Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Genel Sağlık > Kulak Burun Boğaz
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Kulak Burun Boğaz

Kulak Burun Boğaz kategorisinde açılmış olan Kulak Burun Boğaz konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 19.11.2012, 09:25   #41 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Larenks anomalileri


Doç. Dr. Oğuz BASUT

Süt çocukları ve küçük çocuklarda görülen anomaliler

Stenozlar, membranlar ve larengomalasilerde solunum sıkıntısı ön plandadır, fistüller ve yarık oluşumlarda disfaji, öksürük ve aspirasyon, vokal kord paralizileri ve larengeal asimetrilerde ise disfoni ağırlıklı bulgudur.

Larengomalasi

İnspirasyon sırasında larenks girişinin kollapsı ile stridora neden olan bir durumdur. Supraglottik larenks iskeletinin yumuşak kıkırdak yapılarıyla birlikte yetersiz kalsifikasyona bağlı olgunlaşma bozukluğudur. En sık görülen konjenital larenks anomalisidir ve tüm larenks anomalilerinin %60-75’ini oluştururlar. Muayenesinde epiglot omega şeklinde ve yumuşak yapıdadır.

Semptomlar:

-Konjenital stridor (8. aya kadar artarak devam eder, 9. ayda plato yapar sonra yavaş yavaş düzelir)

-Beslenme sırasında daha kötüleşir

-Hayatı tehdit eden solunum sıkıntısı nadirdir.

Tedavi:

-2 yaşına kadar lareksin matürasyonu ile hastalık spontan olarak düzelir

-Anne-babaya hastalık hakkında detaylı bilgi anlatılmalı ve bebeğin beslenmesi için 3-4 yutkunmadan sonra nefes alması gerektiği söylenmelidir.




Konjenital larenks paralizileri

Larenkste ikinci sıklıkta görülen bu anomali genellikle tek kord vokali etkiler. Çoğunlukla damarsal anomalilere (Arnold Chiari’ye en sık eşlik eden malformasyondur) ve doğum travmasına bağlı olarak ortaya çıkarlar ve tek taraflı olduğunda da tedavi gerektirmezler.



Konjenital subglottik stenoz

Üçüncü sıklıkta görülen larenks anomalisidir. Gebelik sırasında larenksin yeterince rekanalize olamamasından kaynaklanır. Nedeni genellikle krikoid kıkırdaktaki bir anomalidir.

Semptomlar:

-Hafif stenozlarda efor dispnesi

-Ağır stenozlarda konjenital stridor

Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları seyri sırasında mukozada meydana gelen ödem nedeniyle dispnenin şiddeti artar.

Tedavi:

-Asemptomatik olguların dışındaki olgularda tedavi cerrahi olarak stenotik bölgenin açılmasıdır.




Atreziler

Vokal kordlarda kaynaşma, lümenin membran oluşumu sonucu tıkanması veya larenks/trakea bölümlerindeki eksik oluşumlara bağlıdır. Doğumdan sonra birkaç dakika içerisinde tanısı konup tedavi edilmezse hayatla bağdaşamaz.

Semptomlar:

-Doğum sonrası başlayan apne

-Hızla artan siyanoz

-Solunum bozukluğu

Tedavi:

-Trakeotomi

-Atrezik bölgenin distalinden hava yoluna genişçe bir iğnenin sokulması



Subglottik hemanjiom

Bu hastaların yarısında ciltte de hemanjiomlar bulunmaktadır. Böyle durumlarda dispnesi olanlarda subglottik bölgede de hemanjiom olabileceği hatırlanmalıdır.

Semptomlar:

-İnspiratuar stridor

-Solunum sıkıntısı

Tedavi:

-Trakeotomi

-Spontan düzelmenin beklenmesi

-Sistemik kortikosteroid tedavisi

-Endoskopik cerrahi ya da lazer ile eksizyon

-Kriyoterapi tedavi seçenekleridir.



Larengeal web

Nadir bir anomalidir. Vokal kordlar arasında ve çoğunlukla ön tarafında bulunan doğumsal bir perdenin olmasıdır.

Semptomlar:

-İnspiratuar stridor

-Solunum sıkıntısı

Tedavi:

-Endoskopik cerrahi ya da lazer ile eksizyon

-Kalın ise açık cerrahi ile web’in rezeksiyonu



Erişkinlerde görülen anomaliler

Larengoseller

Larenks ventrikül mukozasının bir hava kesesi oluşumu ile birlikte larenksin ya içine (internal larengosel) veya tirohyoid membranın zayıf bir noktasından geçerek dışına (eksternal larengosel) fıtıklaşmasıdır. Supraglottik hava basıncının artışı kolaylaştırıcı faktördür (örn. Cam üfleyicileri, trompetçi ve kronik öksürük)

Semptomlar:

-İnternal: Ses kısıklığı, dispne, yutma güçlüğü

-Eksternal: Yutma güçlüğü, öksürme sırasında boyunda şişlik

Tedavi:

-Sadece semptomatik lezyonlar tedavi gerektirir

-Endoskopik marsupializasyon yada açık cerrahi eksizyon yapılabilir

Sulcus Vokalis

Vokal kordların serbest kenarlarında tek veya çift taraflı vokal kord boyunca oluk vardır. Malignite insidansları yüksektir.

Semptomlar:

-Ses kısıklığı

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 09:26   #42 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Meniere Hastalığı


Meniere Hastalığı Nedir: Meniere hastalığı iç kulakta bulunan ve dengeden sorumlu sıvılardaki basınç artışının neden olduğu ve en önemli bulgusunun ataklar halinde baş dönmesi olduğu bir hastalıktır. İç kulak sıvılarındaki bu basınç artışının sebebi genellikle belli değildir. Ancak sıvı üretimi, atılımdan fazla olursa ya da sıvıların boşaldığı kanallarda tıkanıklık olursa basınç artışı gelişebilir. Son zamanlarda belli allerjik reaksiyonlarında rol oynadığı düşünülmektedir. Meniere hastalığının sıklığı 100000’de 40-100 arasında değişir. Her yaşta görülebilmesine rağmen 40 yaş civarında başlaması daha sıktır. %20 civarında iki kulak birden hastalanır.

