Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Kişisel Gelişim

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

İletişimde çatışma nedenleri?

Kişisel Gelişim kategorisinde açılmış olan İletişimde çatışma nedenleri? konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 22.03.2014, 18:28   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İletişimde çatışma nedenleri?

İletişimde çatışma nedenleri?

1. İğnelemeyeceksin: Başarısızlığının, mutsuzluğunun ve içine düştüğün çıkmazların sorumlusu olarak başkasını görmeyeceksin; bu konuda başkalarını suçlamayacaksın.

2. İnanmadığını konuşmayacaksın; kandırmayacaksın: Başkasına kendini olumlu göstermek veya bazı çıkarlar edinmek için yaşamında yer almayan, emin olmadığın ve sence mutlak gerekli olmayan şeyleri kesin doğruymuş gibi lanse etmeyeceksin. Abartılı bir tutum ve davranış içinde olmayacaksın.

3. Yapmadığın veya yapılamayacak şeyi söylemeyeceksin (slogancılıkla gerçekçilikten uzaklaşmayacaksın):

4. Ortada sorun olduğu halde hak etmediğin bir beklenti içine girmeyeceksin.

5. Kuşku yaymayacaksın: Eğer insanların sahip olduğu inançları hakkında bir kuşkun veya bir iddian varsa, bunu sağlam kanıtlarla ortaya koyacaksın. Bu yöntemle toplumun temellerinin altını oymayacaksın.

6. Ciddi olarak yapılan işleri hafife almayacaksın: Başka insanların ciddi problemleri savsaklamaları veya görmezden gelmeleri gibi bir davranış içinde olmayacak ve sorunu ciddiye alanlara bunu empoze etmeye çalışmayacaksın.

7. Yanlış bir şeyin doğruluğunda veya doğru bir şeyin yanlışlığında ısrar etmeyeceksin.

8. Görevini yapmadığın zaman bahane getirmeyeceksin.

9. Ortada sorun varken sorunları geçerek yeni konu üzerinde dostluk kurmaya çalışmayacak ve ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranmayacaksın.

10. Kendini olumlamak veya temize çıkarmak amacıyla karşındakini gereksiz ayrıntılara boğarak, ona çıkar sağlayarak, sıcak mesajlar vererek veya rüşvet vererek ya da vaktini çarçur ederek saygısız bir yol izleyerek sahte yöntemlere başvurmayacaksın.

İLETİŞİMİ GELİŞTİRME YOLLARI

1- Açık olacaksın; söylemek istediğini, rahatsızlığını doğrudan net bir şekilde söyleyeceksin.

2- İçinden geldiği gibi, içinden geldiği kadar konuşacaksın.

3- Girişken olacaksın; söylemek istediğin doğru bir şeyi küçük düşerim korkusuyla söylemekten çekinmeyeceksin.

4- Karşındaki insanı fiziksel görünümüyle, mevki ve makamıyla, çevrenin ona bakışıyla değil dürüstlüğüyle, söylediklerinin içeriğiyle değerlendireceksin.

5- Karşındakini yargılamayacaksın. ‘Bunu (bana) nasıl yaparsın’ gibi kendine veya muhatabına insanüstü bir güç sahibiymiş gibi davranmayacaksın. Yanlışını görmesini sağlayacak, çözümler bulmasında yardım edeceksin.

6- İletişimde kendinle karşı tarafı eşit düzlemde göreceksin.

7- Vaktini ve fırsatları doğru ve verimli değerlendireceksin.

8- İletişimde idare edici değil, geliştirici ve ilerletici olacaksın. Dostluk, gelişip geliştirmekten geçer.

9- İletişimde hem iyi bir alıcı hem de iyi bir verici olacaksın.

10 Empati kurmadığın birinden sempati, saygı göstermediğin birinden sevgi beklemeyeceksin.

11- Pedagojik olarak; farkına vardırma eğitimde en öncelikli iletişim biçimidir. Sergilenen davranışın kişiyi nereye taşıyacağı; geliştireceği mi, yoksa gerileteceği mi konusu işlenmelidir. Sonra iltifat ve eleştiri gelir. Gerçekten farkına vardırılan, uyandırılan kişinin, daha sonra olumlu davranışları iltifat, olumsuz davranışları yapıcı eleştiriyle karşılanır. İltifat bekliyorsan, eleştirileri dikkate alacaksın. Eleştiriye tahammül edemeyenler, hiçbir zaman iltifatı hak edemezler.

Eleştiriler sonucu kendilerini geliştirenler, iltifatı hak eder ve yaşarlar. Sizi geliştirmeyi amaçlayan, size sahip çıkan her türlü eleştiri, yapıcı eleştirilerdir. Sizi geriletici, sizi dışlayıcı her türlü iltifat, birer uyuşturucudur. Hak edilmeyen her iltifat, birer uyuşturucu görevi görür. İltifat ve eleştiriyi, ödüllendirme ve bedel ödeme izler. Gerçekten de kendisini bu düzeyde geliştirmiş insan, ne elde ettiği ödülle, ne de ödediği bedelle sarhoş olur.

İLETİŞİM ÇATIŞMASINA YOL AÇMAYAN ÖRNEKLER

1. Bir insan, üç günde cevap verilebilecek bir mesaja bir haftada, on beş günde veya bir ayda yanıt verebilir. Bir insan, bir ay, bir yıl, hatta birkaç yıl sonra görüşme olanağı bulabilir. Taraflar gecikme nedenini tartışabilir, durumu anlayabilir, durumu beğenmeyebilirler; ama bu durum, karşı tarafı iğnelemedikçe, suçlamadıkça çatışma nedeni olamaz.

