Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Hayvanlar Alemi

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Hayvanlar Alemi ve Sınıflandırması

Hayvanlar Alemi kategorisinde açılmış olan Hayvanlar Alemi ve Sınıflandırması konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 22.05.2013, 11:42   #1 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hayvanlar Alemi ve Sınıflandırması

Hayvanlar Alemi ve Sınıflandırması


Hayvanlar
( Latince; animadan türeyen animalia (çoğulu); yaşayan ya da ruh anlamında); Latin Dili ve Edebiyatı ile Yunan Dili ve Edebiyatı iç içe iki ana bilim dalıdır ve Klasik filoloji olarak bilinmektedir. Latincenin günümüzdeki önemi bilim dalı olmasıdır; bu nedenle batı dillerinin ve yazınlarının yanı sıra Eskiçağ ve Ortaçağ Tarihi, felsefe tarihi, epigrafi, tiyatro tarihi, Roma Hukuku gibi bir çok alanda, ayrıca Osmanlı arşivlerinde bulunan Latince yazılmış belgeler üzerinde bilimsel araştırma yapmak için gereklidir.
biyolojik
Biyoloji
,
yaşayan ya da fosil canlıları, canlıların yaşam süreçlerini ve bütün fiziko-kimyasal yönleriyle yaşamı inceleyen temel bilim dalı. Biyoloji, konusunun enginliği nedeniyle başlangıçtan bu yana, incelediği canlı gruplarına, konuya yaklaşma biçimine ve yaşam süreçlerini organ, doku, hücre ya da hücre bileşenleri düzeyinde ele alışına göre çeşitli dallara ve alt dallara ayrılmıştır.
sınıflandırmada Metazoa ya da hayvanlar alemi olarak bilinen büyük Classification
canlılar grubudur. Genellikle çevrelerine uyum sağlayan ve diğer canlılarla beslenen

Canlı
,
Ccanı olan, diri, yaşayan: ortak özelliklere sahip maddelere verilen isimdir. Bunlar "yaşam" denilen ve nasıl oluştuğu hala çözülemeyen gizin temel öğesidir.
çokhücreliler alemidir. Vücutları, embriyonun bazı Embriyo, (Yunanca: έμβρυο[tohum]) çok hücreli diploid ökaryotlarda gelişimin ilk basamaklarından biri. Yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigot, çift sarmallı DNA moleküllerini içerir. Bitkiler, hayvanlar, ve bazı protistlerde zigot mitozla bölünerek çok hücreli canlıyı oluşturur. Embriyo terimi, bu gelişimin zigotun bölündüğü zamanla, gelişim basamağının başka basamağa geçmesine kadar olan ilk zamanlarını anlatmak için kullanılır.
metamorfozlar geçirmesiyle gelişir.

metamorfoz
:
Fransızca metamorfoz (metamorphose) sözü çeşitli bilim dallarında kullanılmaktadır. Bu söz için TDKnın önerisi başkalaşma veya değişmedir
Ökaryotik çok hücreli organizmalardır. Genellikle yer değiştirerek hareket eden, organik maddelerle beslenen, içgüdüleriyle hareket eden akıldan yoksun canlılar. Bugün bir milyona yakın hayvan türü bilinmektedir. Çekirdek zarı olan organizmalardır.
Amip gibi gözle görülemeyecek kadar küçüklerinin yanısıra (Amoeba); Alm. Amöbe, Fr. Amibe, İng. Ameba. Familyası: Amipgiller (Amobidae). Yaşadığı yerler: Su ve su birikintilerinde bağımsız, insan ve hayvanlarda parazit olarak yaşarlar. Özellikleri: Mikroskobiktir (gözle görülmez). Çeşitleri: Bağımsız veya a***** yaşayan çok çeşidi vardır. Tatlı su amibi (Amoeba proteus) ve Dizanteri amibi (Entamoeba histolytica) en çok tanınanlarıdır.
fil ve Fil Alm. Elefant (m), Fr. Éléphant (m), İng. Elephant. Familyası: Filgiller (Elephantidae) Yaşadığı yerler: Afrika ve Güney Asya’nın orman ve sık otlaklarında. Özellikleri: Uzun hortumlu, iki üst kesici dişleri uzamış, kuyruğunda bir tutam kıl bulunan, geniş kulaklı bir hayvan. Ömrü: 70-80 yıl. Çeşitleri: Asya (Hindistan) fili (Elephas maximus), Afrika fili (Elephas africanus), Mamut (Elephas primigenius).