Ne Gibi Belirtiler Yapar: Meniere hastalığının başlıca belirtileri baş dönmesi, kulak uğultusu, işitme kaybı ve kulakta dolgunluk hissidir. Baş dönmesine bulantı ve kusma eklenebilir. Baş dönmesi ani başlangıçlı, 20 dakika ile 24 saat arasında sürebilen ve bulantı-kusma ile birliktedir. Ancak genellikle 2 saatin altında sürer. Baş dönmesi başlamadan önce bazen kulakta dolgunluk hissi oluşabilir. Gerginlik, stres ve aşırı tuz alımı baş dönmesi ataklarını başlatabilir. Baş dönmesi atakları arasında hasta tamamen normal ya da hafif dengesiz olabilir.

İşitme kaybı baş dönmesi olduğu dönemde olur ve alçak frekanslardadır (kalın seslerde). Hastalığın ilk yıllarında baş dönmesi atakları sonrasında işitme kaybı düzelir fakat ileri yıllarda atak sonrasında da işitme kaybı devam eder. Kulak çınlaması hastadan hastaya değişir ve aralıklı ya da sürekli olabilir. İşitme kaybı ve kulak çınlaması ile beraber kulakta bir dolgunluk ve basınç hissi olabilir. Baş dönmesinin olduğu dönemlerde istemsiz göz hareketleri (nistagmus) mevcut olabilir.

Muayenede Ne Görülür: Meniere hastalığı olan hastaların kulak muayenesi normal görülür. Eğer hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene ediliyorsa hiç bir bulgu saptanmayabilir. Baş dönmesi atakları sırasında ise hastada görülebilecek en önemli bulgu nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketleridir. Ayrıca baş dönmesinin getirdiği ayakta durma ve yürüme zorluğu, bulantı-kusma saptanabilir.

Teşhis Nasıl Konur: Meniere Hastalığının kesin teşhisini koymak zordur. Teşhise götüren en önemli faktör hastanın anlattıklarıdır. Baş dönmesinin süresi, sıklığı, derecesi berberinde olan semptomlar hastalığın nedeni hakkında bilgi verirler. Muayene sonrasında yapılacak ilk tetkik odiometri adı verilen işitme testleridir. Bu testlerde işitme kaybının varlığı ve iç kulağın durumu hakkında bilgi edinilir. Kalın seslerdeki iç kulak tipi işitme kaybı Meniere Hastalığı olabileceğini akla getirir. Vestibüler sistem adı verilen denge sistemi ile ilgili yapılabilecek bazı testlerde vardır ancak bunlar Meniere Hastalığını diğerlerinden ayırmaya pek yardımcı olamazlar. Meniere hastalığını kuvvetle düşündürecek bir yöntem Gliserol testi’dir. Bu testte hastaya odiometri yapıldıktan sonra gliserol içirilir. Daha sonra yapılan odimetride işitme kaybında düzelme görülmesi Meniere Hastalığı lehinedir. Bilgisayarlı Tomografi veya Manyetik Resonans tetkikleri beyinde veya iç kulaktaki tümör ya da yer kaplayan lezyonları ayırt etmek için kullanılabilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Meniere hastalığının tedavisi 3 bölümde incelenir.

-Baş dönmesi ataklarının tedavisi
-Baş dönmesinin önlenmesi
-Cerrahi tedavi

Baş dönmesi atağı sırasında görülen hastalar genellikle yatırılarak tedavi edilir. Stres önemli rol oynadığı için hastanın rahatlatılmasına çalışılır. Serum takılarak sıvı verilir. Serum içine veya ağızdan verilen baş dönmesi ilaçları genellikle şikayetleri azaltır ve hastayı rahatlatır.

Sık atak geçiren hastalarda bunları önlemek için bazı tedbirler alınabilir. Bunun için şunlar sayılabilir.
-Aşırı tuz, şeker, alkol ve kafein almamak
-Stresten uzak durmak
-İdrar söktürücü ilaçlar kullanmak
-Baş dönmesine karşı ilaçlar kullanmak (en sık kullanılanı Betaserc’tir).

Sık atak geçiren ve ilaç tedavisi ile sonuç alınamayan hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi yöntemler şunlardır.
-İç kulaktaki sıvıların bulunduğu endolenfatik kese adı verilen bölümü başka boşluklara bağlayarak basıncı azaltmak. Bu yöntemde işitme korunmuş olur.
-Denge sinirinin kesilmesi: Vestibüler sinir adı verilen bu sinir kesilerek baş dönmesi duyusu yok edilmişl olur. İşitme fonksiyonu yine korunur.
-Labirentektomi: İç kulağın tamamen ortadan kaldırılmasıdır. İşitme fonksiyonu da kaybolur.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 09:41   #43 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

orta kulak iltihabı otitis media


Orta Kulak Neresidir: Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.Dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı birbirinden ayırır. Yani orta kulak, kulak zarının daha iç tarafında bulunur ve bir boşluktan oluşur. Bu boşluğun içinde örs, çekiç ve üzengi adı verilen kemikçikler bulunur. Bu kemikçikler dış kulaktan gelen sesi iç kulağa aktarma görevi görür. Orta kulak bir kanal aracılığıyla (östaki borusu) geniz boşluğuna bağlanır. Bu kanal orta kulağın basıncını ayarlar.

Kaç Tür Orta Kulak İltihabı Vardır: Orta kulak iltihabı genellikle bakterilere bağlı olarak gelişir. Bu iltihap yeni oluşmuşsa akut orta kulak iltihabı, uzun süreden beri var ve kendini kulak zarında bir delik ile gösteriyorsa kronik orta kulak iltihabı denir. Ancak bazen östaki borusunun tıkanmasına bağlı olarak ( allerji veya geniz etine bağlı) orta kulak iltihabı gelişebilir ve buna seröz orta kulak iltihabı denir.

İltihap Nasıl Oluşur: Orta kulakta bakterilerin yerleşip hastalık yapacak kadar çoğalmasıyla orta kulak iltihabı oluşur. Orta kulağa mikroplar genellikle östaki borusu aracılığı ile geniz ve boğazdan gelir. Östaki borusunun çocuklarda daha düz ve kısa olmasından dolayı orta kulak iltihabı çocuklarda daha sık görülür. Kulak zarı sağlam olduğu sürece dış kulaktan orta kulağa iltihap yapacak bakteri giremez. Bazen orta kulakta bakterilere bağlı olmayan iltihap gelişebilir. Bu durum genellikle östaki borusunun allerji veya geniz eti gibi nedenlerle tıkanıp orta kulakta basınç problemleri oluşmasına ve yapışkan sıvı toplanmasına bağlıdır. Seröz orta kulak iltihabı denilen bu durum bakterilere bağlı orta ulak iltihabından farklı belirtiler verir ve tedaviside farklıdır. Bakterilere bağlı iltihap genellikle ilaç tedavisiyle düzelirken seröz orta kulak iltihabı bazen kulak zarını çizmek ya da tüp takmak şeklinde bir ameliyat gerektirir.

Ne Gibi Belirtiler Verir: Orta kulak iltihabının en sık görülen belirtisi ağrıdır. Özellikle çocuklar ağrıyı daha fazla hissederler. Bunun dışında işitme azlığı, ateş, bebeklerde huzursuzluk, dolgunluk gibi şikayetler görülür. Eğer iltihap kulak zarını delerse kanlı ya da iltihaplı akıntı oluşur. Seröz orta kulak iltihabında ise ağrı olmaksızın işitme azlığı görülür. Kronik orta kulak iltihabında ise işitme azlığı, aralıklı veye sürekli akıntı veya kötü koku şeklinde belirtiler olur.

Muayenede Ne Görülür: Muayene bulguları orta kulak iltihabının türüne göre değişir. Bakterilere bağlı iltihapta kulak zarı oldukça kızarık, bombeleşmiş görülür. Seröz otitis media'da kulak zarındaki en önemli bulgu zarın içe doğru çökmesidir. Kızarıklık yine görülebilir. Kronik iltihaplarda ise kulak zarında delik ve varsa akıntı görülür.

Hangi Tetkikler Yapılır: Yeni oluşan bir orta kulak iltihabında teşhis muayene ile konduğu için genellikle tetkik gerekmez. Fakat seröz ve kronik orta kulak iltihaplarında işitme testleri gereklidir. Bu hem işitme kaybının derecesini belirlemeye hemde tedavi sonuçlarını değerlendirmeye yarar. Seröz iltihaplarda, orta kulak basıncını belirlemek için timpanometri denilen bir tetkikte yapılır. Kronik orta kulak iltihaplarında, özellikle tedavi için ameliyat düşünülüyorsa normal filmler ya da bilgisayarlı tomografi çektirmek gerekebilir.

Nasıl Tedavi Edilir: Akut orta kulak iltihabı genellikle antibiyotikler ve ağrı kesici ilaçlarla uygun şekilde tedavi edilir. Nadiren antibiyotiklere cevap alınamadığı durumlarda kulak zarını çizmek gerekebilir. Seröz otitis media'da da yine önce ilaç tedavisi uygulanır. Özellikle allerjiye bağlı seröz orta kulak iltihapları ilaç tedavisine iyi yanıt verir. Ancak birçok kez kulak zarını çizmek veya tüp takmak şeklinde cerrahi müdahele gerekir. Kronik orta kulak iltihaplarında nadiren ilaç tedavisi yeterli tedavisi sağlar. Kronik orta kulak iltihaplarının tedavisi genellikle ameliyattır.

Orta Kulak İltihabı Çok Sık Tekrarlıyor: Tekrarlayan orta kulak iltihabı demek için, hastanın 6 aylık bir süre içerisinde 3 veya daha fazla orta kulak iltihabı geçirmesi gerekir. Tekrarlayan orta kulak iltihabı olan çocuklarda yarık damak, burun ve sinüs alerjisi, geniz eti, sinüzit gibi hastalıklar araştırılır. Bunlardan biri bulunursa tedavi edilir. Eğer bu tür hastalıklar bulunamazsa önleyici tedavi yapılır. Bunun için şu yöntemlere başvururlur:
1-Orta kulak iltihabı olmadan düşük dozda antibiyotik verilmesi
2-Kulak zarının çizilmesi veya kulak zarına tüp takılması
3-Geniz etinin alınması
4-Bazı aşılar

Hangi Durumlarda Ameliyat Yapılır: Seröz orta kulak iltihabında eğer hastada işitme kaybı var ve bu durum ilaç tedavisiyle düzelmiyorsa tedavi ameliyattır. Kronik orta kulak iltihabında da eğer iltihap orta kulaktaki kemikçikleri eritmeye başlamış ve çevre dokulara yayılmaya başlamışsa yine ameliyat gereklidir.

Ne Gibi Tehlikeleri Vardır: Akut orta kulak iltihapları uygun dozda ve uygun süre ile tedavi edildiklerinde genellikle bir tehlike yaratmazlar. Seröz orta kulak iltihaplarında da kulak zarında ileri derecede çökme ve orta kulak kemikçiklerinde erimeye bağlı işitme kaybı gelişebilir. Bazen ileri derecede zar çokmelerinde orta kulakta kolesteatom adı verilen ve kemiklerde erimeye neden olan bir doku gelişebilir ve iltihabın çevre dokulara yayılmasına neden olabilir. Kronik orta kulak iltihapları en çok tehlikeye yol açabilen iltihap türüdür. Kolesteatom daha çok kronik iltihaplarda oluşur. Eğer kolesteatom yoksa ve kabul edilebilir bir işitme kaybı varsa ameliyat gerekmeyebilir. Ancak özellikle kolesteatom iltihabın yayılmasına neden olarak aşağıdaki komplikasyonların oluşmasına neden olabilir:
-İç kulağa yayılım sonucu tam işitme kaybı ve baş dönmesi
-Beyine doğru yayılım sonucu beyin abseleri
-Yüz felci
-Menenjit

Ameliyat Nasıl Yapılır: Seröz otitis media'da yapılan işlem ya kulak zarını çizmek veya tüp takılmasıdır. Kulak zarı çizilerek (yani delinerek) orta kulakta biriken sıvı boşaltılır. Eğer sıvı az ve yapışkan değilse tüp takmaya gerek kalmaz. Ancak sıvı yapışkanlığından dolayı boşaltılamıyorsa kulak zarında çizilen yere tüp takılır. Ventilasyon tüpü denen bu tüpler bir ağzı dış kulağa, diğer ağzı orta kulağa bakan ve orta kulağın dışarıdan hava almasını sağlayan cihazlardır. Bazen lokal anestezi ile uygulansa da özellikle çocuklarda genellikle genel anestezi gerekir. Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar genellikle daha büyük ameliyatlardır. Eğer herhangi bir komplikasyon oluşmamışsa yapılan işlem orta kulaktaki iltihabı boşaltıp, kemikçiklerdeki erimelere bağlı kopmaları yok edip ( bu bazen protez koymayı gerektirir) , kulak zarındaki deliği kapatmaktır. Zardaki deliği kapatmak için genellikle kulak arkasındaki kasın zarı alınarak kullanılır. Kronik orta kulak iltihaplarında eğer komplikasyon oluşmuşsa genelde ilk ve bazen tek amaç iltihabı temizlemektir. Bunun için kulak çevresindeki kemikler daha fazla açılır ve işitmenin sağlanması ikinci plana itilir. Hatta bazen işitme feda edilir. Kronik iltihaba bağlı ameliyatlarda genelde kulak arkasından yapılan kesi ile ameliyat yapılır.

Ameliyat Olmazsam Ne Olur: Seröz orta kulak iltihaplarında ameliyat olunmazsa zardaki çökme ve sıvı birikimi artar. İşitme kaybı günlük yaşamı zorlaştıracak seviyeye gelir ve daha sonra uygulanacak ameliyatın başarı şansı düşer. Kronik orta kulak iltihaplarında ise eğer işitme kaybı az ise ve iltihap pasif durumda olup, sık sık akıntı yapmıyorsa ameliyat olmadan yaşam devam edebilir. Bu durumda hasta kulağına su kaçırmamaya ve mümkün olduğunca üst solunum yolu infeksiyonu geçirmemeye çalışmalıdır. Ancak iltihap sık sık aktif hale gelip akıntı oluyorsa, işitme kaybı ilerliyorsa, kulak kemikçiklerinde erime artıyorsa ve orta kulak iltihabına bağlı komplikasyonlar oluşmuşsa tedavi kesinlikle ameliyattır.

Ameliyatın Ne Gibi Riskleri Vardır: Her ameliyatın olduğu gibi orta kulak ameliyatlarınında riskleri ve komplikasyonları vardır. Bu ameliyatlar için sıklıkla genel anestezi kullanıldığı için anestezi riskleri mevcuttur. Bunun dışında kulak zarının çizilmesi genellikle problem yaratmamasına rağmen bazen iç kulağa zarar verilebilir. Tüp takılmasıda bazı problemler yaratabilir. Tüp takılırken kulak zarına fazla zarar verilebilir veya tüp orta kulağa kaçabilir. Tüp takıldıktan sonra ise, zarda kalıcı delik, kireçlenme, infeksiyon ve buna bağlı akıntı oluşabilir.
Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar daha büyük ameliyatlardır ve bunlarında bazı komplikasyonları vardır. İç kulağa zarar verilerek tam işitme kaybı, yüz felci, çevredeki damar ve sinirlerin yaralanması önemli komplikasyonlar arasındadır.

Ameliyattan Sonra Nelere Dikkat Etmeliyim: Kulağına tüp takılan hastaların dikkat etmesi gereken en önemli konu kulağa su kaçmasının önlenmesidir. Bunun dışında genellikle ayda bir kez kontrol yeterlidir. Kronik orta kulak iltihaplarında ise en önemli konu pansumanlara doktorun uygun gördüğü şekilde riayet edilmesi ve verilen ilaçların uygun şekilde kullnaılmasıdır. Orta kulak iltihabı için ameliyat olan hastaların yiyecek ve içecekle ilgili dikkat etmesi gereken önemli konular yoktur. Kronik orta kulak iltihabı nedeniyle kulak çevresindeki kemiğin fazla oyulmak zorunda kalınan hastalarda, oluşan boşlukta kulak kiri sık sık birikebilir. Bunlar periyodik olarak temizlenmelidir.

Ameliyat Kesin Çözüm mü?: Orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlardan önce hiç bir zaman sorunun kesinlikle yok olacağına dair iddiada bulunulmaz. Tüp takılan hastalarda tüp çıktıktan sonra orta kulaktaki basınç ve sıvı problemleri tekrar edebilir. Bazen birkaç kez tüp takılmasına rağmen problemin devam ettiği hastalar vardır. Kronik orta kulak iltihabı ameliyatları sonucunda ise takılan zarın tutmaması, takılan protezlerin yerinden çıkması, iltihabın devam etmesi gibi problemler oluşabilir.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:19   #44 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Otitis externa dış kulak yolu enfeksiyonları

DIS KULAK ILTIHABI (EXTERNAL OTIT)
(Bu Ay 42 Defa Okundu)

Yüzücü Kulağı diye de bilinir. Yüzücü kulağı (External otitis) dış kulak kanalının ısrarlı biçimde tahriş olması ve iltihaplanması halidir. Ayrıca bir enfeksiyon da bulunabilir. Kanalda cildin kat kat soyulması (egzama) gelişebilir. Egzamayı kaşırken cilt çatlar ve kulak kanalını bakteri ve mantar istila eder. Kirli suda yüzmek bu hastalığı kapmanın yollarından biridir. Kulak salgısı kanaldan temizlenmeye kalkışıldığında, cilt tahriş olur, kaşınır veya yırtılır. Bu da o kişinin en gözde "aletiyle" (toka vs.) kulağını daha fazla karıştırmasına sebep olur. Bir risk daha da vardır. 0 da kulak zarını delme olasılığıdır. Saç spreyleri ve saç boyaları da kulak kanalını tahriş edebilir. Dış otit yüzücü kulağı bazen mantardan kaynaklanır. Aspergillus niger en sık görülen mantardır. Belirtileri, urukkulosisle aynıdır. furunkulosis tekrar tekrar çıbanlar çıkması halidir ve kulak kanalındaki bir tüy kesesinin mikrop kapmasıyla başlar. Bu rahatsızlık sık sık tekrar eder Dış otit (yüzücü kulağı) genç yetişkinlerde görülür.

Belirtileri

- Dış kulak kanalının kaşınması

- Kulak ağrısı

- Kulakta sarı veya yeşil sarı kötü kokulu cerahat oluşması

- Başın hareketiyle kulakta ağrı duyulması

- Duyma kaybı.

Teşhis

Eğer kulağınızda kaşınma,kulağınızın içinde pullanma ya da kulak kanalınızda ağrı varsa, bunlar dış kulak yolu iltihabının göstergesi olabilir. Çoğu kez kulaktan dışarı doğru sarımsı ya da sarımsı yeşil bir akıntı olur ve bazen bu akıntıdan sonra ağrı hafifler. Eğer iltihap ya da dokudaki şişme kulak kanalını tıkarsa duyma-da bir azalma olabilir.

Doktorlar otoskop denen bir aletle kulak kanalına bakarak dış kulak yolu iltihabı tanısını koyarlar. Eğer iltihap varsa örnek alınarak laboratuvara gönderilebilir.

Çoğu dış kulak yolu enfeksiyonu rahatsızlık duygusu yaratsa da, uygun tedavi edildiklerinde genellikle tehlikeli değildirler. Bu enfeksiyon,özellikle şeker hastalarında tedavi edilmezse çevre kemiklere ve kıkırdaklara yayılarak hasar verebilir.

Tedavi

Eğer yüzücü kulağı rahatsızlığınız olduğundan şüphelenirseniz, doktora gitmeden önce sancıyı geçirecek bazı şeyler yapabilirsiniz. Kulağınızın üzerine ılık (sıcak değil) bir ufak yastık koymak faydalı olur. Aspirin veya başka bir ağrı kesici de sancıyı azaltır.

Teşhisten sonra doktorunuzun kulak kanalını bir emme aletiyle veya pamuklu çubukla temizlemesi beklenir. Bu tahrişin ve sancının geçmesini sağlayabilir. Doktor daha sonra çeşitli tedavi metodlarından birini önerebilir. Ekseriyetle kortikosteroidli (kaşıntıyı durdurmak ve iltihabı azaltmak için) bir kulak damlası ve bir antibiyotik (enfeksiyon kontrol etmek için) verilir. Bazen ağızdan alınan haplar da kullanılabilir. Şiddetli ağrı olduğundan ağrı kesici tavsiye edilir. İyileşme sırasında kulağa su kaçmamasına dikkat edilmelidir.

3 veya 4 gün sonra eğer gözle görülür bir iyileşme olmazsa, doktorunuz ağızdan alınmak üzere antibiyotik verebilir. Enfeksiyona neden olan organizma laboratuvar testleriyle belirlenmişse, özellikle onu etkileyecek antibiyotik seçilir. Dış kulak iltihabı (yüzücü kulağı) mantardan kaynaklanıyorsa sülfanilamid tozu serpilerek urunkolisisden kaynaklanıyorsa, ağızdan alınan veya kulak damlası şeklinde verilen antibiyotikle tedavi edilir. Özellikle neden mantar olduğunda bu durum birçok defa tekrar edebilir.

Önlenmesi

Dış otit ekseriyetle önlenebilir. Pis suda yüzmeyin. Banyodan ve yüzmeden sonra kulaklarınızı kurutun. Kulak kanalının rutubetli olması enfeksiyon kapmasını kolaylaştırır. Saçınızı boyarken veya saç spreyi kullanırken kulak deliklerinizi kuzu yününden ufak toplarla kulağınızı kapayın. Bunlar suyu geçirmez.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:19   #45 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Otoskleroz kulakta kireçlenme



Otosklerozda (kireçlenmede) iç kulağın kemik duvarı bozulur ve iç kulak girişinde sünger gibi anormal kemik oluşur. Üzengi kemiği de iç kulağa ses dalgalarını geçirmek için titreşim yapan ufak kemikten etkilenmiş olabilir ve hareket edemez. Bu iletişime bağlı işitme kaybı birbirine bağlı kemikler yoluyla orta kulaktan titreşimleri ileri geçiren mekanizmanın çalışmamasıdır. İletişime bağlı işitme kaybı, düzelebilir. İç kulak sinirlerine bağlı işitme kaybı gibi değildir. 0 düzeltilemez.

Belirtiler

- Kulaklardan birinde veya her ikisinde ağır ilerleyen işitme kaybı

- Kulak çınlaması.

Genç yetişkinlerde otoskleroz (kireçlenme) en sık görülen orta kulak işitme kaybı nedenidir. Otoskleroz Amerikan nüfusunun yüzde onunu bir dereceye kadar etkiler. Otoskleroz aileden geçer ve erkeklerden daha çok kadınlar arasında yaygındır. Zencilerden, Amerikan yerlilerinden (Kızılderililerden) ve Asyalılardan (sarı derililerden) daha çok beyazlarda görülür.

Belirtiler 15 ila 35 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu durum yavaş ilerler ve tek kulağı veya her iki kulağı birden etkiler. İşitme kaybı hafif veya ağır olabilir. Kireçlenmesi olan kadınların işitme kaybı yüzdesi hamilelik sırasında artabilir. Eğer işitme duyunuz gitgide zayıflıyorsa, doktorunuzu görün.

Teşhis

Eğer işitme duyunuzun giderek azaldığını fark ederseniz, doktorunuza başvurun. Doktorunuz kulağınızı muayene edecek, işitme testleri yapacak ve herhangi bir akrabanızda erken işitme kaybı olup olmadığını soracaktır.

Otoskleroz genel sağlığı etkilemez ve çoğu zaman iyileştirilebilir bir hastalıktır. Bununla birlikte, sağırlık duygusal olarak zorlayabilir ve çevreden uzaklaşmaya neden olabilir.

Tedavi ve Cerrahi Tedavi

Otoskleroz çoğu kez, stapedektomi denilen bir ameliyatla ki bu ameliyatta, kulak kanalının derisi kesilir ve kulak zarı kaldırılır; böylece üzengi kemiği çıkarılır ve yerine ince bir tel ya da paslanmaz çelikten bir protez takılır. Daha sonra kulak zarı eski haline getirilir ve 1-2 hafta içerisinde iyileşme olur. Bazen üzengi kemiğinin tabanında küçük bir delik açmak ve protezi yerleştirmek için lazer kullanılabilir.

Ameliyattan sonra birkaç saat baş dönmesi olabilir, ancak daha sonra geçer. İşitme yeteneğiniz hızla eski haline gelir ve birkaç hafta içinde normal etkinliklerinize dönebilirsiniz. Ara sıra orta kulakta bir kan pıhtısı oluşarak ses iletimini etkiler. Genellikle bu pıhtı birkaç haftada ortadan kalkar.

Stapedektomi ameliyatı otosklerozlu hastaların çoğunda başarılı olur, ancak her 100 kişiden bir, ikisinde ameliyattan sonra tam bir işitme kaybı olabilir. Bu, ameliyattan önce düşünülmesi gereken bir durumdur. Eğer iki kulağınızda da otoskleroz varsa, önce bir kulağınızdan ameliyat olmanız, sonucu gördükten sonra ikincisini ameliyat ettirmeniz daha uygun olur. Eğer iç kulakta bir hasar varsa, stapedektomi ameliyatı sorunu çözmeyebilir.

İlaç Tedavisi

İlerleyen kemik bozulmalarını ve sünger benzeri kemiklerinn sertleşmesiyle oluşan işitme kaybını önlemek için sodyum fluorid, kalsiyum ve vitamin D tabletleriyle tedavi uygulanır. Ancak ne derece yararlı oldukları konusunda tartışmalar devam etmektedir.

İşitme Aletleri

Otoskleroza bağlı işitme kaybını düzeltmenin bir başka yolu da işitme aletleridir. Eğer bir veya her iki kulağınızda da kireçlenme (otoskleroz) varsa, doktorunuz sizi işitme aleti yerleştirmesi için bir odiolojiste gönderebilir.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:19   #46 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Soğuk algınlığı

Sıklığı: İnsanlarda virüslerin sebep olduğu en sık rastlanan hastalık herhalde Soğuk Algınlığıdır. Çok değişken olmakla birlikte genç bir kişi senede ortlama iki ya da üç kez Soğuk Algınlığına yakalanır. Özellikle çocuklarda ve gençlerde burunda virüs iltihabı sık görülür.
Yol açan etkenler:


İklim, Çevre, Sıcaklık, Nem
Üşüme, Bağışıklık durumu
Beslenme ve vitamin Eksikliği
Yorgunluk
Burun tıkanıklığı
Kronik İnfeksiyon Odağı
Burun salgılarının asitlik derecesi
Genel Hastalıklar: Böbrek, karaciğer ve kan hastalıkları, şeker hastalığı ve verem soğuk algınlığına direnci düşürür.
Virüsler

Toplumda soğuk algınlığına sebep olan virüsler çok yaygındır ve sayıları 200’den fazladır. Rinovirüs (Rhinovirus) ve Koronavirüs (Coronavirus) en sık rastlanır. Kişilerin direnci düştüğü zaman veya çok yoğun ve bulaşıcı virüslere maruz kalındığı zaman enfeksiyon ortaya çıkar. Üşümek vucut direncini düşürdüğü için soğuk algınlığına zemin hazırlar. Rinovirüslerin kuluçka süresi 1-3 gün arasındadır. Soğuk algınlığını çoğu kez bakteri enfeksiyonu takip eder.

Yayılması

Damlacık ve toz: Konuşurken, hapşururken ve öksürürken çok miktarda hastalıklı damlacık 180 cm uzağa kadar yayılır. Bir hapşırmada 20 000 kadar damlacık etrafa saçılır ve yere konar.
Damlacık parçaları: damlacikların bir kısmı yere inerken buharlaşır, küçülür, hafifler ve iki gün kadar havada uçabilir. Bu damlacık parçaları virüsleri rahatlıkla taşıyabilir fakat bakterileri taşıyamaz.
Temas: Virüsler elleme, öpme ve yiyecekler yoluyla da yayılabilir.
Klinik Özellikler
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir.

dönem birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur.
dönemde virüsler burun iç yüzeyine ve lenf sistemine yayılır. Bu işlem birkaç saat veya gün sürer. Virüslerin ilk girdiği yer iyileşirken daha sonraları yayılmış olduğu bölgelerde hastalık devam eder. Boğaz kurur ve yutkunurken ağrır. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Burun içi ve boğaz şiş ve kırmızı görünümdedir. Halsizlik, kırgınlık ve ateş bu dönemde ortaya çıkar.
dönemin başladığı üçüncü günde fırsatçı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar belirgin olur. Burun içinin rengi koyulaşır, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan beyaz bazen yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en çoktur. Bu dönemdeki akıntı, içeriğindeki maddeler nedeniyle mendili kuruyunca sertleştirir.
dönemde şikayetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk Algınlığının Yol açtığı Hastalıklar
Burunda her zaman var olan fakat çoğalamadığı için etkisiz kalan bakteriler, virüslerin zayıflattığı ortamda hızla çoğalırlar ve çeşitli hastalıkları ortaya çıkarırlar


1. Rinofarenjit, Farenjit
2. Sinüzit
3. Akut orta kulak iltihabı
4. Boyun lenf nodülleri iltihabı
5. Bademcik iltihabı
6. Alt solunum yolu hastalıkları
a. laringotrakeit
b. bronşit
c. pnömoni
d. astım
7. Bebeklerde gastroenterit
8. Allerjik
a. nefrit (böbrek iltihabı)
b. romatizma
Tanı
Burun iltihabının diğer sebeplerinin elenmesinden sonra tanı konur.

