..! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.

Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni.

Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.

Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.

Gözlerinin içine bakıp “Seni Seviyorum” demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.


DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SEVGİLİM


Hasretinden yanıyorum sevgilim.

Ne zor zamanlar senin askerde olduğun zamanlar. Sen askere gitmeden önce hiç ilgimi çekmediği halde televizyonda askerler ile ilgili tüm haberleri seyrediyorum şimdi. Seninle beraber gün sayıyorum. Her yere telefonumu yanıma alarak gidiyorum şimdi. Arasan da sesini duysam diye bütün gün bekliyorum. Bütün gün geçmeyen dakikalarımın telefonda seninle konuşurken bir anda geçip gitmesine sinir oluyorum. Askerliğin bitince seninle yaşayacaklarımı şimdiden hayal ediyorum.

Hasretin yakıyor yüreğimi. Gözlerimden akan yaşları silecek ellerin yok artık. Ağlama sus derdin ama sende ağlıyorsun biliyorum. Sende dayanamazsın bensizliğe, kalbin yanar da anlatamazsın kimselere derdini. Ben seni senden iyi bilirim. Bana sıkma canını derken bile yandı için ama ne yapalım gül kokulu yârim. Bugünler de geçer elbet. Kavuşunca bırakmayız birbirimizi, asla kopamayız artık birbirimizden. Seni benden ayıran yıllara, yollara inat hep aynı sevgimle, hasretimle bekliyorum seni.

Geldiğinde ne bahar rüzgârları eser şu gönlümde. Bir çocuğun tebessümü düşer yüzüme. Hasret, hasret bitti derim gözlerinin içine bakıp da. Geldin mi yârim, geldin mi yiğidim. Yollarına bakmak ne zordu ama katlandım senin için ölüme bile katlanırım. Dönülmez yol değildir askerlik elbet dönülür. Peygamber ocağıdır orası her yerden iyi korunur. Her şeye çözüm bulurum da yiğidim özlemine çare bulamıyorum. Akşam olunca hüzün çöküyor kalbime, ağlasam bir türlü ağlamasam bin türlü. Senli şarkılar dinliyorum, seni anlatıyor hepsi. Bir şey fark ettim de yiğidim sen gittiğinden beri aslında her şey sana benziyor. Seni anlatıyor. Bu bile güzel geliyor bazen.

Anlatıyorsun oraları, bence mutlu rolü yapıyorsun. Ben bilirim seni, mutlu olamazsın yabancı yerlerde. Başkaları anlamaz derdini.

Ne desem boş be sevdiğim tek bildiğim seni çok sevdiğim. Hasretine hasret eklediğim sevdiceğim. Kokusuna, sesine, gülüşüne kurban olduğum erim. Sağ salim dön gel yeter ki, ben hep burada seni bekleyeceğim.

Gelişine umutlar ektim, nolur gel. Dönme bir daha geri kokunu alıp tekrar gitme hep yanımda kal artık. İstemiyorum sensiz geceyi, sensiz sabaha uyanmak istemiyorum artık.

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, MUTLU YILLAR SEVGİLİM

UNUTMA! SENİ ÇOK SEVİYORUM ASKERİM

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…

Hasretinden yanıyorum sevgilim.

Ne zor zamanlar senin askerde olduğun zamanlar. Sen askere gitmeden önce hiç ilgimi çekmediği halde televizyonda askerler ile ilgili tüm haberleri seyrediyorum şimdi. Seninle beraber gün sayıyorum. Her yere telefonumu yanıma alarak gidiyorum şimdi. Arasan da sesini duysam diye bütün gün bekliyorum. Bütün gün geçmeyen dakikalarımın telefonda seninle konuşurken bir anda geçip gitmesine sinir oluyorum. Askerliğin bitince seninle yaşayacaklarımı şimdiden hayal ediyorum.

Hasretin yakıyor yüreğimi. Gözlerimden akan yaşları silecek ellerin yok artık. Ağlama sus derdin ama sende ağlıyorsun biliyorum. Sende dayanamazsın bensizliğe, kalbin yanar da anlatamazsın kimselere derdini. Ben seni senden iyi bilirim. Bana sıkma canını derken bile yandı için ama ne yapalım gül kokulu yârim. Bugünler de geçer elbet. Kavuşunca bırakmayız birbirimizi, asla kopamayız artık birbirimizden. Seni benden ayıran yıllara, yollara inat hep aynı sevgimle, hasretimle bekliyorum seni.

Geldiğinde ne bahar rüzgârları eser şu gönlümde. Bir çocuğun tebessümü düşer yüzüme. Hasret, hasret bitti derim gözlerinin içine bakıp da. Geldin mi yârim, geldin mi yiğidim. Yollarına bakmak ne zordu ama katlandım senin için ölüme bile katlanırım. Dönülmez yol değildir askerlik elbet dönülür. Peygamber ocağıdır orası her yerden iyi korunur. Her şeye çözüm bulurum da yiğidim özlemine çare bulamıyorum. Akşam olunca hüzün çöküyor kalbime, ağlasam bir türlü ağlamasam bin türlü. Senli şarkılar dinliyorum, seni anlatıyor hepsi. Bir şey fark ettim de yiğidim sen gittiğinden beri aslında her şey sana benziyor. Seni anlatıyor. Bu bile güzel geliyor bazen.

Anlatıyorsun oraları, bence mutlu rolü yapıyorsun. Ben bilirim seni, mutlu olamazsın yabancı yerlerde. Başkaları anlamaz derdini.

Ne desem boş be sevdiğim tek bildiğim seni çok sevdiğim. Hasretine hasret eklediğim sevdiceğim. Kokusuna, sesine, gülüşüne kurban olduğum erim. Sağ salim dön gel yeter ki, ben hep burada seni bekleyeceğim.

Gelişine umutlar ektim, nolur gel. Dönme bir daha geri kokunu alıp tekrar gitme hep yanımda kal artık. İstemiyorum sensiz geceyi, sensiz sabaha uyanmak istemiyorum artık.

Allaha emanet ol sevdiğim.
Kendine iyi bak. Unutma sayılı gün çabuk geçer.
Seni çok seviyorum askerim.

__________________
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!...
Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!…