Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > İslamiyet
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Cümle günahları sildiren ibadet: Tövbe

İslamiyet kategorisinde açılmış olan Cümle günahları sildiren ibadet: Tövbe konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 03.11.2015, 10:46   #1 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cümle günahları sildiren ibadet: Tövbe

Cümle günahları sildiren ibadet: Tövbe


Sevgili Dostlar, pişmanlık ve yaptıklarından utanma duygusu, kişinin kulluk idrakine ulaştığının ilk alametlerindendir. Bu idrakin ilk meyvesi de muhakkak ki tövbedir. Tövbenin kendisi bizzat ibadettir. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'inde, Efendimiz (s.a.v.) birçok hadis-i şerifinde tövbe ve istiğfarı zikretmiştir. Çünkü beşer şaşabilir, ama hatasını bilip, pişman olup yaratıcısından af dilemek, nereden gelip nereye gittiğini yani; yaratıcısını bilmek ve kabul etmek demek olur ki, insanoğlunun dünyaya gelişinin yegane gayesi de işte budur! İşte Ramazan ayı, tövbe etmek, Allah'ımızı bildiğimizi, ondan af dilediğimizi, günahları terk ettiğimizi hem kendi nefsimize hem de Rabbimize karşı ilan etmek ve yeni bir başlangıç yapmak için Allah Teala'nın bizlere sunduğu eşsiz bir fırsattır. Gündelik hayatın telaşına kapılan insan için yeni bir başlangıç yapmak her zaman mümkün olamıyor. Ancak Ramazan ayı adeta eskiyi sıfırlamak, yeni bir sayfa açmak için gönderilmiştir dense abartı olmaz. Oruçla, bütün gün yeme içme telaşından, yediklerini hazmetme zahmetinden uzaklaşan insan, alıştığı standartların dışına çıkar ve ibadet ettiği idrakine tam anlamıyla ulaşır. Ve bu idrakle kendini hesaba çekme fırsatı bulur. Artısını eksisini net olarak farkeder. Amelindeki noksanlığı, isyandaki, günahındaki ısrarını farkeder. Hem Allah'ına hem de etrafına karşı yaptıklarından pişmanlık duymaya başlar. Fakat, kişinin yaptıklarından ötürü pişmanlık duyması yetmez, onları bir daha yapmamak, kesin olarak terk etmek için de sağlam, samimi bir adım atması gerekir. Yani, yeni bir başlangıç yapamadıktan sonra, sadece pişmanlık duymak tövbe etmek anlamına gelmez. Ramazan, insanları bir ay boyunca her türlü kötü alışkanlıktan uzaklaştırdığı gibi, yeni alışkanlıklar kazanmak için ihtiyaç duydukları manevi atmosferi de beraberinde sunar. Bu yüzden Ramazan, merhameti tüm mahlukatının günahından daha büyük olan Allah'ımız tarafından bizlere, tövbe etmemiz için gönderilmiş bir fırsat, bir armağandır. Ramazan Ayı'nda Tövbe'nin kolaylığına ve önemine değindikten sonra, Tövbe'nin nasıl olması gerektiği isterseniz Efendimiz'in (s.a.v) amcasının oğlu ve damadı, Hazreti Hasan (r.a.) ve Hüseyin'in (r.a) babası, Hazreti Fatıma'nın (r.a.) eşi Hazreti Ali (k.v.) Efendimizden öğrenelim. Hazret-i Ali Efendimiz buyurur ki; tövbenin sağlam olmasını istiyorsan şunlara dikkat et: 1 - Bütün kalbinle yaptığın isyana ve günaha pişman ol. 2- Günahı işlerken kul hakkına riâyetsizlik yaptıysan helalleşmeye çalış. 3 - Seni günaha teşvik eden arkadaşları ve çevreyi hemen terket, uzaklaş. 4 - Amel defterini güzelliklerle doldurmaya çalış. Her geçen gün iyiliklerini ve ibadetlerini artır. 5 - Bedenini, vücudunu Allah'a ibadet veya farzları yerine getirdikten sonra insanlara hizmetle meşgul et ve yor! O kadar ki beden bu yorgunluktan dolayı günaha giremeyecek dereceye gelsin. 6 - Allah Teala'yı çokça zikret. Ölümü ve ahireti hatırla. Şunu unutma ki; bir kişi Allah'ı unutmadan asla günah işleyemez. Dostlar, Allah Teala tövbe eden kulunu affetmenin ötesinde çok çok da sever. Bizler bu dünyaya kulluğu en güzel şekilde tahsil etmek için geldik. Tövbe ile ahlakını ve şahsiyetini şekillendiren kullar; hem Allah Teala'yla hem de kullarıyla barışık şekilde, mutlu olarak yaşar, ahirette yüksek derecelere erişirler. Cenab-ı Hakk hepimizin tövbelerini kabul buyursun. Amin.

