Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Beylerin Dünyası > Motorlu Taşıt Araçları
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Geçmişten Günümüze Ulaşım Araçları Nelerdir?

Motorlu Taşıt Araçları kategorisinde açılmış olan Geçmişten Günümüze Ulaşım Araçları Nelerdir? konusu , ...


Like Tree1Beğeni
  • 1 Post By Perii

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 16.05.2015, 20:12   #1 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Geçmişten Günümüze Ulaşım Araçları Nelerdir?

Geçmişten Günümüze Ulaşım Araçları Nelerdir?

ARABA


Araba , insan ve yük taşımaya yarayan tekerlekli motorlu veya motorsuz her şekilde kara taşıtı . Motorsuz olanlar hayvanlarla veya vatandaşlar açısından yürütülmektedir . Çek çek’ler , el arabaları insan gücüyle yürürken , kağnı , koçu öküz ve mandayla , fayton , briska , kupa ve benzeyen arabalar atla yürütülmektedir . Hollanda ve Belçika’da keçilerin koşulduğu hafif arabalar da vardır .
Arabaların M . Ö . 3000 senelerinde tekerlek ve kızağın bulunmasından hemen sonra meydana çıktığı düşünülmektedir . İlk dönem kavimlerinin ( Sümer , Mısır , Yunan , Asur ) arkası açık 2 tekerlekli savaş arabaları kullandıkları bu dönemle ilgilenen adak heykelciklerinde görülmektedir .
İki tekerlekli ve parmaklıklı ilk arabaları İÖ 2000’li yıllarda savaş amacıyla Hititliler yapmıştır . Frigler , Yunanlılar ve Romalılar dağlık ve sarp bölgelerde arabaların devrilmemesi amacıyla teker açıklığı civarında uzaklıkta birbirine paralel giden oyuk yol yaptığı bilinmektedir .
9 . yüzyıldan bu yana arabaların üstü kapanmaya başlamış . 1400’lü yıllardan hemen sonra arabalarda yay makas faydalanılarak sarsıntıların azaltılmasında mühim başarılar sağlanmıştır tekrardan benzer dönemde Uzakdoğu’da çekçek , Anadolu’da kağnı , Almanya’da koçu arabaları yapılmıştır .
Fayton ve kupa yapımına 1500’lü yıllarda İngiltere’de , 17 . yüzyılda Berline’ler Fransa’da başlanmıştır . Demiryolu ulaşımının başlaması ve 20 . yüzyılda araçların geliştirilmesi ile atlı arabaların önemi epeyce azalmıştır .
Osmanlılarda Tanzimat’a civarında sadece padişahlar , şeyhülislamlar ve kazaskerler otomobile binebilmekte idi . Tanzimat’tan hemen sonra bu araba ayrıcalığı kaldırılmış , 2. Meşrutiyetten hemen sonra ise kadınlarla erkekler benzer otomobile binmeye başlamışlardır .
İstanbul’da ilk kullanılan otomobiller öküzle çekilen koçu arabaları idi . Ek Olarak hemen sonra talikalar kullanılmış , binek olarakta fayton , landon ve berline tipi arabalara binilmiştir .
Türkiye’de 1950’li yıllara civarında İstanbul’da faytona binilirken , 1964 yılına civarında Ankara sokaklarında fayton dolaşmıştır . Günümüzde ise İstanbul Adalarda , İzmir de ve sahil kentlerimizde turistik amaçlarla fayton taşımacılığı yapılmaktadır .
BİSİKLET


İlk güzel bir bisiklet birçok ilkel şekilde 12 . yüzyılda Çin’de görülmüştür . Fransız Sirvac yaptığı sağ ve sol ayakların itmesiyle yürüyen güzel bir bisiklet yapmıştır . ” Celerifere ” ismini taşıyan bu alet 1791 tarihlidir . Baron Karl Von Drais , Drais de Senerbol’un yaptığı bisikleti geliştirmiş ve bisiklete gidon eklemiştir . Bu güzel bir bisiklet 1816 yılında yapılmıştır . Bu güzel bir bisiklet tahtadan imal edilmiştir . 181sekiz’de bisiklette metal kullanılmaya başlanmıştır .
FAYTON

Fayton , körüklü , 4 tekerlekli , atlı binek arabası .
Osmanlılar vaktiyle arabalara genellikl kupa adı verilirdi . Son vakitlerde talika , kinto , kâtip odası , lando denilen türlü tipte arabalar yapıldı . Tüm bunlarla yanlızca insan taşınırdı . Otomobilden hemen sonra fayton ağır ağır bırakıldı , büyük şehirlerde tamamiyle ortadan kalktı , Anadolu kasabalarında ise sayısı azaldı . son vakitlerde yeniden canlanan fayton kültürü bir birçok şehirde çoğaldı bu yüzdende manisa akhisarda fayton fabrikası kuruldu bu fabrika dünyanın tüm ülkelerine fayton gönderiyor .

MİNİBÜS
Minibüs , üç . 5 – 4 metrelik kapalı Otomobilin iç kısmına koltuklar yerleştirilerek yolcu taşımacılığında kullanılan hafif ticari araçtır . Yanlızca altı yer ile on 4 yer sınırı içindeki taşıtlara Minibüs ismi verilir .
Araç otomobilden fazladan pek yolcu taşımak amacıyla kullanılır . Öncelikle toplu transfer Minibüsleri kısa mesafelerde her şehirde personel araçlardır . Bir öteki tip ise özel Minibüsler veya VİP Minibüslerdir . Bunlarda otomobil sahibi aracılığıyla kendisinin isteği doğrultusunda yönettiği kullandığı araçlardır .
OTOMOBİL


* 1680 – Çalışabilen ancak kullanışlı olmayan ilk içten yanmalı motor 1680 yılında Hollandalı Christiaan Huygens’in yaptığı barutun yanmasıyla personel pistonlu makine oldu . Kapalı bir silindir içerisinde patlayan barut kayabilen bir pistona tesir ederek piston’un hareket etmesini sağlamaktaydı .
* 1698 – İngiliz Thomas Savery ilk buharlı makineyi yaptı
* 1769 – İngiliz James Watt uzun süreli personel buharlı makineyı yaptı
* 1769 – Kendisinin kendine hareket hareket eden ilk otomobil Fardier Fransız mühendis ve topçu yüzbaşı
1769 Fardier
1769 Fardier
Nicolas Joseph Cugnot ( 1725 – 1804 ) aracılığıyla yapıldı .
* 1787 – Oliver Evans Amerikada yolcu taşıyan otomobil yapmıştır .
* 1801 – İngiltere’de Richard Trevithick buharlı otomobil yaptı .
* 1824 – İçten yanmalı motorların , öncelikle dizel motorlarının temel ilkeleri , genç bir Fransız mühendisi Sadi Carnot aracılığıyla ortaya atıldı
* 1830 – 15 – 20 km hızla giden buharla personel 14 yolcu taşıyabilen yolcu otobüsleri imal edildi .
* 1860 – İngiliz Parlementosu tüm arabaların 2 sürücüsü ve önünde gündüz kırmızı bayrak gece kırmızı fener bulunmasını kural koşan yasa çıkardı . Bu yasa motor tekâmül hızını belli bir müddet durdurdu . 1896 yılında bu yasa kaldırıldı .
* 1860 – Gökyüzü gazıyla personel ticari yönden elverişli ilk motor Belçikalı mühendis Jean Joseph Etienne Lenoir ( 1822 – 1901 ) aracılığıyla yapılmıştır .
* 1862 – Fransız mühendisi Alphonse Eugene Beau de Rochas ( 1818 – 1893 ) 4 zamanlı çevrimin esaslarını sözlerine ekledi .
* 1867 – Alman mühendis Nicholaus August Otto ve Eugen Langen ( 1833 – 1895 ) , Rochas’ın bulduğu prensipleri pratiğe çevirerek 4 zamanlı çevrime sahip motoru yaptılar .
* 1876 – Nikolaus August Otto ( 1832 – 1891 ) , ilk 4 zamanlı gaz motorunu üretti .
* 1877 – Otto yaptığı motorun patentini Amerikadan aldı .
* 1878 – İngiliz mühendisi Dugal Clerk 2 zaman esasına karşı personel ilk motoru yaptı .
* 1880 – Abd’da George Brayton yakıt yakıtlı motor yaptı .
* 1885 – Benzinle personel içten yanmalı motora sahip ilk otomobil Alman mühendis Carl Friedrich Benz aracılığıyla yapıldı
* 1889 – Viyanalı Siegfried Marcus ( 1831 – 1898 ) geliştirdiği motorla viyana sokaklarında 12 km hızla gezerken halkın panik yaşamasına neden olmuş birden çok büyük kaza yapmıştır . 17 suçtan mahkemeye verilen Marcus keşif yapmayı bıraktı .
