Uyuyan Güzel ve Prens



Tanrı dedi ki:

Hakikate uyanıyorsunuz. Hakikat uzun zamandan beri sizi omuzlarınızdan tutmuş sarsıyordu ve siz de şimdi uyanıyorsunuz artık. Siz Uyuyan Güzel’siniz sizi uyandıran Prens de Hakikat. Uyuyan benliğinizin ötesine geçiyor ve her daim olduğunuz İhtişamı tanıdığınız, bildiğiniz bir Dünyaya uyanıyorsunuz. Sürekli uyumaya alışmıştınız ve oluştuğunuz Hakiki Bilgiye uyanıyorsunuz artık. Kendinize uyanıyorsunuz. Uyumakta olandınız, şimdi ise kendisini uyandıransınız. Uyanmanız için sizi sarsan sizin kendi eliniz. O Prens bir başkası değil.

Prens de Uyuyan Güzel de aynı kişi. Bu da zaten böyle olmalı çünkü her şey sizin içinizde, dahilinizde bulunuyor.

Bazen dudaklarınızdan dökülüveren bilgelik karşısında kendinize hayret etmiyor musunuz? Hayatın teşkil ettiği bütünlük karşısında bazen şaşkınlığa düşmüyor musunuz? Uykuya dalmaya, uyanmaya ve tekrar uykuya dalmaya aşina değil misiniz?

Her şeye aşinasınız canlarım? Sizden saklanan hiçbir sır yok. Bunları siz kendinizden saklıyorsunuz. Hakikatle aranıza mesafe koyan sizsiniz. Ötesine geçmemeye karar verdiğiniz görünmez bir çizgi çekmişsiniz siz. Bir korku ya da diğeri sizi geride tutuyor, alıkoyuyor.

Daha yapacak çok şey var sizin için ama siz kendinizi alıkoyuyorsunuz.

Büyüklükten, Yücelikten daha azmış gibi görünmekten kendinizi bir çırpıda kurtarabilirsiniz. İsteyin; her zaman size ait olan bilgelik yumurtasını kuluçkadan alacaksınız. Hiç kimse sizin gözlerinizi açamaz. Ben sizi dürtüklüyorum işte, uyanın ve Benim gördüğüm gibi görün, Benim sevdiğim gibi sevin. Gözlerinizi açın.

Tüm bilginin aslı farkına varmaktır, farkındalık kazanmaktır. Sizin için yeni bir şey değildir. Siz zaten her zaman Herşeyi biliyordunuz. Kalbiniz zaten biliyor ama Eksiksiz, Bütün bir Sevginin Sarayına girmekten mahrum kalmış o. Hakikat de sevginde başka ne ki zaten? Benim suretimden yaratılmış olarak Benim Hakikatimsiniz sizler. Her daim olduğunuz üzere siz Gerçeksiniz. Muhteşemsiniz.

Artık Hakikate doğru rehberlik edilmekte size. Hakikate yönlendirilmektesiniz. Yanınızda taşıyıp durduğunuz kendinize ait o eski resmin dışına çıkabilirsiniz artık. Artık kendinize huzur ve barışı ilan edebilirsiniz. Korku ve gerilimler Hakikati kapınızda öylece ayakta bırakmıştı. Hakikati kabul etmeye bile tenezzül etmeden onu kapınızdan kış-kışlayıvermiştiniz. Kapıyı çalanın sizin kendi Hakiki Benliğiniz olduğunu unutmuştunuz. Kapıyı açın. Kendinize merhaba deyin. Ayağa kalkın ve Gerçek Siz haline gelin. Kendiniz Olun.

Sizi kendinize tanıştıracağım. Siz kendinizi uzakta tutuyorsunuz. Şimdiye kadar dalgalı bir cama bakıyor; karmaşık, karışık bir yansıma görüyordunuz. Şimdi o camdan öteye bakın ve özünüzü görün, çünkü bu Benim özümdür. Aradığınız şey budur. Tüm hayatınız boyunca arayışında olduğunuz şey budur. Hakikat sizin dışınızda değildir. Hakikat sizin içinizdedir ve her zaman da oradaydı. Hakikatiniz, kendi kendinizi inanmaya sevk ettiğiniz gibi bir yabancı değildir.

Eğer mecbursanız kendi göbeğinizi kendiniz kesin, kendi kendinizi askılarınızdan çekin. Siz kendiniz, sizin benliğiniz Yüce Hakikattir. Cennet’in Kapısının önünde, bir kapının ardında saklandığınızı düşünüyorum Ben, kendinizin yaptığı bir kapı bu. Bu kapıyı sizin yapmış olmanız gerekiyor çünkü kapılar bir uydurmacadır, kurgudur onlar. Cennet Bilinci dahilinde açıklık vardır, sınırlar yoktur, kapılar yoktur. Her şey açıklıktadır, açıktır. Kendinizi Açıklığa açın. Oradan içeri adım atın. Sizi bekliyorum Ben.

Çeviren: Engin Zeyno Vural