Karada yaşayan memelilerin en iri ve güçlü ha
balina gibi dev yapılı olanları da mevcuttur. Çevremizde hergün kaşılaştığımız BALİNA(Balaena);

Alm.Walfisch, Fr. Baleine, İng. Whale. Familyası: Balinagiller (Balaenidae). Yaşadığı yerler: Sürüler halinde, çoğunlukla soğuk okyanuslarda yaşar. Özellikleri: 30 metre boyunda, 200 ton ağırlıkta olanları vardır. Suda yaşayan sıcak kanlı memelilerdir. Yavrularını doğurur ve sütle beslerler. Ömrü: 70-90 yıl. Çeşitleri: İspermeçet, gagalı, katil balinalar ile yunuslar dişli balinalardandır. Mavi balina, kambur balina, Grönland balina
kedi,
Kedi Yaşadığı yerler: Madagaskar hariç, Eski ve Yeni Dünya kıtalarında evcil ve yabani olarak. Özellikleri: Etçil bir memeli. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklıdır. Pençelerini içeri çekebilme özelliğine sahiptir. Sıçrayıcı, tırmanıcı ve yüzücüdür. Ömrü: 20-22 yıl. Çeşitleri: Avrupa yaban kedisi (Felis silvetris), Afrika yaban kedisi (Felis chaus), Manx kedisi, Pers kedisi, Van kedisi, Siyam kedisi en Ünlülarıdır.

Kedigiller familyasından, evcil ve yabanileri olan etçil bir m
köpek,
Köpek Yaşadığı yerler: Evcil ve vahşi olarak dünyanın hemen hemen her yerinde. Özellikleri: Keskin koku alma ve işitme kabiliyetli etçil bir memeli. Sahibine bağlılığı ile şöhret bulmuştur. Ömrü: 15-20 yıl. Çeşitleri: Görünüş ve büyüklükleri farklı 100’den fazla köpek ırkı vardır. Çoban köpeği, av köpeği, buldog, polis köpeği, Saint Bernard köpekleri Ünlüdur.

Etçiller (Carnivora) takımının, köpekgiller familyasından bir memeli türü. Çok eski çağlardan beri evcilleştirilmiştir. Görünüş
at ve
At Alm. Pferd (n), Fr. Cheval, İng. Horse. Familyası: Atgiller (Equidae). Yaşadığı yerler: Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang”ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezevalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. Özellikleri: Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Midilli atları koç iriliğindedir. Ömrü: 40-60 sene. Çeşitleri: En meşhuru Arap, İngiliz ve Midilli atıdır.
kuşlar, hep omurgalı canlılardır.

Biyologlar her ne kadar bitkilerle hayvanları birbirinden ayıran bazı özellikler saymışlarsa da, bunları birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Hele mikroskobik olan bitki ve hayvanlar incelendikçe zorluk daha çok artar. Hayvanlar besinlerini bulmak, barınmak ve düşmanlarından kaçmak için hareket ederse de, sünger ve mercanlar hayvan oldukları halde yer değiştirmezler. Su yosunu gibi bazı bitkiler ve üreme hücreleri hayvanlar gibi hareket ederler. Yeşil renkli bitkilerde klorofil maddesi bulunursa da bir hayvan olan yeşil hidrada da vardır. Mantar gibi bazı bitkilerde ise klorofil hiç bulunmaz. Bitkiler besinlerini kök gibi dış organlarla alır. Kabuklulardan olan sakkülina hayvancığı da besinlerini köke benzer organlarıyla alır. O halde hayvanların çoğunun besinlerini ağız ve sindirim aygıtlarıyla alması, ayrıca bir fark olamaz. Hayvanlarda sinir sistemi bulunur. Bitkiler bundan mahrumsa da amip gibi bir hücreli hayvanlarda da sinir sistemi bulunmaz. Hayvan hücrelerinde selüloz zarı bulunmaz. Bununla beraber birçok su yosunlarının üreme hücrelerinde de yoktur. Hayvanlarda büyüme sınırlı, bitkilerde sınırsızdır. Sınırsız büyüme, ancak gelişmiş bitkiler için geçerlidir.

Hayvanların organ ve vücut yapıları yaşadıkları ortama uygun olacak şekildedir. Suda yaşayanların vücutları mekik gibidir. Vücutlarında kıl ve tüy bulunmaz. Çoğu solungaç solunumu yapar. Kara hayvanlarının vücutları kıl veya pullarla örtülü olduğu gibi kuşlarda da kanat ve tüyler bulunur. Çoğunun rengi yaşadığı ortama uyum sağlar. Düşmanlardan gizlenmek için bukalemun gibi renk değiştirenleri de vardır. Deniz hidrası, sünger ve mercan gibi bazı hayvanlar tomurcuklanma ile ürer. Balık, kurbağa, semender, kertenkele, yılan, timsah, kaplumbağa, kuş yumurtlayarak çoğalırlar. Memeli hayvanlar ise, yavrularını doğururlar. Evcil hayvanların çoğunu memeliler veya kuşlar teşkil eder.