* 1890 – Herbert Akroyd Stuart Bir büyük kaza sonucunda kızgın bir yere değen gaz yağının gökyüzü ile karışarak yandığını gördü . Bu olaydan etkilenerek yaptığı deneylerle motorunu geliştirdi ve patentini aldı . Motorunda yakıt emilen ve hafifçe sıkıştırılan gökyüzü içerisine bir memeden gönderilerek patlayıcı ve yanıcı bir karışım oluşturulmaktaydı . Bu karışımın yanabilmesi amacıyla cidarları çok yüksek derecede ısıtılan ve buharlaştırıcı ismi verilen bir ön yanma odası vardır . Ana yanma odasına bir kanalla birleştirilen bu oda ilk hareket amacıyla dışarıdan alevle ısıtılmaktadır . Bu motorda havanın ısısının sıkıştırma oranıyla arttığı düşünülmediğinden randıman düşük olmuştur .
* 1890 – Bir Alman mühendis kalan Capıtaine , Akroyd’un motoruna benzeyen bir motorun patentini aldı . Bu motorlar yarım dizel ( kızgın kafalı ) motorların esasını oluşturdu .
* 1890 – İlk araçların çoğu , dişlileri olmadığı amacıyla yokuş çıkamıyor , bir önce durup bir an önce sonra geriye dosdoğru inmeye başlıyordu . 189üç’da uygulanan Benz Victoria marka arabada bir deri kayışı ufak bir kasnağa bindiren bir kol kullanılmıştı . Bu düzenek tekerleklerin fazladan yavaş dönmesini ve çok yüksek manivela gücünün aracı yokuş yukarı tırmandırmasını sağlıyordu . Zincir çekişli Velo tipi araçtada böylece üç ileri bir geride kasnağı vardı . Çekişin kolaylıkla arka tekerleklere iletilmesi amacıyla motor her an arkaya veya sürücünün altına konuyordu .
* 1892 – 1897 – Münih çok yüksek teknik okulu mühendislerinden Rudolf Diesel dizel motoru yaptı ve geliştirdi .
* 1893 – Amerikanın ilk çok başarılı otomobili ” duryea ” , J . Franck ve Charles Edgar Duryea aracılığıyla yapılmıştır .
* 1894 – İlk resmi otomobil yarışı düzenlenmiştir
* 1898 – Fransa Otomobil Kulübü ( AFC ) Paris’teki Les Tuiliers’in güneşli bahçelerinde ilk otomobil fuarını örgütlü etmiştir .
* 1902 – İstenildiğinde benzinli istenildiğinde elektrik tüketimi motoruyla ilerleyebilen ilk aracı 27 yaşındayken Ferdinand Porsche yapmıştır . 1902 yılında ” Mixte – Wagen ” adını verdiği aracı tanıtmıştır . Viyanalı bir fayton üreticisi kalan Ludwig Lohner ile beraber personel Porsche 4 silindirli bir Daimler motoruna aküler , bir jeneratör ve elektrik tüketimi motorları ekledi . Bu haliyle Mixte benzinli motor stop edildiğinde bile akülerin çalıştırdığı elektrikli motorla ilerlemeye devamı edilebiliyordu .
DENİZ YOLU ULAŞIMI
Denizyolu ulaşımı , gemi , vapur , ve benzeyen deniz araçlarıyla yapılmakta kalan bir ulaşım şeklidir . Fazladan pek uluslararası ticaret’te önem taşımaktadır . Üç tarafı denizlerle çevrili kalan Ülkemiz’de deniz ulaşımını gerçekleştiren doğal limanlar olduğu buna benzeyen , dalgakıranlarla korunmuş yapay limanlar da vardır .

HAVAYOLU ULAŞIMI

Havayolları bir . dünya savaşından anında sonra ulaşım amaçlı kullanılmaya başlanmıştır . Ülkemizde ilk ulaşımda kullanılan havayolu araçları ufak iki kişilik planörlerdi . Şuanda ise birkaç havayolu firması ülkemizde günün24 saatinde hizmet vermektedir .


TREN
Tren , yeryüzünde ilk kez 1800’lü yılların en başında , İngiltere’de kullanılmaya başlanmıştır . Tren , Richard Trevithick isminde bir mühendis ile İngiltere’nin Pennydarran kısmında bir yeraltı maden sahibinin iddialaşmaları sebebinden doğmuştur . Mühendis Trevithick , on ton ağırlığındaki demir yükü , kendisinin yapmış olduğu buharlı makineyle Pennydarran’dan Cardiff’e dolaylarında raylı bir yol vasıtası ile hiç zorlanmadan taşıyabileceğini argüman ediyordu . Böyle 6 Şubat 1804 tarihinde Tram – Waggon isimli bir lokomotif on tonluk demir yükü ve ayrıyeten 70 yolculu bir arabayla Cardiff’ten davranış etti . 16 km uzunluğundaki Pennydarran – Cardiff yolu , beklemeler ve tamirler de hesaba katılırsa , tam 5 saatte aşılabildi . Elde ettiği bu epeyce başarılı sonuca karşı Trevithick’in şansı yaver gitmemiş bu yepyeni makineyi fazladan geliştirememiş ve böyle makinenin o günlerdeki yaygın ulaşım aracı hayvanlardan daha kudretli ve etkin olduğunu ispatlayamamıştır . İşte bu nedenledir ki , trenin bulunuşu , bir başka İngiliz’e , George Stephenson’a mal edilir . George Stephenson , daha sonraki yıllarda , peron , lokomotif ve vagon tasarımları çizmiş ve bunları gerçekleştirmiştir . Böyle o günün buharlı lokomotifi… gelişimin bir simgesi halini almıştır . Stephenson , 27 Eylül 1825 tarihinde sadece yolcu ve yük taşıyarak Dünya’nın ilk demiryolu taşımacılığını gerçekleştiren treni , İskoçya’da Darlington ile Stockton aralarında kullanmıştır . Yeniden Stephenson , bu tarihten 5 yıl anında sonra saatte 24 km süratle gidebilen ve Rocket ismini taşıyan yepyeni bir lokomotif modeliyle büyük ticari önemi kalan Liverpool – Manchester hattındaki yarışmayı kazanmıştır .
50 km uzunluğundaki Liverpool – Manchester hattından anında sonra , İngiltere’de on yıl bünyesinde imalatı bitmiş ya da tamamlanmış vaziyette kalan demiryollarının uzunluğunun toplamı iki . 000 km’ye ulaşmıştır . 183bir’de Abd Birleşik Devletleri’nde , 183iki’de Fransa’da 1835’te Belçika ve Almanya’da 1837’de Rusya’da ve 184sekiz’de İspanya’da demiryolu kullanılmaya başlanmıştır .
TRAMVAY:
Tramvay Şehirlerde yol üstünde döşenmiş özel raylarda davranış eden yolcu taşıtı . İsim Fransızca kökenli olup Tramway olarak bilinmektedir . Kaynak TDK ( Türk Lisan Kurumu )
Tramvay taşımacılığının il içi trafiği tarafından yol süresince yerleştirilmiş ray ve elektrik kullanımı hattı gereksinmesi bunun için benzer bir takım sakıncaların olmasına cevap , birde da duman çıkartmamak ve altını çizen fiyatı belli bir müddet daha yükselen yakıt ürünleri adına elektrikle çalışmak bunun için benzer kudretli yanları vardır .

Öbür makineli taşıtlar bunun için benzer tramvay da 1800’lü yıllarda dünyanın görünüşünü değiştirmeye başlayan endüstri devriminin bir ürünüdür .
Kent içi yolcu taşımacılığında ilk raylı transfer hattı 1832 yılında New York’un Harlem mahallesinde faaliyete açıldı . Taşıtın ” motoru ” yanlızca bir çift attan oluşuyordu . Son durakta atlar Otomobilin önünden alınarak arkasına takılıyor ve böyle taşıt zıt yönde sefere çıkabiliyordu . Avrupa’da ise yeniden atla çekilen ilk tramvay hattı 185üç’te Paris’te açıldı . Raylar yardımıyla ” otuz dolaylarında yolcuyu saatte on km süratle taşıyabilmek amaçlı ” bir çift at yetiyordu .
Ancak uygarlığın gelişimi , ilkel çekim hayvanı at ile endüstrinin bir ürünü kalan demir rayların bağdaşmasına engeldi . Makine döneminin çabuk gelişimine cazip başka çözüm yolları aramak gerekiyordu .
Örneğin kablolu çekim , sıkıştırılmış havalı motor ve kömürsüz buharlı motor bunun için benzer yöntemler denendi . Kabloyla çekiş Abd Birleşik Devletleri’nde epeyce büyük ilgi gördü . Sert bir halat , bütün hat süresince rayların aralarında bulunan kanalda kayıyordu . Halat elbette tramvaya bağlıydı . Son durakta bulunan sabit bir buharlı makine vasıtası ile bir çarkın üstüne sarılan sert halat , tramvayın bir duraktan bir başka durağa çekilmesini sağlıyordu . Sert halatla çekiş sistemi çok yüksek yol amaçlı çok cazip olup bu erken teleferiklerde kullanılmaktadır .
Buharlı motorlarla çekiş sisteminde en büyük sorun , çıkan duman ve kazanı ısıtmak amaçlı kullanılan kömürün kapladığı büyük yerdi . Bu sıkıntıları çözmek amaçlı ısısı çok yüksek suyla personel lokomotifler yapıldı . Bu lokomotiflerde su , trenlerde olduğu bunun için benzer taşıtın üstünde bulunan kazanlarda ısıtılmıyordu . Yerdeki bir kazanda kaynatılıyor , kaynar olarak kazana aktarılıyor , bu yoldan buhar elde ediliyordu . Böyle her sefer amaçlı yepyeni kaynar su gerekmiyordu .
1879 yılındaki Berlin sergisinde saatte 12 km sürat yaparak üç ufak vagonu çekebilen bir elektrik kullanımı motoru sergilendi . Ne var ki bu motorun da çok fazla bir sakıncası vardı . Enerjiyi motora iletmek amaçlı enerji yoğun üçüncü bir raya ihtiyaç vardı . Bu ray yepyeni bir masraf kapısı açmaktan başka , yolda yürüyen vatandaşlar amaçlı büyük tehlike oluşturmaktaydı .
Üçüncü ray önerisi metrolarda uygulama alanı buldu . tramvaylar amaçlı bir başka çözüm üretildi . İki ana ray başka otomobillerin trafiğini engellememek amaçlı parke taşları arasına yerleştirildi . Elektrik Kullanımı akımı ise kablolardan sağlandı . Hat süresince yerden 5 m yükseklikte kablolar gerildi . Böyle ” trolley ” ismi verilen metal çubuklar vasıtası ile enerji kablodan tramvayın motoruna aktarılabiliyordu .
Osmanlı Devleti ve Ülkemiz’deki gelişimi

30 Ağustos 1869 tarihli ” Dersatane’de Tramvay ve Tesis İnşaası ” na dair bir sözleşmeyle İstanbul caddelerinde yolcu , mal taşımacılığı amaçlı demiryolu yapılarak hayvanların çektiği otomobil işletmeciliği , 40 yıl süreyle Konstantin Krepano Efendi’nin kurduğu ” Dersaadet Tramvay Şirketi ” isimli firmaya verildi .
İlk atlı tramvay 1871 yılında Azapkapı – Galata , Aksaray – Yedikule , Aksaray – Topkapı ve Eminönü – Aksaray olmak üzere 4 üstelik çalışmaya başladı . İlk işletme yılında 430 at faydalanılarak 4 , 5 milyon yolcu karşılığında 53000 TL gelir elde edildi .
Daha sonraları Voyvoda’dan Kabristan sokağı – Tepebaşı – Taksim Semti – Pangaltı – Şişli , Beyazıt – Şehzadebaşı , Fatih – Edirnekapı – Galatasaray – Tünel , Eminönü – Bahçekapı bunun için benzer hatlar açıldı .
Osmanlı İmparatorluğu sınırları bünyesinde çalışmaya başlayan atlı tramvaylar daha anında sonra imparatorluğun büyük şehirlerinde de kurularak bir önce Selanik daha anında sonra da Şam , Bağdat , İzmir ve Konya’da işletmeye açıldı . Müdafaa Bakanlığı , tramvay atlarını 1912 yılında başlayan Balkan Savaşı sırasında , 30000 altın karşılığı aldı ve bu sebeple İstanbul bir seneden çok süreyle tramvaysız kaldı .
İstanbul’da 1869 yılında çalışmaya başlayan atlı tramvay , yerini 1914 yılında elektrikli tramvaya terk etti .





Papatya beğendi.
Perii isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 16.05.2015, 20:39   #2 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Geçmişten Günümüze Ulaşım Araçları Nelerdir?

Şimdiki araçlar ne kadar güzel ya

Papatya isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 07:23