Korunma


Elleri sık sık sabunla yıkamak virüsleri uzaklaştıracağı içiç en etkili korunma yöntemiidir.
Parmakla burnu ve arkasından gözü kurcalamamak, en azından göze yayılmayı önler.
Spor yapmak, dengeli beslenmek, hijyen kurallarına dikkatle uymak yoluyla genel vucut direncini yükseltmek.
Çocuklarda adenoidektomi (geniz etinin alınması) gerekli olabilir.
Tedavi
Virüslerin türlerinin çokluğu yüzünden aşı geliştirilememektedir. Hastalanan kişilerin durumunun çok farklı olması nedeniyle tedavi her hasta için düzenlenmelidir.
Genel tedavi prensipleri:

Tam İstirahat: Genel ve lokal en iyi şartlar sağlanmaya çalışılmalıdır. 18-200C sıcaklık ve %45 nisbi (relatif) nemli odada yatak istirahati idealdir.
Sıcak banyo, sicak sade su veya mentollü su buharı ile buğu uygulamak
Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar ( aspirin gibi)
Bol sıvı içmek
Antihistaminik içeren ilaçlar yalnızca allerjik bünyeli hastalarda kullanılmalıdır.
Burun açıcı damlalar: İyileşmeye zarardan başka katkıları olmaz. Çocukların uyuyabilmesi ve bebeklerin süt emebilmesi için burun havayolunun açılması şart olduğunda geçici olarak kullanılabilir.
Antibiyotiklerin soğuk algınlığına etkisi yoktur fakat soğuk algınlığının yol açtığı diğer hastalıklar ortaya çıkmışsa tam doz uygulanmalıdır.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:19   #47 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Tinnitus kulak çınlaması

Soru 1:. Tinnitus (Kulak Çınlaması) nedir?
Cevap 1: Dışarıdan hiç bir ses veya elektriksel uyaran gelmediği halde kulakta veya başta işitilen çınlama, uğultu veya gürültü gibi her türlü sese Tinnitus diyoruz.
Tinnitus, latince "tinnire" kelimesinden türetilmiştir. "Tinnire", çan çalmak, zil çalmak anlamlarına gelen bir sözcüktür. Tinnitus, tek başına bir hastalık ismi değil, işitme sistemindeki bir bozukluğun işaretidir; iştahsızlık, bulantı, karın ağrısı, başağrısı, başdönmesi, işitme kaybı gibi bir yakınmadır ve Kulak, Burun, Boğaz polikliniklerinde en sık duyulan yakınmalar arasındadır. "Tinnitus" kelimesinin karşılığı olarak "Kulak Gürültüsü" sözcükleri daha anlamlı olmasına rağmen, alışılmış olduğu için, "Kulak Çınlaması" terimi tercih edilmektedir

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:20   #48 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Soru 2: İnsanlık tarihinde, tinnitus ne zamandan beri biliniyor ve ne gibi bilgiler mevcut?