2. Bir insan, bireysel görevlerini aksatabilir veya ihmal edebilir ya da tamamen terk edebilir. Dostlar bu durumu tartışabilir, durumu anlayabilir, durumu beğenmeyebilirler; ama bu durum, hiçbir şey yokmuş gibi davranılmadıkça, konu başka şeylerle telafi edilerek konunun kapandığı izlenimi verilmedikçe, sorumluluklar ve yükümlülükler yerine getirilmediği halde kendisine sorumlu ve yükümlü gibi davranma beklentisi içine girilmedikçe iletişimde çatışmaya neden olamaz.

3. Bir insan, yanlış yaptığı halde yanlışının bilincinde ise onun bu durumu iletişimde çatışmaya neden olamaz.

4. Bir insan, yanlış yaptığı halde bunun doğruluğunu savunmuyorsa, yanlışını bahanelerle olumlamıyorsa ve yaptığı bu yanlış başkalarına zarar vermiyorsa, bu durum iletişimde çatışmaya neden olamaz. Örneğin, içki veya sigara içmek.

5. Bir insan, karşısındakini uyarabilir, ondan rahatsız olduğu davranışlarını değiştirmesini isteyebilir. Kişi bu durumu, kendisini savunma, kendi hatalarının üstünü örtme aracı olarak kullanmadıkça ve karşısındakini uyarırken onun kişiliğine saldırmadıkça, sözlerini çarpıtmadıkça, ona yalan söylemedikçe, iletişimde çatışmaya neden olamaz.

6. Her dostun, kendi dostunu yanlışını gördüğü zaman her zaman uyarma hakkı vardır. Ancak bu uyarma hakkını, kendisinin uyarılmasının akabinde yapması, intikam duygusu uyandırır.

7. Sık sık uyarılanlardan olmak veya uyarılardan rahatsızlık duymak, durumumuzu ciddiyetle gözden geçirmemizi gerektirir. Böylesi durumlar, kişinin uçurumun eşiğinde olduğu anlamına gelir.

8. Dostunuz, kardeşiniz bir yanlış yapıyorsa, onu uyarırsınız. Eğer gerçek bir dost iseniz, uyarma amacınız, onun ileride karşılaşacağı olumsuz sonuçlardan dolayıdır. Çünkü siz dostunuzun ne bugün ne de ileride üzülmesini asla istemezsiniz. Bu durum sürerse, ya siz onu veya o sizi kaybedecektir. Özellikle siz, onu kaybetmek istemediğiniz için, daha bugünden olası sonuçları, -bir mod olarak değil- gerçekten içinizde yaşarsınız.

Onu uyardığınız halde, hâlâ hatasında ısrar ediyorsa, bu durum, sizi daha da yıpratır. Onunla ilgili umutlarınız zayıflamaya başlar. Oysa o, bu sürece bir anda gelmediği için, içindeki durumu kabullenmiştir. Ona göre, ortada ciddi bir sorun yoktur. Kirliliğin kokusuna, rengine, bulanıklığına, gürültüsüne, karanlığına, çirkefliğine zaten alışmıştır. Duyarsız olan bu dostunuzun durumundan dolayı rahatsızlık duymakta elbette hakkınız vardır. Siz bu rahatsızlık içindeyken, arkadaşınız sizden iltifat beklemektedir.

Demek ki ikiniz de birbirinizden kopmuş, ayrı ayrı dünyaların insanları olmuşsunuz. Birbirinize baktığınızda eski günleri yâd ederek, neden eskisi gibi değiliz diye bir özlem içindesiniz. Oysa aranıza yüksek rakımlı dağlar girmiştir. İki taraf da rahatsızdır. İki tarafın rahatsızlığın nedeni de, bir dostun kaybı üzerinedir. Birisine göre, kaybın nedeni, yapılan yanlışlara rağmen bunun gerçek anlamda bilincinde olmayan ve durumunu değiştirmeyen bir kişilik sorunudur. Diğerine göre ise, kaybın nedeni, karşı tarafın anlayışsızlığı, kusursuz insan arayışı, olayları büyütmesi, yakınlık, sıcaklık ve iltifat eksikliği, beklentileri karşılayamaması, vb.dir. Birinci tarafın rahatsız olması son derece ahlakî ve erdemli bir davranıştır. Ya ikinci tarafın durumu?

Gelişmemiş, çocuksu, ilkel, karşı tarafa bir şey vermekten yoksun ve çıkarcıdır; oyalayıcı-geriletici bir tutum içinde olanlara yakınlık duyarken, geliştirici-ilerletici bir duruş içinde olanlardan rahatsızlık duymaktadır. Kimin kimi izlemesi gerektiği konusunda yapılan hatayı somutlaştırırsak, konunun yanıtı kendiliğinden ortaya çıkar.

Örneğin, uyuşturucuya alışmış, yalancılığı bir davranış biçimine dönüştürmüş, haksızlığı doğal bir davranış olarak algılayan bir kişilikle ilgili yaşanan sorunlar. Gelişme ve geliştirmeye odaklanmış insanla, böyle bir insanı çizgi dışı görenlere özenti içinde olan bir insanın sıkı bir dostluk içinde yaşaması olanaklı mı? İşverenine sık sık problem olan bir hizmetliyle, erdemli yaşamanın mücadelesini veren bir insanın sıkı bir dostluk içinde yaşaması olanaklı mı? Arkadaş olur, arkadaşlıklarını, belki dostluklarını sürdürebilirler. Asla sıkı dost olamazlar. Oysa bu sorunların en ağırını yaşayan kişi bile, eğer isterse, ilkelerine bağlılıkta kararlı olursa, sıkı dost olmalarında ne engel olabilir ki!

__________________
Taklitler aslını yaşatır.
KIPSS.









Ben soğuk değilim,
siz cıvıksınız.

.
Jineps isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 08:36