Her hayvanın düşmanlarından korunacak, avını yakalayacak silahı vardır. Boynuz, çifte, pençe, gaga, diş birer savunma organı olduğu gibi yılan ve akrepler de zehirlerini avlanma ve korunmada kullanırlar. Mürekkep balığı ve ahtapotlar da, tehlike anında mürekkep kesesinin salgısı olan siyah bir boyayı suya püskürtürler. Böylece düşmanlarıyla aralarında bir boya perdesi meydana getirirler. Salgıladığı boyanın hasmına verdiği şaşkınlıktan istifade ederek de hızla oradan uzaklaşırlar. Afrika çekirgesi, düşmanına karşı köpüklü kimyevi bir sıvı fışkırtır. Benzer bir mekanizma bombardıman böceklerinde de görülür. Arka kısmında bulunan namluya benzer organını istediği tarafa çevirebilir. Büyük bir gürültüyle patlayan namludan 100°C sıcaklığında bir sıvıyı düşmanına fışkırtır. Kokarcanın kokusuyla pislenmiş bir hayvan, avlanmakta zorluk çeker. Avları, kokusunu uzaktan duyduğundan kaçarlar. Kokusu haftalarca çıkmaz. Açlıktan ölme tehlikesi geçirir. Bir daha kokarcayla karşılaşınca kaçmayı tercih eder. Amerika kıtasına mahsus olan mufit, gayet pis bir koku yayar. Bunun fışkırttığı sıvı kokarcanın sıvısından daha tehlikelidir. Çünkü insan vücuduna temas ettiği yerlerde gayet şiddetli bir iltihap ve ızdırap meydana getirir.

Vücud ısıları çevreye ve faaliyetlerine bağlı olarak değişen hayvanlara soğukkanlı veya değişken ısılı (poikilotherm); buna karşılık vücut ısıları sabit olanlara ise, sıcakkanlılar (homoiyotherm) denir. Kuş ve memeliler sıcakkanlıdır. İnsan da sıcakkanlı olup vücut ısısı 37°C’dir.

Bazı sıcakkanlı hayvanların vücut ısısı (°C hesabıyla): At: 37,7, balina: 36,7, güvercin: 41-43, inek: 38,5-39,5, kedi: 38-39,5 serçe: 44, şahin: 40.

Bazı hayvanların normal ömrü: Adatavşanı: 50 yıl, arslan: 35 yıl, asya fili: 70 yıl, at: 40-60 yıl, ayı: 25-30 yıl, devekuşu: 70 yıl, dev kaplumbağa: 150-200 yıl, eşek: 60-106 yıl, kargalar: 100 yıl, karaca: 15 yıl, kanarya: 34 yıl, leylek: 70 yıl, sazan: 100 yıl, papağan: 60-100 yıl, turnabalığı: 100 yıl.




Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 22.05.2013, 11:42   #2 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hayvanlar Alemi ve Sınıflandırması

Tarihçe
İnsanoğlunun isim kullanmaya başlaması sistematiğin başlangıç noktası olarak kabul edilir. MÖ 383- 322 yıllarında Aristo "hayvanlar yaşam şekillerine, hareketlerine, vücut yapılarına, alışkanlıklarına göre sınıflandırılabilir" diyerek bu bilimin temelini oluşturur. Bu düdşünce 2000 yıl sürmüştür. 1627- 1705 yıllarında John Ray sınıflandırmada doğal sistemi ileri sürmüştür. Linne yazdığı Systema Natura adlı kitabıyla zoolojik nomenklatürün başlangıcını oluşturmuştur. Linnenin çalışmaları birçok sistematikçiyi etkilemiş, hatta bir sonraki yüzyıla da damgasını vurmuştur. Bu nedenle Linne taksonominin babası olarak kabul edilmiştir. 100 yıl sonra Charles Darwin evrim teorisi ile tüm çalışmaları etkilemiştir. 1866da Haeckelin filogenetik ağaç sistemi sistematikçilere yararlı oluştur. Bu dönem taksonominin en önemli periyodu olmuştur. Hergün yeni cinsler, takımlar ortaya çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda sadece türler düzeyinde alışmalar yapılmıştır. Mendel kanunlarının bulunmasıyla önce genetiğin, sonra populasyon genetiğinin gelişimi gerçekleşmiş, günümüzde sistematik çalışmalarda moleküler düzeye inilmiştir. Günümüzde tanımlanmış ve sınıflandırılmış 1.350.000 tür olduğu bilinmektedir. Bunların 1.300.000ini omurgasızlar oluşturmaktadır. Geri kalan fosilllerle birlikte 65.000 tür Chordata şubesinde incelenmektedir. Günümüzde yaşayan yaklaşık 43.000 kordalı bulunmaktadır. Bunun 42.000i Vertebrataya, 1000 kadarı da ilkel kordalılara aittir.
Hayvanlar aleminin Sınıflandırılması
İlim adamları bir milyona yakın hayvan çeşidi keşfetmişler ve daha da yenileri keşfedilmektedir. Hayvanların sayıları da türden türe değişir. Hayvanlar hemen hemen dünyanın her yerine yayılmışlardır. Kutuplardaki buzullardan ekvator bölgelerine, basıncın insanın dayanamayacağı kadar yüksek olduğu okyanus diplerinden atmosfer yoğunluğunun çok az olduğu yüksek dağların zirvelerine kadar her yerde yaşarlar.

