Mutlu Evlilik Sırları



Uzun zamandır beklediğiniz an geldi, o kutsal günü yaşadınız ve ömür boyunca yanınızda olacak hayat arkadaşınızla, bundan sonraki hayatınızın ilk gününe adım attınız. Peki bu hayatı mutlulukla yoğurmak için ne yapmalı?

Sizi yıllardır tanıyan ailenizle bile bazı anlaşmazlıklar yaşamış olabilirsiniz. Eşinizle de bazı anlaşmazlıklar yaşayabilir, birbirinizi zamanla daha iyi anlayabilirsiniz.

Mutlu bir evlilik için öneriler

İletişim kurun, küsmeyin ve konuşun; herhangi bir sebepten dolayı kırıldığınızda küsmeyin. Kendi kabuğunuza çekilmek istediğiniz zamanlar olabilir ancak ortak zamanlarınızda normal davranmaya çalışın. Her zamanki gibi akşam yemeğini hazırlayın, her zamanki gibi yemek saatinde sofrada olun. Anlatmadığınız sürece ne olduğunu bilemez. Konuşmaktan çekinmeyin.

Birebir aynı olmak zorunda değilsiniz, ortak zevkler elbette paylaşımın keyfini arttırır ancak ortak olmayan zevklerde de birlikte olun. Birlikte zaman geçirmekten keyif almaya çalışın.

Katı olmayın, eşiniz ısrarla kirli çoraplarınızı yatağın kenarında bırakmanızı istemiyorsa ona yardımcı olmaya çalışın ya da fanatiği olduğu takımın maçını izlemek için çıldırıyorsa o çok sevdiğiniz diziyi izlemeyiverin. Dizinin tekrarı izlenebilir ancak sonucu bilinen bir maçın heyecanı kaçmıştır.

Olaylara tek cepheden bakmayın. Yaşadığınız herhangi bir sıkıntıda ki bu birbiriniz ya da evliliğinizle ilgili olmayabilir, onun cephesinden bakmaya çalışın, bu onu daha iyi anlamanıza neden olacaktır.

İlişkinizi canlı tutmak için birlikte zaman geçirin, bunu yapmak için mutlaka özel bir gün olmasını beklemeyin, birbirinize ait olarak geçirdiğiniz her gün özeldir, bunu hissedin, bunu hissettirin.

Cinsel hayatınızı canlı tutun. Yatak odanız artık monoton bir hal almaya başladıysa birlikte ufak tefek kaçamaklar yapın. Sürprizleri unutmayın.

Tartışın ancak doğru tartışın. Tartışmasız bir ilişki çok da sağlıklı bir ilişki değildir. Çatışmadan korkmayın, birbirinize kitlenmeyin ve tartıştığınız konuya odaklanın. Sakin sakin dinleyin ve cevaplarınızı verin.

Kendinize dikkat edin, iyi bakın. İlk günlerde buluşurken yaşadığınız heyecanı her an korumanız mümkün olmayabilir, ne yazık ki doğru ancak heyecanınızı yitirmemeye ve alışkanlığa çevirmemeye çalışın.

“Ben demiştim, keşke, sen beceremezsin, onun karısı/kocası böyle yapıyor, hep böylesin” duyduğunuzda gerçekten canınızı sıkacak kelimeler değil mi? Kullanmayın, kullanılmasına mahal vermeyin.

Hem kendinizin hem de onun arkadaşlarıyla vakit geçirin. Baş başa kalmayı özleyeceğiniz zamanlar yaratın, sosyal olun. İlla dışarı çıkmak zorunda değilsiniz, arkadaşlarınızı eve davet edin, yemek yiyin, sohbet edin, eğlenin. Birlikte hazırlık yapın, gelirken şarap almasını isteyin, maç izlerlerken onlara küçük atıştırmalıklar hazırlayın.

İşinizi eve getirmeyin! Buradan kasıt hazırlamanız gereken bir raporu yetiştiremediğiniz için evde tamamlamanız değildir. İş yerinizde bir müşteriyle ya da iş arkadaşlarınızla yaşadığınız problemi eve getirmeyin, bunun sorumlusu eşiniz değil, dolayısıyla cezasını da ona çektirmemelisiniz. Anlatın, dertleşin, fikirlerini alın ama onu huzursuz etmeyin, gergin tavırlara bürünmeyin.

Sadık olun; yeni gelen pazarlama asistanından ya da elmacık kemikleri şahane olan müdürünüzden uzak durun. “Bir defa oldu” kabul edilir bir bahane değildir. Güven kavramını kırdığınızda tekrar telafi etmeniz mümkün olmayacaktır. Her şey yolunda gözükse de bir zaman sonra ayrılığın ilk sinyallerini vermeye başlayacaktır.