Hükümdarın sevgi olduğu yer

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Tanrı dedi ki:

Ne denli güzel olduğunuzu, sevgi dolu ve sevilmeye layık olduğunuzu şayet yeterince bir kısmınız bilseydi can çocuklarım, dünyanın tüm problemleri de ortadan kalkardı. Tüm sorunların yerini sevgi alırdı. Dünya muazzam bir değişime uğrar, adeta bir devrim geçirirdi. Tanıyamazdınız onu ve Cennet’e iniverdiğinizi sanırdınız.

Bedenin ölümü bugünkü gibi bir travma olmazdı. Bedenler yine ölürdü ama ızdırap ve keder çok daha arka plana çekilir, çok daha mütevazi bir rol üstlenirlerdi. Tüm o keder ve ızdırapların hayali olduğunu daha önce söylemiştim Ben. Her köşede, her noktada sevgi olduğunda ölüm de keder de şimdi taşıdıkları o öneme sahip olmazlardı. Tarih, gerçekten geçmişe dönük bir şey, gerçekten de geçmişin meselesi olurdu.

Odak noktası, dikkatlerin yöneldiği yer sevgi olurdu. Aslında durum gittikçe, gün be gün bu hale gelmektedir. Sevgi girdi mi içeriye ızdırap camdan çıkıp gitmektedir.

Ölümün ise dünyada daha iyi bir yeri olacaktır. Ortadan kalkan o ızdırap ve keder yerine sevdiklerinize, onlara duyduğunuz sevgiye ve sevginin anlamına yönelik daha derin bir farkındalığa sahip olacaksınız. Bu dünyadan ayrılan sevdiklerinizi çok daha büyük bir yüreğe alacaksınız. Yüreğiniz dopdolu olacak. Fiziki boyutlar olsa da olmasa da seveceksiniz. Sevginizin nesnesi sahne çalmayacak. Tüm sahne sevginin olacak. Sevgi büyümeye, artmaya devam edecek. Zaten sevginin genişlemesinin, çoğalmasının sonu da yoktur ya. Asla patlamayacak bir balondur o. Sizse sevginin ya da sevdiğiniz kişinin ortadan kaybolabileceğini düşünüyorsunuz. Kalbiniz gerçek sağlığını kazandığında, aslına dönüp toparlandığında artık hiç canınızı sıkmayacak, size dert olmayacak bir sürü düşünceniz var şimdi.

Öyleyse kalbinizi bir düzeltelim şöyle. Izdırap çekmeyi, kederi asla aklınızdan geçirmeyin, tahayyül etmeyin böylelikle kalbiniz de acı çekmeyecektir bir daha. Ya da acı çekerse zihniniz, aklınız o amansız, acımasız ızdırabı, kederi ait olduğu yere yani hiçliğe yollayıverecektir. Zihniniz ızdıraba, kedere yönelik düşünceleri bir çırpıda ortadan kaldıracaktır. Zihniniz şu andaki haliyle işlev görmekten yorgundur, bıkkındır zaten. Korku ve ızdırap üzerine kurulu sonu gelmez düşüncelerinizden yana bir kurtuluşun özlemi, arzusu içindedir o.

Zihniniz gevşeyip rahatlayacak, sakinleşecek. Ah, bir düşünün, huzursuz değil huzur dolu olacak o. Dünyadaki tüm mucizeler dahilinde bunun da mümkün olduğunu; sizin için de mümkün olduğunu düşünmüyor musunuz? Kolaylıkla olasıdır. Aslında olasılık durumu katiyet haline gelecektir. Her şey mümkün olduğu için, kalbinizin, zihninizin ve tüm dünyanın huzuru ve barışı da mümkündür; şimdi mümkündür bunlar.

Bu barış ve huzur durumuna neredeyse ulaşmış haldesiniz. Fırtınalar, çalkantılar şu anda devam ediyor olabilir ama sürmeyecektir bunlar. En kesin olanı da kalbinizdeki fırtınaların sürmeyeceğidir. Zihninizin gergin ve karışık hali de sürmeyecektir.

Sevgi, gençlik, huzur ve barış gibi dünyada olup da sizin sürmeyeceğini, kalıcı olmayacağını düşündüğünüz şeylere gelirsek, bu düşünceleri bırakın ve fırtınaların geçiciliğini düşünün siz. Evet, farklı bir şekilde düşünün. Geçmiş düşüncelerin motorunu çalışır durumda tutmayı istemezsiniz tabii ki değil mi? Bunun bir anlamı yoktur. Sizse her zaman bir anlam yaratmak istersiniz. Sıkıntılarınızdan biri de budur.

Aklınızı başına toplamanın, anlayış kazanmanın yolu ise mantığı bırakmaktır. Mantık da geçmişe dalıp gitmiştir. Geçmişte yapılanmıştır o. Sizin hayatınızın ise şimdide, şu anda yapılanması gerekir. Şimdi geçmişi tanımaz. Sizse çoğunlukla geçmişte yaşıyorsunuz. Adım atmaya korktuğunuz şeyin geçmiş olması gerekir, şimdi değil. Geçmişi bugüne taşımaya son verin. Geçmişi bırakın. Size dadanıp habire çelme takar o.

Şimdinin olduğu yerde, şimdideyim Ben. Sonsuzluğum. Benimle gelin ve sadece barışın, sadece huzurun bilindiği, Hükümdarın Sevgi olduğu Sonsuzluğun kapılarından içeri girin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural