Üşür Gözlerimde Yediveren Tomurcuk Kalsam sığdıramam bu deli maviyi ihanet kokan soluğuna metropollerin . . . Üşür gözlerimde yediveren tomurcuk yedi göğün yıldızları . . . Yüreğimde bir maral ağlar hangi suya eğilsem. . . Ellerimin dikiş tutmazlığı ellerine teyellenmişken bağlıydım hayata ama şimdi çözüldüm her anlamda . . . Tırnaklarım etimden ayrıldı çünkü . . . Çünkü beklenenden tez düştü ak’lar çocuk sakallarıma . . . Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar ! Ve. . . Haziran gibiydi çocuklar yakmayan sıcaklıklarıyla Yüzlerinde yüzlerce iklim alabildiğine savunmasız ürkek ve masum . . . ve böyle temizken hayat ne büyük günah işledik büyümekle. Hani diyorum ya ; umuda gülümse hep aç gözlerini yosun tutmuşsa da zaman aldırma ! Sen çoktan kapamışsın gözlerini yüzünde buruk bir gülümseyişi hediye bırakarak . . . Artık çıkarım bulanık köpüklü dalgalardan. Ağlamam bu sefer inan yıkıldığında kumdan şatolarım. Hem artık güneş çizmeyi öğrendim. Gözlerime hükmetmeyi susmayı tırnağımı daha derinden koparıp hıçkırıklarımı tam sol yanımda yok etmeyi. ~gizlemeyi~ ama bi yağmurda geçmiyor söz işte yüreğime... o ağlıyor ben damlıyorum . . . Bakma büyümüş gibi yapıyorum. . Alıntı |
Saat: 22:33 |
Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.