|
Hikayeler kategorisinde açılmış olan Onbeş İsimsiz Kahraman konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
06.07.2014, 04:46 | #1 (permalink) |
Özel Üye | Onbeş İsimsiz Kahraman Onbeş İsimsiz Kahraman Biz onbeş kişiydik,farklı şehirler'den gelmiş olan onbeş değişik kimlik ve düşünceye sahip olan kişileriz. Görüşlerimiz farklı,bakış açımız değişik,şivelerimiz kendimize özeldi. Bilmediğimiz bir yerde toplanmış,tanışmış ve kaynaşmıştık. Farklı kimliklerin bir araya geldiğinde neler yapabileceğini ve nasıl yaşanacağınıda anlıyor ve öğreniyorduk bir bakıma. Kuş uçmaz kervan geçmez bu uçsuz bucaksız dağlarda,ne işimiz olduğunu sorguluyorduk her geçen gün. Bizim için gün,güneşin doğuşundan önce başlar,batışından sonrada hayat yeni başlardı buralarda. Dikilen bir bayrağın bekçileriyiz,vatanın birliğini ve bölünmezliğini korumak için mücadele eden bir avuç isimsiz kahramanlardık. Adımız yok,kimliğimiz belirsizdi bir bakıma. Yükseklik rakımını dahi bilmediğimiz dağların arasında dolaşıp duruyorduk. Gece gündüz demeden. Herşeyi geride bırakıp gelmiştik bu topraklara,sevdiklerimizi sevemediklerimizi. Geriye dönüp dönmeyeceğimiz belli değildi henüz. Her adım atışımızda tel örgünün diğer tarafına ölüme bir adım daha yaklaşıyorduk sanki. Kellemiz koltuğumuzun altındaydı bir nebzede olsa,sıranın nerde ve ne zaman kime geleceği belli değildi. Mermi seslerinin ve namluların gölgesinde yaşamaktı bizimkisi. Bazen sıfırın altında bilmem kaç derecede bölüşmektir bir parça ekmeği,bir bütün olmanın ve tek vücut olmanın sırrı. Gidenin arkasından el sallamaktır mutluluk verici olan. Peki ya acı,gidenin arkasından bir dua okumaktır en acı olan ise. İşte o anda düşüyor bir el bombası Pülümür'deki karakolun nöbet kulesine gece üç beş nöbetinde. İçimiz yanıyor üzülmek,ağlamak,hatta haykırmak istiyorsun gecenin karanlığında sessizliğe. Anlarsın bazen yapamadıklarını ve yaşayamadıklarının değerini geçte olsa. Bir kuş gibi kanatlanıp uçmak istersin gökyüzünde özgürce. Bazen bir mektuptur dokunaklı olan,bazende sana uzanan bir el mektup kağıdındaki,yada telefonun diğer ucundaki kişi sana alo diyen. Gece üç beş nöbetlerinde başını yaslayamamaktır bir omuza,yalnızlığın ta kendisi. Adı bile bir başkadır buraların ilk söylendiğinde kulağınıza tuhaf gelen. Karanlık ve kuytu bir çukurun içinde kalmış gibiyiz adeta,etrafımız yüksek dağlarla çevrili. Değilmiydi dağlarında susuz kaldığımız ve mecburende olsa munzurun çamurlu suyundan içtiğimiz yer. Evet işte burası "Aşağı Torunoba" cehennemiydi,ve bir sabah iştimasında çınlatıyor kulaklarımızı bir ses,aynen şöyle diyordu. Burayı cennette,cehennem'de yapmak sizin elinizde. Alışıyorsun bir bakıma bütün bunlara zamanla,ve buranın bir parçası oluyorsun hayatının geri kalan kısmında. Unutmak,unutmakmı istesende unutamıyorsun gecenin karanlığını. İsimlerimizin önemi yok,nereden geldiğimizin anlamıda yok. Bizler bu vatan için görevlerini yerine getirmiş olan onbeş isimsiz kahramandık.
__________________ ....? |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |