Büyüklük, Yücelik sizindir

[Jineps]

Büyüklük, Yücelik sizindir



Tanrı dedi ki:

Sizi esir alan, adeta işgal eden o küçüklük halini bir kenara bıraktığınızda nasıl da Büyüklük olacaksınız halbuki.

Taşıdığınız düşüncelerden bahsediyorum burada; şunun hislerinizi nasıl incittiğinden bunun sizin yanınızdayken nasıl da doğru davranmadığından ve sizi ele geçirmiş olan son derece kararlı, azimli diğer tüm o yankılardan bahsediyorum. Canlarım bunlar gibi tüm düşünceleri bıraksanız da sizin için değeri olan şeyler hakkında düşünseniz, hali hazırda öfkelenmiş olduğunuz kişinin de gözlerinin içine baksanız nasıl bir Büyüklük hali olurdunuz kim bilir! Dünya nasıl da bir Büyüklük teşkil ederdi.

Enerji kaybolmaz ama siz enerjinizi küçük şeylere; hiçbir değeri, anlamı olmayan ufak tefek iğneli sözlere, imalara sarf ediyor ve bu iğnelemelerin zihninizi işgal etmesine müsaade ediyorsunuz. Bunlar eğer düşüncelerinizi işgal ediyorlarsa hayatınızı da işgal ederler. Birinin dediği her şey size uymuyorsa ne olmuş yani? Bazılarının söylediği her şey size uymuyorsa ne olmuş yani? Öyle ya da böyleyse ne olmuş yani? Bir düşünceler yığını almış başını dönüp duruyor etrafınızda siz de bunlarla çevrilisiniz ve hayatınız da bunlardan besleniyor.

Hayatınızın nelerden oluşmuş olmasını istiyorsunuz siz? Hayatınızın Büyüklükten, Yücelikten oluşmasını istediğinizi biliyorum. O sinir bozucu, minyatür düşünceleri bırakın ki Büyüklük sizin olsun. Büyük düşünceler büyük mahsüller verir. Hayatın büyük bir çiftçisi olmak istediğinizi biliyorum.

Çilek topladığınız zaman soluk, ekşi olanlara ya da eziklere, çürüklere bakmazsınız değil mi? Olgun, sulu, tatlı, kırmızı olanlara bakarsınız; toplamaya ve ikram etmeye layık olanlara.

Şu anda kalbiniz otuz yıl öncesine ya da çocukluğunuzda yüreğinizi sızlatan bir olaya doğru yolculuk yapıyor olabilir, aslında bunların sizin ya da birileri için hiç mi hiç değeri yokken sanki sizin için bir kıymetleri, bir faydaları varmış gibi tekrar tekrar çekiştiriyor, onları sepete dolduruyor olabilir.

Size geçmişi bırakın dediğimde “Geçmişi bırakın,” diyorum Ben. Düşüncelerinizi yüksekte tutun, böylelikle çocukluğunuzdan kalan artıklar da zihninizden çekip gidecektir.

Düşüncelerinizi yüksekte tutun böylelikle geçmişi de aşmış, onun üstesinden gelmiş olacaksınız. Bir daha sizi asla geriye doğru çekemeyecek o. Geçmişte olduğunuz yerden çok daha uzaklardayken geçmişin sizi bir yerde alıkoymasına, orada tutmasına neden izin veresiniz ki? Bırakın da geçmiş geçmişte kalsın, mazi olsun o.

Dün birileri hislerinizi incitmişti. Bu büyük bir mesele mi olmalı? Düşünceleriniz pek çok defa incinmişti, peki buradaki mesele ne acaba? Eğer koşulların kurbanıysanız nasıl büyük olabilirsiniz ki? Koşuların kurbanı olan kişi suda sürüklenen bir dal parçası gibidir, yönünü kendisi tayin etmez.

Sizinse hayatınızı Büyüklüğe, Yüceliğe doğru yönlendirmeniz murad edilir. Bunun sizin için başka hiç kimse yapamaz. Siz yapabilirsiniz. Ve bunu da sadece küçük düşünceleri bir kenara bırakıp daha büyük düşünerek yapabilirsiniz. Daha öncesinde olduğunuz gibi olmak zorunda değilsiniz. Olmak istediğiniz gibi olabilirsiniz. Olmanızı istediğim gibi olabilirsiniz.

Benim düşündüğüm şeyleri dikkate alacak mısınız, Benim düşüncelerimi kendiniz için de düşünecek misiniz? Ya Tanrı olsaydınız peki, neler düşünürdünüz o zaman? Tabi ki kendi dünyanızın Tanrı’sı olduğunuzu; dünyanızın da hayatınızın da düşüncelerinizin bir uzantısı olduğunu kabullenebilirsiniz.

Küçük şeyler üzerinde düşündüğünüzde elinize ne geçecek ki? Büyük şeyler düşündüğünüzde ise ne olacaksınız kim bilir? Diğerlerinin ne olduğunu hiç kafanıza takmayın siz. Aptallıklarını, nadanlıklarını, düşüncesizliklerini, küçüklüklerini dert etmeyin. Küçüklükten hoşlanmıyorsunuz; kalbiniz ve zihniniz çok daha büyük şeyler için yaratılmışken küçüklüğün onları işgal etmesine neden müsaade ediyorsunuz ki öyleyse? Tabii ya, sizi küçüklük hali için yaratmış olduğuma inanmıyorsunuz. Sizi Büyüklük, Yücelik için yaratmış olduğumu tabi ki kabul edeceksiniz. Büyük düşüncelerle başlayın. Büyük bir hayatın şairi olur.

Çeviren: Engin Zeyno Vural