Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Coğrafya (https://www.forumaski.com/cografya/)
-   -   Güneş Sistemi Nedir? Gezegenler ve Uyduları Nelerdir? (https://www.forumaski.com/cografya/160611-gunes-sistemi-nedir-gezegenler-ve-uydulari-nelerdir.html)

YeşiL6 15.07.2015 16:31

Güneş Sistemi Nedir? Gezegenler ve Uyduları Nelerdir?
 
Güneş Sistemi Nedir? Gezegenler ve Uyduları Nelerdir?

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Güneş sistemi nedir?


Güneşle, güneşin etrafındaki yörüngelerin üzerinde dolaşan gezegenler ve bu gezegenlere bağlı uyduların hep birlikte meydana getirdiği uyarlı ve hareketli topluluğa denir. Güneş sisteminin oluşu, evrenin oluş zamanlarına ‘varır. Evrenin oluşu sırasında bulutsu gaz kümeleri vardı. Güneş sistemi de, bu bulutsu gaz kümelerindendi. Hızla dönen gaz kümeleri zamanla yoğunlaştı. Güneş sistemini oluşturan gezegenlerin nasıl meydana geldikleri üstüne, öteden beri bilginler tarafından öne sürülen görüşler, birbirini pek tutmamaktadır. Bir görüşe göre bu gezegenler önceleri güneşi çevreleyen gaz halinde bir halkadan başka bir şey değildi.

Bu halkadaki yoğunlaşmalarla gezegenler meydana geldi. Yüzyılımızın başlarında yeni bir görüş ortaya atılmıştır. Bu görüşe göre gezegenler, güneşle bir başka yıldız arasındaki çarpışma sırasında kopan parçalardan İbaretti.Kainattaki büyük astreoit denen gezegenlerin ve daha küçük gezegenlerin muntazam tertibi, düzenli hareketleri ve gerçek bir güneş sistemini teşkil etmesi, bunların tesadüfen ortaya çıkmadığının açık bir delilidir. Burada diğer bir faktör de, en yakın yıldızın bu sistemin en dıştaki gezegeni olan Pluton’dan 6000 misli daha uzak olmasıdır. Güneş sisteminin elemanlarının müşterek bir orijine sahip olduğu görülmektedir.

Güneş sisteminin orijini ile ilgili teoriler iki genel tiptedir:

1. Düzenli bir değişme suretiyle ortaya çıkış.
2. Ani bir patlama ile meydana geliş.

Birinci tipe örnek Laplas’ın 1796’da ortaya attığı teoridir. Bu teoride; "Büyük, disk şekilli soğuk bir gaz kütlesinin en uzak gezegenin yörüngesinden ötesine uzanarak yavaş yavaş dönmüş ve kendi kısımlarının karşılıklı çekim etkisi ile büzülmüş ve aynı açılar momentumu korumak için dönme hızı artmıştır. Sonuçta iç çekimin yenildiği bir hıza ulaşıp parçalanarak gezegenler ortaya çıkmış ve yoğunlaşmıştır." iddiası öne sürülmektedir. Güneş sisteminde bulunan açı momentumun kendine has dağılım gösterdiği görülür. Bu teori reddedilmiştir. Güneşin yüzde birinden küçük kütledeki gezegenlerin güneşin yüzde doksan sekiz açı momentumuna sahip olduğu bulunmuştur. Mevcut ikinci teorilere de bazı itirazlar olmuştur.Modern teorilerde yine büyük soğuk gaz kütlesinin gaz bulutlarına bölündüğü ve büzülmelerle bunların yoğunlaşıp ısındığı ileri sürülmektedir.

Henüz mevcut teorilerden hiçbirisi genel bir kabul görmemiştir. Güneş sisteminde güneş merkezde yer alır. Gezegenler onun çekim kuvvetiyle çeşitli genişlikte elipsler çizerek etrafında dönerler. Güneş sisteminin bir üyesi olan gezegenlerin uyduları ise (Ay gibi), hem uydusu oldukları gezegen etrafında, hem de gezegeniyle birlikte Güneş etrafında dönerler. Minik gezegen astreoitler ise, Mars ve Jüpiter arasında değişik yörüngelerde bulunurlar. Güneş sisteminin değişken üyeleri olan kuyruklu yıldızlar (bunlardan Halley Kuyruklu Yıldızı 76 senede bir yeryüzüne yakın bir noktadan geçer).

Güneş sistemi, galaksimiz Samanyolunun içinde bulunmaktadır. Sistemin yaklaşık yeri galaksinin merkezinden 30.000 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. Samanyolu galaksisi büyüklüğünün 100.000 ışık yılı ve bir ışık yılının 9,6 trilyon kilometre olduğu göz önüne alınırsa, güneş sistemini, galaksimiz içinde gerekirse bir futbol sahası içinde bir mm 2 lik bir nokta olarak düşünebiliriz (Bkz. Galaksi). Fakat kendi ölçülerinde güneş sistemi çok geniştir (Işıkyılı, ışığın bir yılda gittiği yol olup, 365x24x60x60x300.000= 9.460.800.000.000 km). En uzakta bulunan donmuş buz gezegeni Pluton, Güneşten yaklaşık 6 milyar km uzaklıkta bulunmaktadır. Bir fikir verme açısından, bu mesafeyi saatte 50 bin kilometre hız yapan bir uzay aracının 14 yılda alabileceğini söyleyebiliriz.

Güneş sisteminde Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluton isimli gezegenler vardır. Merkür ve Venüs gezegenleri, dünya yörüngesinin sınırladığı uzay alanı içinde dönerler ve bu sebepten iç gezegenler diye isimlendirilirler. Dünyaya göre Güneşten daha uzakta bulunan Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluton(cüce gezegen), dış gezegenler adı ile anılır. İç gezegenler ve Mars, Dünya gibi ağır ve soğuk maddelerden teşekkül ettiği için Dünyaya benzerler. Diğerleri ise esas olarak değişik yapıya sahiptir. Görülen kısımların çoğunluğu hafif gazlardan meydana gelen atmosferden müteşekkildir. Çok daha büyük olup, dünyadan daha az yoğundurlar.

Jüpiter, Güneş sistemi gezegenlerinin hepsini beraberce içine alabilecek kadar büyüktür. Merkezi sıcak olan bu gezegenlerin dış yüzeyleri çok soğuktur. Bu sebeple, Dünya gibi, Güneşten gelen ışığı yansıtarak görülürler. Bu gezegenleri aynı zamanda 2000 kadar "küçük gezegenler" astreoit veya planetoitlerden ayırt etmek için "büyük gezegenler" diye de isimlendirilirler. Nasa tarafından yapılan yeni tanımlamada Pluton artık gezegen olarak tanımlanmamaktadır. Pluton Cüce gezegenler sınıfına dahil edilmiştir. Artık bir gezegen değil, cüce gezegen' dir.

Güneş ve özellikleri

Çapı 1.4 milyon km, 5 milyar yaşında olduğu tahmin edilen ısı, ışık ve enerji kaynağıdır. Yapısının tamamına yakını Hidrojen ve Helyum gazlarından oluşmaktadır. Hacmi dünyanın hacminden 1.3 milyon kat daha fazladır ve kütlesi itibariyle dünyanın 332.000 katıdır. Ayrıca dünyaya en yakın yıldızdır. Dünyadan uzaklığı 149.500.000 km’dir. Güneş kendi ekseninde 70.000 km hızla döner ve bir turunu 25 günde tamamlar. Güneşte hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında büyük bir enerji açığa çıkar. Saniye de 600 milyon ton hidrojen, helyuma dönüşmektedir. Bu olay sırasında kırmızımsı bir alev 15-20 bin km yükselir bu olaya güneş fırtınası denir. Güneşin sıcaklığı 6000 °C ve merkezindeki sıcaklık ise 1.5 milyon °C dolayındadır. Güneş ışınları 8 dakikada yeryüzüne ulaşmaktadır ve güneşin üç günde yaydığı enerji dünyadaki tüm enerjilerin toplamından fazladır.