Cevap 2: Tinnitus 5000 yıldan beri bilinmektedir. İlk çağlarda tanrıların veya kötü ruhların, bir hatasından dolayı kişiye kızması sonucu Tinnitusun meydana geldiği sanılırdı. Bu hurafelere inanarak adaklar ve kurbanlar kesilir ve Tinnitusun geçmesi beklenirdi. Tıptaki ilerlemenin çok yavaş oluşu yüzünden hurafeler asırlarca sürmüştür. Son 300 yılda her hastalığın bir biyolojik sebebi olduğu düşüncesi gelişmiş ve hastalıklarda gerçek tedaviye yaklaşılmıştır. Oysa bu düşünce 2500 yıl önce Hipokrat tarafından çok açık biçimde ortaya konmuştu. 4500 yıl önce yazılmış bir Mısır papirüsünde cadıların büyü yaptığı bir kulaktan söz ediliyordu. O zamanki ilk tedavi yaklaşımları kulağa bazı sıvılar akıtılması veya zehirsiz yılan derilerinin yakılmasıyla çıkan dumanın kulağa üflenerek cadıların kovulması ve büyünün bozulması şeklindeydi. Çok daha sonraları ( miladdan sonra 6. yüzyılda) yazılmış bir başka Mısır papirüsünde "Kulaklardaki gürültüler"den özellikle söz ediliyordu. Yüz yıl sonra Suriyelilerden kalan bilgilere göre tinnitusun tedavisi hastanın işittiği tinnitus seslerine göre değişiyordu. Bazı hastaların kulağına çeşitli sıvılar damlatılıyor, veya o sıvılarla ıslatılmış koyun yünü gibi maddelerle yapılmış tıkaçlar sokuluyordu. Bu yaklaşımın en önemli yanı, Tinnitusun bir hastalık olarak kabul edilmesi ve iyileştirilmesi için birşeyler yapılmaya çalışılmasıydı.
16. yüzyıldaki inanışa göre, kafanın içinde sıkışıp kalmış hava dışarı çıkarken, çıkış hızına bağlı olarak çıkardığı ses Tinnitustu. Havanın sıkışıklığına göre Tinnitusun özelliği değişiyordu. Bu görüşten hareketle, kafatasından bir parça kemik çıkarılarak hava deliği açılmış ve sonuç, hastaların kaybedilmesiyle hüsran olmuştur. Ancak kulaktaki havanın emilmesi çabaları uzun yıllar sürmüştür.
17. yüzyılda tinnitus tıp dünyasının ilgisini çekmeye ve çeşitli makaleler yayınlanmaya başlamıştır. 1683 te Du Verney tinnitusun kulak ve beyin hastalıklarından kaynaklandığını ileri sürmüştür. 1727 de Wepfer bir makalesinde yüksek gürültülerin tinnitusu hafiflettiğini yazmıştır.
18. yüzyılda dikkatlerin çoğu Östaki borusuna yönelmişti. Östaki borusu, orta kulak ile nazofarinks arasında hava geçişini sağlayan bir yapıdır. Nazofarinks soluk ile alınan havanın burundan sonra geçtiği yerdir. Östaki borusu normal olarak kapalı durur, sadece yutkunurken ve esnerken saniyenin onda biri kadar bir süre açık kalır.
18. yüzyıl inanışına göre Östaki borusunun çeşitli sebeplerle hiç açılmaması orta kulağın havalanmasını önler ve tinnitusa neden olurdu.
19. yüzyılda tinnitus konusunda pek az ilerleme oldu. 1821 de İtard, ve 1891 de McNaugton oldukça önemli çalışmalar yapıp yayınladılar. İtard maskeleme ile ilgili ilk ilkel yöntemlerden söz etti.
1868 de Brenner statik elektrikle tinnitusu tedavi etmeye uğraştı ama başarısız oldu. Daha sonra McNaugton daha gelişmiş bir elektroterapi ile tinnitusu tedavi etmek istedi fakat sonuç tam bir düş kırıklığı idi.
18. yüzyılda Avrupa'da insanlar ortalama 38 yıl yaşardı. Bizim hastalarımızın yaş ortalamasının 52 yıldır ve çoğunun tinnitusu 40-45 yaşları arasında başlamıştır. Dolayısiyle 18. yüzyılda tinnituslu hasta sayısı az olması ihtimali güçlüdür. O yıllarda tinnitus konusundaki talep azlığı bilimsel çalışmaların azlığının asıl nedeni olabilir.
Tıptaki yetersizlik 17. yüzyılda tinnitus konusunda şarlatanların meydana çıkmasına yol açmıştır. Şarlatanlar yüzdeyüz tedavi vaadi ile para kazanırlar. O yıllarda İngiltere'de şarlatanlar pazar yerinde çadır kurup tedavi umudu satarlardı. İktidarların güç kaybedip kamu yönetiminin zayıfladığı zamanlar sayıları çoğalırdı. Hastalar tedavinin işe yaramadığını anladığında şarlatanlar çoktan uzak bir kasabaya gitmiş, başka bir pazar yerinde yararsız tedavileri satıyor olurdu. O zamanlar tinnitus hastaları hastaneye gitse ve "Kafamdaki gürültüler rahatsız ediyor" dese deli diye tımarhaneye kapatılma riskleri çok yüksekti. Hekimlerin söylediği tek şey ise " Tinnitusla yaşamayı öğren" yada " Onunla arkadaş ol" gibi sözlerdi. Oysa şarlatanların vaadettiği sahte tedaviler dayanılmaz cazibelere sahipti: Ucuz, %100 etkili , hiç tehlikesiz, Ayrıca her hastalık için geçerliydi. Tinnitus hastaları birkaç kez denedikten sonra bile belki yararı olur umuduyla çaresizlikle tekrar şarlatanların ellerine düşüyordu.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:20   #49 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Soru 3: Tinnitus yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyebilir mi?

Cevap 3: Tinnitus hastaları genellikle bu sorunun sadece kendilerinde olduğunu sanırlar ve başkalarına kulaklarındaki gürültüden bahsetmenin "deli saçması" sanılacağından korkarlar. Bu hastaların birçoğu gürültülü ortamda konuşmakta sıkıntı çeker. Bunun sonucu kalabalık yerlerden uzak dururlar ve bu davranış kendilerini başkalarından izole etme sonucunu getirir. Günümüzün toplumunda bu izolasyon bile yaşam kalitesini ciddi biçimde bozmaya yeterlidir.
Bugüne kadar tedavi ettiğimiz hastalar arasında tinnitus yüzünden işitmeden tamamen vazgeçmeye hazır hastalar olduğu gibi intihardan sözeden hastalar da olmuştur. Bu hastalardaki tinnitusun bu kadar şiddetli rahatsız edici özelliği maskeleme yöntemiyle giderilmektedir.
Tinnitus hastanın yaşamını tehdit eden bir hastalığın ilk veya en bariz belirtisi olmasa bile oluşturduğu psikolojik etkileriyle hastanın ve dolaylı olarak diğer aile fertlerinin yaşam kalitelerini ciddi biçimde kötüleştirebilir.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2012, 13:21   #50 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kulak Burun Boğaz

Soru 4: Arasıra kulaklarımda bir çınlama oluyor. Bu bir hastalık belirtisimidir?

Cevap 4: Hayır değildir. Söylediğiniz kadarıyla bu bir hastalık belirtisi olamaz. Tinnitus en çok kulakta bazen de başımızın herhangibir yerinde işittiğimiz çınlama, uğultu, tıkırtı, gürültü, hışırtı gibi seslere verdiğimiz isimdir. Tıptaki adı budur. Tinnitus çok yaygındır ve rahatsız etmedikçe sorun olarak kabul edilmemelidir. ABD'de 42.000.000 kişi rahatsız edici Tinnitustan yakınmaktadır. Tinnitus hiç nedensiz gelip gidebilir veya devamlı bir sesin varlığını duyabilirsiniz. Tinnitusun perdesi, kalın bir uğultudan çok ince bir ıslık sesine kadar değişebilir. Tinnitusu bir kulakta yada her iki kulakta birden duyabilirsiniz. Çınlama devamlı olduğu zaman can sıkıcı ve dikkat çekici olabilir. ABD'de 7.000.000 kişi rahatsız edici Tinnitus yüzünden yaşamlarını normal biçimde sürdürememektedir

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 10:56