|
Kitap Tanıtımları kategorisinde açılmış olan Beni Susarken Bölme - Kahraman Tazeoğlu konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
19.09.2013, 10:42 | #1 (permalink) |
Süper Üye | Beni Susarken Bölme - Kahraman Tazeoğlu Beni Susarken Bölme - Kahraman Tazeoğlu Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum Halbuki ben sana seni gösteren bir aynaydım Dökülseydi sırlarım Sende göremeyecektin Ben ki kendimi yine sırlardım Sen kendine yine aynalar bakmasaydın Buldun mu yüzüne en uygun olanını Ve ağrılarını saklayabildin mi sırsız aynaların sırrına Kulaklarıma sağır sesler peydahladım Beni susarken bölme Az daha doğduğumuz öyküde ayaküstü ölüverecektik Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha Dipsizliğin de bibi tutarmış sandık sanma oyunlarımızda Meğer suskunluğumun dibi karaymış,ben kuyu sanmışım Beni susarken bölme Yine o ağrıyla uyandım. İnsanın içi ağrır mı hiç? Ağrıyor işte… Dibe yuvarlanıyorum, Ağır geliyorum kendime…kendime birikiyorum kendimi yabancılaştırarak kendime. Tanıyamıyorum çoğu zaman beni. en sevdiğim çiçek adlarını unutuyorum bazen. Bazen de yürüdüğüm yolu. Geliyor muydum yoksa gidiyor muydum bilmiyorum!? Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma İhtimalimizin olmadığı… Olamayacağı… İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum. Şekil değiştirmişiz biz. Ben gidenden, sen gelirken değişen ne varsa bilmediğim; karşılaştığımızda bir şamar gibi karşılaşmalardan. Korkmak değil bu. Korkudan korkmak benimkisi… Ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor İnsan… Çelişkisiz yaşadın son. O yüzden anlayamazsın beni. İçinde hiç “kal”ı olan bir “git’tin olmadı mesela… Bildiğim tek adres, adressizliğimdir benim. Sen hiç bu kadar cesaretli olmadın unutma. Ben yola çıktığımda, geriye dönerken nelere İhtiyacım olacağını hesaplamam. İşte bu yüzden bu ağrı… İçim ağrıyor bak. İnsanın İçi ağrır mı hiç? ağrıyor İşte… hiç bir çocuğun hem ağlayıp hem de ekmek yemesi gibi bir şey bu ayrılık sonraları. Katmerleşen bir acıyı katık etmek boğazında takılıp duran her şeye… Biliyorum “yarın yeni bir gün doğacak” hikâyeleri, İnananını kanatır en çok. O yüzdendir sadaka vaatlere tenezzül etmeyişim. Ucuz umutlar lütfetme adamlığıma… Sen bir tek savaşarak yenilmesini bilirimi Ve ki İmam böylesi bir yenilgiden. Utandırma adamlığımı bu ağrılı geçmişin ağaran …. yüzünün hangi oylumuna tutulsam uçsuz uçurumlara düşüyorum ağlayınca şişen göz kapaklarında hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur gözyaşına mı karıştı yoksa fala değilm bu sessizlik ikimize beni susarken bölme satır aralarımdaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum hâlbuki ben sana seni gösteren bir aynaydım dökülseydi sırlarım sende göremeyecektin ben ki kendimi yine sırlardım sen kendine yeni aynalar bakmasaydın buldun mu yüzüne en uygun olanını ve ağrılarını saklayabildin mı sırsız aynaların sırrına kulaklarıma sağır sesler peydahladım beni susarken bölme at daha doğduğumuz öyküde ayaküstü ölüverecektik anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha dipsizliğin de dibi tutarmış sandık sanma omuzlarımızda meğer suskunluğumun dibi karaymış ben kuyu sanmışım beni susarken bölme merhemine biraz ağrı sor biraz toros yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi dur’u durdurmayın duramıyorum durak sandığımda köprüleri oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi saçlarına sakladığın rüzgârı biraz savunan açılmayacaktı bu kıyı şeridinden zulamdaki sardunya suskuları beni susarken bölme …. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |