15 Ünlü Şairimizden Mutsuzluk Üzerine Şiirler 15 Ünlü Şairimizden Mutsuzluk Üzerine Şiirler 1. Cemal Süreya – Mutsuzluk Gülümseyerek Gelir Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir; Banliyo treninde rastladığımız Sınav saatini kaçırmış liseli kız, Hep kazanırsın ey çözümsüzlük! 2. Özdemir Asaf – Öğüt Okulda, anladıkça başaracaksın. Yaşamda, başardıkça anlayacaksın. Gelecek mutlu-mutsuz, inanmasan da; Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın. 3. Behçet Necatigil – Yel Değirmenleri Yaşamak azaptır çok zaman, Dualara açıldı ağız. Tükendi dizlerde derman, Akşamı bulamayacağız. 4. Metin Altıok – Kiracıyım Bir Acıya Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda Padişah yalnızlığın Ama yine de umudumuz kalabalık. 5. Melih Cevdet Anday – Kayıp Mutsuzluk için dediğini O gün nereye koymuştun ki Şimdi anlat bana bilmeden Geceyi, görmediğimiz geceyi. 6. Cahit Sıtkı Tarancı – Hepimiz Dair Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın, Gölgesi yeryüzünde avare insan? Taş da istemezdi yosun tuttuğunu; Solmakta her çiçek kokusu uçunca. Tasadır ağaca rüzgarda yaprağı; Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna 7. Edip Cansever – Eylül’ün Sesiyle Sonra bir kır kahvesi kendini okurken Masaları toplanmış, bardakları toplanmış Tam kendini okurken Derim ki bir semti iyi tanımak kadar İyi tanımalı dünyayı Açın radyolarınızı: Eylül’ün sesi Bu dünyada can sıkıntısının bir başka anlamı var baylar. Elmalar silik silik kırmızı artık, olsun Gözlerimiz tozlanmış, kirli Gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi Sıkılmak iyi baylar Biz hazır tuttukça böyle İçi yangında alev alev Dışı buz tutmuş kalplerimizi. 8. Ömer Bedrettin Uşaklı – Kimbilir Güneşle beraber söndüğüm akşam Ağlayacak hangi rüzgar kimbilir? Mermer bir heykele döndüğüm akşam Baş ucumda kimler yanar, kimbilir? Her yanında yanık bülbüller öten Bahçelerden bir gün sessiz geçerken, Tabutumu yeşil dallar içinden Seyredecek hangi bahar, kimbilir? 9. Cahit Külebi – Diken Ne sigaralarda tat kaldı Ne gönlümü avutur tazeler, Önümde açık duran tek umut Kapısı daraldıkça daraldı. Her gece gökte bir küçük yıldız Seninleyim diye el eder Ne onun uzaklığı azalır, Ne benim içimdeki kederler. 10. İlhan Berk – Ayrığın Yüreği En küçük bir şeyden coşardı Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak’a doğru Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi. Bir bulut geçsin üstünden Ayrıklıktan çıkardı. Dünyayı, derdi, dünyayı Hiçbir şeylere değişmem. Şimdi yaşamak istemiyor 11. Ahmed Arif – Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep… Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, karanlık… Ve zehir-zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda, Gel artık… 12. Turgut Uyar – Acının Tarihi ben şimdi diyorum ki bir bak şu alanlara sokaklara köprülere kiremitsiz damlara taşlara sopalara amanvermez silahlara şehir haritasına trafik lambasına kan içinde adamlara kan içinde adamlara kan umutsuzluktur ona kendini hazırla ne kadar yalnız olduğumuzu hep hatırla açlıkları yoklukları kırımları -örneğin sensiz olmak ömrümün bir akşamında- bir bölgeden birine giden orduları uçaklarla yalanlar ihanetler karmakarışık limanlar iki şeyin apansız karşı karşıya geldiği dünyada 13. Gülten Akın – Acı İçin Karşılama İnsan daha mutlu acılar içinde Gür kanı daha bir canlı Sürse ya ne varsa götürmese ya Biter rüzgarı başın gövdenin Durulur küçülür yoksullaşır Beyaz mendilde kara düğüm Uykudan iyisi yok alın ellerinizi Tutmuşum tutmamışım Sevmişim sevmemişim Şu yaşama şu ölüm Beyaz mendilde kara düğüm 14. Haydar Ergülen – Boynum Issız Bir Yurt Gibi Sesim yok ey ulular ulusu konuşmayı özledim – ey sözünü boğan dilsiz yeryüzünü sustun ıssız yurda çevirdin ışığım yok ey boşluğun bekçisi çok acıyor gözlerim – kendi kandilini göremeyen kör içine yanan mumlara pervane oldun 15. Ahmet Telli – Ömrüm Diyorum Bu dünya dünya mıdır hani Bildiğimiz o yamyam küresi Ki apis öküzlerinin çekip durduğu Bir can sıkıntısıydı önceleri Hantal ve gürültücü bir tehdit Gibi düşüyorken üstümüze Alaycı bir gülüş takılıyor yalnız Dudaklarımın hüzün kıvamına Ömrüm diyorum şimdi ömrüm Üzgün bir çocuksun sen ve yalnız Öyle kal çünkü bu dünyada Sana en çok mutsuzluk yakışıyor |
Saat: 01:33 |
Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.