Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Kişisel Gelişim (https://www.forumaski.com/kisisel-gelisim/)
-   -   Sizce de kurumsallaşmanın vakti gelmedi mi? (https://www.forumaski.com/kisisel-gelisim/121533-sizce-de-kurumsallasmanin-vakti-gelmedi-mi.html)

Jineps 16.07.2014 11:50

Sizce de kurumsallaşmanın vakti gelmedi mi?
 
Sizce de kurumsallaşmanın vakti gelmedi mi?

Kurumsal olmayan bir şirket "kişilere" bağımlıdır. Kurum patron yada lider yönetici olmadan kendi varlığını devam ettiremez, aksaklıklar başgösterir.. Kurumsal şirketlerde ise tam tersi bir durum söz konusudur. Peki kurumsallaşmak için ilk olarak neler yapılmalı?

Kurumsallaşmaya Nereden Başlamalı?

Kurumsallaşma yönünde ilk ne yapmamız lazım sorusuna gelmeden önce, Türkiye niye gerçek anlamda bir dünya markası çıkaramamıştır sorusunu kendimize soralım. Bugün Güney Kore neresi diye harita üstünde gösteremeyen insanlar, size Samsung ürünleri hakkında çok geniş bilgiler verebilirler. Çinli firmalar fason üretici olarak başladıkları iş yaşamlarında, kendi yenilikçi ürün ve marka yelpazelerini oluşturup dünya markaları yaratma yolunda çok hızlı adımlar atıyorlar. Özellikle ülkemizde üçüncü nesil aile fertlerinin iş başında olduğu, hayatta kalmayı başarmış firma sayısının çok az olduğunu hatırlatmak isterim.

Firma sahipleri sıfırdan kurdukları işlerini belirli bir aşamaya getirmekle, inanılmaz bir başarı hikayesi yazmışlardır. Fakat bilincinde olmaları gereken gerçek şu ki aynı strateji, aynı iş yapma şekilleri ile 0’dan 100 noktasına getirdikleri şirketleri, 100’den 500’e, 500’den 1000 ciro seviyelerine taşıyamayacaklardır. Varabilecekleri en büyük başarı, kısıtlı bir bölgede oyuncu olmak. Hatta asıl yöntemleriyle geldikleri 100 noktasında dahi duramayabilirler. Delegasyon, inovasyon vb. konularda uzmanlaşıp, firmalarını profesyonel yöneticilere teslim etmeleri gerektiğini anlamak zorundalar, tabii ki uzmanlarla birlikte şirkete özel “kontrol noktalarını”, “erken uyarı sistemlerini – risk yönetimini” kurarak.

Aile şirketlerinin ya da henüz kurumsallaşmamış şirketlerin kavraması gereken şey şu: Şirketleri artık küçük birer çocuk değil, çok yakında erişkin addedilecek bir genç. Şirketlerin de canlı birer organizma olduğunu; büyüme ve olgunlaşma aşamalarından geçtiğini ve bu aşamaların çok yakından ve hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini aklımızın bir kenarına yazmamız gerekiyor. Hep genç kalmak bir hayalden ibaret ve insanın (şirketin) doğasına ters.

Günümüz “patron” şirketlerinde maalesef hâlâ “nakit aracılığı” uygulamasıyla şirketlerin çok rahat kontrol edileceği varsayılıyor. Oysa yapılan işlemlerin sayısı, eskini nerdeyse bine katlıyor. Örneğin haftalık ya da aylık ödeme tablolarındaki işlem sayılarına baktığınızda, tek başınıza hangi firmanın hangi faturasını kontrol edebilirsiniz? Günümüz inceleme sistemlerine baktığınızda, nakdin gelecek hareketlerinin en detaylı şekilde sınıflandırılarak yapıldığı ve bu bazda yatırım kararlarının alındığını görürsünüz. Nakit yönetimi aracılığıyla bir kontrol sistemi kurduğunu varsayan şirket sahipleri, maalesef aslında işletme sermayelerinin tükendiğini fark etmekte çok geç kalıyor. Öyle ki, bu an genelde iflasa bir adım kala, tüm kredi kaynakları verimsizce kullanıldıktan, tüketildikten sonra oluyor.

Kurumsallaşma işlemine hangi noktadan başlanmalı sorusunun cevabına gelince, burada “öncelik neye verilmeli” sorusuna önce yanıt aranmalı. Bu işlemlerin bir uzman aracılığıyla yapılması daha yerinde olacaktır.

