[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Tanrı dedi ki:

Zihninizin gücü muazzamdır. İnancın gücü muazzamdır. Ancak kalbinizin gücü bunlardan da ileridedir. Kalbiniz her şeyi gölgede bırakabilir. Kalbinizin gerçeği bunu yapabilir. Kalbinizin şu ya da bu yolla ikna edilmesinden bahsetmiyorum. Kendi halindeki, kendi özündeki yüreğinizden bahsediyorum. Kalbiniz her şeyi bilir. Kalbiniz derinliklerinde bütün her şeyi bilir. Üzeri örtülmemiş, gerçek kalbiniz Hakikati bilir. Her şeyi bilir o, fakat sanki bir tür muhafazaya alınıyormuş gibi kalbinizin üzeri örtülür sık sık; çünkü zihniniz bu örtünün iyi bir fikir olduğu kanaatindedir. Zihniniz bu fikri benimsemiştir. Bu fikir dolaşımdadır, gayet güzel reklamı yapılır, zihniniz de ona alıcı olur.

Kalbinize yaklaşın, bu şekilde Bana da yaklaşırsınız. Evet; zihninizi, aklınızı yarattım. Bu iyi bir şeydi, fakat dünyada aklınız ve düşünceleriniz aşırı yüceltiliyor ve sanki kalbinizin önemi daha azmış gibi hakimiyet zihninize veriliyor. Halbuki kalbiniz her şeyden, hepsinden önemlidir. Diğerlerinin kalpleri de öyle.

Kalp gözleri kapalı olarak da kendisine yön verebilir. Akıl ise başka başka yerlerden gelen bilgilerle dolu olarak pek çok istikamete yönelebilir. Kalp, tehlike kaygısıyla izole edilip muhafazalara konmadıkça kendisine karşı dürüsttür.

Kalbinizin aslı heves ya da kıran kırana arzulardan teşekkül değildir. Kalbiniz Bilendir. Kalbiniz Bilendir çünkü orası Benim ikamet ettiğim yerdir. Ben sizin kalbiniz dahilindeyim, kalbinizleyim; ama siz kalbinizi aklınızdan gelecek talimatları bekleyecek şekilde şartlandırıyorsunuz.

Bu size inanılması zor bir şey olarak mı görünüyor? Yedikleriniz sizin müsaadeniz ya da talimatınız olmaksızın sindirilmiyor mu? Güneş Ben ona hatırlatmadan doğmuyor mu her sabah? Çiçeklerin açmak için bir karar mı vermeleri gerekiyor? Burada tabii olan şeylerden bahsediyoruz.

Nasıl hava soğukken ateşin yanında oturmanız sizin için en doğal şeyse kalbinizin yanı başında oturmanız da sizin için aynı şekilde doğaldır. Hasretini çektiğiniz o anlayış yüreğinizde yatıyor. Yüreğinizin özgürce akmasına engel olan tüm direnç çözülüp gitsin. Aklınızın karar vermesi gerektiğini düşündüğünüz şeylerden daha çok, yüreğinizin bildiği her şeyi işitin siz.

Bu Tanrı-yazım gibidir. Buna müsaade etmek zorundasınız. Onu siz yönlendiremezsiniz. Olması gerektiğini düşündüğünüz yerde kalmasını sağlayamazsınız. Aklınız, zihniniz Benim ne söyleyeceğime karar veren unsurlar değildir. Sizin neye inandığınızla sınırlı olur muyum Ben? Bırakın söyleyeceklerimi söyleyeyim, siz de Beni işitin, size düşen budur.

Bazen kalbinizdeki Hakikati mi işittiğinizden yoksa dilek dileyip istekte mi bulunduğunuzdan emin olmamanızı anlıyorum. Kalbinizdeki hisleri başka yerlere taşıma eğilimine sık kapılabilirsiniz. Artık bunu yapmayın. Yüreğinize yaslanın siz. Hakikatin Sonsuzluğu kalbinizin dahilinde, onun beraberindedir. Siz yüzeydeki o gürültü patırtının arkasına çekilseniz, aklınızı da yüreğinizin yolundan bir çekseniz kalbiniz ne hakkında konuştuğunu, neden bahsettiğini gayet iyi bilir.

Benim diyarımda yürek egemendir. Kalp Hakikat’in farkındalığını da ihtiva eder. Bu açıdan kalbiniz aklınızdan daha bilgilidir. Aklınız planlayıcıdır, düzenleyicidir ve hikayeleri tekrar tekrar anlatandır. Akıl kanıtlar bulmak için maziye bakarken kalbin araştırmaya ihtiyacı yoktur, çünkü o bilir. Kalbiniz bilir. Kalbinizi kandıramazsınız. Mesele ki şu ki aklınızın “aç” düğmesine basıp kalbinizi de kapatıyorsunuz siz. Kalbinizin rehberliğine yaslanın. Kalbinizin ne söylediğini bilmekten yana olun. Tıpkı Benim konuştuğum gibi, Tanrı-yazım dahilinde de haricinde de kalbiniz sizinle konuşuyor.

Akıl ve Yüreği Benim iki evladım olarak farz edin ve kendinizin de iki evladı olarak. İkisini de sevin ama aklınız, Benimkinin nakaratını söyleyen yüreğinize nazaran daha bir kafası karışık durumdadır. Aklınızı “Kayıp Evlat” olarak adlandırabiliriz belki; kalbinizi de kardeşi yani akıl tarafından hakim olunmadığında Evde, Benimle kalan diğer evlat olarak.

Çeviren: Engin Zeyno Vural