Güneş sisteminde bulunan gezegenler

Merkür

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Uydusu olmayan iki gezegenden biridir. Güneşe 58 Milyon km uzaklık ile en yakın gezegendir ve sekiz gezegen içerisinde kütlesi itibariyle sekizinci sıradadır. Yarıçapı 2439 km’dir. Çekim gücü dünyanın çekim gücünün 1/3’ü kadardır. Dünyada 50 kg ağırlığındaki bir cisim burada 17 kg civarındadır. Güneşe yakınlığı sebebiyle yüzey sıcaklığı 450 °C ‘nin üzerine çıkabilirken gece güneş ışınlarını almayan diğer tarafı ise -172 °C ‘ye kadar düşebilmektedir. Üzerine düşen ışınların ancak onda birini yansıta bilmektedir. Merkür, kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 58 günde, güneş etrafındaki dönüşünü de 88 günde tamamlamaktadır.
Yörünge üzerindeki dönüş hızı yaklaşık olarak 35 km/s’dir. Yerçekim kuvvetinin az olması sonucu çok ince bir atmosfere sahip olan Merkür çok miktarda Helyum ve Hidrojen içerirken, yüzeyi de silikat tozları ile kaplıdır. Güneşe çok yakın bulunduğu için çıplak gözle görülmesi sadece gün doğumunda ve gün batımında mümkün olmaktadır. Üzerinde irili ufaklı kraterler ve uçurumlar bulunan bu gezegen dünyanın sahip olduğu manyetik alanın %1 kuvvetinde manyetik alana sahiptir. Merkür’e ait ilk fotoğraflar 1974’de ABD uzay aracı “Mariner 10¨ tarafından çekilmiştir. Fotoğrafları çektikten sonra Dünya ile bağlantısı kesilen bu uzay aracı muhtemelen hala güneş etrafında dönmektedir.

Merkür Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Venüs

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Venüs diğer adıyla çoban yıldızı 108.4 milyon km ile güneşe en yakın ikinci gezegendir. Dünyaya en yakın olduğu mesafe 38 milyon km’dir. 6050 km’lik yarıçapı olan bu gezegen neredeyse dünya ile aynı boyutlardadır. Merkür gibi bu gezegenin de uydusu yoktur. Venüs, güneş çevresindeki dönüşünü 225 günde tamamlarken diğer gezegenlerin tersi yönünde dönmektedir. Diğer tüm gezegenler saat yönünün tersine dönerken Venüs saat yönünde döner. Haliyle güneş batıdan doğup doğudan batar. Güneş ışınlarının %80’ini yansıtabilen bu gezegen güneş ve aydan sonraki en parlak gezegendir.
Atmosferi yoğun olduğu için dünyadan teleskopla veya başka bir cihazla görüntülenmesi mümkün olmamıştır. Akşam yıldızı ya da sabah yıldızı gibi isimlerde verilen bu gezegende 200 metre genişliğe ve 400 metre derinliğe kadar oluşmuş kraterler gözlemlenmiştir. Venüsün atmosfer basıncı dünyadaki atmosfer basıncının 90 katı kadardır ve sera etkisi sonucu bu gezegenin ekvatordaki sıcaklığı 500 °C ‘nin üzerine çıkabilmektedir. Güneş ışınlarının %2’si yüzeyine ulaşır ve atmosferdeki su buharı oranı dünyadakinin %1’i kadardır. 27 Mart 1972’de fırlatılan Venere-8 adlı uzay aracının göndermiş olduğu verilere göre venüs etrafındaki bulutlar 60 km’ye kadar çıkabilmekte ve hızlı bir şekilde hareket etmektedir. Venüs gezegeni bilim insanlarının merak konusu olmuştur bu nedenlede en çok uzay aracı gönderilen ve üzerinde en çok insan yapımı araç bulunan gezegendir.

Venüs Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Dünya

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Dünya eski adıyla Arz, 149 milyon km ile güneşe en yakın üçüncü gezegendir. Tek doğal uydusu bulunan dünyanın, çapı 12.756 km’dir. Güneşin etrafındaki dönüşünü 365 gün 5 saat 48 dakika ve 46 saniyede tamamlarken kendi eksenindeki dönüşünü ise 23 saat 56 dakika 4 saniyede tamamlar. Güneş etrafında dönmesi sonucu mevsimler, kendi etrafında dönmesi sonucun da ise gece ve gündüz oluşur. Dünya kutuplardan basık ekvatordan şişkin bir yapıya sahiptir buna “geoid” denir. Geoid şeklinin oluşmasında merkezkaç kuvveti etkili olmuştur. Dünya, yörüngesi üzerinde hareket ederken güneş ile arasındaki mesafe artar ve azalır. Güneş ile en yakın olduğu noktaya geldiğinde ortalama hızı 960 km/sn artar. Biz dünyanın dönüşünü hissetmeyiz çünkü dünya ile birlikte atmosfer de dönmektedir.
Ortalama yüzey sıcaklığı 15 °C ‘dir ve atmosferinde Azot ve Oksijen olmak üzere iki temel gaz bulunmaktadır. Dünyanın yoğunluğu 5.52 gr/cm3 ‘tür. Dünyayı diğer gezegenlerden ayıran en büyük özellik ise evrende canlı bulunan yegane gezegen olmasıdır. Ayrıca hiçbir gezegen dünya benzeri bir atmosfere sahip değildir. Dünyaya uzaydan bakıldığında mavi renkte göründüğü için “mavi gezegen” olarak da adlandırılır. Dünyanın çekirdeği ise Demir-Nikel karışımı bir yapıya sahiptir bu nedenle dünya döndükçe mıknatıslanma oluşur.

Uyduların Gözünden Dünya (Belgesel)



Mars

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Mars diğer adıyla Merih gezegeni, güneşe 208 milyon km. ile dördüncü sıradaki gezegendir. 3377 km. yarıçapı bulunan bu gezegen, dünyanın çekim kuvvetinin %40’ı kadar bir çekim kuvvetine sahiptir. Yoğunluğu 3.95 gr/cm3 olan bu gezegen 24 sa 37 dakikada, güneş etrafındaki dönüşünü ise 687 günde tamamlamaktadır. İnce bir atmosferi bulunan bu gezegenin Dünya’daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren yapısıyla dünya benzeri bir gezegendir. Phobos, Deimos adlı iki uydusu bulunan bu gezegende hayat olduğu konusundaki söylentiler bir zamanlar yoğunluk kazanmıştı.
Hatta Marslılardan sinyal alındığı konusundaki söylentilerde azınmsanamayacak kadar fazlaydı. Ancak mars üzerinde yapılan araştırmalar yaşam olduğu konusundaki söylemleri biraz azaltmış olsada Mars’da çeşitli bitkilerin olabileceği iddiası kafaları kurcalamaya devam etmektedir. Mars’ın eksen eğikliği 24 derecedir, dünyanın ki ise 23,5 derecedir bu yönüylede dünya ile benzerleki gösterir. Mars’da da tıpkı dünya gibi yıl içinde güneşe yaklaşır ve uzaklaşır bu nedenle güney yarımkürede yaz mevsimi güneşe yakın olduğu dönemlerde yaşanır. Mars yüzeyi incelendiğinde eski dere yataklarına benzeyen bazı şekiller bulunmuştur ve kutuplarının su buzu ile kaplı olduğu saptanmıştır. Hatta sel baskınlarının izlerine bile rastlanmıştır bu durum Mars’da hayat var mıydı? sorusunu yeniden gündeme getirmiştir.

