Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Bayanların Dünyası > Anne ve Çocuk
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

R’leri Söyleyemeyen Çocuklar!

Anne ve Çocuk kategorisinde açılmış olan R’leri Söyleyemeyen Çocuklar! konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 26.03.2014, 14:07   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart R’leri Söyleyemeyen Çocuklar!

R’leri Söyleyemeyen Çocuklar!

Erken yaşta fark edilmeyen, edildiği halde tedavisi ihmal edilen konuşma bozuklukları, birçok yönüyle çocuğun yaşamını olumsuz etkiliyor. En geç 3 yaşına kadar konuşma gelişimini tamamlaması gereken çocuklarda farklı gerekçelerle ortaya çıkan konuşma bozuklukları zamanla konuşma kaygısı, sosyal fobi ve okul fobisine dönüşebiliyor.

Bu çocukların tedavisinin kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen uzmanlar okulların açılmasına az bir süre kaldığını hatırlatarak ebeveynleri uyarıyor!

Konuşma bozukluklarını, konuşmanın gelişmesinde, akıcılığında, seslendirmede, gramer yapısında ve konuşma organlarının yapısından kaynaklanan konuşma kusurları olarak tanımlayan Konuşma Terapisti Uzm. Psk. Leyla Arslan, konuşma bozukluklarının nörolojik işleyişinden olabildiği gibi fizyolojik bazı sorunlardan dolayı da ortaya çıkabileceğini söyledi.

İnsanın konuşmaya doğuştan programlandığını, içinde bulunduğu toplumun sembollerini kullanarak dil gelişimini tamamladığını ifade eden Arslan, gelişimin tam ve zamanında olabilmesi için çocuğun önce işitmesi, yeterince sözlü konuşma duyması ve söz üretebilmesi gerektiğini kaydetti.

Kişinin söz üretebilmesi için de sesleri doğru algılaması ve konuşma organlarını düzgün kullanabilmesinin şart olduğunu belirten Arslan, konuşma bozukluklarının çeşitlilik gösterdiğini, sınıflandırmanın nörolojik ve fizyolojik açıdan da yapılabileceğini sözlerine ekledi. Arslan, konuşma bozukluklarının gecikmiş konuşma, artikülasyon bozukluğu, özgün konuşma ve kekemelik olduğunu ifade etti. Arslan şunları söyledi:

Gecikmiş konuşma

Kişinin kendisinden beklenen yaşa uygun dili kullanamaması. Konuşma gelişimi 2, 5 yaşında tamamlanmış olmalıdır. Eğer bir çocuk 3 yaşına geldiği halde hala konuşamıyorsa bu durum gecikmiş konuşma olarak adlandırılabilir.

Ciddi bir sorundan kaynaklanıyor olabilir ve kesinlikle ihmal edilmemeli. Gerekiyorsa tıbbi yardım alınmalı. Bir çocuk 2 yaşında eğer tek tek sözcük kullanamıyorsa ebeveyn durumdan şüphelenmeli. Bir konuşma gecikmesi söz konusu olabilir.

Arslan gecikmiş konuşma bozukluğunun; aile içerisindeki iletişimin yetersizliği, konuşma organlarındaki kusurdan, otizm, asperger gibi rahatsızlıklara bağlı ortaya çıkabildiğini kaydetti.

Bir diğer konuşma bozukluğunun artikülasyon olduğunu ifade eden Arslan bu bozukluğun sözlü sembolleri doğru kullanamama ve ses üretememekle ilgili olduğunu belirtti. Arslan;

Artikülasyon Bozukluğu

“Çocuk bazı sesleri birbiri yerine de kullanabiliyor. Buna ses ritim bozukluğu diyoruz. Örneğin ‘ R ‘ yerine çocuk ‘ Y ‘ sesini kullanabiliyor. Bu duruma artikülasyon, fonolojik bozukluk diyoruz.

Artikülasyon bozukluğu çocuğun konuşma organlarını doğru kullanamaması, uzun süre emzik emmesi, yutkunma davranışı sorunu, ağız ve yüz kaslarını doğru kullanmama, geniz eti, burun, yarık damak, yarık dudak gibi fiziksel sorunlara bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.