RAMAZAN'IN BAŞI RAHMET ORTASI MAĞFİRET, SONU CEHENNEM'DEN KURTULUŞTUR

Allah Teala'ya sonsuz hamd-ü sena eder, Efendimiz'e (s.a.v.) de sonsuz ve adetsiz salat-wü selam ederiz. İhsanın hesapsız verildiği, affın sınırsız dağıtıldığı mübarek Ramazan Ayı'na bizleri tekrar çıkardığı için alemlerin Rabbi Allah Teala'ya hamd ile başlıyoruz sözümüze, hamd ile başlıyoruz yeni bir Ramazan'a. Kıymetli Dostlar, Ramazan geliyor diye sevinmek bile, bir kişiye Allah Teala'nın rızasını kazandırabilir buyurmuş büyüklerimiz. Öyle ya, bir kişi, Cenabı Hak'kın bu ikramına, ihsanına, mağfiretine rağbet edip, Ramazan geldi diye seviniyorsa, o kişi hem Rabbini hem de Efendimiz'i (s.a.v.) tanıyor, tanımanın ötesinde emrini muhabbetle tutuyor demektir. Zaten bu hal bile, o kişinin hazreti Allah'ın rızasına muvafık olduğunu göstermez mi? Hazreti Allah, cümle mahlukatını ve mevcudatını tek olarak yaratmıştır. Milyarlarca insan arasında parmak izi aynı olan iki kişi olmadığı gibi hayvanlar, bitkiler ve diğer her şeyde bu böyledir. Hepsi tektir, benzersizdir. Fakat Allah Teala, bu yarattıkları arasında da bir derecelendirme yapmış, kişileri kişilere, yerleri yerlere, vakitleri vakitlere üstün kılmıştır. İşte Ramazan, bu derecelendirme içerisinde aylar arasında en şereflisi olmuştur. Tabi en şereflisi olunca, bereketinden, mağfiretine kadar o ayda dağıtılan da o şerefe göre olur. Sevgili Dostlar, bu elbette bir müjdedir ama bu müjdeye nail olmak için de, sadece aç kalmaktan fazlasını yapmak icab eder. Çünkü Oruç, sadece yemeden içmeden kesilmek demek değildir. Allah Teala'nın hoşuna gitmeyen her ne hal varsa ondan ayrılmak, uzaklaşmak demektir. Yeme içme midenin orucudur. Kötü söz söylememek ağzın orucu. Allah'ın yasak ettiğine bakmamak gözün orucu, gıybet, dedikodu gibi yasak ettiğini dinlememek kulağın orucudur. Yani bedenimizdeki tüm azalarımızla tuttuğumuzda Oruç, Oruç olur. Yoksa sadece aç kalanlardan olmaktan Allah bizi ve tüm Oruç tutan kardeşlerimizi muhafaza buyursun. İşte böyle bir sevinçle ve idrakle girilen Ramazan'ın mümin için başı Rahmettir. Allah Teâlâ Rahmet'ine samimiyetle talip olan kullarının günahlarını affeder, onları bağışlar, ortası Mağfiret'tir. Allah'ın (c.c.) Rahmet ve Mağfiretine nail olan kul da, zaten Cehennem'den kurtulur, Cennet'e dahil olur. Üstelik bu dahil oluş sadece ahiretle sınırlı değildir. Cennetliklerden olan, onların ahlakıyla ahlâklanır ki, bu dünyada da o kişiyi etrafındakiler baş tacı eder. Kıymetli Dostlar, işte Ramazan dünya hayatımızı böyle güzelleştiren, ahirette kurtuluşumuza vesile olan bir fırsattır. Bizlere düşen ise, bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirmek olmalıdır. Peygamber Efendimiz'in, Ehl-i Beyt'inin, Ashabının ve veliyullahın bu ayda rağbet ettiği, ettirdiği amellerde, hayırlar da yarışmaktır. Ama nasıl bir yarış, geriye düşen din kardeşimizi bizzat elimizle çekip önümüze koymaya çalıştığımız bir yarış. Ki, mümine yakışanı da budur. Cenâb-ı Hakk'ın cümlemizi bu yarışta olanlardan etmesi duası ile Allah'a emanet olunuz.

ALLAH TEALANIN AFFI TÜM GÜNAHLARDAN BÜYÜKTÜR

Ey dostlar, günahına mağrur olmak şeytanın özelliğidir. Adem olana, hatasını kabul edip yaratıcısından af dilemek yakışır. Şeytan bizi, günahlarımızın pisliği, büyüklüğü ile korkutur. Oysa ki Allah'ın affı karşısında bizim günahımız ne kadar pis, ne kadar büyük olabilir ki! Allah Teala tabir-i caizse, kullarını affetmek için birçok bahaneler halketmiştir.
Ayağına batan dikenden dolayı çektiği sıkıntıyı bile, kulunun affına vesile etmiştir! İki namaz arasındaki küçük günahlardan geçmiştir! Habibinin (s.a.v.) fem-i saadetinden, "Günahına pişman olan, daha estağfirullah sözü ağzından çıkmadan affolur" diye müjdelemiştir! Kıymetli dostlar, Allah Teala'nın affının, merhametinin, kuluna olan sevgisinin büyüklüğünü anlatmaya dünya imkanları yetmez muhakkak. İşte Ramazan, bu mağfiretin adeta sebil olduğu bir aydır. Tövbe için biçilmiş kaftandır.


GÖNÜL SAHİFESİ

Günahınla kibir mi yapıyorsun?
Evliyadan bir zat bir gün sevenleriyle sohbet ediyormuş. Sohbet bir yerde Cenab-ı Allah'ın rahmetine, mağfiretine gelmiş. Hazret başlamış tatlı tatlı anlatmaya: _ Allah Teala şöyle merhamet edecek, kendisine şirk koşmadan, iman ile ahirete gelenleri böyle affedecek, dünyada yaptıklarından pişman olan kulunu ahirette bir daha pişman etmeyecek, hatalarını yüzüne vurmayacak, ikramıyla, ihsanıyla müminleri utandıracak...
O zatın kendisini çok seven, hatta bu sevginin verdiği güç ve azimle, içine düştüğü bataklıktan tövbe edip dönen bir talebesi varmış. Göz yaşlarıyla hocasına dönmüş: Allah beni de affedecek mi? diye sormuş. Bu soruya kadar, sesindeki şefkat ve merhametle dinleyenleri mest eden o zatın sesi birden değişmiş, kaşları çatılmış: _ Sen kim oluyorsun da böyle bir soru sorabiliyorsun! diye talebesini azarlamış. _ Günahınla mı büyükleniyorsun Allah'a! Değil sen, cümle mahlukatın toplanıp işleyebileceği en büyük günah bile, Allah'ın rahmeti, merhameti yanında ne kadar büyük olabilir ki!

AYET-İ KERİME

De ki (Ey Habibim): "Ey kendileri aleyhine aşırıya giden kullarım.
Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Hiç şüphe yok ki Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir." (Zümer 53) Kur'an-ı Kerim'deki en müjdeli ayetlerden bir tanesidir. Öyle ki, işlediği günahlar ve Efendimiz'in (s.a.v.) amcası Hazreti Hamza'nın (r.a.) şehadetine sebep olan Hz.
Vahşi artık affının mümkün olmadığını düşünmektedir. Affetmek şanından olan Efendimiz (s.a.v.), en şiddetli düşmanlarını olduğu gibi onu da islama davet eder. Bu haberi alan Hz. Vahşi hem çok sevinir, hem de yaptıklarını düşünerek bir o kadar çekinir. İslam'a girmek için, kesin affolacağına dair bir delil ister. Efendimiz (s.a.v) bu ayeti haber verince, hiç tereddütsüz Medine'ye gelip Allah Resul'üne iman ederek, tövbe eder.

HZ. İNSAN'DAN İNSANA SESLENİŞ HADİS-İ ŞERİF

"Hak Teala buyurdu ki; Kulumun günahı göklere kadar yükselse benden ümit kesmeyip af dilerse, affederim." (Tirmizi)

SORDUM ÖĞRENDİM

SORU: Kefaret orucu aralıksız mı tutulmalı, bölünebilir mi?
CEVAP: Kefaret orucu, 60 gün olup Ramazan ayında özürsüz olarak, bile bile bozulan orucun cezasıdır. 60 günü kefaret bir gün de kaza olarak tamamı 61 gündür. Ve ara verilmeden peşpeşe tutulmalıdır. Hanımların özel durumları hariç, her hangi bir sebepten bir gün bile ara verilirse yeniden başlanması gerekir.

DUA: Seyyid'ül İstiğfar "Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ'dike mes'tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû'ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû'ü bizenbî fağfirlî zünûbî feinnehû lâ yağfiruz-zünûbe illâ ente bi'rahmetike yâ erhamer'râhimîn" Seyyidul istiğfar duasının anlamı: "Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Beni, Sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiğince ezelde sana verdiğim sözümde ve vaadimde durmaktayım. Yaptığım kötülüklerin ve işlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım. Bana lütfettiğin, üzerimdeki nimetlerini yüce huzurunda minnetle anıp, itiraf ederim. Aynı şekilde günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları affedip bağışlayamaz." Amin

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 19:30