Mars Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Jüpiter

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Jüpiter diğer adıyla Erendiz, 71550 km’lik yarı çapı ile Güneş sisteminin en büyük gezegeni olma özelliğini taşımaktadır. Kütlesi dünyanın kütlesinden yaklaşık 310 kat daha fazla olan bu gezegen çap olarak dünyadan 1323 kat daha büyüktür. Güneşe 778 km uzaklık ile beşinci sırada yer alır, dünyadan uzaklığı ise 800 milyon km’dir. Yüzey sıcaklığı ortalama -140 ºC ‘dir. Jüpiter, güneş çevresindeki bir dönüşünü yaklaşık olarak 12 yılda tamamlar. Kendi ekseninde dönme süresi ise yaklaşık 10 saattir. Bu dev gezegenin manyetik alanı oldukça büyüktür bu sebeple de bilinen 60 doğal uydusu bulunmaktadır ve yerçekimini dünyaya oranla daha fazladır dünyada 50 kilogramlık cisim Jüpiter’de 133 kilogram gelmektedir. 1610 yılında Galileo, yaptığı teleskopla Jüpiter hakkındaki ilk bilgileri elde etmiş ve Europa, Callisto, Ganymede ve Io adlı 4 uydusu olduğunu görmüştür.

Bu uydulara da Galileo uyduları demiştir. Jüpiter hakkındaki ilk kesin bilgiler ise 1973 ve 1974 yıllarında Pioneer10 ve Pioneer11 adlı iki uzay aracının gönderilmesiyle elde edilmiştir. Daha sonra 1995’li yıllarda gönderilen Galileo uzay aracı Io, Ganymede ve Callisto uydularının Jüpiter ile aynı yönde dönerken Europa uydusu zıt yönde döndüğünü saptamıştır. Ayrıca yapılan incelemelerde bu uydunun su buzlarıyla kaplı olduğu ve yüzeyinde hiç krater çukuru bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durum atmosfer yapısının dünya ile benzer olabileceği ve canlı yaşayabileceği şüphesini doğurmuştur. Karmaşık bir atmosfer yapısına sahip olan bu gezegen %99 oranında hidrojen ve helyum gazı içermektedir ve güneşten aldığı enerjinin 2 kat fazlasını tekrar uzaya salmaktadır.

Jüpiter Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Satürn

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Satürn diğer adıyla Sekendiz, güneşe 1.4 milyar km. uzaklığı ile altıncı sıradaki gezegendir. Yarıçapı 60.398 km’dir ve Jüpiter gibi bu gezegende büyük oranda hidrojen ve helyum içermektedir. Dünyaya 1.1 milyar km uzaklıktaki bu gezegen güneş çevresindeki dönüşünü 29,4 yılda kendi eksenindeki dönüşünü ise 10 saatte tamamlamaktadır. Yüzey sıcaklığı -180 ºC ‘dir. Satürn’ün ayırt edici bir özelliği buz ve taşlardan oluşan halkasıdır. Ayrıca gezegenin, en büyüğü 1800 km. çapında olan 30’dan fazla uydusu bulunmaktadır. En çok bilinen uyduları Rhea, Dione, Titan ve Mimas’tır. Bu uydulardan en büyüğü Titan uydusudur ve bu uydu güneş sistemindeki en büyük ikinci uydudur. Hacmi dünyadan 700 kat fazla olan Satürn, 0,69 g/cm3 yoğunluğa sahip olduğu için kütle olarak sadece 95 kat fazladır. Yer çekimi dünya ile hemen hemen aynıdır. Dünyada 50 kilogramlık cisim Satürn’de 54 kilogram gelmektedir.

Titan Uydusu : Ganymede uydusundan sonra Güneş sistemindeki en büyük uydudur. Atmosferi oldukçe kalındır ve büyük oranda azottan oluşmaktadır.
Rhea Uydusu : Eski bir yapıya sahip olan bu uydu, tıpkı Ay gibi satürn üzerine sabitlenmiştir ve sadece bir yüzü görünmektedir. 1500 kilometrelik çapı ile Satürn’ün ikinci büyük uydusudur.
Mimas Uydusu : 1789’da William Herschel tarafından keşfedilmiştir. Üzerinde büyük bir çarpışma krateri oluşmuştur.

Satürn Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Uranüs

] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Güneşe 2,80 milyar km uzaklık ile yedinci sıradaki gezegendir. Dünyaya uzaklığı en yakın olduğunda yaklaşık olarak 2,5 milyon km’dir. Gezegen ilk olarak 13 Mart 1781 yılında William Herschel tarafından keşfedilmiştir. Yoğunluğu ortalama 1,27 gr/cm3‘tür. Uranüs kütlesi itibariyle dünyadan 15 kat hacim olarak ise 100 kat daha büyüktür. Güneş çevresinde 84 yılda dönerken, kendi ekseninde 11 saatte dönmektedir. Yüzey sıcaklığı -214 ºC dolayındadır. 5000 km. kalınlığındaki atmosferi çok oranda Hidrojen, Helyum ve Metan gazları içermektedir. 27 uydusu ile Jüpiter ve Satürn’den sonra en çok uydusu bulunan gezegendir. Beş büyük uydusu olan Ariel, Miranda, Umbriel, Titania ve Oberon’un çapları 500–1600 km arasında değişmektedir.

Uranüs Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Neptün

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Güneşe 4.5 milyar km uzaklık ile sekizinci sıradaki gezegendir. Dünyaya uzaklığı en yakın olduğunda 4288 milyon km’dir. 1846 yılında Urbain Le Verrier ve Johann Gottfried Galle tarafından keşfedilmiştir. Dünyaya ve güneşe çok uzak olduğu için kesin bilgiler elde edilememiştir. Yarıçapı yaklaşık olarak 25.000 km olan bu gezegen kendi eksenindeki dönüşünü 17.24 saatte, güneş etrafındaki dönüşünü ise 164 yılda tamamlamaktadır. Yoğunluğu yaklaşık 1,64 gr/cm3‘tür ve yüzey sıcaklığı -214ºC ‘dir. Atmosferi çok miktarda Hidrojen, Helyum, Metan gazları içermektedir. Bilinen 13 uydusu vardır ancak bunlardan en önemlileri Triton, Thalassa, Despina, Galatea, Nereid’dir.

Neptün Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Plüton

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Güneşten 6 milyar km uzaklığı ile dokuzuncu sıradaki gezegendir.1930 yılında Tombaugh tarafından keşfedilmiştir. Charon, Niks ve Hidra adlı 3 uydusu vardır. Yarıçapı yaklaşık olarak 4000 km’dir. Güneş çevresinde 250 yılda bit tur dönerken, kendi ekseni etrafında 6 gün 9 saat 17 dakikada döner, yüzeyinde donmuş metan ve buz bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda Plüton’un, Neptün’ün uydusu olduğu söylenmektedir. Plüton dış merkezli bir yapıya sahip olduğu için 24 Ağustos 2006 yılında ise Uluslararası Gökbilim Birliği tarafından cüce gezegen sınıfına konulmuştur.

Plüton Gezegeni Hakkında Bilgi (Video)


Sözlükte "güneş sistemi" ne demek?
1. Güneş'le gezegenlerin oluşturdukları dizge.

YeşiL6 22.08.2015 20:56

Cevap: Güneş Sistemi Nedir? Gezegenler ve Uyduları Nelerdir?
 
Güneş Sistemi, Güneş adını vermiş olduğumuz bir yıldız , bu yıldızın çevresindeki belirli yörüngelerde bulunan 9 gezegen ve çok sayıda küçük gökcisminden oluşmaktadır. Güneş Sistemi'nde yer alan gezegenlerin isimleri sırası ile Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton dur. Evrende sayısız yıldız olduğu tahmin edilmektedir. Bu yıldızlar belli galaksilerde yer alır. Güneş Sistemi de Samanyolu Galaksisi'nin bir elemanıdır. Samanyolu Galaksisi içinde %90'nının büyüklüğü güneş kadar olan 100 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir. Bu yıldızlardan her birinin çevresinde 9 gezegen olduğunu düşünürsek (bazı yıldız sistemlerinde çok daha fazla gezegen vardır.) sadece Samanyolu Galaksisi'nde 1 trilyona yakın gezegen olduğu sonucuna ulaşırız. Tüm evreni ele alırsak sayılarla ifade edemeyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar. Evrende keşif bekleyen sayısız gezegen olmasına rağmen insan oğlunun henüz Güneş Sisteminde ki gezegenler hakkındaki bilgileri bile çok yetersizdir. İnsan oğlunun evren ve gezegenler hakkındaki araştırmaları çok eskilere dayansa da ancak günümüzde bu araştırmalar bilimsel boyut kazana bilmiştir. Son yıllarda uzaya yollanan uzay araçları ve sondalar sayesinde çok değerli bilgiler edinilmişse de bu güne kadar uzay bilimi konusunda yapılabilen en büyük gelişme Ay'a ayak basmak olmuştur.

Güneş sisteminde, diğer tüm galaksi ve sistemlerde de olduğu gibi belli bir düzen vardır. Her gezegen kendisine ait yörüngesinde hiç bir sapma yapmadan dönmektedir. Aynı zamanda yörüngesi yada ekseni etrafındaki dönme süresi hiç değişmeden sabit kalmaktadır. Bu yörüngeler ve periyotların hepsi matematiksel bir düzen içerisindedir. Bu düzeni ilk olarak keşfedin kişi Kepler'dir. Kepler çalışmaları sonucunda Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenlerin periyotlarının bir formüle bağlı olduğunu bulmuştur. Bu formül deki orantı "BodeYasası" olarak bilinir.
Bilim adamları evrenin yaradılışını, evrenin yoktan var edildiğini kabul eden "Big Bang" teorisi ile açıklamaktadırlar. Bu teoriye göre; "Evren, yaklaşık 15 milyon yıl önce sıfır hacim ve sonsuz yoğunluğa sahip olan bir yokluğun şiddetle patlaması sonucunda oluşmuştur". "Big Bang" teorisi evrenin yaradılışı ile ilgili teoriler arsında en çok kanıtı bulunan ve en çok kabul edilenidir. Güneş Sisteminin oluşumu hakkında ise hiç biri tam olarak kabul görememiş bir çok teori bulunmaktadır. Güneş Sistemi'nin oluşumuyla ilgili bilinen ilk teori Decartes'e aittir. En çok destek toplayan teoriye ise, Samanyolu Galaksisi'nde yer alan büyük bir gaz toz bulutunun bir kısmı zamanla yoğunlaşarak Güneş'i ve diğer gezegenleri oluştuğunu iddia etmektedir. Bu teori en mantıklı teori olarak kabul edilse de cevaplayamadığı bir çok soru vardır.
Günümüzde uzay araştırmalarının devam ettiğini söylemiştik. Şimdilik bu araştırma ve çalışmalar yetersizmiş gibi görünse de muhakkak insan oğlunun içinde var olan araştırma ve bilinmeyeni öğrenme isteği, bu çalışmaların artarak devam etmesini sağlayacaktır. Kim bilir belki bir gün evren hakkındaki tüm sorulara cevap buluna bilinir.




Güneş
Evrendeki sayısız yıldızdan sadece biri olan Güneş, Samanyolu Galaksisi'nde yer almaktadır. Güneş, üzerinde yaşadığımız gezegenin de içinde bulunduğu Güneş Sistemi'nin merkezini oluşturur. 4,65 milyar yaşımda olduğu tahmin edilen bu dev enerji kaynağının yarı çapı 7x105 km yani dünya yarıçapının 100 katıdır. Ekliptik düzlem normaliyle 75° 15' açı yapan Güneş, ekseni etrafındaki dönüşünü yaklaşık 27 günde tamamlar. Güneşin merkez sıcaklığı 10 milyon derece, dış sıcaklığı ise 5700 K° dır. Başlangıçta 2x1030 kg'lık kütlesinin %73 'luk kısmının hidrojenden, geri kalan kısmını ise helyumdan oluştuğu tahmin edilmektedir.
Güneşin bu bitmez tükenmez ısıyı nasıl ürettiği sorusu, ilk zamanlar insanların kafasını en çok meşgul eden soru olmuştur. Fakat günümüzde güneşin bu ısı enerjisini içindeki hidrojeni çekirdek füzyonu ile helyuma çevirerek elde ettiği anlaşılmıştır. Ve Güneş çekirdek füzyonu sayesinde çevresine 4x1026 Watt' lık güç yaymaktadır. Başlangıçta %73 hidrojen olan hidrojen oranının günümüzde %38'e düştüğü tahmin edilmektedir. Bu tahmine dayanarak güneşin ömrünü yarıladığını söyleyebiliriz.
Güneş yüzeyi tabakalardan oluşmuştur. Bu tabakalara çekirdekten yüzeye doğru sırasıyla fotosfer, kromosfer ve korona isimleri verilmiştir. Güneşin görünür yüzeyini 500 km kalınlığındaki fotosfer tabakası oluşturmaktadır. Bu tabakanın sıcaklığı 6000 K° kadardır. Fotosfer tabakasının hemen üstünde 2500 km kalınlığındaki kromosfer tabakası yer almaktadır. Bu tabakanın sıcaklığı en üst kısımda 105 - 106 K° 'ye kadar yükselebilir. Bu tabakadan hemen sonra genişliği gezegenlere kadar uzanan korona tabakası yer alır bu tabakanın ortalama sıcaklığı 106 K° kadardır. Güneşin katmanları arasındaki manyetik alan şiddeti büyük değişiklikler gösterir ve bu değişikliklerin sonucunda bir çok olay gözlenir. Örneğin Güneş lekeleri, manyetik alan düzensizliği sonucunda o alandaki sıcaklığın çevreye göre düşmesinden kaynaklanır.
Güneşin korona tabakasından gezegenler arsı ortam yayılan elektrik yüklü taneciklerin oluşturduğu etkiye Güneş Rüzgarı adı verilmektedir. Güneşe yaklaşan kuyruklu yıldızların kuyrukları bu rüzgarın etkisi ile güneşe ters yönde uzanırlar. Güneş Rüzgarı, proton, elektron ve %5 kadar helyum çekirdeği ile az miktarda daha ağır atomlardan oluşmuştur.

Güneş, ısı ve ışığa ek olarak, yoğunluğu düşük, artı ve eksi yüklü parçacıklar (çoğunluğunu elektron ve protonların oluşturduğu) yayar. Güneş rüzgarları olarak da isimlendirilen bu akım güneşten çevreye saniyede 450 km hızla yayılırlar. Bu olay dünyada gerilim hatlarında voltaj dalgalanmalarına, elektromanyetik dalgalarla yapılan haberleşmelerin (radyo, tv yayınları telsiz haberleşmeleri gibi) zaman zaman aksamasına neden olur. O harika kuzey ışıklarının (aurora borealis) oluşum nedeni de güneş rüzgarıdır. Kuyruklu yıldızların kuyruklarının oluşması güneş rüzgarları nedeniyledir. Rüzgarın uzay araçlarının yörüngelerine yaptığı etki ölçülebilir düzeydedir. (soldaki fotoğraf güneşin x-ışını fotoğrafıdır).
Sağdaki güneş fotoğrafı 19 aralık 1973'de Skylab uzay istasyonundan çekilmiştir. Güneş yüzeyinden, güneşin manyetik alanıyla ötelenen olağanüstü bir alev kolunu göstermektedir. Resimdeki alevler güneşten 588,000 km uzağa kadar ulaşmaktadır. Ne güneş lekelerinin yaygınlığı ne de güneşin yaydığı enerji sabit değildir. 17. yüzyılın ikinci yarısına rastlayan ve Maunder Minimum diye adlandırılan, güneş lekelerinde aşırı bir azalmanın yaşandığı bir dönem bilinmektedir. Güneşin oluşumundan bu yana güneşin yaydığı enerjide %40 kadar bir artış olmuştur.


Merkür
Merkür güneş sistemindeki en küçük ikinci gezegendir ve güneşe en yakın olan gezegen olma unvanını taşır. Güneşe olan ortalama uzaklığı 57.9 milyon kilometredir. Çapı çok küçük olmasına rağmen(4878 kilometre), çapına göre büyük bir çekirdeği vardır. Bu çekirdeğin %65'i demirden oluşmuştur. Fakat çekim gücü çok yüksek değildir, oluşturduğu manyetik alan yaklaşık olarak dünyadakinin 100/1'i kadardır. Güneşe en yakın gezegen olmasından dolayı gündüz sıcaklığı 427 C° 'ye kadar ulaşır. Bir atmosferi olmadığı için bu sıcaklığı tutamaz ve geceleri sıcaklığı -173 C° 'ye kadar iner. Merkür güneşe yakın olduğu için gün doğumunda ve gün batımında çıplak gözle güneşin yanında parlak bir yıldız gibi gözlenebilir. Merkür ilk olarak 1974 yılında Mariner 10 adlı uzay sondası ile incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda Merkür ile ilgili kesin olmasa da büyük bulgular elde edilmiştir. Bu inceleme sayesinde Merkür gezegeninde su ve hayat olmadığı kesin olarak tespit edilmiştir.
Merkür'ün yüzeyi derin kraterlerle kaplıdır. Bunun nedeni bir atmosferinin olmayışıdır. Ay'da da olduğu gibi atmosferi olmayan Merkür yüzeyine sayısız meteor çarpmış ve irili ufaklı derin kraterler oluşmasına neden olmuştur. Merkür yüzeyinin teleskoplarla net bir şekilde incelenmesi zordur. Fakat Mariner 10 uzay sondasının göndermiş olduğu resimler sayesinde yüzeyi hakkında bilgi edinilmiş ve buna bağlı olarak iç yapısı hakkında tahminlerde bulunulmuştur. Çoğunlukla çarpma ve volkan kraterlerinden oluşmuş yüzeyde büyük ve geniş ovalar da yer almaktadır.

Daha önceleri tümünün katı olduğu sanılan 1800 - 1900 km. yarıçapında
(dünyanınkinden daha büyük) demirden oluşmuş bir çekirdeğe sahiptir.
Çok zayıfda olsa gezegenin bir manyetik alanının olması
(dünyanın manyetik alanının%1i kadar) ,
çekirdeğin bir bölümünün halen erimiş halde bulunduğunu
düşündürmektedir.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 57.900.000 km
Yarı Çapı 2438 km
Kütlesi 0.33 x 10 24 kg
Yoğunluğu 5427 kg/m3
Atmosferik Basınç Yok
Sıcaklığı +423 C° , -183 C°
Görünür Parlaklığı -1.2 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 88 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 59 gün
Dönme Hızı 47.87 km/sn

Venüs
Venüs, Merkür'den sonra güneşe en yakın 2. gezegendir. Kütlece dünyaya yakın bir büyüklüktedir. Ve kendisine ait bir atmosfere sahiptir. Gün doğumunda ve gün batımında güneşe yakın olarak, dünyadan çıplak gözle rahatlıkla görülebilir (Halk tarafından Çoban Yıldızı olarak ta bilinir). Güneş ve aydan sonraki en parlak gök cismidir. Venüs'ün diğer gezegenlerden farklı ve ilginç yanları vardır, bunlardan en ilginci 1 yılının 1 gününden daha uzun olmasıdır. Yani güneş etrafındaki dönme hızı kendi ekseni etrafındaki dönme hızından daha fazladır. Güneş etrafındaki dönme süresi 224 gün, kendi ekseni etrafında dönme süresi ise 243 gündür. Ayrıca Venüs diğer gezegenlerin tam tersi yönde dönmektedir. Diğer gezegenlerin hepsi saat yönünde dönerken Venüs saatin tersi yönünde ve çok yavaş bir şekilde dönmektedir. Bu farklılıkların nedeni hala anlaşılabilmiş değildir. Çıplak gözle çok rahat görüle bildiği halde en iyi teleskopla bile yüzeyi incelenemez. Bunun nedeni çok yoğun bir atmosfere sahip olmasıdır. %93 oranında CO2 (karbon di oksit) ve %2 oranında N2 (azot) ile az miktarda değişik gazlardan oluşmuş olan atmosfer güneşten gelen ışınları bir ayna gibi geri yansıtır. Bu olay gezegene müthiş bir parlaklık kazandırırken, yüzeyinin incelenmesini zorlaştırır.
Venüs'ün yoğun atmosferi nedeni ile basıncıda çok yüksektir. Yaklaşık olarak dünyadakinden 100 kat daha fazla basınca sahiptir. Atmosfer yoğunluğu ise dünyadakinin 70 katı kadardır. Ayrıca atmosferinde azda olsa yer alan H2SO4 ve HCL gibi asitler yağmur şeklinde gezegen üzerine yağmaktadır. Bu nedenle dünya üzerindeki hiçbir canlının bu gezegende yaşayabilmesi mümkün değildir. Venüs güneşe yakınlık açısından Merkür'den daha uzak olmasına rağmen sıcaklığı daha yüksektir. Bunun nedeni atmosferinin olmasıdır. Bu yoğun atmosfer güneşten gelen ışınların büyük bir bölümünü geri yansıtsa da küçük bir kısmını içeri alır ve dışarı çıkmasına izin vermez bu da sera etkisi yaparak gezegenin günden güne ısınmasına neden olmaktadır. Gezegenin şu anki sıcaklığının 325 C° 'nin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Venüs yüzeyi hakkında Amerikan Mariner ve Rus Venera sondaları inceleme amaçlı kullanılmış ve kızıl ötesi de olsa yüzey resimleri çekilmiştir. Bu resimlerden Venüs yüzeyinin düz ovalar, vadiler ve derin olmayan kraterlerle kaplı olduğu anlaşılmıştır. Gezegen üzerinde Ishtar Terra ve Aphrodite Terra adını taşıyan iki yüksek plato gezegenin %11' ini kaplamaktadır. Kraterlerin derin olmamasının nedeni gezegenin ,yoğun atmosferi sayesinde kendisine çarpacak olan meteorların hızını kesebilmiş olmasıdır.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 108.000.000 km
Yarı Çapı 6051.8 km
Kütlesi 4.86 x 1024 kg
Yoğunluğu 5243 kg/m3
Atmosferik Basınç 60 atü
Sıcaklığı 231 K°
Görünür Parlaklığı -4 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 224 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 243 gün
Dönme Hızı 35.02 km/sn

Dünya
Üzerinde yaşadığımız gezen, dünyanın yarıçapı 6400 km ve yoğunluğu 5,52 kg/m3'dür. Güneşe yakınlık bakımından üçüncü sırada yer alan dünya ile güneş arasındaki uzaklık 1.5 x 10 8 km' dır. Ve bu uzaklık 1 AB. (Astronomik Birim) olarak kabul edilmiştir. Güneş sistemindeki diğer gök cisimleri arasındaki mesafeler de genellikle bu birim kullanılarak belirtilir. Yapay uyduların kullanılmaya başlaması ile dünyanın tam şekli belirlenmiş ve bu şekle Geoit adı verilmiştir. Dünyanın konumu, atmosferi ve iç yapısı üzerinde yaşam barındırabilmesi için en uygun şekildedir. Güneş sisteminde ve bilinen tüm gezegenler arasında yaşama el verişli tek gezegen dünyadır. Koruyucu bir kılıf görevi gören atmosferi sayesinde meteor çarpmalarına ve güneşin yaydığı zararlı ışınlara karşı gezegen korunur.
Dünyanın iç yapısı üç katmandan oluşmaktadır. Bu katmanlardan en dışta bulunan ve yaşamaya elveriş olana kabuk adı verilmektedir. Tüm canlı yaşamını üzerinde bulunduran, o bu katmanın ortalama kalınlığı 30 km kadardır. Kabuğun hemen altından başlayıp çekirdeğe kadar devam eden tabakaya manto adı verilir. 5100 km derinliğe kadar inen manto tabakasının kabuğa yakın olan bölümü kırılgan kayalardan oluşmaktadır. Dünyanın merkezindeki ısı 5000 C° civarında olduğundan mantonun çekirdeğe yakın bölümü erimiş kayalardan oluşmaktadır. Manto tabakasındaki basınç nedeni ile erime noktaları yükselen demir ve magnezyum katı halde bulunurlar. Dünyanın merkezini oluşturan çekirdek ise %90 oranında sıvı demirden oluşmaktadır. Bunun nedeni çekirdekte tahminen 3 milyon Atm olan basınç altında demirin erime noktasının 8000 C°'yi bulan çekirdek ısısından düşük olması olarak açıklaya biliriz.
Çekirdekte bulunan sıvı demirin konveksiyon akımları ile ortaya çıkardığı dinamo etkisi, Dünyanın manyetik alanını oluşturur. Dünya yüzeyini 100km yukarısından başlayan manyetik alan yaklaşık 6500km yüksekliğe kadar uzanır. Son yıllarda elde edilen veriler ile bu manyetik alanın bir zırh gibi dünya yüzeyini ısı ve benzeri tehlikelerden koruduğu anlaşılmıştır.

Ay:
Yarıçapı 1738 km olan ayın kütlesi 7.35e22 kg.dır.Dünyanın tek uydusu olan ay dünya çevresindeki yörüngesini sabit bir yıldıza göre ortalama 27.32166 günde tamamlar. Buna sideral periyot adı verilir. Dünyadaki her hangi bir noktaya göre ayın güneşle aynı hizaya iki kez gelişi arasında 29,53059 gün vardır buna ise sinodal periyot denir. Ay takvimi sinodal periyoda göre düzenlenmiştir. Ayın safhaları yaklaşık 19 yılda bir aynı güne denk gelir.
Ayın oluşumu henüz tam bir cevap bulamamıştır. Güneş sistemi ve dünyanın oluşumu hakkında birçok teori öne sürülmüş olmasına rağmen ayın oluşumu ile ilgili gerçekçi bir teori yoktur. İleri sürülen üç değişik teori bulunmaktadır. Bunlardan ilki George H. Darwin'e aittir. Bu teoriye göre Ay, dünya üzerinde oluşan merkez kaç kuvvetleri ve güneşin oluşturduğu çekim kuvvetin den kaynaklanan rezonans sonucu dünyadan kopmuştur. Bu teoriye parçalanma teorisi denir. Fakat Roche Limiti gereğince dünyadan kopan bir parçanın ayın bulunduğu noktaya gelmeden parçalanması gerekmektedir. Bu nedenle parçalanma teorisi geçerliliğini yitirmiştir. Diğer bir teoriye göre ise dünyayı oluşturan gaz bulutundan ayrılan bir halka daha sonra da ayı oluşturmuştur. Bu teori ise Roche'ye aittir ve kardeş hipotezi olarak adlandırılmaktadır. Bu teorilere göre daha mantıklı temellere dayanan ve T.J.J See tarafından 1909'da ileri sürülen diğer bir teoriye göre ise ay daha önce başka bir gezegenin uydusuyken, yörüngesinden sapmış ve dünya yakınlarından geçerken dünyanın çekin alanına kapılmıştır. Bu teorinin doğruluğunun kanıtlanması için dünya ve Ay'ın kimyasal özelliklerinin farklı olması gerekmektedir. Fakat 1969 yılında aydan alınan ilk örneklerin incelenmesi ile yakalanma teorisi zayıflamıştır. Ay'ın oluşumu ile ilgili günümüzde de geçerliliğini koruyan bir hipotez yoktur
Ay'a ilk kez inen uzay aracı 1959'da Luna2 Sovyet uzay aracı olmuştur. Halen insanların ziyaret edebildiği tek uzay cismidir.Ay'a ilk insanlı iniş 20 temmuz 1969'da ve sonuncusu da 1972 aralığında gerçekleşmiştir. Ay, yüzeyinden örnekler toplanarak dünyaya getirilen tek cisim olma özelliğini de halen korumaktadır.
1994 yazında Clementine ve 1999'da da Lunar Prospector uzay araçları aracılığı ile Ay'ın son derece detaylı haritaları elde edilmiştir.


Ay'dan Apollo ve Luna uzay programlarıyla dünyaya 382 kg. kaya örneği getirilmiştir. 20 sene sonra hala incelenmekte olan bu örneklerden, ayın yapısı ve geçmişi hakkındaki bilgilerimizin büyük bir bölümü elde edilmiştir. Örneklerin büyük çoğunluğunun 4.6 ila 3 milyar yaşında olduğu anlaşılmıştır. Oysa dünyada 3 milyardan daha yaşlı örnekler bulmak hayli zordur. Bu örnekler, güneş sisteminin, dünyanın ve ayın oluşumu hakkında önemli ipuçları içermektedir.

Mars
Mars güneşe yakınlık bakımından dördüncü gezegendir ortalama güneş mars uzaklığı 227.4 milyon kilometredir. Gök yüzünde kırmızı renkte görünür ve kendisine ait bir atmosferi vardır. Büyüklük olarak yaklaşık dünyanın yarısı kadardır (yarı çapı 3200 km). Gündüz ekvator sıcaklığı 10 C° civarlarına ulaşır, fakat atmosferi bu sıcaklığı tutabilmesi için yeterli olmadığından, geceleri sıcaklığı -75 C° 'ye kadar düşer. Kutuplarındaki sıcaklık ise -120 C° kadardır. Marstaki atmosfer basıncı altında bu sıcaklık CO2 'nin donma sıcaklığı olduğundan kutuplarda CO2 buzları bulunmaktadır. Mars günü dünya gününden yalnızca yarım saat daha fazladır fakat dünyaya göre güneşe daha uzak olduğu için bir yılı 687 gündür. Marsı atmosferinde dünyadakine benzer olarak H, O, CO ve CO2 belirlendiği halde dünyada bol olarak bulunan Ni bulunmamaktadır. 1877 yılında marsın iki uydusu bulunmuştur. Bunlar ancak çok iyi teleskoplarla gözlenebilen Phobos ve Deimos tur.
Bilindiği gibi yıllarca Marsta yaşam olduğu düşünülmüştü, bu teori için gerçekten geçerli sebepler vardı. Marsta da dünyadaki gibi eksen eğikliği olduğundan mevsimler oluşur. Değişik mevsimlerde yer kabuğunun değişik renkler alması yıllarca astronomların marsta bitkisel yaşam olduğuna inanmalarına neden olmuştur. Ayrıca mars yüzeyinde yer alan geniş kanalların marslı yaratıklar tarafından kutuplardan ekvatora su götürmek için yapıldığı sanılmaktaydı. Fakat ilki 1965'de olmak üzere yollanan bir çok uzay sondası sayesinde marstaki bu kanalların tamamen kendiliğinden var olduğu anlaşılmıştır.
Mars yüzeyi de ay yüzeyi gibi volkanik ve çarpma kraterleriyle doludur. 1965'den başlayarak yollanan uzay sondaları sayesinde elde edilen yüzey şekillerine isimler verildi. Tharsis bölgesinde artık etkinlik göstermeyen Olympus Mons, Ascraeus Mons, Pavonis Mons ve Arsia Mouns volkanları marsın en dikkat çekici yüzey şekilleridir. Bu volkanların çevresinde meteorların açtığı kraterlere rastlanmaz. Çünkü buradaki kraterler zamanla lav ile dolmuştur. Ayrıca ekvator bölgesinden başlayarak 3000 km doğuya doğru uzanan bir vadi, sonra kuzeye kıvrılarak Chryse'ye varır. Bu vadi bazı yerlerde 100 km genişliğe ve 6 km derinliğe sahiptir. Bu denli bir vadinin yalnızca akarsular tarafından oyulabileceği düşünülmektedir. Bu da daha önce Mars yüzeyinde suyun var olduğuna inanılmasını sağlamıştır.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 227.400.000 km
Yarı Çapı 3200 km
Kütlesi 0.64 x 1024 kg
Yoğunluğu 3933 gr/cm3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı -25 C°
Görünür Parlaklığı 1.2 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 687 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 25 saat
Dönme Hızı 24.13 km/sn