Kurumsallaşmayı içselleştirin. En büyük önceliği “kurumsallaşma ve getirilerini” içselleştirmeye ve bu hedeften asla geri dönülmeyeceği inancına verin. Kendilerine göre en küçük bir hatada kurumsallaşmayı iptal etmemeleri şart. Rakip veya etraftaki şirketler yaptı, bende bir denesem şeklinde bir yaklaşımla başlatılırsa, uygulamanın başarılı olmayacağını söylemek zor değil.

Şirketin mevcut yapısı inceleyin. Organizasyon, iş yapma şekilleri ve çalışanların bu süreçte neye ihtiyaçları olduğunu belirleyin ve eksikleri en kısa sürede gidermeye çalışın. Gerekli değişimi sağlamak tahmin ettiğinizden daha uzun ve sancılı hale gelebilir.

Aile anayasanızı hazırlayın. Ortaklık yapısı ve mevcut ortakların gelecekte şirkette yer alma olasılıklarını masaya yatırın ve hayal ettiğiniz yeni yapıyı, tarafların ideallerini de göz önünde bulundurarak şekillendirip aile anayasanızı yazın.

İş ve sorumluluk delegasyonunda sistematik ve ısrarlı olun. Eski sistem ve usullerle çalışmaya devam ederseniz, değişimi içselleştiremezsiniz. Eğer bu konuda ipleri baştan sıkı tutmazsanız, ne kadar çabalarsanız çabalayın, şirketinizin kurumsallaşma süreci asla olgunluk evresine geçemez.

Yeni bir iş planı yapın. Detaylı düşünülmüş ve herkesin onayladığı bir “iş planı” oluşturun. Bu aslında bir proje yönetimi işi olduğu için uzmanlar tarafından yönetilmesi daha doğru olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nota da, planlanan ve gerçekleşen karşılaştırmasının düzenli aralıklarla yapılması olduğunu unutmayın.

Güvenilir ve sağlıklı kontrol sistemleri getirin. Şirket ortaklarının (eski yöneticilerin) güvenebileceği sağlıklı kontrol sistemlerinin kurun ve bağımsız uzmanların da yer aldığı birer “işleyen yönetim kurulu” ve “icra kurulu” oluşturun.

Burada unutulmaması gereken konu, her bünyenin değişimi farklı süre ve şekillerde kabulleneceği. Çok genç ve atak yöneticilerin olduğu bir yapıda değişimin hızlı gerçekleşmesi ihtimali çok yüksek. İki üç müşteri ile uzun zamandır çalışan, yönetici kadrosu 20 yıl üstü tecrübeli bir ekipten oluşan şirketlerde bu sürecin daha yavaş işleyeceğini kabul etmek lazım. Değişimi yaptık demek kolay olsa da bunun iş süreçlerine etkin bir şekilde yansıması oldukça zor bir iş ve fazlasıyla sabır gerektirir.

Herkesin bildiği şekliyle kağıt üstünde mükemmel çalışan yapılanmalar, dış ve beklenmedik iç faktörlerin etkisiyle istenmeyen sonuçlara sebep verebiliyor. Neticede, geleneksel yaklaşımların esiri olan patronlar da tüm yönetimi profesyonellerden geri alıp, “ben işe yaramayacağını söylemiştim” diyebiliyor. Bu sebeple şirket sahiplerinin tavizsiz uygulama konusunda kendilerini güvende hissetmeleri ve kuruma bu mesajı sürekli vermeleri çok önemli.

Şirketler büyüdükten sonra bağımsız olarak hareket ederek kendi geleceklerini tayin edeceklerdir, aynen çocuklarınız gibi. Çocuklar da ergenlikten itibaren kendi başlarına kararlar verir, sonuçlarına katlanır v ancak bu şekilde olgunlaşırlar. Sizler velileri olarak hep takip edersiniz, çok gerek gördüğünüzde uyarırsınız. Size neyi niye yaptığını düzgün açıkladıktan sonra, sonuçtan bağımsız olarak “doğru karar almışsın ama şartlar istediğin gibi gelişmemiş” diye takdir de edersiniz. Şirketler kendilerini sıfırdan oluşturan sahiplerinden operasyonel anlamda bağımsız kalıp kurumsal yönetim kuralları çerçevesinde profesyonel kadrolarınca yönetildiklerinde gerçek potansiyellerine ulaşır. Bunun aksi örnekler çok limitlidir, tersi örnekler ise her yerde mevcut.

Yazar: Metin Pişkinoğlu


Saat: 02:07

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.