Hayvanların büyüklükleri de oldukça değişiktir. İnsan akyuvarlarının içinde yaşayan hayvanlar ve 30 metreden büyük balinalar vardır.

Sistemli bir metodla hayvanların sınıflandırılması, onların incelenmesinde büyük kolaylıklar sağlar. Böylece yeni keşfedilen türler, bilinenlerle olan münasebetine göre uygun bir sınıfa konur.

Hayvanların ve bitkilerin hususiyetlerine sahib olan bazı canlılar vardır ki, bunların sınıflandırılması zordur. Bunlardan bir tanesi bir tatlı su canlısı olan öğlenadır. Kamçısı ile suda hareket edebilir. Fakat bu canlı klorofil maddesi ihtiva eder. Bundan dolayı öğlenayı botanikçiler bitki, zoologlar hayvan olarak kabul eder. Kış uykusuna yatan, göç eden, geviş getiren, elektrik ve ışık üreten çeşitli hayvan grupları vardır. Mevsimlere bağlı olarak renk değiştirenler, kilerlerinde kışlık yiyecek depo edenler, köle kullananlar da mevcuttur. Ayı gerçek manada kış uykusuna yatmaz. Kırlangıç ve leylekler soğuklar yaklaşınca sıcak ülkelere göç eder. Koyun, keçi, deve gibi hayvanların mideleri birkaç bölmeli olduğundan geviş getirerek besinlerini ikinci bir öğütmeye tabi tutarlar. At geviş getirmez. Gelincik, avlarını felçleştirerek canlı olarak kilerlerinde depolar. Bugün halen keşfedilememiş yüzlerce hayvan türü vardır.
Hayvanlar Alemi
1. Omurgalılar

a. Memeliler

b. Kuşlar

c. Sürüngenler

d. Amfibyumlar

e. Balıklar

2. Eklembacaklılar

a. Böcekler

b. Örümcekler

c. Çok ayaklılar

d. Kabuklular

3. Yumuşakçalar

a. Kafadanbacaklılar

b. Karındanbacaklılar

c. Yassı solungaçlılar

4. Derisidikenliler

a. Denizkestaneleri

b. Denizyıldızları

c. Yılanyıldızları

d. Denizhıyarları

e. Denizlaleleri

5. Solucanlar

6. Selentereler (Sölentereler)

7. Süngerler

8. Bir Hücreliler

a. Kökbacaklılar

b. Kamçılılar

c. Haşlamlılar

d. Sporlular
Hayvanlarda yavru sevgisi:
Hayvanlar yavrularına hiçbir zarar vermeden, tahriş yapmadan uzak yerlere götürebilirler.

Yarasalar emin yer bulana kadar 2-3 gün yavrularını sırtlarında taşırlar.

Aksilokop adlı böcek yumurtladıktan hemen sonra ölür. Yavrusunu hiç görmez. Buna rağmen yumurtadan çıkacak yavrusuna gösterdiği ihtimam dikkate şayandır. Yavrusu bir sene gıdasını temin edecek yapıda yeteneğe dahip değildir. Bundan dolayı anne, bir ağaç parçasında uzunca bir oyuk meydana getirir. Çiçek yapraklarını ve bazı yumuşak dalları buraya doldurmaya başlar ve oraya bir yumurta bırakır. Sonra ağaçtan çıkardığı tozları hamur haline getirip tavan yapar. Bundan sonra başka bir yuva yapmaya koyulur. Buraya bıraktığı yiyecekler bu yavruya tam bir sene yeter.