Jüpiter
Jüpiter, 71370 km ekvator yarı çapı ile Güneş Sistemindeki en büyük gezegendir ve Güneş'e yakınlık bakımından 5. sırada yer alır. Kütlesi yaklaşık olarak dünya kütlesinin 318 katıdır. Bu dev gezegen Güneş çevresindeki turunu 11.86 yılda tamamlar. Çok büyük bir gezegen olduğu için küçük bir teleskopla bile ekvatora paralel olarak uzanan farklı renkteki kuşakları seçilebilir. Jüpiter hakkında ne yazık ki halen kesin bilgiler bulunmamaktadır. Yüzeyi atmosferi ve uyduları hakkında sadece tahminlerde bulunulmaktadır. Bu tahminlere göre çok yoğun bir atmosferi ve de küçük bir çekirdeği bulunmaktadır. Gezegenin içi hakkında yapılan tahminlere göre saf hidrojen veya %1-2 helyum içeren hidrojen ve %1-2 oranında diğer elemanlardan oluşmuştur. Jüpiter güneşten aldığı enerjini yaklaşık olarak 2.5 katını çevresine yaymaktadır bunun nedenini gezegendeki gravitasyonel çökmenin hala sürmesi olarak tahmin edilmektedir. Jüpiter'in çevresinde 6500 km genişliğinde ve bir kaç km kalınlığında bir halkası bulunmaktadır.
Bu dev gezegen çok büyük bir manyetik alana sahiptir. Bu alan sayesinde bilinen 16 uydusu bulunmaktadır. Fakat gezegenin uydularının 16 ile sınırlı olmadığı ve başka uydularının da bulunduğu tahmin edilmektedir. Jüpiter hakkındaki ilk bilgiler NASA’nın 70'li yıllarda gönderdiği Pioneer10 ve Pioneer11 uzay sondaları tarafından elde edilmiştir. Fakat Jüpiter hakkındaki en önemli bilgiler 1995 yılında Jüpiter'e ulaşan Galileo uzay sondasından alınmıştır. Galileo'nun gönderdiği bilgiler sayesinde Jüpiter'in 4 büyük uydusu (Io, Europa, Ganymede ve Callisto) bulunmuş ve bunlara Galileo uyduları adı verilmiştir. Bu 4 Uydu gezegen ile aynı yönde dönmektedir. Fakat daha sonra bulunan küçük ve gezegene daha yakın olan uydular gezegene zıt yönde dönmektedir. Bu uydular içinde en ilginci Europa uydusudur. Dünyadan yapılan incelemelerle bu uydunun yüzeyinin su buzlarıyla kaplı olduğu ve hiç bir çarpma kraterinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu uydunu üzerinde yer alan ve değişik yönlerde düzgün olarak uzanan çatlaklar, yüzeydeki buzların attaki sıcak bir deniz üzerinde yüzdüğünün sanılmasına neden olmuştur. Bu da bu uydu üzerinde canlı olabilme olasılığını artırmaktadır.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 778.000.000 km
Yarı Çapı 71370 km
Kütlesi 1898 x 10 24 kg
Yoğunluğu 1326 kg/m3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı 110 K°
Görünür Parlaklığı -2.0 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 11.86 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 9.9250 saat
Dönme Hızı 13.07 km/sn

Satürn
Güneş Sisteminin ikinci büyük gezegeni olan Satürn'ün yarı çapı 60400 km dir ve 1.433.000.000 km lik mesafe ile güneşe yakınlıkta 6. sıradadır. Gezegen teleskopla incelendiğinde yeşilimsi bir renkte görünür ve çıplak gözle görülebilen en uzak gezegendir. Neredeyse tümü gazlardan oluşan bu gezegenin yoğunluğu çok küçüktür. Ortalama 700 kg/m3 yoğunluğu ile Güneş Sistemi'nde en küçük yoğunluğa sahip olan gezegendir. Güneşe olan uzaklığı nedeni ile yüzey sıcaklığı yaklaşık olarak -150 Cº dir. Vogayer aracından alınan kızılötesi bilgilere dayanılarak gezegendeki hidrojen/helyum oranı 9/1 olarak saplanmıştır. Satürn'ün çevresine yaydığı ısı enerjisi güneşten aldığı ısı enerjisinden daha fazladır.
Gezegenin çevresindeki halkalar yıllarca bir sır olarak kalmış ve gezegene insanların büyük ilgi göstermesine neden olmuştur. Bu halkalar ilk olarak Galileo uzay aracı tarafından gözlenmiştir fakat ne olduğu ancak Huygens tarafından 1655'te açıklanmıştır. Gezegen çevresinde araştırma yapan sondalar. Halkaların yapısı ve içeriği hakkında bize bazı bilgiler verdi. Bu bilgilere dayanılarak en dıştaki halkadan en iç teki halkaya doğru sırası ile A, B, C, E, F ve G isimleri verilmiştir. Bu araştırmalarda halkaların sanıldığından daha karmaşık bir yapıya sahip olduğu ve çok sayıda çemberden oluştuğu anlaşıldı. Halkaların arkasındaki yıldızların parlaklığı görülebildiği için halkaların genişliğinin yalnızca 20 km kadar olabileceği tahmin edilmektedir. Ayrıca halkaların oluşumu hakkında, evrende daha önceleri başıboş dolaşan ufak meteor ve buz parçaları gibi değişik cisimlerin Satürn'ün çekim alanına yakalanmaları sonucu oluştuğu tahmini kabul edilmektedir.



Halkaların Özellikleri;
Halka İç ve dış yarıçap (km)
A 119.800 - 136.600
B 90.500 - 117.100
C 74.600
D Belirsiz
E 210.000 - 294.600
F 139.200
G 168.00

Gezegenin bilinen 17 tane uydusu vardır. Keşfedilen ilk uydusu 1655 yılında bulunan Titan dır. Titan aynı zamanda Satürn'ün en büyük uydusudur. Titan, yoğun ve portakal renkli bir atmosfere sahiptir. Yüzey basıncının 1,5 atmosferden daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Atmosferin yapısında azot, metan ve %12 oranında argonla az miktarda moleküler hidrojen içerir. Gezegenin tüm uydularının yüzeyleri çarpışma izleri ile doludur. Titanın ile birlikte 8 uydunun keşfinden sonra Voyager sondası ile 8 yeni uydu daha keşfedildi. Yeni keşfedilen küçük uyduların şekillerinin ve yörünge hareketlerinin daha düzensiz olduğu anlaşılmıştır.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 1.433.000.000 km
Yarı Çapı 60400 km
Kütlesi 568.46 x 10 24 kg
Yoğunluğu 687 kg/m3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı -150 Cº
Görünür Parlaklığı -2.0 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 29.44 yıl
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 10.656 saat
Dönme Hızı 9.69 km/sn




Uranüs
Uranüs, 2.872.460.000 km lik mesafe ile güneşe yakınlık sırasında 7. gezegendir. 1781 yılında Sir W. Herschel tarafından gözlenmiştir. Çapı yaklaşık olarak 25600 km kadardır. 17 saat civarında tamamladığı eksen periyodunu yuvarlanarak yapar. Bu nedenle kutuplardaki basıklığı yüksektir. Güneşe olan uzaklığı nedeni ile hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktır. Gezegenin yapısı ve atmosferi hakkındaki bilgiler çoğunlukla tahminlere ve 1986 yılında gezegenin yakınlarından geçen Voyager 2 sondasından alınan bilgilere dayanmaktadır. Bu bilgiler ışığında; gezegenin, hidrojen bakımından zengin, metan ve helyum içeren çok yoğun bir atmosfere sahip olduğu, yüzey sıcaklığının -221 Cº civarlarında olduğu, dünyanınkinden daha büyük bir mağnetik alana sahip olduğu ve kayalık bir çekirdeğinin bulunduğu gibi tahminler ileri sürülmektedir.
Uranüs'ün şu ana kadar gözlene bilinmiş 17 uydusu bulunmaktadır. Bu uydulardan ikisi olan Titana ve Oberon gezegeni ilk gözlemleme ünvanına da sahip olan Sir W. Herschel tarafından gözlenmiştir. 1948 yılına kadar beş büyük ana uydusu gözlenile bilinmişti. Fakat 1986'da Voyager 2 sondası bu uydulara ek olarak 10 küçük uydu daha bulmuştur. 31 Ekim 1997'de ise yarı çapları 160 ve 80 km olan iki uydu daha gözlenmiştir.
Gezegenin çevresinde 9 ince halka bulunmaktadır. Bu halkalar 10 Mart 1997 yılında bir yıldızın gezegenin arkasında kalması sonucunda yapılan gözlemler ile keşfedilmiştir. Halkalar gezegenin merkezinden 42000 km sonra başlamaktadır ve en genişi bile kalınlığı bile 10 Km'den fazla değildir. En içten dışa doğru halkalara 6, 5, 4, α, β, γ, δ, ε isimleri verilmiştir. Sırası ile bu halkaların gezegenin merkezine olan uzaklıkları 41980, 42360, 42663, 44844, 45799, 47323, 47746, 48423 ve 51000 km dir. En dıştaki halka olan ε halkası elips şeklindedir ve her iki ucunda yarıçapları 40-50 km olan iki uydu yer almaktadır.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 2.872.460.000 km
Yarı Çapı 25600 km
Kütlesi 86,832 x 10 24 kg
Yoğunluğu 1270 kg/m3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı -221 Cº
Görünür Parlaklığı 5.8 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 84 yıl
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 17 saat
Dönme Hızı 6.81 km/sn



Neptün
Neptün güneşe Plüton'dan sonraki en uzak gezegendir. Neptün'ün yörüngesi Plüton gezegenin yörüngesi ile kesiştiği için güneş etrafındaki turunun bir bölümünde Plüton gezegeninin arkasında kalarak güneşe en uzak gezegen olur. Fakat Plüton'a göre daha kısa süre arkada kaldığı için, Güneşe en uzak ikinci gezegen olarak kabul edilir. Gezegenin bulunması tamamen matematiksel hesaplamalara dayanmaktadır. Uranüs gezegeninin yörüngesinde ki düzensizlikleri inceleyen Le Verriner, 1845 yılında Uranüs gezegeninin yörüngesindeki düzensizliklerin daha dışarıdaki bir gezegenden kaynaklandığını buldu ve yaptığı hesaplamalar sonucunda elde ettiği koordinatları Galle adındaki astronoma bildirdi. Galle elindeki verilere dayanarak yaptığı çalışmalar sonucunda 1846 yılında Neptün gezegenini gözlemlemeyi başardı. Güneşe olan uzaklığından dolayı Neptün gezegeni hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Fakat gezegenin yakınlarından geçen Voyager 2 uzay sondasından alınan bilgilere göre, gezegen 22300 km lik yarı çapa sahiptir ve kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 17.24 saatte tamamlamaktadır.
Neptün gezegeninin bilinen sekiz uydusu bulunmaktadır.Triton ve Nereid ana uydularıdır.Bunlardan 2000 km yarı çaplı Tirion 1846'da Lassel tarafından bulunmuştur. Gezegenin ikinci uydusu olan Nereid ise 1949 yılında Kuiper tarafından keşfedilmiştir. Nereid güneş sistemindeki en büyük dış merkezliliğe sahip olan uydudur. Bu neden uydunun Neptün'den uzaklığı 1.3x10 6 km ile 9.8x10 6 km arasında değişmektedir. Tüm büyük gezegenlerde olduğu gibi Neptün gezegeninin de çevresinde halkalar bulunmaktadır. Bu halkalar tam olarak ilk kez Voyager 2 uzay sondası ile gözlenmiştir. Le Verrier, Adams, Galle gibi halkaların isimleri gezegen hakkında çalışma yapmış olan kişilerin adlarından alınmıştır. En dıştaki halka olan Adams halkası dört halkanın sicim gibi burulmasından oluşmuştur. Yoğunluğu yüksek olan bu halkanın genişliği 1000 km kadardır.

Solda Hubble Uzay Teleskopu ile elde edilmiş gerçek renklerinde Neptün ve uydularından en büyüğü olan Triton'un resmini görmektesiniz. Neptün atmosferindeki bulut bantları da belirgin şekilde gözükmekte.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 4,495,060,000 km
Yarı Çapı 24764 km
Kütlesi 102 x 10 24 kg
Yoğunluğu 1638 kg/m3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı 46.6 K°
Görünür Parlaklığı 7.9 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 164.7 yıl
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 16.11 saat
Dönme Hızı 5.43 km/sn

Plüton
Güneş'e en uzak gezegen olan Plüton gezegeni aynı zamanda, güneş sisteminin en küçük ve hakkında en az bilgi bulunan gezegeni olma özelliklerini de taşımaktadır. Plüton gezegeninin keşfi matematiksel hesaplamalara dayanmaktadır. Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizlikler hakkında yapılan araştırmalar sonucunda Neptün gezegeni bulunmuştur fakat yapılan hesaplar bu gezegenin tek başına Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizlikleri açıklayamayacağı anlaşılmıştır. Daha da derinleştirilen araştırmalar Plüton gezegeninin varlığını kanıtlamıştır fakat gezegen ancak 1930 yılında Tombaugh tarafından gözlene bilinmiştir. Neptün'ün yörüngesi ile kesişen yörüngesi nedeni ile güneş etrafındaki turunun küçük bir bölümünde Neptün gezegenin önüne geçerek onu güneşe en uzak gezegen yapar.
Gezegenin boyutlarına göre çok büyük bir uydusu bulunmaktadır. 1978 yılında keşfedilen ve Charon adı verilen bu uydunun büyüklüğü hemen hemen Plüton gezegenin kendisi kadardır bu nedenle gezegen ve uydusuna ikili gezegende denilmektedir. Uydusunun bulunması ile birlikte kütlesi hakkında tahmin yapılma imkanı bulunan gezegenin kütlesi 0.0125 x 10 24 kg olarak belirlenmiştir. Yaklaşık 50K° olan atmosferinde donmuş metan gazı bulunduğu tahmin edilmektedir.

Yandaki resim Plüton ve Charon’u Birleşik devletlerle kıyaslayarak, boyutları hakkında bir fikir edinebilmeniz için konmuştur.

Özellikleri :
Güneşe Olan Uzaklığı 5,869,660,000 km
Yarı Çapı 1195 km
Kütlesi 0.0125 x 10 24 kg
Yoğunluğu 1.750 kg/m3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı 50 K°
Görünür Parlaklığı 13.7 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 247.6 yıl
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 153.29 saat
Dönme Hızı 4.72 km/sn


Saat: 02:23

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.