Cabir Bin Hayyan Kimdir, Buluşları

Cabir Bin Hayyan Buluşları, Cabir Bin Hayyan Hayatı, Cabir Bin Hayyan Kimdir, Cabir Bin Hayyan Vikipedi

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Fen bilimleri alanında tarihe adını kazıyan Ebu Musa Cabir Bin Hayyan, MS. 721 yılı civarlarında Horosan dolaylarında dünyaya geldi. Fizik, astoronomi, astroloji, tıp, matematik, mühendislik, coğrayfa, felsefe gibi bir çok bilim dalında çalışmalar yapmış ve eserler kaleme almış olsa da dönemin en çok ilgi gören konularından olan simya ve kimya alanlarında ünlenmiş, kimyanın biliminin kurucusu olarak gerek İslam aleminde gerekse batıda referans kabul edilmiştir.

Modern Kimyanın Doğuşu ve Cabir Bin Hayyan
Eczacı bir babayla çalışma imkanıyla büyüyen Cabir Bin Hayyan, teorik araştırmalarını deneylerle ispatlama fırsatı bulmuş, nişadır, kezzap, hidroklorik asit gibi birçok bileşiği keşfetmiştir. Çalışma bulgularını da titizlikle kayıt altına almış ve arkasında birçok yazılı eser bırakmıştır. Eserleri zamanının ötesine ışık tutan Cabir’in kitapları, doğu ilminin gelişmesine büyük faydalar sağlamanın yanı sıra 14. Yüzyıl ve sonralarında batı bilimine de katkılarını sunmuştur. Öyle ki halen kimya biliminin kurucusu olarak anılmaktadır. Kuşkusuz bu sıfatı kazanmasında dünya üzerindeki ilk kimya laboratuvarını kurmasının yanı sıra kimya deneylerinde halen kullanılmakta olan bazı aletleri icat etmesinin rolü büyüktür. Damıtma yarayan imbik ve oldukça küçük ağırlıkları bile tartabilen hassas kantar başlıca icatları arasındadır. Ayrıca maddenin bileşenlerinin yanı sıra atomun yapısına ilişkin çalışmalarıyla sonraki dönem fizik araştırmalarında da yol gösterici olmuştur. Dönem bilginleri maddenin en küçük parçasının atom olduğunu kabul ederken, atomun bile büyük bir enerji açığa çıkararak parçalanabileceğine ilişkin iddiası rivayetler arasındadır. Asitler ve metallerin yapısı hakkındaki çalışmaları da diğer bilim dallarının yanı sıra mühendislik alanındaki gelişmelere de büyük katkılar sağlamıştır.

Cabir Bin Hayyan ve Simya Aşkı
Cabir bin Hayyan tabiatı gereği meraklı bir insan olsa da, belki babası gibi bilime gönül veren bir adam olma hevesiyle, belki de dönemin popüler ilgi alanlarından olan simya gizeminin sırlarını gün yüzüne çıkarmak arzusuyla kimyanın babası olma unvanını elde etmiştir. Simya alanında aradığı cevapları buldu mu bilinmez ama rivayet odur ki bugünkü Irak’ta çalışmalarına devam ederken öldüğü laboratuvarında, eserleriyle birlikte halen deneylerinde kullanmakta olduğu bir miktar altın bulunmuştur. Geride bıraktığı eserlerin sayısı tam olarak bilinmemekle beraber 500 ila 1000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.