Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Kişisel Gelişim
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Hayatın görünmez güveleri

Kişisel Gelişim kategorisinde açılmış olan Hayatın görünmez güveleri konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 08.04.2013, 17:05   #1 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Hayatın görünmez güveleri

Hayatın görünmez güveleri

Mark Twain’in düşündürücü bir lafı var. “İsteklerinizi, hayallerinizi küçümseyen kişilerden mümkün mertebe uzak durun!” “Ruhu küçük insanlar başkalarını da daraltmak, azaltmak ister” diye devam eder söze dünyaca ünlü romancı.
Küçümserler her şeyi ve her emeği.
Her kelimeleri ağılı.

Ruhu engin insanlar ise kendiliğinden destek verir etraflarındakilere. Sadece yakınlarını ya da kendi dostlarını, akrabalarını değil, birilerini kayırmak anlamında değil, bizatihi yaratıcılığı teşvik ederler; her nerede görürlerse görsünler.
O yüzden kimlerle arkadaşlık ettiğimiz, vakit geçirdiğimiz ve kimlerin lafını/eleştirisini ciddiye aldığımız hususunda seçici olmak en iyisi, şayet akıl ve ruh sağlığımızı muhafaza edebilmek istiyorsak.
Mark Twain bizim memlekette yaşasaydı çok daha keskin bir üslupla zikrederdi herhalde tüm bunları.
Halbuki bizler ekseriya unutuveriyoruz bu kadim kuralı. “Başkaları ne der, aman elâlem laf eder” kaygısı camdan bir duvar gibi dikiliyor önümüzde. Çöküyor olanca ağırlığıyla üzerimize. Küçümsenme, beğenilmeme, en nihayetinde anlaşılmama korkusu o kadar ağır basıyor ki ayaklarımız geri geri gidiyor her işte. Hayallerimizi, uçuk kaçık emellerimizi naftalinleyip kaldırıyoruz zihnimizin dolaplarına. Orada çürüyorlar usulca. Gün ışığı görmeden senebesene.

Nice sonra açıp bakıyoruz ki güve yemiş planlarımızı. Biz yaşlanırken onlar da bir kenarda kuruyuvermiş. Hayatın görünmez güveleri var, yer bitirirler insanın özgüvenini.
Amerika’da ders verdiğim yıllardı. Arizona’da sakin bir öğleden sonra. Sınıfta 20 civarında öğrenci. Çoğunluğu kadın. Onlar sırayla konuşuyor, ben not alıyorum. Öğrenciler ateşli, heyecanla söze karışıyor, hatta bazen sabırsızlıktan birbirlerinin sözünü kesiyorlar. Tartışma konumuz “Kültürel farklılıklar mı daha önemli günümüzde yoksa evrensel değerler mi?” Dikkatimi çeken bir nokta var: Öğrencilerin önemli bir kısmı önceki hafta verdiğim okumaları tamamlamadan gelmiş, belli ki tembellik etmiş. 50 küsur sayfa vardı okunacak. Şöyle bir bakmışlar en fazla. Ama her birinin bir kanaati var. Hem kanaati, hem de özgüveni.
Bundan çok değil iki sene evvel, benzer bir sahne hatırlıyorum. İstanbul’da bir özel üniversitede. Konu da benzer. Ama ortam farklı. Bu sefer öğrenciler okumaları yaparak gelmişler sınıfa, verdiğim metinlerin çoğuna vâkıflar. Ne var ki iş tartışmaya gelince hep aynı kişiler söz alıyor, hep aynı erkek öğrenciler fikir beyan ederken diğerleri sadece dinliyor. Bilhassa kız öğrencileri konuşturmak ne kadar zor. Dersten sonra bir kız öğrenci yaklaşıyor yanıma. Akıllı, bilgili biri. Konuyla ilgili düşüncelerini açıyor bana. “İyi ama neden derste söylemedin bunları?” diyorum.

“Paylaşsaydın ya arkadaşlarınla.” Gülümsüyor, mahcup. Omuz silkiyor. Takılır aklıma, nedir özgüvenimizi örseleyen? 19 yaşında Amerikalı bir kız öğrenci, hocanın salık verdiği okumaların belki de hiçbirini yapmadığı halde rahatlıkla sınıfta söz alıp tartışırken, yaşıtı ve hemcinsi bir Türk öğrenci, üstelik konuyu gayet iyi bildiği halde neden susar, neden dinlemeyi tercih eder?
Kız çocuklar erkek çocuklardan daha çabuk olgunlaşıyor, daha çabuk büyüyor. Yani bir anlamda hayata daha önde başlıyor. Sonra… Toplum, eğitim, aile, adım adım azaltıyoruz kendilerine olan güvenlerini. Öyle ki buluğ çağına vardıklarında o eski yaratıcılıklarından, girişkenliklerinden eser kalmamış oluyor çoğu zaman. Geri çekiliyorlar. Lise, üniversite aşamasına geldiklerinde büsbütün isteksizleşiyorlar kamusal alanda konuşmak konusunda. “Başkaları beğenmez” kaygısı değil mi bizi bu kadar ürkekleştiren? Neden hep dinlemeyi tercih ediyoruz, bir fikrimiz olduğu halde, birçok fikrimiz olduğu halde? Dışarıda dinleyici, kendi evlerinde konuşkan kadınlar…

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 09:54