|
Mitoloji kategorisinde açılmış olan Narşisizm Efsanesi konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
04.08.2014, 12:52 | #1 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Narşisizm Efsanesi Narşisizm Efsanesi Narşisizm Efsanesi Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Farklı tanımları ve kullanımları mevcuttur. Narsisizmin çok özel bir türü de; Roma sezarları, Mısır firavunları, diktatörler gibi çok güçlü kişilerde bulunan türüdür. Bu insanlar adeta nefes alıp yürüyen yeryüzü tanrıları gibidirler kendi gözlerinde. Yaşam ya da ölüm gibi önemli doğa olaylarına bile bir tek cümleyle karar verebilmekteydiler. En büyük korkuları güçlerini kaybetmeleri, ölüm, etraflarındaki herkesin kendilerine düşman olmasıydı. Güçlerinin ve şehvetlerinin bir sınırı yokmuş gibi davranmaya çalışırlar, sayısız insan öldürüp, sayısız şatolar kurarlardı. Varlıklarının kendilerinin de çözemediği sorununu insan değilmiş gibi çözmeye çalışsalar da aslında durumları düpedüz deliliktir. Dış dünya ben olmadığı için, narsisist kişi dış dünyayı anlayamaz/algılayamaz ve bu durum kişide korku yaratır. Diktatör gitgide daha yıkıcı, daha yalnız ve korkak olur. Şimdi Gelelim Narşisizm Efsanesine Efsane Şöyle Yunan mitolojisinde Narkissos adıyla sözü edilen, adını narsizme, narkoza, bir çiçek familyasına (nergisgiller) ve bir çiçeğe vermiş olan Narsis (ya da Narkissos), Klasik Mitolojideki bir kahraman olup, öyküsünün kaynağı eski Yunanistan’daki Eleusis misterleri inisiyasyonudur. Narsis’in öyküsü kısaca şöyle anlatılır: Narsis, ırmak ilahı Kephissos ile arındırıcı suların bekçi perisi Liriope’nin oğlu olarak doğar. Bir kahin, ebeveynine Narsis’in dünyada, kendi yüzünü görmediği sürece yaşayacağını bildirir. Narsis bir gün bir su birikintisine dökülen bir kaynağın yanına gelir ve su birikintisine doğru eğilerek oradaki sudan içmeye başlar. Doğal olarak, bu sırada, birikintide yansıyan yüzünü görür. Kendi yüzünü görünce önce şaşkınlığa düşer, sonra kendini hayranlıkla seyre dalar ve kendisine âşık olur. Bu seyirden kendisini bir türlü alamayan Narsis gitgide hissizleşir, dünya yaşamına gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu çiçek, güneş gibi, sarı göbekli, beyaz yapraklı, çevresine güzel kokular yayan bir çiçektir. Ölümünden sonra Styx nehrinin sularına katılır. İşte Narkissosun Sonuda Bu Şekilde Gelmiştir.Aslında Buradan Alınması Gereken Ders İnsanın Kendini Beğenmişliği Bazen İnsanı Kendi Sonuna Götürebilir...
__________________ . |
04.08.2014, 13:10 | #2 (permalink) |
| Cevap: Narşisizm Efsanesi Bilgilendirme için teşekkürler.. Aslında çok tanıdık bir duygu..hepimizde olan kendini beğenme,yücelme arzusunun sınırlandırılmamış hali.Her insanda bu durum bir tohum olarak mevcuttur.Kimisi mücadele eder ve o tohumun yeşermesine izin vermez,bunlar nadir insanlardır..kimisi yeşertir ve kendi kibrinin meyvelerini yemek için yaşar.Kimisi de tüm alemin,kendi tohumundan doğan ağacın gölgesinden meydana geldiklerine inanır.İşte narsist kişi budur. Bunların en tehlikelileri ise yetki sahibi olanlarıdır.O kişi artık bir büyük zalimdir..ve küçük zalimleri cezalandırır.Arada canı yanan bir kaç mazlum vardır hepsi bu. Bugün bütün dünya,narsist duyguların savaş sahasıdır..vasat narsistler ve kronik narsistlerin
__________________ ''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek'' |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |