Bebeklerle Nasıl Konuşmalı?

Son yıllarda bebeklerle konuşmanın önemini gösteren çalışmalara daha sık rastlıyoruz. Çok küçük yaştaki çocukların ana dillerinin dışında başka bir dili daha duyarak büyümelerinin dil gelişimine çok olumlu etkisi olacağını biliyoruz. Çalışmayı yöneten Dr. Jiyoun Choi, ailelere şu tavsiyede bulunuyor: “Unutmayın ki dil öğrenme süreci hayatın çok erken dönemlerinde başlıyor. Çalışmamız da gösterdi ki, tüm hayatımızı etkileyecek olan dil becerileri, hayatın daha ilk yıllarında oluşuyor. Bu yüzden bebeklerinizle mümkün olduğunca çok konuşmaya çalışın. Çünkü söylediğiniz her şeyi özümsüyor ve sindiriyorlar.”

Araştırmanın sonucuna göre, bebeğe belki de yeni bir dil öğretemiyorsunuz ama, altyapısı hazırlanmış olacağından ileride bu yabancı dili öğrenmek istediğinde işini oldukça kolaylaştırmış oluyorsunuz. Aynı şekilde hep konuşulan anadili de ne kadar çok duyarsa, kendi diline o kadar hakim olacağı aşikar. Söylediklerinizi anlayıp anlamadığına dair hala yeterli araştırma yok ancak siz yine de fırsat buldukça bebeğinizle konuşmaya devam edin!


Bebekken duyduğumuzu hatırlıyoruz
BBC'de yer alan habere göre, ana dili Flamanca olan ama Kuzey Kore’den evlat edinilmiş olan yetişkinler üzerinde yapılan bu çalışma, katılımcıların Kore diline dair bazı farkları hatırlıyor olduğunu ortaya çıkardı.

Çalışmada iki grup denek incelendi. İlk grupta bebekken Flamanca konuşan aileler tarafından evlat edinilmiş olan 30’lu yaşlarındaki yetişkinler yer alırken; ikinci grupta bebekken herhangi bir şekilde Kore diline maruz kalmayan ve Flamanca konuşan yetişkinler yer aldı.

Kısa bir ‘Kore diline giriş’ eğitiminden sonra iki gruptan da Korece’deki sessiz harfleri telaffuz etmeleri istendi. Kısa eğitimden önce iki grup da neredeyse aynı performansı gösterdi ancak kısa bir tanıtımdan sonra, bebekken etrafında Korece konuşulan grup, beklentinin çok üstünde bir performans göstermiş. Korecedeki sessiz harfler, Flamancadakinden oldukça farklı telaffuz ediliyor olduğundan dolayı, kısacık bir eğitimin ardından Korece harfleri bu kadar iyi telaffuz edebiliyor olmaları, tüm hayatları boyunca hiç Korece konuşmamış olsalar bile, bebekken etraftan duydukları Korece konuşmaların onları tüm hayatı boyunca etkilediğinin bir göstergesi.