Eşek arısı toprakta kazdığı çukura yumurtasını bırakmadan evvel avladığı hayvanları da yumurtanın yanına bırakır. Sonra üstünü örter.

Yapılan bir araştırmada, bir serçenin yeni çıkmış yavrusuna gıda aramak için 700’den fazla sefer yaptığı tesbit edilmiştir.

Yavrularının kaybolması üzerine hayvanlardaki hüzün, insanlardan daha çok olduğu tahmin edilmektedir.

At, yavrusu öldüğünde acı acı kişner, gözlerinden yaşlar akar, cesedinin başına kimseyi yaklaştırmaz. Gömdükten sonra başında bekler. Yemeden içmeden kesilir. Bazılarında bu üzüntü ve keder, ölümle neticelenir.

Tavuk, kaz, köpek gibi hayvanların yavrularını vermemek için insanlara saldırdığına çok sık rastlanır.

Yaban domuzu avında, domuzlar, yavrularını bırakıp kaçmıyorlar, bilakis yavrularını burunları ile iterek kaçmalarını sağlıyorlar.

Kangurunun tehlike görünce yavrularını karnındaki torbaya doldurup kaçtığı bilinmektedir.

Memeliler yavrularıyla saatlerce neşe içinde oynarlar.
Hayvanlarda haberleşme:
Hayvanlar, aralarında haberleşmek için çeşitli usuller kullanırlar. Bu bazan sesle, bazan hareketle, bazan da koku, renk veya ışık sinyalleriyle gerçekleşir. Hayvanların bir kısmı bir çeşit mors alfabesi ile konuşur. Birçok balık türü de yaydıkları elektrik sinyalleriyle haberleşirler. Pekçok sayıda tatlı su balığı zayıf elektrik sinyalleri yayar. Bunlarla karanlıkta yollarını bulur ve birbirleriyle haberleşirler. Yaşayan hayvan çeşidi kadar lisan çeşidi mevcuttur. Her hayvan türü, kendine has bir dil ile anlaşılır.

Sinyali alan hayvan, bunun hangi anlama geldiğini anlayarak harekete geçer. Haberleşmenin aynı cins hayvanlar arasında olması, kısa ve öz olması önemlidir. Haberleşmede sinyaller; cinsel çağrı, korunma, rakibini tehdit etme, birbirini tanıma, besinin yerini bildirme, tehlikeyi haber verme gibi maksatlarla kullanılır. Böceklerin çoğu, vücudun eğe şeklindeki bir kısmını cisme vurarak, kas yardımı ile bir zarı titreterek ses çıkarırlar. Ateş böceği gibi hayvanlar da ışık sinyalleriyle haberleşirler.

Son zamanlara kadar balıklar dilsiz sanılırdı. Fakat yapılan araştırmalar birçok balığın yüzgeçleri, dişleri, kemikleri, yüzme keseleri, solungaç veya kaslarıyla ilginç sesler çıkardığını gösterdi. Amazon Nehrinin sularında kuşlar gibi cıvıldayan, trampet çalan, tabanca ateşi veya köpek hırlamaları gibi sesler çıkaran balıklar vardır. İşitme organları “labiren” denen bir kapsül içinde bulunan iç kulaktan ibarettir. Bununla sudaki ses titreşimlerini işitirler.

Kuzusunu kaybeden koyun, meleyerek yavrusunu arar. Geyikler bir tehlikenin varlığını ayaklarını hızla yere vurarak arkadaşlarına duyururlar. Tavşanlar da, kızgınlık veya alarm işareti vermek için arka ayaklarını sertçe yere vururlar. Yunuslar, su altında çeşitli sinyaller çıkararak haberleşirler. Kuşların çoğu öterek, leylek gagasını takırdatarak hemcinsleriyle anlaşır. Miyavlamak, kişnemek, havlamak, böğürmek çeşitli hayvanların lisanıdır. Kunduzlar, geniş ve yassı kuyruklarını tehlike durumunda suya çarparak çıkardığı seslerle arkadaşlarını uyarırlar. Bir geyik, kuyruğunu aniden kaldırıp beyaz kısmını göstererek yavrusuna “Beni takip et!” demek ister. Tropik bölgelerde yaşayan “ağaç karıncaları”, ağaç kabuklarına ve yapraklara vurmak suretiyle ağaçtan ağaca birbirleriyle konuşurlar. Ağaç galerilerde yaşayan böcekler başlarını sert zemine vurarak haberleşirler. Eski mobilya ve ahşap eşyalarda bazan koro halinde başlarını vurmaya başlarlar. Gecenin sessizliğinde hastaları ürkütürler.



Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 18:02