Özgün konuşma bozukluğu

“Bazı çocuklarda dilin gramer yapısıyla ilgili sorunlar olabilir. Cümle yerine sözcük kullanır çocuk. Sözcükleri arka arkaya kullanır ve bu sözcükleri tekrar eder. Cümle içinde sözcük atlamaları yapar. Harfleri karışık kullanırlar.

Kendine özgü kusurlar olarak görülür. Bu gruba özgün konuşma bozukluğu diyoruz.

Havaleler, zor doğumda beynin oksijensiz kaldığı her durum, düşmeler, başın arka kısmının çarpma sonucu zarar görmesi, nefesi bozan hastalıklardan olabildiği gibi epilepsi gibi nörolojik sebepler de özgün konuşma bozukluklarına neden olabilmekte.”

Kekemelik

Kekemeliğin de bir konuşma bozukluğu olduğunu dile getiren Arslan, konuşma ritmi ve akıcılıkla ilgili bir bozukluk olduğunu, kişilerde kararsız kalma, uzatma, hece tekrarları, duraklama şeklinde görülebildiğini belirtti.

Her çocuk iki ay gelişimsel olarak kekeleyebilir diyen Arslan bu davranışın kesinlikle pekiştirilmemesi gerektiğini aksi halde 2 aydan fazla sürmesi halinde durumun alışkanlığı dönme riskinin olduğunu ifade etti.

Arslan kekemeliğin genetik bir geçişle olabildiği gibi, aile içi gerginlik, yaşanmış travma, zihinsel gelişimin hızlı oluşundan bazen de gelişim dönemine bağlı olarak kısa bir süreliğine ortaya çıkabileceğinin altını çizdi.

Konuşma bozukluğu düzelir demeyin!

Çocuk eğer konuşurken bazı sesleri yanlış çıkarıyor ve bu durum 5 yaşını geçtiyse çocukta öğrenme güçlüğü riskinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Arslan, ebeveynlerin bu durumda duyarsız kalmaması gerektiğini hatırlattı. Her ses için yapılması gereken konuşma egzersizlerinin olduğunu kaydeden Arslan bu noktada dil ve konuşma terapistinden destek alınması gerektiğini söyledi.

Konuşma bozukluğu sosyal fobiye dönebiliyor!

Konuşma bozukluğu yaşayan çocuklar zihinsel yönde kusur göstermemelerine rağmen çekingen kişilik sergileyebildikleri konusunda da uyarılarda bulunan Uzm. Psk. Leyla Arslan, sorun yaşayan kişilerde konuşma kaygısı, ileride sosyal fobi ve okul fobisinin olabileceğini vurguladı.
Arslan bu konuda ebeyven ve okul öğretmenlerine önemli sorumlulukların düştüğünü sözlerine ekledi.

Öğretmenlere de görev düşüyor!

“Bu kişilerle okulda arkadaşları alay edebiliyor. Çünkü farlı konuşma karşısında nasıl tepki vereceklerini çocuklar bilemeyebiliyor. Öğretmen bu durumu fark ettiğinde sınıfa konuşma yapmalı. Bu konuşma o kişinin olmadığı bir zamanda yapılmalı. Sınıfa, farklı özelliklerde olan çocuklara nasıl davranmaları gerektiğini anlatmalı.

Onunla alay edilecek bir durumun olmadığı, konuşmanın şeklinden çok ne söylediğine odaklanması gerektiği konusunda telkinlerde bulunmalı. Bu durumun geçici bir özellik olduğu ifade edilmeli. Ve öğrenci kesinlikle öğretmen tarafından yardıma yönlendirmeli.”

Bütün konuşma bozuklukları tedavi edilebilir

Tedavide erken müdahalenin önemli olduğunun altını çizen Arslan, 5 yaşından önce başlanan tedavinin hiçbir şekilde çocuğun geleceğine yansımayacağını hatırlattı ve ekledi.

“Tedavide ne kadar geç kalınırsa iyileşme süreci de o kadar uzuyor. Aksi durumda tedavi edilmeyen konuşma bozuklukları kişiliği olumsuz etkileyebiliyor.

Bu rahatsızlığın tedavisinde kesinlikle çok yönlü bir yaklaşım söz konusu olmalı. Bu yüzden tedavide biz nörolojik, psikiyatrik ve psikoloji disiplinlerini bir arada kullanılmalı"

__________________
Taklitler aslını yaşatır.
KIPSS.









Ben soğuk değilim,
siz cıvıksınız.

.
Jineps isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 03:09