Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > Kuran-ı Kerim

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Kur'an ve Hadis'i Kendi Başımıza Okumak Yetmez mi?

Kuran-ı Kerim kategorisinde açılmış olan Kur'an ve Hadis'i Kendi Başımıza Okumak Yetmez mi? konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 06.08.2013, 13:07   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kur'an ve Hadis'i Kendi Başımıza Okumak Yetmez mi?

Kur'an ve Hadis'i Kendi Başımıza Okumak Yetmez mi?

Dördüncü asırdan sonra İslam düşmanları her ne kadar dört taraftan hücum ettilerse deCenab-ı Rabb-ul-İzzet Resulü’nün varislerini hıfz u himaye etmiştir. Sonradan ilmi fıkıhtan ilm-i usul-i fıkıh ve ondan da ilm-i hilaf ve ondan da ilm-i cedel çıktı. İlm-i fıkıha ilm-i feraiz dahildir. Feraiz (emirler) fıkıhtan bir parça olması hasebiyle onun bilinmesi için ilm-i hesab ilm-i cebir ve ilm-i mukabele ve saire ilimler çıkarıldı. Böylece bu din-i mübin = şeriat-ı Mustafaviyye (İslam) esaslaştı. Bu ilimlerle iştigal edenlere Ehli Sünnet vel Cemaat denilir. Gayeleri illetsizfiilen Kur’an ve Sünnet emriyle yaşamak ve yaşatmak idi.
“Kişi bilmediği ve yapamadığı noktanın düşmanıdır.” kaidesi ne kadar doğrudur. Gerek ehli küfür gerekse ehli heva ve heves Ehli Sünneti yaşatmamak için acaib bir şekilde gayret sarf ederler. Lakin Hak gelince batıl mukavemet edemez (karşısında duramaz). Ehli Sünnet alimlerinin kalbleri Resulullah’ın derya gibi ilminden isabetleri kadar coşmuştur. Sade ve saf ilimleri ve madenleri ilelebet bakidir.
“Kur’an ve hadisten başka bir şeye ihtiyaç yoktur.” diyenlerin sözü doğrudur fakat altında hile ve tezvir vardır; bu kelimeyi tuzak etmişlerdir. Filhakika Kur’an ve Hadisleri bilmek için tek çare dört mezheb alimlerinin arkasından gitmektir. Doğrusu Kur’an ve Hadisi kendi heva ve hevesimizle kısır akıl sınırlı beynimizle anlamaya kalkışmamalıyız. Ayet ve hadisleri haklarında Hadisle müsbet şahitlik yapılmış ilk üç asırda yaşayan ulemanın anlayışıyla anlamaya çalışmalıyız. “Fukahanın görüşleri de beşeri sistem ve tağuttur” diyenlerin sözleri köksüzdür. Hakikaten kendileri tağuttur. Çünkü heva ve heveslerine davet ederler. Mezheb imamlarımız ise ALLAH ve O’nun Resulü’ne davet ederler.
Her zamanda heva ve hevesini terk etmeyenler Müslümanlara zamana ayak uydurmalarını telkin etmişlerdir. Sebebi Ehli Sünnet vel Cemaat gibi İslam’ı yaşamak ve yaşatmaktan aciz kalmalarıdır. “Zaman sana uymazsa sen zamana uy” sözleri acizliklerinin ifadesidir. İşte bunun içindir ki ağızlarında ayet ve hadis mealleri bol bol. Şahsen benim görüşüm diye her bir köşede bir mevlithan her bir kahvede bir canbaz. Vaiz olmayan kimse yok. Vaazı ile amel eden de enderdir. Benim görüşüm demek içtihadım demektir; öyleyse herkes müçtehid olmuştur!
Dinden anladığımız kadarıyla bize düşen vazife ilk üç asrın içinde yaşayan ulemanın sözlerinigörüşlerini zabdetmektir. Usül ve kaidelerini öğrenmektir çare. Nitekim Müslim ve Buhari’nin tahric ettikleri Abidet-us-Selmani ve başka Sahabeden gelen rivayette Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
“Ümmetimin en hayırlısı Benden sonra gelen asırdır. Sonra onların peşinden gelenler. Daha sonra onların peşinden gelenlerdir. Sonra öyle bir kavim gelecektir ki onlardan birinin şahadeti yeminini yemini de şahadetini geçecektir.”
Binaenaleyh haddimizi bilmeliyiz. Ebu Hanife İmam Malik İmam Şafii İmam Ahmed bin Hanbel ve emsalleri yukarıdaki hadisin müsbet şahadetine dahildirler. Kitabları zamanlarından asrımıza kadar tevatür ve senedle naklolunmuştur. Ayaa! Onlardan birini bırakıp da şimdiki bir profesörün bir medya meşhurunun kurmuş olduğu mezhebe girmeyi vicdan kabul eder mi?!
Hele hele yeni bir kavim bu son yüz yıl içerisinde türedi. Hadisleri dahi devreden çıkarıyorlar. Kimisi de hiçbir ilmi ölçüye dayanmadan “Şu hadis zayıftır şu hadis mevdu’dur (uydurmadır)” der. Ve bunu diyenden çoğu Kur’an’ı yüzünden okumaktan dahi aciz. ALLAH intibahlar versin.
Bize Vasıl bin Abdil’a’la söyledi. (hadisin tahric bölümü şahıs isimleri; kim kimden aldı kısmında şahısların ismi uzunca geçiyor) Dedi ki: Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellemden işittim şöyle dedi:
“İnsanların (içinde yaşanılan zamanın) en hayırlısı benim Karn’ımdır (asrımdır). Sonra onların peşinde gelenlerdir. Sonra onların peşinde gelenlerdir. Sonra bunların akabinde gelen bir kavim olur ki semizlenirler; semizlenmeyi severler. Onlardan şahidlik taleb edilmediği halde şahitlik yaparlar.”
Başka bir hadis i şerifte:
“Ashabıma iyilik ve ihsanda bulunun. Sonradan gelenlere sonradan gelenlere de” (İmam Ahmed bin Hanbel Cabir tahrici)
Başka bir Hadis-i Şerifte Resulü Muhterem Sallallahu aleyhi ve Sellem:
“Ben Ashabımın haklarını korumanızı tavsiye ederim. Sonra onların peşinde gelenlerin haklarını. Sonra onların peşinde gelenlerin haklarını. Sonra onların peşinde gelenlerin haklarını (tavsiye ederim) Sonra yalanlar belirir yayılır. Hatta bir adamdan yemin istenmediği halde yemin eder; şahitlik ondan istenmediği halde şahidlik eder.” Hadis devam ediyor (Tirmizi Hazreti Ömer tahrici)
İbnu Mes’ud radıyALLAHu anhu diyor ki:
“Kim bir adeti yol edinmek isterse vefat edenin yolunu yol edinsin. Çünkü muhakkak diri üzerindeki fitneden emin olunmaz. Onlar (geçmiş) Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellemin Ashabıdırlar. Bu ümmetin en üstünlerdirler. Kalb olarak en doğrudurlar. İlim olarak en derindirler. Zorluğa en az katlananlardır. (ibadetleri yemek içmek gibi tabii ve başkalarının vebali altına çok az girenlerdir.) ALLAH onları Nebisi Sallallahu aleyhi ve sellemin sohbetine ve dinini ayakta tutturmaya seçmiştir. Öyle ise onların şereflerini biliniz. İzlerine tabi olunuz. Gücünüz yettiği kadar ahlak ve siretlerine tutunun. Şüphesiz onlar dosdoğru hidayet üzerindedirler.”
Tirmizi müstesna Kütüb-i Sitte'nin beşinin rivayet ettiği bir Hadis-i şerifinde Resulü Muhterem aleyhisselam buyurur ki :
“Son zamanlarda bir kavim çıkar. Onlar akılsız ve tecrübesiz birtakım gençlerdir. Dinde cahildirler. Mahlukların en hayırlı sözünden söz söylerler. Kur’an’ı okurlar fakat imanları gırtlaklarından geçmez (inmez). Okun ava girip çıktığı gibi onlar da dine girip çıkarlar. Her nerde onlara rastlarsanız onları öldürün. Şüphesiz ki onları öldürmekte kıyamet günü ALLAH nezdinde mükafat vardır.”
“Ümmetimden bir taife hiçbir an haktan ayrılmayıp galip olacaklardır. Ta ki onlar galib oldukları halde ALLAH’IN emri (kıyamet) onlara gelinceye kadar” (Müslim Buhari) İmam Buhari diyor ki: “Bu taifeden murad dini ilimlere ehliyetli olanlardır.”
İndi (şahsi) görüşlerle Kur’an-ı Hakim’e mana vermek bazen küfür olur bazen da küfre yakın haram olur. Binaenaleyh mücerred (sadece) mealden hüküm çıkarmak yorum yapmak ilmi büyük afattır (felakettir) ve haramdır. Nitekim Ebu Davud Tirmizi ve Nesei’nin tahric ettikleri Cündüb radıyALLAHu anh’tan gelen bir rivayette Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Kim Kur’an’da görüşüyle söylerse ve bunun üzerine isabetli olsa dahi hakikaten o hata etmiştir.”
Buradaki hatadan iki mana murad olunmaktadır. Birincisi isabetsiz mana etmektir; bu küfürdür. İkincisi isabetli olarak mana etmektir; bu ise büyük ma’siyettir (günahtır) haramdır. Her halükarda Hadis-i Şerif şahsın Kur’an’ın lafzından kendi GÖRÜŞÜYLE hükmü çıkarmasını yasaklamıştır.
Bundan anlaşıldı ki bizim zamanımızda özellikle Türkiye’de ulemanın görüşlerine tefsirlere müracaat etmeksizin mücerred meal okunması ya küfürdür ya büyük bir ma’siyettir. Hele hele bunun üzerinde bir de münakaşalar olursa; mesela “Şu ayet bunu demek ister Bu ayet bunu demek ister.” gibi çekişmeye sirayet ederse küfür olur. Nitekim Hakim Ebu Davud ve İmam Ahmed’in tahric ettikleri Ebu Hureyre radıyALLAHu anh’tan gelen bir rivayette Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Kur’an’da cedel küfürdür”
Mutlaka Müslümanların böyle büyük hatalardan sakınmaları farzdır. Farzı terk etmek haramdır. Öyleyse bu haramı işlemekten kurtuluşun iki çaresi vardır. Birincisi Ayetleri okuyarak mealini söylemeksizin hükümlerini müçtehidlerden ve muteber (itibarlı) eserlerden nakletmektir. İkincisimealde fikir ve düşünceyi yürütmeksizin tefsirden mesela “Elmalı yahud Vehbi Efendi yahud Ömer Nasuhi şöyle şöyle yazmışlardır” diye nakletmektir. Bu nakilde dahi titiz bulunmak farzdır. Aksi takdirde hatadan korunulamaz.

__________________



Jade isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 12:54